Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump’ın dış siyaset danışmanı Colby: Çin, Rusya’dan daha tehlikeli

Yayınlanma

2018 yılında Donald Trump’ın başkanlık döneminde Ulusal Güvenlik Stratejisini kaleme alan Elbridge Colby, muhafazakâr cumhuriyetçilerin dünyaya bakışını anlattı.

Unherd’den Freddie Sayers’a konuşan Colby’nin 2024 yılında Ron DeSantis’in veya Donald Trump’ın başkan seçilmesi durumunda dış siyaset inşasının merkezinde yer alması bekleniyor.

Cumhuriyetçilerin oy tabanının işçi sınıfı ve orta sınıf Amerikalılardan oluştuğunu savunan Colby, Washington’ın dış siyasetinin bu oy tabanına hizmet etmediğini söylüyor.

Maksimalist bir dış siyasetin ‘felaket’ getirdiğini kaydeden eski danışman, vatandaşların ‘sonsuz savaşlardan’ bıktığını belirtiyor.

Ukrayna’ya Çin merceğinden bakmak

ABD’nin Ukrayna’ya taahhütlerinin fazla olduğunu savunan Colby, ülkesine ve çıkarlarına yönelik en somut meydan okumanın, iktisadi ve askeri olarak Çin’den geldiğinin altını çiziyor.

Ukrayna’ya da ‘Çin merceğinden’ baktığını söyleyen stratejist, Kiev’e bir anda tüm yardımların kesilmesini söylemediğini, Rusya’nın yaptıklarının şeytani olduğunu ama ABD’nin yaptığı yardımların Amerikalıların somut çıkarlarıyla uyuşmadığını savunuyor.

Colby, şu anda ABD Başkanının danışmanı olsa ne yapmasını tavsiye edeceği yönündeki bir soruya şu cevabı veriyor: “Şöyle derdim: ‘Şu anda Ukrayna hakkında konuşmak istemiyorum. Önce Tayvan, Çin ve Asya hakkında konuşacağız ve bu sorunu tatmin edici bir şekilde çözdükten sonra Ukrayna için zaman, siyasi sermaye ve kaynak harcayacağız.’”

Avrupa’nın zayıflığı

Colby, bu bağlamda Ukrayna meselesinde liderliği Avrupa’nın alması için çabalamak gerektiğini düşünüyor. 

Amerikan istihbaratının değerlendirmelerine göre, Çin’in 2027 yılına kadar Tayvan’ı ele geçirmeye hazırlandığını ileri süren Colby, Ukrayna konusunda Almanya’nın pek bir şey yapmadığını, bu konuda övgüye layık ülkenin Polonya olduğunu söylüyor.

Colby, Ukrayna’ya destekte ön sıralarda yer alan Birleşik Krallık söz konusu olduğunda da, Londra’nın Kıta meseleleri ile daha fazla ilgilenmesinin Washington için ‘harika’ olduğunu kaydediyor.

Avrupa’nın kendi güvenliğini temin edememesi durumunda ABD’nin bunun değişmesine yardım edebileceğini belirten Colby, bununla birlikte Asya’nın Avrupa’dan daha önemli olduğunu, Çin’in Asya’yı ‘ele geçirmesi’ durumunda ABD’nin bundan en çok zarar görecek ülke olacağını düşünüyor.

Yeni Soğuk Savaş stratejisi

Colby’ye göre, ABD’nin askeri ve iktisadi kaynaklarını yönlendirmesi gereken esas nokta Tayvan.

Çin’in ‘Yeni Sovyetler Birliği’ olduğunu öne süren Colby, NATO’nun şu anda ABD’nin her şeyi yaptığı bir ‘Soğuk Savaş sonrası’ zihniyeti ile çalıştığını, ihtiyaç duydukları şeyin ise yükün bölüşüldüğü ‘Soğuk Savaş zihniyeti’ olduğunu belirtiyor.

Çin’in Tayvan’a askeri müdahalede bulunması durumunda ABD’nin kararlılıkla karşı koyması gerektiğini belirten Colby, bu müdahaleye Çin anakarasındaki seçilmiş hedeflere yönelik saldırıların da dahil olduğunu kaydediyor.

“Savaş başladığında konvansiyonel bir muharebenin marjinal ucuna doğru kaymamalıyız,” diyen Colby, mümkün olan her şekilde konvansiyonel bir savaşa hazırlanmak gerektiğini vurguluyor.

Savaştan kaçınmak ya da silahlanmak

Colby’ye göre, ABD’nin Tayvan Boğazındaki askeri varlığını azaltması nedeniyle Tayvan’da bir savaş artık daha yakın. Ona göre ABD, 1930’ların sonundaki Britanya’nın darboğazdaki durumuna bir hayli benziyor: Zayıf görünüp savaştan kaçınabilirsiniz ama tüm hayati çıkarlarınız zedelenir; güçlü görünüp silahlanırsanız, rakibinizin size askeri olarak yanıt verme ihtimali artar. 

Colby, Cumhuriyetçilerin iki önemli adayı Florida Valisi Ron DeSantis ile eski Başkan Donald Trump’ın dış siyasetini de övüyor. DeSantis’in, Çin’in öncelikli tehdit olduğuna ilişkin görüşünü hatırlatan Colby, Trump’ın da Çin hakkında konuşmayı bırakıp bu konuda bir şeyler yapmaya başlayan ilk başkan olduğunu söylüyor.

AMERİKA

LinkedIn kurucusu Hoffman, Harris’ten FTC şefi Khan’ı kovmasını istedi

Yayınlanma

LinkedIn’in kurucusu milyarder Reid Hoffman birkaç gün önce Kamala Harris’in seçim kampanyasına 10 milyon dolar bağışladı ve çok daha fazlasını vaat etti.

Dün CNN’e konuşan Hoffman Harris’ten istediklerini sıraladı. Milyarder, Harris’in Biden’ın gümrük vergisi ve antitröst rejimlerini sona erdirmesi ve Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Başkanı Lina Khan’ı kovması gerektiğini söyledi.

Bu görüntünün ardından Reid Hoffman’ın Harris için bir “Silikon Vadisi bağış toplama turu” planlandığı haberi geldi.

Lever’ın haberine göre Hoffman, şu anda FTC tarafından dava edilen ve soruşturulan Microsoft’un yönetim kurulunda yer alıyor.

Öte yandan Hoffman siyasette belirleyici bir isim olmak istiyor. Hoffman Harris’in, büyük şirketlerin istediklerini yapabilmeleri için ticaret ve antitröst yoluyla işçileri koruyan Biden politikalarından kurtulmasını istiyor. Harris’in bu talepleri karşılayacağını vaat etmesi halinde kampanyasına finansman sağlayacak.

Dün New York Times’ta (NYT) yayınlanan bir yazıya göre, Başkan yardımcısı olarak Harris yapay zekanın düzenlenmesine destek verdiğini dile getirdi.

Fakat başkan yardımcısı ile özel olarak görüşen bir bağışçıya göre, Khan’ın antitröst yetkilerini genişletme konusundaki görüşüne şüpheyle yaklaştığını ifade etti.

Hoffman Uber, Google, Microsoft, AirBNB, Amazon, Apple ve benzeri şirketlerin yükselişini analiz ettiği kitabında, ucuz sermaye ve yasaları çiğneme yoluyla tekelleşmenin “sosyal açıdan faydalı olduğunu” ve bu tür firmaların birleşme ve satın alma stratejileri ve rakipleri engelleyen etkileri nedeniyle “takdir edilmesi” gerektiğini savunmuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Barack ve Michelle Obama’dan Kamala Harris’e destek

Yayınlanma

Barack ve Michelle Obama, Demokratların başkan adaylığı için Kamala Harris’i destekleyerek başkan yardımcısının Donald Trump’a karşı Beyaz Saray için yürüttüğü yeni kampanyada partiyi birleştirme çabalarını tamamlamış oldu.

Eski başkan ve first lady cuma günü Harris’i telefonla arayarak desteklerini ifade ettikleri bir video ile tartışmaları sona erdirdiler.

Barack Obama videoda, “Michelle ve ben seni desteklemekten ve bu seçimlerde seni Oval Ofis’e taşımak için elimizden gelen her şeyi yapmaktan daha fazla gurur duyamayacağımızı söylemek için aradık,” dedi.

Kamala Harris’in adaylığı garanti değil

Michelle Obama ise Harris ile “gurur duyduğunu” söyledi ve kasım ayındaki seçimlerin “tarihi bir seçim olacağını” belirtti.

Obamaların desteği önemli çünkü Biden’ın çekilmesinin ardından eski başkan ve ailesinin aday olarak Michelle Obama’yı göstermek istediği konuşuluyordu.

Obamalar Harris’in kampanyası konusunda cuma gününe kadar sessiz kalmışlardı. Harris’i desteklemek için daha fazla beklemiş olsalardı, başkan yardımcısının kampanyasına duydukları güven konusunda şüphe uyandırmaya başlayabilirlerdi.

Axios: Biden, Harris’in Trump’ı yenebileceğine inanmıyor

Perşembe günü Trump’ın kampanyası, aralarında eski başkan Obama’nın da bulunduğu bazı Demokratların “daha ‘iyi’ birini beklediklerini” iddia eden bir açıklama yayınladı.

Barack Obama, Başkan Joe Biden’ın haziran ayında Trump’la girdiği ve birçok Demokrat açısından “felaketle sonuçlanan” münazaranın hemen ardından Biden’ı açıkça desteklemiş olsa da daha sonra sessizliğe büründü.

Bu sessizlik pek çok Demokrat tarafından Başkanın Cumhuriyetçi rakibini yenebileceğine dair güvenini kaybettiği şeklinde değerlendirildi.

Biden çekilecek mi?

Bunun yanı sıra Michelle Obama’nın Biden ailesi ile olan ilişkisinin bozulduğu, Başkana yönelik “çekil” baskısında da Barack Obama’nın payının bulunduğu öne sürülüyordu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD ekonomisi ikinci çeyrekte %2,8 büyüdü

Yayınlanma

ABD Ticaret Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte yıllık %2,8 oranında büyüdüğünü, bu oranın tüketici harcamalarının artması ve işletmelerin stoklarını artırmasıyla ekonomistlerin beklediğinden daha yüksek olduğunu söyledi.

Ekonomistler geçtiğimiz çeyrekte yıllık bazda %1,9’luk bir büyüme bekliyorlardı. Ekonomi yılın ilk üç ayında %1,4 oranında büyümüştü.

Perşembe günkü verilerde yakından izlenen ve stoklar, ticaret ve hükümet harcamalarını dışarıda bırakan bir talep göstergesi, yani özel yurtiçi alıcılara nihai hizmetler, %2,6 arttı.

Tüketici harcamaları %2,3 artarak ilk çeyrekteki %1,5’lik büyümeyi geride bıraktı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English