Bizi Takip Edin

AVRUPA

Scholz’dan AfD’ye ‘gizli toplantı’ tepkisi: Yasaklama çağrıları artıyor

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Alman için Alternatif (AfD) üyesi bazı siyasetçiler ile Avusturyalı bir milliyetçi arasında yapıldığı öne sürülen gizli bir toplantıya tepki gösterdi.

Scholz, X platformunda yaptığı açıklamada, “Demokratik düzenimizi kim hedef alırsa, iç istihbarat ve yargı için bir meseledir. Geçmişten ders almak sadece göstermelik değildir. Demokratlar bir arada durmalı,” dedi.

Scholz, kimsenin, göçmen kökenli olup olmadığına dayanarak kimin Alman toplumuna ait olup olmadığına karar vermesine izin vermeyeceklerini söyledi. Şansölye, “ökeni, derisinin rengi veya asimilasyon fantezileri olan fanatikler için ne kadar rahatsız edici olursa olsun herkesi koruyoruz,” ifadelerini kullandı.

Scholz’un yorumu, medya kuruluşları WELT ve Correctiv’in, kasım ayında Berlin yakınlarında AfD’li politikacıların ve aşırı sağcı aktivistlerin, yabancıların Almanya’dan toplu olarak sınır dışı edilmesi için ‘yeniden göç’ fikrini tartıştıkları bir toplantıyla ilgili bir haberi üzerine geldi.

Ulusal anketler, AfD’yi Scholz’un hükümet koalisyonundaki üç partinin de önünde ve ana muhalefetteki Hıristiyan Demokratların sadece birkaç puan gerisinde yaklaşık yüzde 24’te gösteriyor.

AfD, bu yıl içinde Almanya’nın doğusunda yapılacak üç önemli bölgesel seçimi de kazanabilir. Forsa’nın yakın zamanda yaptığı bir anket, partiyi Thüringen’de yüzde 36, Brandenburg’da yüzde 34 ve Saksonya’da yüzde 32’ye çıkardı. Üç eyalet de eylül ayında yeni parlamentolarını seçecek.

WELT: AfD, milyonlarca göçmenin geri gönderilmesinin tartışıldığı toplantıya katıldı

AfD toplantı ile ilgisinin olmadığını savunuyor

Correctiv’deki habere göre, kasım ayında Potsdam yakınlarında düzenlenen toplantıda, geçen yıla kadar ‘beyaz üstünlükçü’ Kimlikçi Hareketi’nin lideri olan Avusturyalı Martin Sellner bir konuşma yaptı.

Correctiv, Sellner’in ‘yeniden göç’ için bir ‘ana plan’ sunduğunu ve göçmen kökenli Alman vatandaşlarının da Almanya’dan sınır dışı edilmesini içerdiğini öne sürdü.

Correctiv, gizli toplantıya AfD lideri Alice Weidel’in danışmanı Roland Hartwig’in yanı sıra AfD’nin Federal Meclis milletvekili Gerrit Huy ve Almanya’nın doğusundaki Saksonya-Anhalt bölgesel parlamentosunda AfD milletvekili Ulrich Siegmund’un katıldığını söyledi.

AfD, dün (perşembe) yaptığı açıklamada, toplantının ‘bir AfD etkinliği değil, özel bir etkinlik’ olduğunu vurgulayan bir açıklama yaptı. Açıklamada, toplantıya katılan AfD üyelerinin bunu ‘özel bir sıfatla yaptıkları ve bu nedenle hiçbirinin parti adına konuşmadığı’ belirtildi.

AfD, ‘partimizle hiçbir ilgisi olmadığı açık olan özel etkinliklerde özel kişiler tarafından verilen konferanslardan veya diğer içeriklerden’ sorumlu olmadığını ekledi ve Sellner’in ‘geri dönüş’ fikri ile arasına mesafe koydu.

Weidel’in sözcüsü de ‘katılımcılar hakkında hiçbir bilgisi olmadığını’ söyledi. Hartwig ayrıca Sellner hakkında önceden hiçbir şey bilmediğini öne sürdü.

Öte yandan kasım ayındaki toplantıya Hıristiyan Demokratlardan Ulrich Vosgerau da katıldı. Vosgerau, “Martin Sellner’in fanatik olarak görülmeyen hoş bir adam olduğunu duymuştum. Bu yüzden onu şahsen tanıma fırsatını yakaladım,” dedi.

CDU’lu siysetçi, ‘BfV’nin yıllık raporunda yer alan insanlarla özel olarak konuşmanın mümkün olması gerektiğni’ de sözlerine ekledi.

Parti yasaklanabilir mi?

Kasım ayındaki toplantının medyaya yansımasının ardından AfD’nin iktidar partilerinin hepsinden daha yüksek oy aldığı bir dönemde parlamentodan atılması yönünde yeni çağrılara yol açtı.

Ana muhalefet partisi CDU’nun yasağı desteklediğini ifade etmesiyle Alman siyasetinde gerilim yükselirken, trafik lambası koalisyonundaki partiler daha ihtiyatlı görünüyor.

Almanya’nın kuzeyindeki Schleswig-Holstein eyaletinin Başbakanı Daniel Günther (CDU) çarşamba günü Hamburger Abendblatt’a verdiği röportajda, “Böyle bir yasağa kesin bir sempati duyuyorum, buna hiç şüphe yok. Ne kadar tehlikeli olduklarını fark ettik. Burada, Schleswig-Holstein’da bile,” dedi.

tagesschau’ya göre, CDU’lu Federal Meclis Üyesi Roderich Kiesewetter de ifşaatların ardından AfD’nin yasaklanmasının mümkün olduğuna inanıyor.

FDP’li Adalet Bakanı Marco Buschmann ise yasaklama yolundan gidilirse başarılı olacağından emin olunması gerektiğini vurguladı. Buschmann, AfD için ‘bir PR zaferi tehdidi’ olduğunu söyleyerek dikkatli olunması çağrısı yaptı.

SPD’nin eş genel başkanı Saskia Esken ntv’ye verdiği demeçte, “AfD’nin çok belirgin olmasını beklememeliyiz,” derken, SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser Sternt’e ‘kimsenin [aşırılıkçı] tehlikeyi hafife almaması gerektiğini’ söyledi ve “[…] anayasa düşmanlarının AfD temsilcileriyle nasıl bağlantı kurduğu ve orada hangi insanlık dışı ideolojilerin propagandasının yapıldığınun Federal Anayasa Koruma Teşkilatının konuyu çok yakından takip etmesinin gerekli ve doğru olduğunu bir kez daha görüyoruz,” dedi.

AVRUPA

Reform UK lideri Farage: Ukrayna’daki savaşı biz kışkırttık

Yayınlanma

Reform UK partisi lideri ve Brexit’in mimarlarından olan Nigel Farage, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’nun genişleyerek Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesini kışkırttığını belirtti.

Cuma günü BBC‘nin Panorama programına mülakat veren Farage, ülkeyi kendisinin yönetiyor olması halinde Brexit’in Birleşik Krallık’a iktisadi açıdan fayda sağlayacağını ve eleştirilen Reform UK adaylarının birçoğunun ‘en olağanüstü şekilde sağlam durduğunu’ kaydetti.

Ukrayna ihtilafı konusundaki fikirlerini paylaşan Farage, Putin’den şahsen hazzetmediğini, ancak Rusya üzerindeki kontrolünün boyutu nedeniyle ‘siyasi bir operatör olarak ona hayranlık duyduğunu’ söyledi.

Farage, “2014’te Avrupa Parlamentosu’nda ayağa kalktım ve ‘Ukrayna’da çıkacak olacak’ dedim. Bunu neden söyledim? NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin sürekli genişlemesinin bu adama ‘Yine geliyorlar’ demesi ve savaşa girmesi için bir sebep verdiği son derece barizdi,” dedi.

İngiliz siyasetçi, “Bu savaşı biz kışkırttık. Tabii ki bu onun (Putin’in) kabahati, yaptıklarımızı bahane olarak kullandı,” ifadelerini kullandı.

Mülakatın başka bir kısmında Farage, Brexit sonrasında Birleşik Krallık’ın ‘dünyanın en büyük yedinci ihracatçısı konumundan dünyanın en büyük dördüncü ihracatçısı’ konumuna yükseldiği yönündeki iddiasının sadece hizmet sektörünü kapsadığını kabul etti.

Mal ihracatının neden benzer şekilde fayda sağlamadığı sorulduğunda Farage, ‘net sıfır’ politikalarını suçlayarak bunların ‘Britanya’yı sanayisizleştirdiğini’ vurguladı.

Brexit’in iktisadi etkileri konusunda Farage, “Beni başa getirseydiniz her şey çok ama çok farklı olurdu ama tabii ki bunu yapmadılar, değil mi?” değerlendirmesini yaptı.

O dönemde Liz Truss’un felaket mini bütçesine verdiği destek nedeniyle eleştirilen Farage, “Burada büyüme ve iş dünyası yanlısı pek çok şey vardı,” diyerek bütçeyi överken, harcamalarda uyumlu kesintiler içermediği için bütçenin zayıfladığını öne sürdü.

Göç konusunu tartışırken Farage, ülkeye gelen insanların yanlarında annelerini de getirebileceklerini, ancak durumun böyle olmadığını tekrarladı.

Net sıfır konusunda, Kral Charles’ın ‘ekoloji delisi’ olduğuna hala inanıp inanmadığı sorulduğunda Farage şu cevabı verdi: “O zaman kral değildi ve açıkçası hükümdar hakkında kötü konuşamam.”

Alman milletvekili Dağdelen: NATO, Ukrayna’ya asker göndermek için bahane arıyor

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Handelsblatt: Şansölye Scholz, 2020’de ABD’ye Kuzey Akım-2 için gizli bir anlaşma teklif etti

Yayınlanma

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt, Şansölye Olaf Scholz’un 2020’de dönemin ABD Başkanı Donald Trump yönetimine Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattına yaptırım uygulanmaması konusunda ‘gizli bir anlaşma’ teklif ettiğini yazdı.

Handelsblatt‘ın haberinde, Alman Şansölyesi Olaf Scholz’un, 2020 yılında maliye bakanı olarak görev yaparken ABD’nin o dönemde inşaatı devam eden Rus doğalgaz boru hattı Kuzey Akım-2’ye yönelik yaptırımları önlemek adına gizli bir anlaşma önerdiği iddia edildi.

Gazetenin eline geçen Ekonomi Bakanlığı’nın iç belgelerine göre Scholz’un yanı sıra Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti Başbakanı Manuela Schwesig de söz konusu anlaşmaya destek verdi.

Haberde, her üç ismin de şu anda Ukrayna’nın ateşli destekçileri olsalar da ‘sadece birkaç yıl önce bu ülkenin güvenlik çıkarlarına taban tabana zıt bir projeyi’ destekledikleri savunuldu.

Belgelere göre Scholz, Steinmeier ve Schwezig, Washington yönetiminin Kuzey Akım-2’yi hedef alan yaptırımlarını önlemek adına başta dönemin Hazine Bakanı Steven Mnuchin olmak üzere dönemin ABD Başkanı (2017-2021) Donald Trump yönetimine ısrarda bulundu.

Scholz’un 2020 yazında Mnuchin’e bir mektup göndererek Almanya’nın kuzey kıyısındaki sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alım terminallerine vergi indirimi karşılığında 1 milyar avroluk bir yatırım yapılması çağrısında bulunduğu iddia edildi.

Bunun karşılığında Scholz, ABD’nin boru hattına uyguladığı yaptırımları kaldırmasını talep etti, ancak Beyaz Saray bu öneriyi bütünüyle reddetti.

Trump, boru hattının inşasına şiddetle karşı çıkmış ve yaptırımlar uygulamıştı. Ancak Almanya Ekonomi Bakanlığı tarafından Süddeutsche Zeitung (SZ) gazetesine sunulan mahkeme tutanaklarına göre, görevdeki ABD Başkanı Joe Biden, Kuzey Akım-2’nin inşası konusunda Alman yetkililere ciddi tavizler verdi.

Gazete, Biden’in boru hattı projesine eleştirel yaklaştığını, fakat Alman yönetimiyle bir uzlaşı aradığını vurguladı.

Sonrasında Biden, Kuzey Akım-2’yi yaptırımlara tabi tuttu; 23 Şubat 2022’de, Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesinin ardından boru hattının işletmecisi olan Nord Stream AG şirketi ve genel müdürü Matthias Warnig’e yaptırım uygulandı. O zamana kadar boru hattı çoktan inşa edilmişti, ancak Almanya sertifikasyonunu askıya aldı.

Eylül 2022’de Kuzey Akım 1 ve 2 havaya uçuruldu. Her ikisinin de dört kolonundan biri sağlam kaldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’yi boru hatlarını sabote etmekle suçladı.

Seymour Hersh: Kuzey Akım boru hatları ve çevreleme politikasının tehlikeleri

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Polonya, Ukraynalı sığınmacılara yapılan sosyal yardımları iptal etti

Yayınlanma

Polonya makamları, 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan Ukraynalı sığınmacılara yardım yasasında değişikliğe gitti.

Polskie Radio‘nun haberine göre, sığınmacılara konaklama ve temel giderler için verilen 300 zloti (74,5 dolar) tutarındaki toplu yardımın yanı sıra Ukraynalıları evlerinde barındıran Polonya vatandaşlarına verilen 40 zloti (9,9 dolar) tutarındaki yardım da iptal edilecek.

Polonya’daki Ukraynalılar Derneği’nin Przemysl şubesi başkanı İgor Gorkov, radyoya verdiği demeçte ülkedeki Ukraynalı sığınmacıların geleceğinin ‘son derece belirsiz göründüğünü’ söyledi.

Gorkov, Przemysl kentine Harkov, Odessa ve Suma oblastlarından her gün 2 bin ila 5 bin arasında sığınmacının gelmeye devam ettiğini belirtti.

Haberde, Polonya makamlarının kararı ‘sistemin güvenilirliğini sağlamadaki güçlükler’ nedeniyle aldıkları kaydedildi.

Polonya’daki Ukraynalılara yardıma ilişkin yasa 2022’nin mart ayında kabul edilmişti. BM Yüksek Komiserliği, ülkedeki Ukraynalı sığınmacı sayısının bu yılın sonuna kadar 1,1 milyona ulaşacağını tahmin ediyor.

Çekya, Ukraynalı sığınmacıların evlerine dönmeleri için para ödeyecek

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English