GÖRÜŞ

Round 2: Kazanan Kamala, kaybeden ABC

Yayınlanma

2024 Amerikan seçimlerinin Kamala Harris’li ilk münazarası dün akşam yapıldı. Son münazara Biden’ın siyasi kariyerini bitirince Amerikan halkı dünkü münazaraya daha da yoğun ilgi göstermişti. Trump destekçileri “Harris’i de Biden gibi rezil edeceğiz” mottosuyla mekânları doldurmuş, sabırsızlıkla münazaranın başlamasını bekliyordu.

Ancak münazara onların pek beklediği gibi geçmedi. Tahmin edilenden çok daha saldırgan bir Kamala, çok daha savunmada bir Trump izledik. Trump’ı ilk münazarada Biden’a karşı üstün kılan sadece Biden’ın mental sorunları değildi. Trump kendine yöneltilen iddialara ya da sorulara hiçbir şekilde yanıt vermeyip sadece taarruzda kalmıştı. Ancak dün gece özellikle ailesiyle ilgili meselelerde gereksiz yere hırçınlaştı. Karşı taarruzdan ziyade savunmayı tercih etti.

Moderasyon Faciası

Önceki münazaradaki zaferinden dolayı özgüveni yüksek Trump, Harris’in ABC kanalı tercihine olumlu yanıt vermişti. Ancak bu özgüven onun için tam anlamıyla faciaya dönüştü. ABC moderatörleri Trump’ın her cümlesini yalanlamak için birbiriyle yarışırken Kamala Harris’i bir kez bile düzeltmediler. Buradan Harris’in doğruları söylediği sonucunu da çıkartmayın. Mesela en kritik eyaletlerden Pensilvanya ekonomisi için önemli olan ancak çevreye zarar verebilen gaz çıkarma işlemi fracking’i yasaklayacağını söylemiş, münazarada ise bunu söylediğini reddetmişti. 2020 George Floyd protestoları sonrası polisin bütçesinin azaltılması gerektiğini söylemiş, bunu münazarada yine reddetmişti. Trump yönetimi sırasında gerçekleşen sağcıların yürüyüşü Charlottesville olayıyla ilgili “Trump faşistlere iyi insanlar dedi” demiş ancak bunu tamamen bağlamından koparmıştı. Bu cümleler moderasyon tarafından yalanlanmaya muhtaç Kamala Harris iddialarından sadece birkaçı.

İşin sonunda Trump da kendi sosyal medyasında “3’e 1 münazarayı ben kazandım” diyerek tepki gösterdi. Ancak Harris’ten golleri yemişti bir kere. Moderasyonun ilk darbesi, kürtaj meselesini ilk konu olarak seçmesiyle başladı. Başını Heritage Foundation’ın çektiği 70-80 kadar muhafazakar düşünce kuruluşunun katkılarıyla hazırlanan 900 sayfalık “başkanlık değişim rehberi” Project 2025, aşırı muhafazakar maddeleriyle Demokrat ve bağımsız seçmende epey korku yarattı. Seçim kampanyası boyunca Demokratlar Project 2025’e vurgu yaparken, bu rehberin “kürtaj yasağını federal boyutta tüm ülkeye yayacağını” söylemesi münazarada da tartışıldı. Donald Trump, ne kadar Project 2025 ile alakalı olmadığını ve kürtaj yasağını kişisel olarak desteklemediğini söylese de kendi atadığı yüksek mahkeme yargıçlarının kürtajı hak olmaktan çıkarması ve kararı eyaletlere bırakması Amerikan kamuoyunun gözünde faturayı Trump’a kesti.

Tam da bu sebepten Trump, münazaraya bir sıfır geride başladı. Ancak sonrasında eski başkan durumu dengelemeyi başardı. 14 milyon Demokratın oyunu alan Biden’ın zorla adaylıktan indirildiğini, yerine ön seçime girmemiş Harris’in geldiğini vurguladı. Kamala’nın “eski çalışanların seni aşağılayan kitaplar yazıyor” eleştirisine karşılık “çünkü başarısız olanları kovuyorum. Sen Afganistan çekilmesi rezaletinde bir kişiyi bile kovmadın. Kimseyi kovmazsan hakkında kitap yazmazlar” dedi. Harris’in “sen başta olsan Putin Kiev’e gelmişti bile” cümlesine “ben olsam Putin Moskova’da oturuyordu ve 300 bin kişi ölmemişti. Seni diplomasi yap diye yolladılar Kiev’e, 3 gün sonra savaş çıktı” diyerek cevap verdi.

Harris’ten bir de kendi kalesine gol izledik. Artık hangi stratejiyi düşünerek böylesi bir çıkış yaptı bilmiyorum ama Cumhuriyetçilerin eski toprak savaş suçluları George W. Bush ve Dick Cheney ekibinin kendisine destek açıklamasını gururla anlattı. ABD kamuoyunun ciddi kesimlerinde karşılığı olmayan bu kişiler, Demokratların özellikle Müslümanlardan oy almakta zorlandığı bu günlerde Harris’e nasıl bir fayda getirecek emin değilim.

Yenilen pehlivan…

Henüz tarihi kesinleşmemekle birlikte iki münazaranın daha yapılacağı tahmin ediliyordu. Ancak Trump’ın son yaptığı açıklama ortalığı karıştırdı. Trump “münazaradan galip çıktım. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Ben zaten öndeyim, neden rövanşa çıkayım ki?” gibi bir paylaşım yaptı. Trump’ın fikrini değiştirmesi halinde yeni bir strateji belirlemesi muhtemel.

Yine de bu münazaranın büyük bir gaf veya skandal yaşamadan bittiğinin altını çizmek gerekir. İki mahalle de bu sebepten ötürü kendi adayını galip ilan ediyor. Dahası, sosyal medyada çok gürültü yapan Demokrat ve Cumhuriyetçilerden ziyade salıncak eyaletlerdeki kararsızların fikri önemli. Batı’daki ana akım medya 2016 seçim münazarasında Clinton’ı galip ilan etmiş, ancak seçim gecesi büyük bir şok yaşamıştı. Bugün ortam tabii ki daha farklı olsa da Trump’ın asla küçümsenmeyecek bir siyasetçi olduğunu unutmamak gerekir. 2016’dan beri devam eden siyaset macerasında medyada belki yüz defa “Trump’ın işi artık bitti” denmiştir.

Tam da bu sebepten seçimin son haftasına kadar keskin yorumlardan kaçınılmalı. Dünyadaki politik hafıza dakikalara indirgenmişken seçimden tam 2 ay önce gerçekleşen bir münazaranın sonucu belirlemesi kolay değil. Bu, Trump’a suikast girişimi sonrası “artık kesin kazandı” yorumları için de aynıydı, şimdi yapılan “Kamala, seçimi alır” yorumları içinde aynı. Her şekilde önümüzde zorlu bir iki ay var. Kim bilir daha neler olacak!

Round 1: Galip Trump

Çok Okunanlar

Exit mobile version