Almanya Şansölyesi Olaf Scholz), Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından ülkenin bütçe açığını kapatmak için sosyal yardım harcamalarında kesintiye gidilmesini reddederek liberal FDP’li Maliye Bakanı Christian Lindner’in çağrılarını geri çevirdi.
Scholz’un iktidardaki partisi SPD, Cumartesi günü Berlin’de yapılan parti kongresinde liberal koalisyon ortağına karşı tutumunu açıkladı.
Scholz Cumartesi günü yaptığı açıklamada, “Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararı, önümüzdeki yıl için bütçemizi nasıl oluşturacağımız ve bütçe politikasını nasıl geliştireceğimiz sorusunu daha kolay hale getirmedi. Fakat böyle bir durumda Almanya’da refah devletinde herhangi bir kesinti olmayacağı benim için çok açık,” dedi.
Scholz, Alman toplumunun sorununun ‘refah devletinin çok cömert olması’ olduğu yönünde bir tartışmanın yürüdüğünü ama kendisinin olayı bu şekilde görmediğini söyledi.
Bu sözler, sosyal yardım harcamalarında, uluslararası yardımlarda ve sübvansiyon programlarında kesintiye gidilmesi gerektiğini söyleyen liberal Maliye Bakanı Christian Lindner’in çağrılarının ardından geldi.
Lindner, geçen hafta verdiği bir röportajda, “Federal hükümet harcamalarının %45’ini sosyal işlere harcıyor. Nasıl daha hedef odaklı olabileceğimize bakacağız,” demişti.
Sosyal işlere harcanan %45’lik payın en büyük kısmı ülkenin emeklilik sistemini desteklemek ve uzun dönemli işsizlere yardım ödemek için kullanılıyor.
Muhafazakâr muhalefet lideri Friedrich Merz (CDU), yılbaşında uzun dönemli işsizlik yardımlarının %12 oranında artırılması planlanırken, hükümete bütçe krizine bir yanıt olarak bunu iptal etmesi çağrısında bulundu.
Merz geçen hafta Alman devlet yayın kuruluşu ARD’ye verdiği demeçte, “Enflasyon oranı yılın başında tahmin edilenden önemli ölçüde daha düşük. Bu nedenle [Çalışma Bakanı Hubertus] Heil’in şu anda planladığı %12,6’lık oran, sosyal yardım olarak alanların işgücü piyasasına girmeleri için bir teşvik olması gerektiğini düşündüğünüzde çok fazla,” diye ekledi.
SPD kurultayı sırasında, Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı ve gelecek yıl yapılacak Avrupa seçimlerinde SPD’nin önde gelen adayı Katarina Barley, Avro bölgesi krizini bir uyarı örneği olarak göstererek Şansölye’nin tutumunu tekrarladı.
“Avrupa’da krizleri kemer sıkarak aşmak istemenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar,” diyen Barley, kemer sıkmanın ‘bu ülkelere hiç de iyi gelmediğini’ savundu.
Kurultayın Cuma günkü ilk gününde SPD parti eş başkanı Lars Klingbeil, Çin ve ABD’deki ‘yeşil dönüşüm’ ve sanayi politikası ışığında kamu yatırımlarının gerekli olduğunu savunarak ülkenin katı anayasal ‘borç freninin’ değiştirilmesi çağrısında bulundu.