Polonya basını, önceki muhafazakar Hukuk ve Adalet (PiS) hükümeti döneminde Pegasus casus yazılımıyla gözetlenenler eski Başbakan Mateusz Morawiecki’nin de olabileceğini bildirdi.
İki yıl önce, Citizen Lab araştırma merkezinin Donald Tusk’ın Sivil Platform partisinden (PO) Senatör Krzysztof Brejza, avukat Roman Giertych ve daha sonra Tarım Bakan Yardımcısı Michał Kołodziejczak’ın da aralarında bulunduğu önde gelen muhalif siyasetçi, gazeteci ve aktivistlerin akıllı telefonlarının muhtemelen Pegasus casus yazılımıyla dinlendiğine dair bulgularının ardından skandal patlak vermişti.
Yakın zamanda PiS partisinden siyasetçiler Marek Suski, Ryszard Terlecki ve Adam Bielan’ın da casusluk kurbanları arasında yer aldığına dair haberler ortaya çıktı.
Özel radyo istasyonu RMF FM, dönemin başbakanı Morawiecki’nin de bir buçuk yıl boyunca dinlendiğini bildirdi.
‘Komünizm sonrası Polonya’da benzeri görülmemiş bir durum’
Şu anda Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi olarak görev yapan Brejza, iddiaların doğrulanmasının ‘komünizm sonrası Polonya’da benzeri görülmemiş bir durum yaratacağını’ ve bunun ‘herhangi bir demokratik ülkede kabul edilemez’ olduğunu vurguladı. Brejza konuyla ilgili olarak başsavcılığa suç duyurusunda bulunduğunu da sözlerine ekledi.
Brejza, “Başbakanın istihbarat kurumları tarafından gözetlenmesi, ellerindeki casus yazılımın PiS partisi içindeki hizip kavgaları için kötüye kullanıldığını da gösteriyor,” ifadelerini kullandı.
Ayrıca Brejza, başsavcılıktan Morawiecki, PiS lideri Jarosław Kaczyński, eski İçişleri Bakanı Mariusz Kamiński ve eski Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro’ya ‘Mateusz Morawiecki’nin yasa dışı şekilde dinlenmesi, bu dinlemenin nedenleri ve elde edilen içeriğin dolaşımı hakkındaki bilgileri hakkında’ soru sormasını talep etti.
Daha önce PiS hükümeti döneminde partinin önde gelen isimlerinden Morawiecki ile eski bir PiS üyesi olan ve daha sonra parti ile küçük bir koalisyon üyesi olarak hükümet eden Egemen Polonya partisinin lideri Ziobro arasında bir anlaşmazlık olduğu öne sürülmüştü.
Morawiecki’nin Brüksel ile yapıcı ilişkileri tercih etmesi ve Ziobro’nun da açıktan Avrupa Birliği (AB) karşıtı olması çekişme konularından biri olarak gösteriliyor. Hem Morawiecki hem de Ziobro’nun Kaczyński emekli olduğunda PiS lideri olmayı amaçladıkları söyleniyor.