Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale Mısır, Etiyopya ve Sudan arasında 10 yıldır devam eden Rönesans Barajı müzakerelerinin dördüncü ve son toplantısından sonuç çıkmamasının ardından Mısır’ın nasıl bir yol izleyeceğine odaklanıyor:
***
Etiyopya, Nil barajı görüşmelerinin çökmesiyle Mısır’ı zor durumda bıraktı
Büyük Etiyopya Rönesans Barajı Mısır’ın tarım arazilerinde büyük tahribata yol açacak, su güvenliğini tehlikeye atacak ve Mısır’ın diğer ülkelerden gıda ithalatına olan bağımlılığını önemli ölçüde artıracak.
AMR EMAM
Etiyopya’nın Mavi Nil barajıyla ilgili son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması, devasa hidroelektrik yapıyla ilgili 12 yıldır süren nafile müzakerelerin perdesini indirdi.
Mısır, Addis Ababa’yı ekonomik kalkınmasına hizmet ederken artan nüfusunun su ihtiyacını da düşünmeye sevk etmek için neredeyse mümkün olan her türlü barışçıl yolu denedi.
Mart 2015’te Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi Hartum’da, Etiyopya’nın Nil Nehri’nin aşağı kıyısındaki iki ülkenin, Mısır ve Sudan’ın su ihtiyaçlarını anlamasını ve Nil Nehri’nin ana kolu ve Mısır’ın başlıca tatlı su kaynağı olan Mavi Nil’i kullanırken bu ülkelere önemli zararlar vermekten kaçınmasını isteyen bir ilkeler bildirgesi imzaladı.
Haziran 2021’de Mısır, Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (GERD) konusunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşıdı ve uluslararası organın Etiyopya’ya barajın inşası ve doldurulmasıyla ilgili tek taraflı adımlarını askıya alması için baskı yapabileceğini umdu.
Mısır, Etiyopya’nın barajı inşa etme kararının Mısır ve Sudan nüfuslarının (sırasıyla 110 milyon ve 46 milyon) su ihtiyacını tamamen göz ardı ettiğini savunuyor.
Kahire’deki gözlemciler, barajla ilgili son tur görüşmelerin başarısız olmasının çatışmalara çözüm mekanizması olarak müzakerelere son bir darbe vurduğunu söylüyor.
Ancak geleceğin neler getireceği ve Mısır’ın varlığını tehdit eden bir sorunla nasıl başa çıkacağı, Pandora’nın kutusunu açan bir soru.
Nil’e kurulan baraj
Nil Nehri’ne baraj yapılması, binlerce yıldır nehre bağımlı olan Mısırlılar için korkutucu olduğu kadar kaygı verici de.
Mısır’ın nehirden aldığı yıllık 55.5 milyar metreküplük pay, kalabalık Kuzey Afrika ülkesinin ihtiyacının sadece bir kısmını karşılıyor. Buna karşılık Mısır halkının gerçek su ihtiyacı yıllık 114 milyar metreküpten fazla.
145 metre yüksekliğindeki GERD, 1.875 kilometrekarelik bir rezervuarla- Büyük Londra’dan daha büyük bir alan- Mavi Nil’den Mısır’a akan su miktarını önemli ölçüde azaltacak.
Etiyopya’nın Sudan sınırının yaklaşık 30 kilometre güneyinde inşa edilen baraj, Mısır’ın su açığını daha da artırarak tarım arazilerinde büyük tahribata yol açacak, su güvenliğini tehlikeye atacak ve Mısır’ın diğer ülkelerden gıda ithalatına olan bağımlılığını önemli ölçüde arttıracak.
Bu tehditlerin ciddiyeti, Mısır’ın inşaat, dolum veya işletme nedeniyle önemli bir zarar görmeyeceğini garanti eden yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varma kararlılığının altını çizdi.
Su kaynakları bakanının eski danışmanı Diaa al-Qousi Majalla’ya yaptığı açıklamada, “Özellikle Etiyopyalılar Mısır’ın endişelerini dikkate alma konusunda herhangi bir işaret göstermezken bu anlaşmaya varmak çok önemliydi” dedi.
Mısır ve Sudan ile müzakerelere devam ederken Etiyopya bir anlaşma olmadan barajın inşası ve doldurulmasıyla tek taraflı olarak ilerletti ve bu durum Mısır’ın Addis Ababa’nın GERD bir oldu bittiye gelene kadar sadece zaman kaybettiği yönündeki suçlamalarına yol açtı.
Bu süre zarfında Kahire, ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği de dahil tüm uluslararası aktörleri baraj meselesine dahil etmeye çalıştı ancak başarılı olamadı.
Kahire rahatsız
Baraj üzerine yapılan son görüşmeler 19 Aralık’ta Addis Ababa’da anlaşma sağlanamadan sona erdi. Mısır büyük ölçüde Etiyopya’yı suçladı ve başarısızlığın sorumluluğunu ona yükledi, daha önce varılan uzlaşıyı ihlal etmekle suçladı.
Mısır daha da ileri giderek Etiyopya’yı uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini göz ardı etmekle suçladı ve uluslararası sözleşmeler uyarınca zarar görmesi halinde ulusal güvenlik meselesi olarak su kaynağını savunma hakkını saklı tuttuğunu ekledi.
Ancak bu zararın meydana gelmesi durumunda Mısır’ın ne tür bir eylemde bulunabileceğini belirtmedi.
Mısır Su Kaynakları Bakanı Hani Sweilam, birkaç gün sonra Al Arabiya haber kanalına verdiği bir röportajda aynı uyarıyı yineledi.
Mısırlı bakan, “Etiyopya, Mısır’ın su güvenliğini olumsuz etkileyecek adımlar atarken dikkatli davranmalı” dedi. “Su güvenliğinin etkilenmesi halinde Mısır devlet kurumlarının bu durumla başa çıkmak için bir yolu var” diye ekledi.
Mart 2021’de Sisi, Mısır’ın Nil Nehri’ndeki payına zarar verilmemesi konusunda uyarıda bulunmuş ve Mısır’ın su güvenliğini ‘kırmızı çizgi’ olarak tanımlamıştı.
Mısır lideri, “Kimse Mısır’ın suyundan bir damla bile alamaz” dedi: “Bunu yapmak isteyenler bir girişimde bulunsun.”
Hatta bunun bir sonucu olarak tüm bölgede istikrarsızlık yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Tüm seçenekler masada
GERD’in %94’ü tamamlanmış durumda ve Eylül 2024’e kadar tamamen faaliyete geçmesi bekleniyor.
Bununla birlikte, Su Kaynakları Bakanlığı’nın açıklaması ve Sisi’nin 2021 uyarısı aynı şeyi söylüyor: Mısır, su güvenliğinin tehdit edilmesi halinde boş durmayacak.
Mısır’ın su haklarının tehlikeye girmesi durumunda bu hakları nasıl korumayı planladığı ise henüz bilinmiyor. Sudan’daki mevcut savaş, Hartum’un baraj konusunda Kahire ile aynı pozisyonda olduğu ve baraj nedeniyle aşağı kıyıdaş ülkelere önemli bir zarar gelmeyeceğini garanti altına alan yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma talep ettiği dikkate alındığında Mısır’ın müzakere pozisyonunu şimdiden zayıflattı
GERD’in Nil suyunun kendisine akışını engellemesi ihtimalinden ürperen Mısır, barajın Mavi Nil’i Etiyopya’nın iç gölü haline getirecek daha büyük bir planın parçası olmasından korkuyor- özellikle de Addis Ababa’nın gelecekte nehir boyunca daha fazla baraj inşa etmesi halinde.
Hartum yakınlarında Beyaz Nil’i besleyen Mavi Nil, Mısır’a akan suyun neredeyse %85’ine katkıda bulunuyor.
Mısır’ın konuyu BM Güvenlik Konseyi’nde gündeme getirmek için son bir girişimde bulunması bekleniyor ve uluslararası hukukçular bu sefer Mısır’ın lehine bir oylama bekliyor.
Uluslararası hukuk profesörü Salah al-Tahawi Majalla’ya verdiği demeçte, “Etiyopya böyle bir karara uymazsa, Mısır makamları Mısır’ın su güvenliğini korumak için uygun gördükleri her türlü önlemi alma konusunda yasal hakka sahip olacaklar” dedi.