DÜNYA BASINI

Politico: Savaş sonrası Gazze planında Netanyahu’nun söz hakkı olmayabilir

Yayınlanma

Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale, ABD’nin Gazze savaşı bittikten sonra ne olacağı yani Gazze’yi kimin yöneteceği ile ilgili planlarına odaklanıyor. Washington’un tercihinin Filistin Yönetimi olduğu sır değil ancak hem Filistin Yönetimi, hem Gazzeliler hem de İsrail bu plana sıcak bakmıyor. Dolayısıyla ABD, Gazze’de yönetimi devralacak Filistin Yönetimi’nin “yeniden canlandırılması” gibi içeriği belli olmayan bir reform önerisi sunuyor. Makale hem bu reforma hem de toplam olarak planın karşılaşabileceği olası zorluklara mercek tutuyor. Makalenin yazarı, Netanyahu yönetiminin bu plana karşı çıksa bile nihayetinde çok fazla söz hakkı olmadığına inanıyor: 

 

Biden ekibi, savaş sonrası Gazze Şeridi için nasıl bir plan yapıyor?

NAHAL TOOSI

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu fikirlerden hoşlanmayabilir ama söz hakkı da olmayabilir.

Biden yönetimi yetkilileri, yeniden yapılandırılmış Filistin Otoritesi’nin Gazze Şeridi’nde sonunda kontrolü ele almasını öngören çok aşamalı bir savaş sonrası planını sessizce hazırladılar.

Bu çözüm mükemmel olmasa da Amerikalı yetkililer bunu İsrail ile Hamas militanları arasındaki savaşın altyapıyı paramparça ettiği, binlerce Filistinliyi öldürdüğü ve bir milyon 500 binden fazlasını yerinden ettiği bir bölge için kötü seçeneklerin en iyisi olarak görüyor. Ayrıca, ABD’yi İsrail hükümetiyle bir çatışma rotasına sokabilir.

Biri Dışişleri Bakanlığında diğeri de yönetimde olan tartışmalara aşina iki ABD’li yetkiliye göre; Dışişleri Bakanlığı, Beyaz Saray ve ilgili diğer yetkililer, Ekim ortasından bu yana çok sayıda görüş beyanında ve kurumlar arası toplantılarda stratejinin parçalarını ortaya koyuyor.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve yönetimdeki diğerleri “yeniden canlandırılan” Filistin Yönetimi’nin şeridi yönetmesi gerektiğini kamuoyuna açıklamış olsalar da bunun nasıl işleyeceğine dair ayrıntıları açıklamadılar.

Ancak Filistin Yönetimi’nin Gazze’de gelecekte üstleneceği rolü fiilen dışlayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun direnişiyle karşılaştılar bile. İsrailli yetkililer, 7 Ekim’de Hamas’ın düzenlediği ve yaklaşık bin 200 İsraillinin ölümüne neden olan saldırının yol açtığı mevcut savaşın ötesinde pek bir şey konuşmak istemiyorlar.

Yine de planları hazırlayan ABD’li stratejistler, Batı Şeria’nın bazı bölümlerini yöneten ancak uzun süredir yolsuzluk ve verimsizlik iddialarıyla karşı karşıya kalan Filistin Yönetimi’ne geri dönmeye devam ediyor. En uygun seçeneğin bu olduğunu söylüyorlar.

Dışişleri Bakanlığı yetkilisi “Sıkışmış durumdayız” dedi: “Filistin Yönetimi’nin Gazze’nin yönetiminde rol üstlenmesi yönündeki güçlü bir politik tercihe rağmen önemli meşruiyet ve kapasite sorunları var.”

İç görüşmelerden ortaya çıkan geniş vizyon, İsrail birlikleri ile Hamas militanları arasındaki yoğun çatışmalar sona erdiğinde Gazze’nin çok aşamalı olarak yeniden inşası olarak beliriyor. Bölgede hemen istikrarı sağlaman için uluslararası bir güce ihtiyaç duyulacak, ardından yeniden yapılanmış Filistin Yönetimi uzun vadede yönetimi devralacak.

Yetkililer, planın kilit bölümleri arasında Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Narkotik ve Hukuk İcra İşleri Bürosu’nun Filistin Yönetimi’ne sunduğu güvenlikle ilgili yardımın artırılması ve Filistin güvenlik güçlerine danışmanlık yapma geçmişi olan ABD Güvenlik Koordinatörü’ne daha büyük bir rol verilmesinin yer aldığını söyledi.

Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili “Nihayetinde çatışma sonrası Gazze’de Filistinli bir güvenlik yapısına sahip olmak istiyoruz” dedi.

Tüm yetkililere son derece hassas konuyu tartışabilmeleri için isimlerinin gizli tutulmasına izin verildiği belirtildi. Ortaya atılan fikirlerin henüz ilk aşamada olduğu ve birçok öngörülemeyen değişkene tabi olduğu vurgulandı. ABD yetkilileri, yoğun çatışmanın en azından birkaç hafta daha devam etmesini bekliyor.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü yorum yapmayı reddetti.

Bölgesel oyuncular ve analistler genel olarak Washington’un savaş sonrası dönemde kritik rol oynaması gerektiği konusunda hemfikir olsalar da ABD’nin ortaya koyacağı herhangi bir strateji İsrail’in şüpheciliği ve Arapların hayal kırıklığı gibi pek çok engelle karşılaşacaktır.

ABD’li yetkililerden biri, ” Oraya nasıl ulaşılacağı ve bunu gerçekleştirmek için Gazze’de ne olduğu gerçekten zor; çünkü temiz ya da kolay bir cevap yok” dedi.

Planlama sürecine Ulusal Güvenlik Konseyi üst düzey yetkilisi Brett McGurk öncülük ediyor. McGurk’e şu anda Ulusal Güvenlik Konseyi’nde görev yapan, Savunma ve Dışişleri bakanlıklarında görev yapmış Terry Wolff yardımcı oluyor.

Diğer kilit isimler arasında Dışişleri Bakanlığı’nda Orta Doğu ile ilgili kilit görevler üstlenen Barbara Leaf, Dan Shapiro ve Hady Amr yer alıyor. Dışişleri Bakanlığı’nın Orta Doğu ve politika planlaması ile ilgilenen birimleri de planlamaya katılıyor. Ayrıca hükümetin diğer birimleri de ihtiyaç duyuldukça sürece dahil oluyor.

Belki de şu anda karşılaşılan en zorlu görev, çatışmalar sonrası ara dönemde Gazze’nin istikrara kavuşturulmasında kimin rol oynayacağını belirlemek.

İkinci ABD’li yetkili, Arap ülkelerinin Gazze’ye asker gönderme konusunda tereddüt ettiği ya da tamamen isteksiz göründüğünü, ancak son görüşmelerde bazılarının bu fikre daha açık olduğunu söyledi. Biden yönetimi, ABD askerlerinin gönderilmesini reddetti. Ortada dolaşan fikirlerden biri Birleşik Arap Emirlikleri’nden sağlık tesislerinin yeniden inşasına yardım etmesini ya da memurları eğitmesini istemek.

İkinci ABD’li yetkili, Birleşmiş Milletler’in savaş sonrası dönemde Gazze’de en azından insani yardım konusunda rol oynayabileceğini söyledi. Ancak İsrail hükümeti BM’yi İsraillilere karşı önyargılı bulduğu için pek sevmiyor.

Komşu Mısır’ın savaş sonrası Gazze’de önemli bir rol oynaması muhtemel. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi’nin gelecekteki bir Filistin devletinin geçici bir uluslararası güvenlik varlığıyla askerden arındırılması önerisi Biden yönetimi çevrelerinde yankı buldu.

Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili “En büyük bilinmeyen Gazze’de Hamas’tan geriye tam olarak ne kalacağı” dedi. Grubun sayısı düşük olsa bile, silahlara erişimleri asker göndermeyi düşünen ülkelerin hesaplarını önemli ölçüde değiştirebilir.

ABD’nin görmeyi umduğu şeylerden biri, birçoğu kendi hükümetlerine potansiyel bir tehdit olarak gördükleri İslamcı militan gruptan özel olarak nefret eden Arap yöneticilerin Hamas’ı daha açık bir şekilde kınaması. Hamas 15 yıldan uzun bir süre önce Gazze’nin kontrolünü Filistin Yönetimi’nden aldı.

Pek çok Arap liderin savaş sonrası ciddi bir planlamaya katılmasını sağlamanın anahtarı, İsrail’in yanında bir Filistin devletinin kurulmasının nihai hedef olması gibi görünüyor.

Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Amerikalı yetkililerin de büyük ölçüde aynı sonuca odaklandığını ancak şu anki planlamanın Gazze’nin istikrara kavuşturulmasına odaklandığını söyledi. Başkan Joe Biden ve yardımcılarının uzun vadeli bir ateşkes çağrısında bulunmayı reddetmelerinin bir nedeni de İsrail’in, Washington’un iki devletli bir çözümün önünde büyük bir engel olarak gördüğü Hamas’ı yok etme hedefini desteklemeleri.

Mevcut Filistin Yönetimi pek çok Filistinli tarafından sevilmiyor ve yolsuzluğa bulaşmış, halktan kopuk ve zayıf olarak görülüyor. Yıllardır seçim yapmayan ve Hamas saldırısını henüz açıkça kınamayan 88 yaşındaki Mahmud Abbas tarafından yönetiliyor.

Filistin Yönetimi’nden bir sözcüye yorum için ulaşılamadı. Abbas’ın daha önce Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi İsrail tanklarıyla girip devralmayacağını, yani bir kukla olarak görülmek istemediğini söylediği bildiriliyor.

Biden’ın kendisi de dahil ABD’li yetkililer Gazze’yi yöneten gelecekteki Filistin Yönetimi’ne dair umutlarını tanımlamak için “yeniden canlandırılmış” kelimesini kullansalar da “reforme edilmiş”, “yenilenmiş” ya da “yeniden yapılandırılmış” gibi kelimeler muhtemelen daha uygun olacaktır.

Yorum talebi üzerine İsrail hükümetinden halen incelenmekte olan konuyu tartışmak üzere isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili “ABD ile İsrail arasındaki uçurum göründüğünden çok daha küçük” dedi.

Yetkili, “Her iki yönetim de Filistin Yönetimi’nin mevcut haliyle Gazze’yi yönetemeyeceği konusunda hemfikir” dedi: “Yeniden canlandırılmış, reforme edilmiş bir Filistin Yönetimi bunu yapabilir. Ancak bu reformun tam olarak neye benzemesi gerektiği konusunda henüz görüşmelere başlamadık.”

Yine de Filistin Yönetimi’nde yapılacak bir değişikliğin Netanyahu’yu ya da siyasi müttefiklerini ne düzeyde tatmin edeceği belli değil.

Netanyahu zaman zaman Gazze’de yeni bir Filistin yönetim yapısı çağrısında bulunurken, İsrail’in bir tür genel güvenlik kontrolüne sahip olması gerektiğini de öne sürüyor. Netanyahu’nun yorumları her zaman tutarlı olmamakla birlikte, Gazze’de Filistin Yönetimi’nin gelecekteki yönetimine açık olduğunu da göstermiyor.

İsrailli lider uzun zamandır Filistin devletinin kurulmasını engellemek için Filistin Yönetimi’ni kasıtlı olarak zayıflatmaya çalışmakla suçlanıyor. Netanyahu, Filistin Yönetimi’nin iki devletli çözüm arayışında ciddi bir ortak olmadığında ve Yahudilere karşı nefreti teşvik ettiğinde ısrar ediyor.

Bununla birlikte Netanyahu ve sağcı koalisyonunun daha ne kadar İsrail’in başında kalacağı da belirsiz. Netanyahu hiç sevilmiyor ve pek çok İsrailli 7 Ekim’deki Hamas saldırısından onu sorumlu tutuyor. ABD’li yetkililer onun eninde sonunda sahneden çekilmesini bekliyorlar ama Netanyahu daha önce de siyasi geri dönüşler yapmıştı.

Yönetim yetkilisi, ABD’li yetkililerin İsrailli liderlerle savaş sonrası Gazze’nin neye benzeyeceğini anlamlı bir şekilde tartışma konusunda istedikleri kadar şanslı olmadıklarını söyledi. Washington’daki bazı analist ve yetkililer savaşın sonunun ne olacağını tanımlamaya çalışmanın bile zaman içinde İsrail ve ABD arasında bir anlaşmazlık konusu haline gelmesinden endişe ediyor. Sanki biri düdük çalacak ve herkes silah bırakacakmış gibi.

Yönetim yetkilisi “İsrailliler ertesi gün hakkında konuşacak durumda değiller” dedi: “Daha çok bugüne, bugünün olaylarına odaklanmış durumdalar, bu yüzden de pek bir hareketlilik yok.”

Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, buna rağmen Biden yönetiminin, Washington’da tartışılmakta olan bazı fikirleri kabul etmesi için İsrail’e baskı yapmanın bir yolu olarak ABD’nin askeri yardımını şarta bağlama konusunun neredeyse hiç konuşmadığını söyledi.

Netanyahu’nun üst düzey danışmanlarından Ron Dermer bu hafta sonu ABC News kanalında yayınlanan bir röportajında Filistin devleti fikrini küçümsedi ancak Filistinlilerle nihai bir siyasi çözüme varılabileceğini söyledi.

“Şu anda herkesin bir Filistin devleti kurmak için yarıştığını biliyorum. İsrail halkı bunu anlamıyor bile çünkü daha yeni 20 tane 11 Eylül’e eşdeğer bir acı yaşadık” dedi: “Ve bence yapmak isteyeceğiniz son şey, herhangi bir terör grubuna, bir tür hedefe ulaşmanın yolunun büyük bir terör saldırısı gerçekleştirmek olduğu mesajını vermektir.”

Biden yönetimi planlarını yaparken dışarıdan analistlere, sivil toplum aktivistlerine ve diğerlerine danışıyor ve bunlardan bazıları olası tuzaklar konusunda uyarılarda bulunuyor.

Bir kere bölgedeki Arap ülkeleri kendi aralarında bile savaş sonrası senaryosuna nasıl yaklaşacakları konusunda anlaşamıyorlar ve ABD’nin herhangi bir yeniden inşayı finanse edeceğini umduğu ülkeler de bu ülkeler.

Ayrıca 2024’teki ABD başkanlık seçimleri de var. Bir Cumhuriyetçi kazanırsa, Amerika’nın Ortadoğu’daki Arap ortaklarını kızdırsa bile, İsrail’in isteklerine daha da fazla boyun eğmeleri muhtemel.

Çeşitli senaryoların haritasını çıkaran Amerikalı yetkililer, çok sayıda değişkenin söz konusu olması nedeniyle zorlanıyorlar. Biden yönetiminin aylar öncesinden geleceğini gördüğü Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgalinin aksine, Hamas saldırısı ABD kurumları için bir sürpriz oldu.

Yönetim yetkilisi yaklaşık iki ay geçmesine rağmen “insanlar bitkin durumda” dedi.

Üst düzey bir yönetim yetkilisi ise daha iyimser konuştu: “Olası her türlü ihtimali belirledik,” dedi: “Olaylar geliştikçe umudumuz anı yakalayabilmek.”

Washington’daki bir düşünce kuruluşu olan Ortadoğu Enstitüsü analisti Brian Katulis, ABD yetkililerini Arap ülkelerini daha iyi organize etmeye yardım etmeye çağırdı, böylece çatışmanın gidişatında daha net söz sahibi olabilirler.

On yıllardır süren İsrail-Filistin çatışmasındaki son bulmacayı çözmeye çalışan ABD’li yetkililerin hayal kırıklıklarını anladığını ifade etti.

“Bu bir nevi kendi maceranı kendin seç kitabı gibi, çünkü koşullar olasılıkların ne olduğunu belirleyecektir” dedi.

Çok Okunanlar

Exit mobile version