Tayvan’daki 19.3 milyon seçmen 13 Ocak’ta yeni başkanını seçecek. Seçmenlerin oyları sadece adanın önümüzdeki yıllarda Pekin ile izleyeceği politikayı değil, aynı zamanda Asya-Pasifik bölgesindeki gerilimi ve ABD-Çin ilişkilerini de belirleyecek.
Washington resmi olarak bağımsızlığını tanımadığı Tayvan’ı Çin’in etkisini azaltmak istediği Asya-Pasifik’te stratejik bir dayanak olarak görüyor ve silahlandırıyor. Ada’daki ayrılıkçı politikacılara ve hareketlere destek veriyor.
Pekin ise kendisine ait olan Tayvan’ı yabancı taraflarca aşılmaması ya da müdahale edilmemesi gereken kırmızı çizgi olarak görüyor.
Tayvan’daki başkanlık seçimlerinde önde gelen aday, iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi’nin (DPP) Başkan Yardımcısı William Lai Ching-te, Tayvan’ın Çin’den bağımsızlığını savunuyor ve ABD tarafından destekleniyor. En büyük rakibi Pekin dostu Kuomintang (KMT) partisinden Hou Yu-ih ise hem Tayvan’ın bağımsızlığına hem de Pekin’in birleşme önerisine karşı çıkarken “pragmatik diyaloğu” savunuyor. Bir diğer rakip Tayvan Halk Partisi’nden Ko Wen-je ise barışı ve Tayvan’ın demokratik siyasi sistemini koruyarak Pekin ile ilişki kurmayı öneriyor.
Dünyanın en işlek nakliye yollarından biri olan Tayvan Boğazı ve Güney Çin Denizi’ne yakın olan Tayvan, Kuzeydoğu Asya’yı Orta Doğu ve Avrupa’ya bağlayarak gıda, enerji kaynakları, doğal kaynaklar ve tüketim mallarının ticaretine olanak sağlamaktadır. Uzmanlar bölgede yaşanacak bir çatışmanın küresel ticareti ciddi şekilde sekteye uğratacağını ve fiyatları artıracağını savunuyor.
Washington ayrıca Tayvan’ı Borneo’dan Filipinler, Japonya ve Güney Kore’ye uzanan birinci ada zincirinde “kritik bir düğüm” olarak görüyor. Bu son üç ada ABD’nin müttefiki ve ABD askeri üslerine ev sahipliği yapıyor. Bu zincir Washington için stratejik öneme sahip çünkü bu zinciri güvence altına almak Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun (PLA) Batı Pasifik’teki konuşlanmasını engelleyecektir.
Pekin, ada zinciri stratejisini Çin anakarasını çevrelemenin bir yolu olarak görüyor. PLA, yeni nakliye uçakları, stratejik bombardıman uçakları, uçak gemileri ve 1.000 km’den (621 mil) daha uzaktaki bir hedefi vurabilen seyir ve balistik füzelerle ada zincirindeki konumunu korumaya çalışıyor.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping “ulusal gençleşmeyi” Pekin’in yüzyıl ortasına kadar ulaşması gereken bir hedef olarak açıkladı. Tayvan’ı kontrolü altına almak ve Çin’i “yeniden birleştirmek” bu gençleşme vizyonunun bir parçası.
Washington Taipei ile resmi bağlarını sürdürmüyor ve resmiyette Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemiyor. Tek Çin politikası çerçevesinde Tayvan’ı Çin’in bir parçası olarak kabul ediyor. Pekin ve Washington arasında 1971 yılında resmi bağlar kuran belgelerde ABD, Pekin’in Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğu yönündeki görüşünü kabul ettiğini ancak bu görüşü onaylamadığını belirtmiştir. Bu pozisyon “stratejik belirsizlik” olarak tanımlanmıştır. Pekin tarafından saldırıya uğraması halinde ABD’nin Tayvan’ı savunup savunmayacağı da belirsizdir.
Washington, Tayvan’ın kendini savunması için adanın silahlandırılmasına yardımcı oluyor. ABD Başkanı Joe Biden 2021’den bu yana dört kez Pekin’in saldırması halinde ABD askerlerinin Tayvan’a yardım edeceğini söyledi, ancak Beyaz Saray her seferinde politikanın değişmediğini açıkladı. ABD ayrıca statükonun tek taraflı olarak değiştirilmesine de karşı çıkıyor.
ABD Tayvan’ı Asya’daki “benzer düşünen ortaklarından” biri olarak görüyor. Ayrıca Tayvan’ın uluslararası örgütlere katılımını da destekliyor. Ancak Çin bu durumdan rahatsız ve ABD’yi adanın iktidardaki partisini kışkırtarak ayrılıkçılığa sevk etmekle suçluyor. Pekin ayrıca, ABD’yi resmi olarak Tayvan’ı tanımasa da pratikte farklı davrandığı için ‘ikiyüzlü’ bir politika izlemekle itham ediyor.
Teknoloji savaşında Tayvan’ın çip endüstrisinin rolü
Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) dünyanın en büyük fason gelişmiş çip üreticisidir. Çip tedarik zinciri küresel olduğundan, TSMC’nin faaliyetlerinin sekteye uğraması akıllı telefonlara ve diğer tüketici elektroniğine güç veren çiplerde küresel bir kıtlığa neden olabilir.
Bu durum Tayvan’ı ABD-Çin teknoloji rekabetinin merkezine koyarken, diğer ülkeler de dünyanın yarı iletken çiplerinin yarısından fazlasını tedarik eden Tayvan’ın bir savaşa dahil olması halinde tedarik zincirinde yaşanacaklardan dolayı endişelerini dile getiriyor.
ABD hükümeti, gelişmiş çip teknolojilerinde uzun vadeli Amerikan liderliğini sağlamak için şirketlere ABD’de ve müttefik ülkelerde çip üretmeleri için vergi kredileri ve teşvikler verirken, Çin’i zayıflatmaya yönelik kısıtlamalar getiriyor.
Ayrıca ABD 2020 yılında Tayvanlı TSMC’nin bir anakara teknoloji devi olan Huawei Technologies’e çip tedarik etmesini de fiilen yasakladı. Son teknoloji tedarikçileri olmadan, Çin anakara firmaları Semiconductor Manufacturing International Corporation gibi diğer anakara yarı iletken dökümhanelerine güveniyor.