Brezilya’da Luiz Inacio Lula da Silva’nın üçüncü başkanlık dönemi yemin töreniyle resmen başladı. Brasília’daki başkanlık sarayında yapılan törene dünyadan çok sayıda siyasetçi ve lider katıldı.
Törenin ardından Kongre’ye seslenen Lula, Ekim ayındaki seçimlerin gerçek kazananının ‘demokrasi’ olduğunu söyledi.
Yeni yıl başlamadan ABD’ye kaçan kendinden önceki başkan Jair Bolsonaro’nun 2019’daki yemin töreninde hapiste olan Lula, isim vermeden konuşarak, “Ulusu kendi kişisel ve ideolojik tasarımlarına tabi kılmaya çalışanlara karşı intikam ruhu taşımıyoruz ama hukukun üstünlüğünü garanti ediyoruz,” dedi.
Bolsonaro yönetiminin pandemi yönetimini ‘soykırım’ olarak nitelendiren Lula, bu meselenin soruşturulacağını ve sorumlu olanların cezasız kalmayacağını söyledi.
Lula’nın ilk icraatları
Bolsonaro’nun Amazon yağmur ormanları, silah taşıma ve azınlık hakları yasalarını değiştirmesi beklenen Lula, Brezilya’yı ‘yeşil bir süper güç’ haline getireceğini söyleyerek ‘temiz enerji’ mesajı verdi.
Başkan Lula, ilk icraat olarak, Bolsonaro’nun güçsüz bıraktığı devlet çevre koruma kurumu Ibama’nın otoritesini geri verdi. Ibama, yasadışı ormansızlaştırmaya karşı mücadele edecek.
Lula ayrıca, yine Bolsonaro döneminde yerli toprakları üzerinde yasadışı madencilik faaliyetlerini teşvik eden kararı geri aldı.
Yeni başkan, Almanya ve Norveç tarafından finanse edilen milyarlarca dolarlık Amazon fonunu da serbest bıraktı. Bu fon, ‘sürdürülebilirlik’ projelerini desteklemek için kullanılacaktı.
Ilımlı program
ABD’nin Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Britanya’nın ise Kral Charles ile tebrik ettiği Lula’ya karşı Bolsonaro, ‘komünist tehdit’in gündemde olduğu propagandasını yapmıştı.
Oysa Lula’nın ekonomi politikaları bir hayli ılımlı görünüyor. Örneğin Ekim ayındaki ilk turun ardından AFP’de çıkan bir analizde görüşlerine yer verilen iktisatçı Cladio Amitrano, Lula’nın gayet ‘ortodoks’ maliye politikaları takip ettiğini hatırlatıyor. Amitrano’ya göre Lula’nın ekonomi yönetimi fazlasıyla ‘muhafazakâr’dı.
Seçimlerden önce, Brezilya’nın eski merkez bankası başkanlarından birçoğu da Lula’ya desteğini açıklamıştı. Lula’nın ‘yeşil’ yatırım fonlarına yönelecek olması da yabancı sermaye akışı açısından olumlu sayılıyor.
‘Mali disiplin’ Lula’sı
Lula’nın kendisine yardımcı olarak ‘ılımlı’, iş dünyasının dostu eski Sao Paulo Valisi Geraldo Alckmin’i seçmesinin de üçüncü döneme ilişkin bir mesaj olduğu düşünülüyor. Yeni başkanın ilk dönemindeki küresel mal fiyatlarındaki süregiden artıştan kaynaklanan iktisadi refahın şu anda Brezilya’da ve dünyada bulunmaması, politikaların buna göre ‘ortodoks’ bir şekilde izleneceğinin garantisi sayılıyor. Merkez Bankasının buna uyumlu bir şekilde faiz artırımına devam etmesi de ‘piyasalara’ güven veriyor.
Kamu harcamalarını artırmak ve işçilerin pazarlık gücünü düşüren 2017 tarihli yasayı geri çekmek gibi vaatleri olan Lula ve İşçi Partisi’nin bu başlıklarda hızla geri adım attığı da görülüyor. Özellikle çalışma yasasını tamamen değiştirmek yerine sendikalara zorunlu fon akışı gibi düzenlemeler yapılması konuşuluyor. Michel Temer iktidarında geçen yasa, işçilerin sendika katkısını ‘opsiyonel’ hale getiriyordu.
Maliye Bakanı Fernando Haddad da geçen hafta piyasaları yatıştırmak için kamu harcamalarını artırmayacakları sözünü verdi.
Özelleştirmeler geri alınmayacak
Lula da konuşmasında mali olarak ‘ihtiyatlı’ olacağını söyledi. Başkan, İşçi Partisi’nin kendisinden sonraki başkanı Dilma Rousseff’in petrol fiyatlarını suni olarak düşük tutma ve iş dünyasına 86 milyar dolarlık vergi kesintisi gibi politikalarını da eleştiriyor.
Lula, yine de kısa vadeli devlet borçlanmasının önünü açmak için Kongre’de harcamalara kısıtlama getiren yasanın değişmesini istiyor.
Lula ve İşçi Partisi iktisatçıları, özel ve kamu yatırımlarının büyük kamu bankalarının finansmanıyla gerçekleşmesi gerektiğini savunuyorlar. Bu iktisatçılar, ABD Başkanı Joe Biden ve ekibinin çıkardığı altyapı yasasını kendilerine model olarak alıyorlar.
2000’lerde Brezilya’da tarımın sanayiye göre çok daha yaygın hale gelmesi de soru işareti; çünkü olumsuz çevresel etkilerin artışı ve Lula’nın ‘eski tip sanayileşme’den vazgeçtiğini açıklaması, İşçi Partisi’nin kırlardaki gücünün altını oyabilir.
Lula, devletin petrol şirketi Petrobras ile en büyük devlet bankası Banco do Brasil’i özelleştirmeyeceğini söylüyor. Fakat aynı Lula, elektrik şirketi Eletrobras’ın yakın zamandaki özelleştirilmesini geri almayacağını da ekliyor.