DİPLOMASİ

Shangri-La forumundan öne çıkanlar ve Zelenskiy’in süpriz ziyareti

Yayınlanma

Dünyanın dört bir yanından üst düzey savunma yetkilileri ve hükümet liderleri hafta sonu Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyaloğu güvenlik zirvesinde bölgesel barış ve istikrara yönelik kendi argümanlarını ortaya koydular.

ABD ve Çin’in bölgede ortaklık ve işbirliği için farklı mekanizmalar önerdiği etkinlikte delegeler zaman zaman çeşitli konularda görüş ayrılıklarına düştü.

Zirve aynı zamanda Güney Çin Denizi’ndeki ihtilaflardan İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırılarına ve Ukrayna’da devam eden savaşa kadar uzanan gergin bir uluslararası ortamda gerçekleşti. Üç günlük etkinlikte üst düzey yetkililer pek çok ikili ve çoklu kapalı görüşmeler gerçekleştirdi.

ABD-Çin gerilimi

Dünyanın en büyük iki ekonomisi Shangri-La Diyaloğu’nda bölgesel işbirliği için farklı yollar sundu. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin cumartesi günü Amerika’nın Hint-Pasifik ülkeleriyle geniş kapsamlı ortaklıklar ağı vizyonunu anlattı. Bu vizyon aynı zamanda ABD’nin Çin’i bölgedeki müttefikleri aracılığıyla “çevreleme ve baskılama” girişimi olarak görülüyor.

Austin, bölgede tek bir ittifaka ya da koalisyona bağlı olmayan, ancak “örtüşen ve birbirini tamamlayan girişimler ve kurumlardan” oluşan daha güçlü ve daha dirençli bağlantıların “yeni bir yakınlaşmasını” savundu. Austin, ABD’nin Hint-Pasifik’e olan bağlılığının “her şey dahil” olduğunu vurguladı.

Çinli mevkidaşı Savunma Bakanı Dong Jun ise ülkesinin “barış içinde bir arada yaşamanın beş ilkesinden” bahsetti: egemenlik ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, karşılıklı saldırmazlık, birbirlerinin iç işlerine karışmama, eşitlik ve karşılıklı yarar ve barış içinde bir arada yaşama.

Dong Jun, Washington’ın bölgede Çin’e karşı oluşturmaya zorladığı ittifakı kastederek, “Halkımız, ülkelerimizi vasal devletlere dönüştürmeye ya da bizi blok çatışmalarına çekmeye yönelik her türlü girişime karşıdır. Halkımız, hegemonik güçlerden emir alarak kendini güçlendirmeye çalışanları hor görmektedir” dedi.

Tayvan tartışması da bu bağlamdaki gündemlerden biriydi. Tayvan’ın bağımsızlık yanlısı yeni lideri, Demokratik İlerleme Partisi’nden Lai Ching-te’nin geçen hafta yemin töreninde yaptığı Çin karşıtı ve bağımsızlık yanlısı konuşma gerginlik yaratmıştı. Pekin konuşmayı “kışkırtıcı ve ayrılıkçı” olarak nitelendirerek tepki göstermiş ardından Ada etrafında Tayvan’ı “ablula altına almak üzerine” askeri tatbikat başlatmıştı.

ABD Savunma Bakanı Austin cuma günü Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun tatbikatını “provokatif” olarak nitelendirerek “duyduğu endişeyi” dile getirdi.

Çin Savunma Bakanı Dong Jun ise pazar günü Shangri-La Diyaloğu’nda katıldığı soru-cevap oturumunda bu konuya değinerek “tek Çin” ilkesini yineledi.

Dong, Tayvan ayrılıkçılığına karşı güçlü bir tepki göstererek, adanın bağımsızlığına yönelik herhangi bir hareketi engellemek için “kararlı eylemlerden” çekinmeyecekleri vurguladı. Adayı Çin’den ayırma girişimlerinin ise “kendi kendini yok etmekle sonuçlanacağını” ifade etti. Uzmanlar bu terimin ilk kez kullanıldığına dikkat çekti.

Zelenskiy’den sürpriz ziyaret

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de sürpriz bir şekilde, 15-16 Haziran’da İsviçre’de yapılması planlanan “barış zirvesine” destek sağlamak üzere Singapur’a gitti. Ukrayna lideri, 106 ülke ve 75 devlet başkanının katılımlarını teyit ettiklerini söyledi.

Zelenskiy pazar günü gazetecilere yaptığı açıklamada “Asya ülkelerinin desteğine ihtiyacımız var” dedi. Ukrayna, Rusya’dan temsilci olmadan katılmayacağını söyleyen Çin de dahil olmak üzere, Küresel Güney olarak adlandırılan gelişmekte olan ülkelerden daha fazlasını katılmaya ikna etmeye çalışıyor. Ancak Ukraynalı lider pazar günü Pekin’i, ülkelerin yaklaşan foruma katılmasını engellemek için Moskova ile birlikte çalışmakla suçladı. Zelenskiy, Rusya’nın Çin’in bölgesel nüfuzunu ve diplomatlarını zirveyi engellemek için kullandığını söyledi. “Çin gibi büyük, bağımsız ve güçlü bir ülkenin Putin’in elinde bir araç olması talihsizliktir” dedi.

Filipinler-Çin gerginliği devam etti

Bir diğer çatışma alanı olan Güney Çin Denizi ile ilgili Filipinler ve Çin arasındaki gerginlik toplantıda da devam etti.

Forumun açılış konuşmasını yapan Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr. ülke ismi vermeden Çin’in “yasadışı, zorlayıcı, saldırgan ve aldatıcı eylemlerine” tepki gösterdi. Marcos, Güney Çin Denizi’ndeki gerilimin bir Filipin vatandaşının ölümüyle sonuçlanması halinde bunun “savaşa yakın bir eylem” olacağını savundu. Böyle bir olayın ABD ile 1951 yılında imzalanan Karşılıklı Savunma Anlaşmasını tetikleyebileceğini vurguladı. Marcos daha önceki açıklamalarında, Filipinli bir askerin yabancı bir saldırı sonucu ölmesi halinde anlaşmanın devreye gireceğini söylemişti.

ABD’nin ise Marcos’un konuşmasını “memnuniyetle” karşıladığı kaydedildi.

Çin Savunma Bakanı ise konuşmasında buna cevaben, “Hegemonyacılığın ve güç politikalarının Asya-Pasifik ülkelerinin çıkarlarına zarar vermesine izin vermeyeceğiz. Hiç kimsenin bölgemize sıcak ya da soğuk jeopolitik çatışmalar ya da savaşlar getirmesine izin vermeyeceğiz. Hiçbir ülkenin ya da hiçbir gücün bölgemizde çatışma ve kaos yaratmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Gazze gündemi

Endonezya ve Malezya ise konuşmalarında İsrail’in Gazze saldırılarına ilişkin endişelerini dile getirdi.

Cumartesi günü özel bir konuşma yapan Endonezya Savunma Bakanı ve seçilmiş Devlet Başkanı Prabowo Subianto, İsrail ile Hamas arasında ateşkes çağrısında bulunan yeni teklifin sekiz aydır devam eden savaşı sona erdirmek için “önemli bir doğru adım” olduğunu söyledi. Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi olan Endonezya’nın İsrail ile resmi bir bağı bulunmuyor.

Bu yeni önerinin bir parçası olarak Prabowo, ihtiyaç duyulması ve Birleşmiş Milletler tarafından talep edilmesi halinde Endonezya’nın olası ateşkesi korumak ve izlemek için “önemli” barış gücü katkısında bulunmaya hazır olduğu sözünü verdi. Yeni lider, Güneydoğu Asya ülkesinin Gazze’den 1,000 kadar hastayı tahliye ve tedavi etmeye de hazır olduğunu söyledi.

Pazar günkü son oturumda Malezya Savunma Bakanı Mohamed Khaled Nordin, Prabowo’nun sözlerini alkışladı ve Kuala Lumpur’un acil ve kalıcı ateşkesi sağlayacak her türlü öneriyi “kesinlikle memnuniyetle karşıladığı ve desteklediği” yönündeki yorumlarını yineledi.

Malezyalı savunma şefi konuşmasını, her yıl düzenlenen Singapur Savunma Forumu’na gelecekteki etkinlikler için Filistin’den bir temsilci davet edilmesini önererek tamamladı.

Çok Okunanlar

Exit mobile version