AVRUPA

Romanya seçimlerinde ilk tur ‘sürprizi’: Georgescu ile Lasconi yarışı ne anlama geliyor?

Yayınlanma

Romanya’da pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. İlk turu düzenlenen ve neredeyse bütün anket sonuçlarının boşa çıktığı seçimlere toplam 13 aday katıldı. Adaylar arasından en dikkat çekeni, seçimlere bağımsız katılan Calin Georgescu oldu. 

Georgescu, katılımın yüzde 52 olarak belirlendiği seçimde, oyların yüzde 22’sinden fazlasını alarak seçimlerin galibi oldu.

Romanya Birliğini Kurtarın Partisi’nden Elena Lasconi ise 2 sırada yer alıyor. Lasconi, liberal muhafazakarların temsilcisi.

Mevcut başbakan Marcel Ciolacu ise, Lasconi ile çok az bir farkla 3. sıraya geriledi.

Seçimlerde takip edilen adaylardan, eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Mircea Geoana ise, yenilginin ardından siyasetten emekli olduğunu açıkladı.

Geoana Rumen medyasına verdiği demeçte, “Hayal kırıklığı ve öfke düzeyi toplumu daha radikal bir seçime doğru itiyor” dedi.

Georgescu’nun zaferi, Batı medyasında çoğunlukla ‘sürpriz’, ‘şok’, ‘deprem’ gibi ifadelerle aktarıldı. Bu ‘sürpriz’ hissini yaratan şey, Georgescu’nun ‘o kadar da popüler olmayan’ bir siyasetçi olması ve NATO ve Ukrayna karşıtı açıklamalarıyla tanınması. 

Georgescu, kendisinin de bir röportajında ​​belirttiği gibi seçim kampanyasının tamamını TikTok’ta geçirdi. Bu nedenle, Rumen analistlerin önemli bir kısmı kendisi için sıkça ‘TikTok ürünü’ ifadesini kullanmıştı.

Georgescu kimdir?

62 yaşındaki Georgescu, sağ popülist bir siyasetçi. Bükreş’teki Tarım ve Veterinerlik Bilimleri Üniversitesi ile Ulusal Savunma Koleji’nde eğitim gördü.

Kariyerine üniversitede öğretim görevlisi olarak başladı, Çevre Bakanlığı’nda çalıştı, Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı’nın Romanya temsilciliği gibi görevlerde bulundu. 

Bu seçimler, Georgescu’nun ilk seçimleri değil. Daha önce, üyesi olduğu sağcı Rumen Birliği İttifakı (AUR), kendisini 2020 ve 2021 yıllarında başbakan adayı olarak göstermişti. Ancak Georgescu’nun Nazi yanlısı eski Romanya diktatörü Ion Antonescu ve ırkçı, anti-semitist Demir Muhafızlar örgütünün kurucusu Zelea Codreau gibi isimleri övmesi üzerine adaylığı partisi tarafından geri çekilmişti ve ‘soykırım suçlularının övülmesi’ gerekçesiyle hakkında bir ceza soruşturması bile başlatılmıştı. 

Georgescu, 2022’de Antena 3’e verdiği röportajda bu isimlerden ‘kahramanlar’ olarak bahsetmişti ve ‘Rumen ulusunun bu kahramanlarla yaşadığını’ söylemişti. 

‘NATO üssü diplomasi utancı’

Georgescu aynı zamanda, NATO karşıtı açıklamalarıyla da tanınıyor. Georgescu, Romanya’nın Deveselu kasabasında bulunan NATO’nun balistik füze savunma kalkanını ‘diplomasi utancı’ olarak nitelendirmişti ve ittifakın ‘Rusya tarafından saldırıya uğramaları halinde üyelerinden hiçbirini korumayacağını’ söylemişti.

Rumen gazeteci Mihai Tatulici’ye konuşan Georgescu, Ukrayna savaşında Romanya’nın tarafsız olması gerektiğini savunarak “Ukrayna’daki durumun açıkça manipüle edildiği ortada. ABD’nin askeri kompleksinin ve silah sanayisinin çıkarları için bir çatışma çıkarılmak isteniyor. Ancak bizim bir ülke olarak önceliğimiz, herhangi bir çatışmaya karşı tarafsız olmaktır. Orada olanlar bizim işimiz değil” demişti.

‘Kendi devletimi istiyorum’

Georgescu, Avrupa Birliği’nin (AB) ise, Romanya’yı köleleştirmeyi amaçlayan başarısız bir proje olduğunu düşünüyor.

Georgescu ayrıca, ülkesi için sunduğu ‘vizyonu’ da şu şekilde açıklamıştı:

“Barış stratejisi öncelikli olmalıdır. Bu, sadece dış barış stratejisi değil, iç barışı da içerir. Her şey buradan başlar. Hiç kimse savaştan bir şey inşa etmedi. Size bu konuda üç net unsur söyleyebilirim. Birincisi, halkımızın dehası, her türlü çatışmaya karşı yüzde 100 tarafsız kalmaktır. İkincisi, ulusal bir devlet istiyorum, kendi devletimi istiyorum. Kimseyle müdahil olunmamalı. Gerçek dostlarınız ve ortaklarınız olabilir. Üçüncü unsur ise şu: Ekonomi hakkında öğrenilmesi gereken tek ders, ülkenizin kaynaklarını kendi başınıza nasıl değerlendireceğinizdir.”

Ekonomik sorunların sosyal sorunlardan kaynaklandığını söyleyen Georgescu, Antena 3’e verdiği bir diğer röportajda da “Bizim devletimiz yok. Devleti olmayan halk sürüden ibarettir ve milletin hizmetinde olabilecek tek şey devlettir. Bu neredeyse tamamen yok olmuş durumda” demişti.

Liberal muhafazakarların adayı Lasconi

Georgescu’nun kinci turda yarışacağı aday, eski gazeteci ve eski belediye başkanı Elena Lasconi ise, Romanya’nın Ukrayna’nın sıkı bir müttefiki olarak kalması gerektiği görüşünde. Lasconi, Ukrayna savaşının başlamasının 1000. gününde Facebook’tan yayınladığı mesajda şunları söylemişti:

“1000 günlük cesaret, fedakarlık ve özgürlük mücadelesi. Romanya, Ukrayna’nın yanında kalmaya devam etmeli. Ve bunu kararlılıkla yapacağıma söz veriyorum. Romanya, ben cumhurbaşkanı olduktan sonra da Ukrayna’nın güçlü bir müttefiki olarak kalacak. Çünkü bu mücadele sadece Ukrayna’nın değil, tüm bölgenin istikrarı ve demokrasi için bir mücadeledir.”

‘Daha fazla NATO birliği harika olur’

Lasconi ayrıca, Özgür Avrupa’nın Romanya servisine verdiği röportajda iyi eğitimli NATO birliklerine sahip ülkelerin hiçbir zaman saldırıya uğramadığını savunarak, Romanya’da daha fazla NATO askerinin bulunmasının ‘harika olacağını’ belirtmişti:

“Romanya’da daha fazla yabancı birliğimiz olsaydı harika olurdu diye düşünüyorum, çünkü savaşa hazır NATO birliklerinin olduğu ülkelerin asla saldırıya uğramadığı kanıtlandı.”

Georgescu’yu öne çıkaran argümanların, Avrupa sağını öne çıkaran argümanlara paralel olduğunu söylemek mümkün: Otoriter söyleme dayanan güçlü devlet vurgusu, yeniden uyanış, ulusun yeniden ayağa kalkması gibi söylemler, ekonomik istikrar vaadi, savaş karşıtlığı…

Bütün bunlar, Georgescu’nun da Avrupa’daki benzerleri gibi ‘Kremlin’in adamı’ olarak işaretlenmesiyle sonuçlandı. 

Rakibi Lasconi ise, AB ve NATO’nun güncel ihtiyaçlarına uygun bir Avrupalı lider profili çiziyor. 

Romanya’daki bu siyasi saflaşma, Moldova, savaş öncesi Ukrayna, Sırbistan ve Gürcistan gibi ülkelerde yaşanan saflaşmalarla büyük benzerlikler taşıyor. Ulusal bağımsızlık ve güçlü devlet vurgusu zemininde yükselen, ‘Avrupa şüphecisi’ sağ; liberal/muhafazakar, Atlantik sistemine kökten bağlı bir diğer sağ güçle yarışıyor. 

Bu tür ülkelerdeki seçimlerde ‘Rus yanlılığı’ en çok konuşulan şey olsa da, varlığından söz edilen Kremlin etkisinin yoktan var olduğunu söylemek mümkün değil. Ekonomik sorunlar, siyasi istikrarsızlık ve yoğun askerileşmenin yarattığı güvenlik kaygısı, Avrupa’nın genelinde olduğu gibi Romanya siyasetinde de belirleyici unsur haline geliyor. Bunun en büyük örneği, Georgescu’nun en yakın rakibiyle arasında bulunan, yaklaşık 350 bin seçmenlik oy farkı.

Sağ-popülist Avrupa şüpheciliği, Batı’nın yeni yükselen trendi olduğunu Romanya örneğiyle bir kez daha kanıtlamış oldu. Batılı analistlerin ve siyasetçilerin bu eğilimi sağlıklı bir şekilde inceleyip açıklaması için ise, ‘Kremlin parmağından’ çok daha fazlasına ihtiyacı var.

Çok Okunanlar

Exit mobile version