SÖYLEŞİ

Xi’nin Tacikistan ziyaretinde hangi gündemler masada?

Yayınlanma

Firdavs Jalily, Gazeteci, Duşanbe

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Pekin ile Duşanbe arasındaki ikili ilişkilerin daha da güçlendirilmesi amacıyla 4 Temmuz Perşembe günü Tacikistan’ı ziyaret edecek. Bu Xi’nin Tacikistan’a yapacağı üçüncü devlet ziyareti olacak ve kendisini Duşanbe’de mevkidaşı İmamali Rahman karşılayacak. Uzmanlar, Çin liderinin ziyaretinin iki ülke ilişkileri için yeni bir sayfa açacağı görüşünde. Tacikistan ziyareti ayrıca Xi’nin Kazakistan’a yaptığı devlet ziyaretinin hemen ardından gerçekleşiyor. Xi hem resmi ziyaret hem de Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesine katılmak için gittiği Astana’dan Duşanbe’ye geçecek.

Çin liderinin ziyaretinin anlamı ve ikili ilişkilerin dinamikleri üzerine Tacikistan Bağımsız Siyaset Bilimcileri Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdugani Mamadazimov ile bir mülakat gerçekleştirdik. Tacik Ulusal Üniversitesi Yabancı Bölgesel Çalışmalar Bölümü’nde çalışmalarını sürdüren Mamadazimov, İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması konusuna yoğunlaşmaktadır. “Konsolidasyon Yolu” projesinin yazarı olan Mamadazimov’un yazdığı monografiler arasında dikkat çekenler şunlardır: “Büyük İpek Yolu” (2014) ve “İpek Diplomasisi” (2023).

Kuşak Yol İnisiyatifi ile ilgili bölgesel projelere katkı sunan ve Orta Asya ile ilgili Avrupa ve Çin’de yapılan uluslararası toplantıların düzenli konuşmacılarından biri olan Mamadazimov, Tacikistan ile Çin arasındaki ikili ilişkilerin diplomatik bağların kurulmasından bu yana önemli bir ilerleme kaydettiğini ve stratejik ortaklıktan kapsamlı stratejik ortaklığa dönüştüğünü söyledi.

‘Tacikistan ekonomisi Kuşak Yol ile büyüdü’

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in 4 Temmuz’da Tacikistan’ı ziyaret etmesi bekleniyor. Sizce bu seyahatin kapsamı nedir? Tacikistan’ın bu geziden beklentileri neler? Xi’nin gezisi iki ülke arasında belirli bir işbirliğini beraberinde getirecek mi?

Çin Devlet Başkanı’nın Tacikistan’a yapacağı devlet ziyaretinin niteliğini izah etmek için biraz gerilere gitmemiz gerekiyor. Eylül 2017’de, Çin’in Sin-Viyana kentinde, BRICS+ üst düzey toplantısının oturum aralarında, ulusumuzun lideri İmamali Rahman ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping iki konuda mutabık kalmışlardı.

Birincisi: İkili stratejik ortaklığın en üst düzeyde bir stratejik ortaklığa dönüştürülmesi;

İkincisi: Tacikistan Cumhuriyeti’nin 2035 yılına kadar olan dönem için ulusal büyüme stratejisinin Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) planı ile yakınlaştırılması.

Tacikistan’ın ulusal büyüme stratejisini aralık ayında kabul etmiştik. 2017 yılından bu yana Tacikistan’ın toplam yurtiçi hasılasındaki büyüme her yıl yüzde 7’den fazla oldu. Bu büyümenin esas olarak Tacikistan’ın 2035 yılına kadar olan dönem için ulusal büyüme stratejisinin KYG projesi ile yakınsamasına bağlı olduğu söylenebilir.

Bu sayede Tacikistan, çimento endüstrisi, çiftçilik, altın kaplama ve tekstil dahil olmak üzere ekonominin çeşitli sektörlerinde ulusal faturaları canlandırmayı başardı ve bu sektörler gelişiyor.

Dolayısıyla temel beklentimiz, bu önemli gezinin ardından kullanılmayan kapasitelere özel önem verilmesi ve iyi ikili ilişkilerin yeni yönlerinin açılması.

Tabii ki Çin ile ilişkileri inceleyenler çoğunlukla yeni gelişmeler arıyor. Sadece bunlardan bahsedecek olursak, Milli Saray’ın (Cumhurbaşkanlığı konutu) önünde yer alan Tacik parlamentosunun yeni binası buna bir örnek ve bu bina, Çin’in bilgeliği ve desteği ile inşa edildi. İki liderin katılımıyla açılmasının ardından Tacikistan ve Çin arasında ikili ve çok taraflı etkinliklerin yeni bir seviyeye yükseleceğini gösterebilir.

‘Tacikistan Orta Koridor’a katılacak’

Kuşak ve Yol Girişimi’nin Tacikistan için önemi nedir? Bu ziyaretle birlikte Kaşgar-Duşanbe koridoruna ilişkin özel bir adım atılacak mı?

Bu yılın 24 Haziran’ında Tacikistan ve Çin’in Gansun eyaleti araştırma merkezlerinin girişimiyle bir konferans düzenlendiğini hatırlatmakta yarar var. Bu konferansta iki önemli konu önerdim ve bunlardan biri Kuzey Pamir-Lahş-Raşt-Vahdet-Duşanbe demiryoluydu.

Gelecekte bu yol bizi Afganistan’ın Herat şehri üzerinden İran’ın Meşhed şehrine götürebilir. Bu öneri fütüristik olacaktır çünkü Çin, İran ve Türkiye demiryollarının genişliği Avrupa standardında.

Bizim ve diğer eski Sovyet ülkelerinin başka sığınakları var. Dolayısıyla bu sayede küresel standartlara uyum sağlayacağız ve gelecekte umut verici bir ekonomik koridor haline gelebilecek ‘Orta Koridor’a katılacağız. Zira ‘Kuzey Koridoru’ Rusya ve Ukrayna üzerinden geçiyor. Ancak şu anda bu bölgelerde savaş ve kargaşa hakim.

‘Güney Koridoru’, İsrail ile Hamas arasındaki savaş nedeniyle krizde. İran ve Türkiye’den geçen ‘Orta Koridor’un aciliyetinin artması gerekiyor ve bu uzun bir süre için güven verici olacaktır.

Bu konunun iki ülke liderleri arasındaki görüşmelerde ele alınacağına inanıyorum, zira bu öneri her iki tarafça da kabul gördü ve bu konferansın sonuç bildirgesinde de yer aldı. Son olarak, strateji inceleme merkezi Tacikistan hükümetine bu büyük projeyi gözden geçirme teklifinde bulundu.

‘Çin, Orta Asya ile ilişkilerinde 5+1 formatı ile ŞİÖ çerçevesinin dışına çıktı’

Geçen yıl Çin, Orta Asya ülkeleri başkanlarının ilk toplantısına ev sahipliği yaptı. Bu toplantıdan önce Çin ve Orta Asya ülkeleri arasındaki işbirliği her zaman ikili angajman çerçevesinde yapılıyordu. Ancak bu konferansta Çin, ilk kez kendisi için büyük bir adım attı ve bölgeyle işbirliğinde yeni bir seviyeye ulaştı. Bu toplantıdan sonra Çin’in Orta Asya ile ilişkilerinde önemli bir ilerleme kaydedildi mi?

5+1 formatı 2004 yılında Japonya tarafından önerildi ve uygulandı. Japonya’nın bu diplomasisi diğer güçler ve örgütler tarafından da takip edildi. Sadece Çin ve Rusya, geçen yıla kadar bu tür diplomatik fırsatlara önem vermedi.

Çin, Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerinde Şanghay İşbirliği Örgütü çerçevesine öncelik verdi. Kovid-19’un bulaşmasından sonra Çin ve Rusya 5+1 formatını tercih etti. Söz konusu format, Şanghay İşbirliği Örgütü’nden farklı olarak daha serbest ilişkiler kurma imkanı sağlıyor.

Bu şekilde Çin, işbirliği için yeni bir çerçeve oluşturdu. Çin, 5+1 formatı çerçevesinde herhangi bir Orta Asya ülkesiyle hem bireysel olarak hem de bölgeyle işbirliği kurabilir.

Bu arada Orta Asya ülkeleri de bunu kabul etti. Orta Asya ülkeleri ve Çin liderlerinin ilk toplantısı 18 Mayıs 2023’te Çin liderinin memleketi Shaanxi’de yapıldı.

Bildiğimiz gibi, geçen yıllarda Tacikistan Çin’den para almadı, sadece hibe aldı. Bu toplantıda ülkemiz, Asya Altyapı Yatırımları Bankası’ndan 500 milyon dolarlık imtiyazlı bir kredi almayı başardı. Bu miktar Raghoon enerji santralinin kurulması için harcanacak. Ayrıca Tacikistan ile Çinli şirketler arasında karşılıklı yarar sağlayan çeşitli anlaşmalar imzalandı. Diğer Orta Asya ülkeleri de Çin ile 5+1 şeklinde yeni işbirliği pencereleri açtı. Genel manada bu format, Çin ve Orta Asya ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini mümkün kıldı. Bu 5+1 formatının olumlu yönü, her şeyden önce Orta Asya’nın tek bir bölge olarak kabul edilmesi.

Meselenin diğer tarafı ise bölge ülkelerinin üretici ve girişimci olmaktan ziyade tüketici olma eğiliminde olmaları. Bu açıdan bakıldığında, birlikte hareket etmeliler ki girişimciye dönüşen bölge, söz konusu formatın bazı olumsuz sonuçlarından korunabilsin.

‘Ekonomik olarak ne kadar güçlenirsek terörizme karşı o kadar iyi mücadele ederiz’

Çin’in Orta Asya ülkeleriyle ilişkileri genellikle ekonomik olmakla birlikte Tacikistan ile güvenlik ilişkileri de bulunuyor. İki ülke 2024 yılında ortak bir terörle mücadele tatbikatı yapma konusunda anlaştı. Tacikistan, Afganistan’la sınırı olması nedeniyle Çin için stratejik açıdan önemli bir ülke. Çin bölgedeki terör ve aşırıcılık tehdidinden endişe duyuyor. Sizce bu güvenlik işbirliği gelecekte geliştirilecek mi? Çok yönlü askeri savunma işbirliğine dönüşür mü?

2004 yılında sınır güvenliğimizin bağımsız olarak sağlanmasını devraldık. Bu zamana kadar Tacikistan sınırlarının korunmasından Rusya sorumluydu. Neyse ki son 20 yılda, dünyanın en ünlü sınırlarından biri olan Tacikistan ile Afganistan sınırını büyük ya da orta ölçekli hiçbir grup geçmedi.

Çinli yetkililerle konferanslarda bir araya geldiğimde gururla söylüyorum ki biz sadece sınırlarımızı korumakla kalmıyor, aynı zamanda Orta Asya ülkelerinin, ŞİÖ ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü üyesi ülkelerin güvenliğine de katkıda bulunuyoruz.

Fakat Çin tarafı bunu anlamalı ve Tacikistan’ın gücünün ve güvenlik kurumlarının katkısını unutmamalı. Tarihten bir örnek verebilirim. İki güçlü Çin imparatorluğu Han ve Tang, İpek Yolu hesabından elde ettikleri gelirin 11’de birini gönüllü olarak kuzey kabilelerine gönderdiler ki gaspçı saldırılarıyla güvenliği bozmasınlar. Biz bunu istemiyoruz ama Çin de Tacik ordusunun çabalarını görmezden gelmemeli. Sadece Tacikistan ve Afganistan’ın sınır gözetimini güçlendirmek değil, aynı zamanda Büyük Çin sınırına yakın bölgelerin ekonomik durumunu iyileştirmek de bize yardımcı olmalı. Ülkemiz ekonomik olarak ne kadar ilerlerse, terörizm ve iftira olgularına karşı mücadele de o kadar verimli olacaktır.

Terör örgütleri için güvenli bir sığınak haline gelen ülkenin Afganistan olduğunu düşünüyorum. Bu ülkede, bazıları Tacikistan ve Çin vatandaşları tarafından oluşturulan ve her iki ülke için de ortak bir tehdit oluşturan pek çok terör örgütü rahatça faaliyet gösteriyor. Bu konunun en üst düzeyde anlaşıldığına ve araştırıldığına inanıyorum. Güvenlik işbirliğinin güçlendirilmesi Tacikistan ve Çin arasında bugün ve yarın için önemli pozisyonlardan biri olacaktır.

‘Çin, Batı’nın aksine iç işlerimize karışmıyor’

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi geçtiğimiz mayıs ayında Tacikistan’ı ziyaret etti. Yabancı güçlerin Tacikistan’ın iç işlerine karışmasına karşı çıkacaklarını belirtti. Bu yabancı müdahale’ ne anlama geliyor?

Çin’in hükümetlerle ilişkilerinde çok iyi olan önemli politikalarından biri, o ülkenin iç işlerine karışmamaktır. Konunun diğer tarafı ise Çin’in çıkarlarıyla alakalı. İktisadi planlarının uygulanabilmesi için çevresindeki ülkelerin sakin olması bu ülke için faydalıdır, ancak alan rekabetsiz değildir. Çin her şeyden önce Tacikistan’ı bir transit koridoru olarak kullanmak istiyor. Bu amaçla barış birinci önceliktir.

Çin’in aksine batılı ülkeler Tacikistan başta olmak üzere bölge ülkelerine ‘demokrasi’ şeklinde bazı değerlerini empoze ederek iç işlerine karışmaya çalışıyor. Bir bakış açısına göre bu, bölgesel ve bölge ötesi güç rekabetinden kaynaklanıyor.

Batılı ülkelerin ifade özgürlüğü, din, eşcinsellik gibi konulardaki değerleri ve sınıflandırmaları böyle. Aşırıcılıkla mücadelede ön saflarda yer alırken Tacikistan’ın dini konuları kendi haline bırakması mümkün değil. Hanefi dinine aykırı herhangi bir uygulama ve dinin ortaya çıkması toplumda nifak ve şiddete neden oluyor.

Eşcinsellik gibi diğer olgular milli ve dini kültürümüzle hiç bağdaşmadığı halde her türlü araç kullanılarak teşvik ediliyor.

Teşekkür ederim.

Çok Okunanlar

Exit mobile version