Avrupa

‘Milli-muhafazakâr’ CPAC Budapeşte’de toplanıyor

Yayınlanma

Küresel “milli-muhafazakâr” hareketin taşıyıcısı konumundaki Muhafazakâr Siyasi Eylem Konferansı (CPAC) yarın Budapeşte’de bir araya geliyor.

CPAC Macaristan etkinliği, Avrupa sağının “aktivizm ve proaktiviteye geçişini” işaret etmeyi amaçlıyor. Bu açıklama, CPAC Macaristan’ın organizatörü “Temel Haklar Merkezi”nin direktörü tarafından yapıldı.

2022 yılında ABD’deki CPAC’nin bir uzantısı olarak kurulan etkinliğin konuşmacıları arasında, şu anda Avrupa Parlamentosu’nun üçüncü büyük grubunu oluşturan ve Fransız Ulusal Birlik (RN), Avusturyalı Özgürlük Partisi (FPÖ), İtalyan Lega ve Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın partisi Fidesz’in de dahil olduğu sağ ittifak Avrupa için Vatanseverler (PfE) liderleri yer alıyor.

Etkinliğe ayrıca  Kuzey ve Güney Amerika, Avustralya ve İsrail’den sağcı politikacıların da katılması bekleniyor. Amaçlar arasında küresel bir ağ oluşturmak olduğu gibi, bu yılki CPAC, Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü ile birlikte daha iddialı bir konuma geldi ve hedefinin Beyaz Saray’dan sonra “Brüksel’i de fethetmek” olduğunu açıkladı.

CPAC: Marjinal bir Cumhuriyetçi örgütten küresel bir şebekeye

CPAC, 1974 yılından bu yana ABD’de Cumhuriyetç bir grup tarafından düzenleniyor.

Başlangıçta sınırlı sayıda katılımcının yer aldığı bir şebeke oluşturma toplantısı olarak tasarlanan konferans, 2000’li yıllardan itibaren binlerce konuğun katıldığı büyük bir etkinliğe dönüştü.

On yılı aşkın bir süredir Trumpçı Cumhuriyetçilerle aynı çizgide olan konferans, aktivistlerine ve destekçilerine bir araya gelme, fikir alışverişinde bulunma ve ilişkilerini geliştirme fırsatı sunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk görev döneminin başladığı 2017 yılından bu yana, etkinliğin organizatörleri yapılarını dünya çapında genişletmek için çalışıyor.

2017’de  Japonya’da, 2019’da  Güney Kore, Avustralya ve Brezilya’da, 2022’de Meksika ve İsrail’de, 2024’te ise Arjantin’de CPAC kuruldu.

2019 yılında, orijinal CPAC’ın organizatörleri, Avrupa’da bir etki oluşturmak amacıyla Budapeşte’yi araştırmaya başladılar ve ilk CPAC Macaristan nihayet 2022’de gerçekleşti.

Budapeşte’deki Temel Haklar Merkezi (Alapogokért Központ) tarafından düzenlenen etkinlik her yıl gerçekleştiriliyor. 2013 yılında kurulan Temel Haklar Merkezi, “ulusal kimlik, egemenlik ve Hıristiyan gelenekleri” temelinde faaliyet gösteriyor ve Başbakan Viktor Orbán’a yakın bir kuruluş.

CPAC zirvesinde “milli muhafazakâr enternasyonal” bir aradaydı

Beyaz Saray’dan sonra Brüksel’in fethi

CPAC Macaristan, öncelikle dünyanın dört bir yanından sağcı aktivistleri, yayıncıları ve politikacıları bir araya getirmeye odaklanırken, işler biraz değişmeye başlamış gibi görünüyor.

2022 ve 2023’teki etkinlikler öncelikle kendi yapılarını güçlendirmeyi ve birbirine bağlamayı amaçlarken (2023’ün sloganı “Birlikte güçlüyüz” idi), CPAC 2024 temkinli bir şekilde saldırıya geçme işaretleri veriyor.

CPAC Macaristan’ın organizatörü Temel Haklar Merkezi’nin direktörü Miklós Szánthó, “Woke avcıları – bataklığı kurutalım” sloganı altında örgütün “biraz daha mücadeleci” hale geldiğini ve odak noktasının “aktivizm ve proaktifliğe geçiş”e kaydığını açıklıyor.

Szánthó, “Öncülük etmeliyiz… . Liberallerin planlarını bozmalıyız,” diyor. Bu yılki CPAC ve sloganı (“Vatanseverlerin Çağı”) ile ilgili olarak ise Szánthó, “vatanseverlerin çağını getirmeleri gerektiğini ve bunu ancak birlikte yapabileceklerini” savunuyor.

Atlantik’in öte tarafında kendilerinin de inandığı bir sosyal konseptin Beyaz Saray’a kadar ulaştığına işaret eden Macar organizatör, Avrupa’da da artık “küçük ya da hatta parçalanmış partilerle” sınırlı olmayan “çok belirgin bir sağcı hareket” olduğuna işaret ediyor.

Bu partilerin İtalya’da zaten iktidarda olduğunu hatırlatan Szánthó, bunun yanı sıra İspanya, Fransa ve Almanya’da da güçlü bir sağ akım görüldüğünü vurguluyor ve hedeflerinin “Brüksel’in fethi” olduğunun altını çiziyor.

Statüko çökerken sağın zaferini garanti altına almak

Szánthó, Avrupa ve diğer Batı ülkelerinde sağın yükselişine atıfta bulunarak, bu yılki CPAC Macaristan’ın “yeni bir durumda” gerçekleştiğini açıklıyor.

“Statüko çöküyor,” diyen Macar yetkili, bu durumun açıkça “Trump tsunamisinden” kaynaklandığını savunuyor.

“Amerikalı dostlarımız şu anda statükoyu değiştirmenin ön saflarında yer alıyor,” diyen Szánthó, bununla birlikte Amerikalıların da Avrupa sağının kendileriyle ittifak halinde güçlenmesinin kendi çıkarlarına olduğunu “anlamalarının önemine işaret ediyor.

Szánthó’ya göre Avrupa sağının zaferi, aynı zamanda Amerikan sağının başarısını da garanti ediyor.

“Milli muhfazakârlar” konferansı: Elektrikli testere ve “Roma selamı”nın ötesinde

Avrupa’nın yeni sağı buluşuyor

AB içindeki sağcı güçler arasında CPAC Macaristan, özellikle Avrupa için Vatanseverler (PfE) partisine yakın. PfE, 84 üyeyle Avrupa Parlamentosu’nun üçüncü büyük fraksiyonu.

PfE üyesi çeşitli partilerin politikacıları CPAC Macaristan’da konuşmacı olarak duyuruldu. Bunlar arasında Fransız RN’ye üye olan eski Frontex başkanı Fabrice Leggeri, Avusturyalı sağcı FPÖ’nün başkanı Herbert Kickl, İspanya’nın Vox partisinden Santiago Abascal ve Yunanistan’ın Foní Logikís partisinden Afrodíti Latinopoúlou yer alıyor.

Eski Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki (PiS) ve eski Çekya Başbakanı Andrej Babiš (ANO) da konferansa katılacak. Ayrıca, Polonya’nın Konfederacja (Konfederasyon) partisinden Sejm Başkan Yardımcısı Krzysztof Bosak da konferansta yer alacak.

Macaristan, Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó da dahil olmak üzere birçok hükümet üyesi ile temsil edilecek. Cumhuriyetçi birçok siyasetçi de ABD’den konferansa katılacak. ABD’liler arasında Ben Shapiro gibi ünlü yayıncılar da bulunuyor.

İsrail’i temsilen Likud partisi Budapeşte’de olacak

İsrailli politikacıların da CPAC Macaristan’da konuşma yapacağı duyuruldu. Şubat ayında yapılan PfE zirvesinde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun partisi Likud, PfE’de resmi gözlemci statüsü almıştı.

CPAC’a göre, İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli Budapeşte’ye gidecek. Chikli, Temmuz 2024’te Fransa parlamento seçimleri öncesinde Marine Le Pen ve partisi RN lehine konuşarak Avrupa’da protestolara neden olmuştu.

Aralık ayı başında, Romanya’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun ardından, kazanması halinde ülkesinin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağını açıklayan sağcı aday Călin Georgescu’ya sempati duyduğunu ifade ederek de büyük öfkeye neden olmuştu.

Georgescu, Romanya faşistlerinin tarihi lideri Corneliu Zelea Codreanu’yu bir “kahraman” olarak övmüştü; Codreanu’nun Lejyoner Hareketi, Romanyalı Yahudilerin katledilmesi de dahil olmak üzere çok sayıda cinayete karışmıştı.

Diğer konuşmacılar arasında başbakanın oğlu Jair Netanyahu ve Likud milletvekili Ariel Kallner de yer alıyor.

7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından Kallner, “48 Nakba’sını gölgede bırakacak” bir “Gazze Nakba’sı” çağrısında bulunmuştu. 

Latin Amerika’nın diktatörlük sempatizanları da Avrupa’ya geliyor

Etkinliğe başka namlı sağcılar da katılıyor. Şilili “aşırı sağcı” Partido Republicano de Chile’den José António Kast’ın da katılımı açıklandı.

Kast, Brezilyalı Jair Bolsonaro ve Arjantinli Javier Milei’nin Şili’deki siyasi muadili olarak kabul ediliyor. Şilili sağcı, geçmişte eski diktatör Augusto Pinochet’e sempati duyduğunu ifade etmiş ve 2021’de Şili’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyların yüzde 44’ünden fazlasını almıştı.

Kast, bu yılın sonunda yapılacak bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olacak.

Budapeşte’ye katılmayı planlayanlar arasında Paraguay Temsilciler Meclisi Başkanı ve muhafazakâr Partido Colorado üyesi Raúl Latorre ile Milei’ye yakın sağcı Arjantinli gazeteci Agustín Laje de bulunuyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version