GÖRÜŞ

Nazım’ın aşk ve devrim tanıklığı Jokond ile Siyau

Yayınlanma

Yazan: Ersoy Irşi

Şang-hayda kaybetti Floransadan daha meşhur olan tebessümünü

Nazım Hikmet Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ndeyken Çinli arkadaşı ona, Paris’teyken “Hayatımın aşkı Mona Lisa… Sürekli ona bakmaya Louvre’a giderdim” diye söyledi. Başladı Jokond ve Siyau aşkı: “Ve tebessümüm görseydi göysümün içini! O zaman uzaklardakinin kolunda dolaşabilirdim Çini…’’

   “Ol fettan ahu

    bir yar severdi:

    bir Çinli Âdem

    ismiii Sİ-YÂ-U

    Gözleriii badem

    sözleriii şirin

    Bu yârin peşine

    takılmıştır Jokond

    bir Çin beldesinde

    yakılmıştır Jokond..’’

Böyle başlar Nazım Hikmet’in Jokond ile Siyau’su, büyük usta 1928’de kaleme almıştı.

Tanışalım, Jokond tüm dünyanın hayranlıkla baktığı Leonardo da Vinci’nin yarattığı Mona Lisa.

Siyau, Nazım’ın Sovyetler Birliği’nde Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ndeki Çinli arkadaşı.

Nazım, Siyau’yu şöyle tasvir eder: “Çin medeniyeti ile Avrupa sosyetesi el birliği edip terbiyeli, nazik, mükemmel bir insan tipi yoğurmaya çalışsalar, o meydana gelirdi.”

BÜYÜK ARKADAŞINA HAYRANDI

Çin’in Hunan eyaletindeki Xiangxiang kasabasında dünyaya gelen Zizhang, 13 yaşına gelince Dongshan Okulu’na gönderildi. Burada kendisinden biraz daha büyük başka bir çocukla arkadaş oldu. Okudukları kitaplardan, gelecek ile ilgili kurdukları düşlerden bahsederlerdi birbirlerine. Zizhang, kendisinden büyük olan arkadaşına müthiş bir hayranlık duyardı.

Arkadaşı ortaöğrenim için eyalet merkezi Changsha’ya gidince, Zizhang da onu takip etti. 10 Ekim 1911’de Wuchang Ayaklanması çıkınca, arkadaşı devrime katılmak istediğini söyledi. Ama okulda kalarak sınavlara girdi. Hepsinde birinci olmuştu. Arkadaşı bunu nasıl başardığını sorunca, sadece okumanın yeterli olmadığını, okudukları hakkında düşünmesi de gerektiğini söyledi.

FRANSA’YA GİTMEDİ ADI MAO ZEDONG’TU

İki arkadaş Changsha’dayken, başka gençlerle birlikte “Yeni Yurttaşlık Derneği”ni kurdu. İkisinin de “Xiang Irmağı Yorumları” adlı dergide şiirleri ve denemeleri yayınlandı.

İki arkadaş için de Fransa’da öğrenim görme fırsatı doğdu. Zizhang, 1920 yılında Fransa’ya gitti. Burada “Aimei” ismini kullanmaya başladı. Bu isim kısa zamanda Fransızca okunuşuyla “Emi”ye dönüştü. “Xiao” olan adı da, “Siyau” olarak yazılıyordu.

Arkadaşı ise Fransa’ya gitmemeyi tercih etti, onun adı da Mao Zedong’tu.

İki yıl sonra ülkesine geri döndü Siyau ve Çin Komünist Partisi’ne üye oldu. Kuzey Bölgesi’nde Komünist Gençlik Birliği Yürütme Komitesi Sekreteri görevine getirildi. 1923 yılında partisi onu Sovyetler Birliği’ne Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ne (KUTV) gönderdi.

Siyau burada Nazım Hikmet ile tanıştı. Okul günlerinde Siyau, Nazım’a Paris’teyken sık sık Louvre Müzesi’ne gidip Mona Lisa’yı seyrettiğini anlatmış. “Hayatımın aşkı Mona Lisa… Sürekli ona bakmaya Louvre’a giderdim” derdi.

‘’LUVUR MÜZESİNDE ARTIK CANIM ÇOK SIKILIYOR’’

Ve başlar Nazım’ın kaleminden Jokond ile Siyau’nun aşkı…

Louvre Müzesi’nde Jokond’un canı çok sıkılmaktadır.

ben o Floransalı Jakondum ki

Floransa’dan daha meşhurdur tebessümüm

Luvur müzesinde artık canım çok sıkılıyor.”

Deyip bir hatıra defteri tutmaya karar verir Jokond, Amerikalı bir turistin kalemini çalar, başlar hatıratını sırtına yazmaya.

Günlerden 1 Nisan’dır şunları kaydeder:

     “bugün bir çinli gördüm;

    başı perçemli çinlilere benzer yeri yok.

    ne de çok

    baktı bana.

    (…) 

    ismini öğrendim hergün gelen çinlinin:

    si-ya-u’’

Jokond onu her gün görmeye gelen Siyau’ya ilgisiz kalamamıştır, âşık olmuştur.

Siyau daha sonra Çin’ geri döner. Jokond’un özlemi her geçen gün daha da artar. Louvre’de olmaktan çok daha sıkılır, aklında Çin vardır.

   “başladım unutmaya

    tombul rönesans üstatlarının isimlerini.

    görmek istiyorum

    çekik gözlü çin nakkaşlarının

    ince uzun kamış fırçalarından

    damlıyan

    siyah suluboya kuş ve çiçek

    resimlerini…’’


YETİŞTİ ÇAN-KAY-Şİ’NİN CELLADI

Artık bu hasrete dayanamaz Jokond ve Çin’e doğru yola düşer. Uzun bir uçak ve gemi yolculuğundan sonra varır Çin’e. Devrim ateşinin Çin’i sardığı anda Shanghai’a çıkar yolu. Meydanın birinde bir hokkabaz gösteri yapmaktadır. Birden ortalık karışır. Kaçan birini kovalamaktadırlar.

    ‘’biri önde biri arkada

    iki çinli fırladı köşe başından.

    öndeki koşuyor jokonda doğru.

    bu ona doğru koşan oydu, oydu, o.

    si-ya-u’su onun

kumrusu onun.

    si-ya-u’m benim

    si-ya-u..

    etrafı sardı bir stadyum uğultusu.

    ve sarı asyanın al kanıyla

    boyanmış olan

    nemrut ingiliz lisanıyla

    atıldı naralar:

“- yakalıyor

    yakalıyor

    yakaladı

    yakala…”

   jokondun kollarına üç adım kala

    yetişti çan-kay-şi’nin celladı.

    parladı

    pala..

    kesilen bir et kırılan bir kemik sesi.

    yuvarlandı ayağının dibine

    kana bulanmış sarı bir güneş gibi

    si-ya-u’nun kellesi..

    ve işte böyle bir ölüm günü

    şang-hayda kaybetti floransalı jokond

    floransadan daha meşhur olan tebessümünü.’’

“YAKIN JOKONDU YAKIN”

Büyük aşkı Siyau katledildikten sonra Jokond da dağa çıkar, devrim için savaşır. Sonrasında yakalanır o da emperyalist işgalcilere ve cezası yakılarak idam edilmek olur.

   “bileklerinde kelepçe

    jokond bekliyor.

    es rüzgar es..

    bir ses:

    – haydi çakmağı çakın.

    yakın jokondu yakın…

    ilerliyen bir karaltı

    bir parıltı…

çakmağı çaktılar

    jokondu yaktılar.

    kıpkırmızı bir alevle boyandı jokond.

    güldü içten gelen bir tebessümle

    gülerek yandı jokond…’’

“ÇİN’DEKİ MUAZZAM KURTULUŞ HAREKETİNE KARŞI
DUYDUĞUM DERİN SEMPATİYİ TASVİR ETTİM”

Nazım Hikmet “Jokond ve Si-Ya-U” kitabı yüzünden 1931 yılında kovuşturma geçirdi ve yargılandı. 11 Mayıs 1931 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde davayla ilgili şu sözleri yayınlandı: “Burada mevzuu bahis ‘Jokond ile Si-Ya-U’ isimli kitabımdır. Ben bu eserimde Çin’deki muazzam kurtuluş hareketine karşı duyduğum derin sempatiyi tasvir ettim. İngiliz ve Fransız emperyalizmine hücum ettim. Bu kitap için beni, onların mahkemeye vermeleri icap ederdi…”

16. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nde Zeliha Berksoy tarafından Ergin Orbey rejisiyle de sahneye koyuldu ‘Jokond ile Si-Ya-U’. Berksoy, ‘1928’de yazılmış bu denli modern, epik, ekspresyonist, sağlam bir eser az bulunur’ demişti.

Bugün 3 Haziran 2023, büyük usta Nazım Hikmet 60 yıl önce sonsuzlaştı ve tüm insanlığın bilincinde yaşamaya devam ediyor. Yeryüzünün her karışında onun şiirleri okunmaya, aşkın, isyanın, eşitliğin ve özgürlüğün sesi olmaya devam ediyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version