Bizi Takip Edin

AMERİKA

Pentagon’dan sızan belgelerde Güney Kore

Yayınlanma

Geçen hafta, üzerinde ABD Genelkurmay Başkanlığının arması bulunan, Ukrayna-Rusya savaşı, istihbaratın Rusya, İsrail, Kanada, Güney Kore, Çin ve İran nükleer programına ilişkin faaliyetleri dahil önemli konulara ilişkin askeri ve istihbarat bakımından güncel bilgiler içeren belgeler sızdırılmıştı.

Twitter ve Telegram kanallarında yapılan sızıntıların, ABD’nin diplomatik kriptolarının sızdırıldığı 2010 WikiLeaks skandalı ve 2013’te dijital izleme faaliyetlerinin sızdırıldığı Snowden krizi kadar önemli olduğu belirtiliyor.

ABD Adalet Bakanı Merrick Garland, yaptığı basın açıklamasında, “Bugün Adalet Bakanlığı, Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri Ulusal Muhafızlarının bir çalışanı olan Jack Teixeira’yı, gizli ulusal savunma bilgilerinin izinsiz çıkarılması, saklanması ve iletilmesi iddiasıyla ilgili bir soruşturmayla bağlantılı olarak gözaltına aldı.” ifadesini kullandı.

Muhafazakâr Yoon Suk-Yeol yönetim ile ABD ile daha yakın ilişkiler izlemeye başlayan Güney Kore hakkında bir çok belge sızdırılmış durumda.

Sızdırılan belgelerde, üst düzey Güney Koreli yetkililer arasında Ukrayna’da kullanılabilecek silahların satılıp satılmayacağına ilişkin hassas bir konuşmalar yer alıyor.

Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un kıdemli danışmanlarından ikisi arasında geçen anlaşmazlık

Güney Kore iktidarını Ukrayna’ya cephane gönderme baskısı ile savaş halindeki ülkeleri silahlandırmama politikaları arasındaki bölünmüşlüğü kanıtlıyor.

Danışmanlardan biri, ABD’ye teslim olmuş gibi görünmemek için obüs topu mermilerinin direkt Ukrayna yerine Polonya’ya gönderilmesini öneriyor.

Başkan Yoon’un dışişleri bakanı Yi Mun-hui’nin 1 Mart’taki görüşmelerinde, o zamanki Ulusal Güvenlik Danışmanı Kim Sung-han’a hükümetin cephanenin “ABD’nin son kullanıcısı olmayacağına dair endişelere saplandığını” söylüyor.

Ayrıca Başkan Biden’ın konuyla ilgili olarak Başkan Yoon’u doğrudan arayabileceğinden ve Güney Kore’nin Ukrayna’ya silah sağlama politikasını değiştirmesi durumunda ABD tarafından baskı görmüş gibi görünebileceğinden de endişeleniyorlardı.

Peki Güney Kore ile sızıntıları ABD ilişkileri için ne ifade ediyor?

Financial Times’ta yer alan bir habere göre ABD’nin casusluk yaptığı için mazur görülebileceği bir müttefik varsa, o da Güney Kore.

Güney Kore, nükleer güç olan Kuzey Kore ile teknik olarak hâlâ savaş halinde ve ABD alenen savunma taahhüdünde bulunuyor. Washington, Seul’ün kuzeydoğu Asya’da bir nükleer silahlanma yarışını ateşleyebilecek veya nükleer bir çatışmaya ateşleyebilecek Pyonyang’ın her hamlesini bilmesi gerekiyor.

Kıdemli eski istihbarat yetkilisine göre, Güney Kore istihbarat teşkilatı bir “savaş zamanı teşkilatıdır” ve kültür olarak İsrail gizli servislerine batılı muadillerinden daha yakındır. Güney Korelilerin Seul’deki batılı diplomatları rutin olarak gözetlediklerini dahi tartışma konusudur.

Bu nedenle ABD için, Seul’ün Ukrayna konusunda Washington ile ayrı düşüncelere sahip olması bir sürpriz olarak görülmeyebilir.

Batılı ülkeler Güney Kore’yi vazgeçilmez bir ortak olarak görüyor. Bu, yarı iletkenler ve pillerden yapay zekâya kadar uzanan kritik teknolojilerde müthiş yeteneklere sahip olmasından kaynaklanıyor. En önemlisi, dikkate değer ekonomik ve politik dönüşümünde liberal demokrasinin erdemlerini Batılı dostları ile ortak çıkar gözeterek kullanması.

Yine de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Güney Kore’nin batılı müttefiklerine ülkenin uluslararası sahnede çekimser davrandığını ortaya koymuştur.

Kâğıt üzerinde Seul, işgalden bu yana Rusya’ya yönelik ABD ve AB önderliğindeki yaptırımların çoğuna imza attı. Ancak perde arkasında, çoğu durumda Koreli yetkililer bunu yapmak konusunda oldukça isteksizdi.

Güney Kore’nin “küresel bir merkez devlet” olarak ortaya çıkma vizyonunu ana hatlarıyla belirleyen Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, geçen yıl Madrid’de düzenlenen en son NATO zirvesine daveti ile bir adım daha hedeflerine yaklaştı.

Ancak Kiev’in umutsuzca ihtiyaç duyduğu bir cephane içim Seul yönetimi Ukraynalılara direkt  yardım etmeyi reddediyor. Bu durum için NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg bu yılın başlarında Seul’e gelip yardımın yapılması için Seul yönetiminden özel istekte bulunmuştu.

 

 

AMERİKA

Joe Biden gizli belge soruşturmasının ses kaydının yayınlanmasını engelledi

Yayınlanma

Joe Biden, şubat ayında ABD başkanını “hafızası zayıf yaşlı bir adam” olarak göstererek siyasi bir çalkantıya yol açan özel danışmanla yaptığı görüşmelerin ses kayıtlarının yayınlanmasını engelledi.

Financial Times’ın (FT) haberine göre Beyaz Saray perşembe günü Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilere gönderdiği bir mektupta, Başkan’ın, soruşturmada yapılan kayıtlar üzerinde yürütme ayrıcalığını ileri sürdüğünü söyledi.

Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri kayıtları mahkeme celbiyle talep etmiş ve ABD Başsavcısı Merrick Garland’ı kayıtları vermeyi reddettiği için Kongre’ye saygısızlıkla suçlamakla tehdit etmişti.

Biden’ın avukatı kasetlerin yayınlanmasına “meşru bir ihtiyaç” olmadığını savunsa da bu hamlenin Washington’da Başkan’ın yaşı ve Cumhuriyetçilerin onu göreve uygunsuz gösterme çabalarıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirmesi muhtemel.

Başkanın danışmanı Edward Siskel perşembe günü gönderdiği mektupta Garland’ın Biden’dan kayıtların yayınlanmasını engellemesini talep ettiğini söyledi.

Adalet Bakanlığı Biden’ı suçlamadı ama ‘akli yeteneklerini’ sorguladı

FT tarafından görülen mektupta, Adalet Bakanlığı’nın yasama işleri birimi başkanı Carlos Uriarte, Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerine, bakanlığın “ifşa edilmesinin gelecekteki soruşturmaları tehlikeye atacağı durumlarda kolluk kuvvetlerinin dosyalarının gizliliğini koruma sorumluluğu” olduğunu söyledi.

Uriarte, Garland’ın “Bakanlığı uygunsuz siyasi etkilerden koruyacak bir çizgi çizmesi gerektiğini” de sözlerine ekledi. Adalet Bakanlığı mülakatların dökümlerini yayınladı.

Siskel, Cumhuriyetçi milletvekillerini kayıtları “parçalamak, çarpıtmak ve partizan siyasi amaçlar için kullanmak” üzere aramakla suçladı.

Fakat Cumhuriyetçi Kongre üyeleri Beyaz Saray’ı korkarak kaçmakla suçladı. Kayıtları mahkemeye veren Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi Başkanı James Comer, “Açıkça görülüyor ki Başkan Biden ve danışmanları röportajının ses kayıtlarının yayınlanmasından korkuyor çünkü bu Amerikan halkına Başkan Biden’ın akli durumunun çöküşte olduğunu bir kez daha teyit edecektir,” dedi.

Biden’ın bu hamlesi, Başkan’ın özel konut ve ofislerinde bulunan gizli materyallerin kullanımına ilişkin soruşturmayı yürüten özel danışman Robert Hur’un 345 sayfalık raporunun yayınlanmasından üç ay sonra geldi.

Hur, Biden’ın bir ceza davasıyla karşı karşıya kalmayacağını söylemiş, fakat raporunda 81 yaşındaki Biden’dan “hafızası zayıf, iyi niyetli yaşlı bir adam” olarak bahsetmişti. Hur, 2023’te özel danışmanlık bürosuyla ve 2017’de anı kitabı üzerinde çalışan bir hayalet yazarla yaptığı görüşmeler sırasında hafıza kayıplarına atıfta bulunmuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Pentagon: Ukrayna’da yolsuzluk oranı Avrupa’nın en yükseği

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Genel Müfettişi Robert Storch, Kongre’ye sunduğu raporda Ukrayna’daki yolsuzluğun Avrupa’daki en yüksek oranlardan biri olmaya devam ettiğini belirtti.

Raporda, “Ukrayna’da yolsuzluk algısı 2013’ten bu yana azalmış olsa da ülke hükümeti Avrupa’nın en az şeffaf ülkelerinden biri olmaya devam ediyor,” ifadelerine yer verildi.

Mevcut çatışmanın Ukrayna Savunma Bakanlığı’nda yolsuzluk, rüşvet, komisyon ve özellikle ölümcül teçhizatın tedarik maliyetinin şişirilmesi konusunda fırsatlar yarattığına işaret eden Storch, gizlilik uygulamaları nedeniyle şeffaflığa mahal verilmediğini kaydetti.

Şubat ayında Ukrayna’nın baş denetçisi Alla Basalayeva, ülkede yolsuzluğun arttığına dikkat çekmiş ve ülkedeki pek çok kişinin savaşı para kazanmanın bir yolu olarak algıladığı için kamu ihalelerindeki ihlallerin sayısı son iki yılda arttığını söylemişti.

Savunma Bakan Yardımcısı Yuriy Dıjgir ise bakanlığın 2023 yılının son çeyreğinde 270 milyon dolardan fazla mali ihlal tespit ettiğini itiraf etti.

Ayrıca bu yılın başlarında Ukrayna Devlet Soruşturma Dairesi, eski Savunma Bakanı ve beraberindeki bir yetkili hakkında bir dava açtı. Söz konusu yetkililer, zimmetlerine yaklaşık 950 milyon grivna (25 milyon doların üzerinde) geçirmekle suçlanıyorlar.

Ocak ayında Ukrayna basınında bakanlık yetkilileri ve silah şirketi Lviv Arsenal’ın yöneticilerinin arandığına dair haberler çıktı. Soruşturmaya göre yetkililer, mermi alımından yaklaşık 1,5 milyar grivna (yaklaşık 40 milyon dolar) çalmışlardı.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD İçişleri Bakanlığının Yahudi çalışanı, Gazze siyasetine tepki göstererek istifa etti

Yayınlanma

ABD’de bir içişleri bakanlığı çalışanı, Biden yönetiminin, İsrail’in Gazze işgaline verdiği desteği protesto etmek için kamuoyu önünde istifa eden ilk Yahudi isim oldu.

İçişleri Bakanlığı’nda özel kalem müdürü olarak görev yapan Lily Greenberg Call, Joe Biden’ı ABD’nin çatışmadaki politikasını meşrulaştırmak için Yahudileri kullanmakla suçladı.

Call, hem Biden’ın hem de Kamala Harris’in başkanlık kampanyalarında çalışmış ve hükümete katılmadan önce Washington’da ve başka yerlerde uzun süredir İsrail için çalışan bir aktivistti.

Call, Biden yönetiminin Gazze’de yedi aydır devam eden İsrail savaşına verdiği askeri ve diplomatik desteği protesto etmek amacıyla istifasını kamuoyuna açıklayan en az beşinci orta ya da üst düzey yönetim çalışanı oldu.

İstifa mektubunda, ülke için vizyonunun çoğunu paylaştığına inandığı bir yönetime katılmaktan duyduğu heyecanı anlattı ve “Fakat, artık vicdanen bu yönetimi temsil etmeye devam edemem,” diye yazdı.

Associated Press’e (AP) verdiği bir mülakatta Call, Biden’ın Beyaz Saray’daki Hanuka etkinliğinde, “İsrail olmasaydı, dünyada güvende olan bir Yahudi olmazdı” ve geçen hafta Washington’daki Holokost Anıtı’nda düzenlenen bir etkinlikte savaşı tetikleyen 7 Ekim’deki Hamas öncülüğündeki saldırıların “Yahudi halkını yok etmeye yönelik kadim bir arzudan” kaynaklandığını söylediği yorumlarına işaret etti.

Call, “[Biden] Yahudileri Amerikan savaş makinesinin yüzü haline getiriyor ve bu son derece yanlış,” dedi ve atalarının ‘devlet destekli şiddet’ tarafından öldürüldüğünü savundu.

Call, savaşın geneli ve ABD’nin savaşa verdiği destekle ilgili olarak, “Bence Başkan, yönetiminde bunun felaket olduğunu düşünen insanlar olduğunu bilmeli. Sadece Filistinliler için değil, İsrailliler için, Yahudiler için, Amerikalılar için, seçim beklentileri için de felaket,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English