Bizi Takip Edin

AVRUPA

4 soruda 2023 Davos Zirvesi

Yayınlanma

Dünya Ekonomik Forumunun (WEF) yıllık olarak düzenlediği ve küresel ekonomi ile siyasetin ‘elitlerini’ bir araya getirdiği Davos Zirvesi bu sene jeopolitik gerilimlerin gölgesinde toplanıyor.

2 yıllık pandemi molasının ardından İsviçre’nin Davos kentine geri dönen forumun daha önceki gediklilerinden Rus milyarderler bu sefer Rusya’ya yönelik batılı yaptırımlardan sonra yer almayacak.

16-20 Ocak tarihlerinde yapılacak zirvede, resesyon tehdidi ile sarsılan dünya ekonomisinin geleceği tartışılacak. Peki Davos’ta dünyayı ne bekliyor?

1. Davos Zirvesi nedir?

Davos, Avrupa’nın en yüksek rakımlı yerleşim yeri olarak geçiyor. 1973’te yayınlanan ‘Davos Manifestosu’ ile yola yıkan zirve, kendi deyişiyle, ‘paydaşlar kapitalizmi’nin ilkelerini savunuyor.

Bu kapsamda hükümetler, dev tekeller ve yöneticiler Davos zirvesinin daimi katılımcıları arasında yer alıyor.

WEF, bu kapsamda bir dizi siyasi etki yarattığını da saklamıyor. Örneğin 1988 yılında açıklanan Davos Deklarasyonunun Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir askeri çatışma ihtimalini engellediğini söylüyor. Ertesi yıl Kuzey ile Güney Kore’nin ilk bakanlar düzeyindeki görüşmesini Davos’ta yaptığını hatırlatan WEF, burada Alman Demokratik Cumhuriyeti (DDR) Başbakanı Hans Modrow ile Federal Almanya Şansölyesi Helmut Kohl arasında ‘Alman birliği’ müzakerelerinin de yürütüldüğünü söylüyor.

1992’de Nelson Mandela ile Güney Afrika Başkanı F.W. de Klerk de yıllık Davos zirvesinde bir araya gelmişti.

WEF, çok sayıda eleştiri alsa da bunların ‘dezenformasyon kampanyası’ olduğunu ileri sürüyor. Artık eski ‘Davos adamları’ imgesinin doğru olmadığını savunan WEF, ‘sosyal kapsama ve çevrecilik’ meselelerinin artık öne çıkması nedeniyle bunun ortadan kalktığını ileri süren LSE araştırmasına katıldığını ilan ediyor.

2. Katılan milyarderler kimler?

Yukarıda da belirtildiği gibi bu sene Ruslar Davos’ta yer almayacak. Fakat aynı zamanda foruma Çin’den de kimse katılmayacak. 

Bloomberg’in bildirdiğine göre bu seneki etkinliğe 116 milyarder kayıt yaptırdı. Bu rakam, 10 yıl önceki sayının yüzde 40’ından daha fazla.

Çin ve Rusya’nın bıraktığı boşluğun önemli bir kısmı Körfez ülkelerinden çıkan yeni zenginlerle doldurulacak. 

Davos’un gözdelerinden Hindistan da 13 milyarderle zirveye katılıyor. Bunlar arasında en çok dikkat çeken isim, iktidardaki Narendra Modi ile de iyi ilişkilere sahip eski kömür kralı Gautam Adani. Bloomberg’e göre Adani şu anda 44 milyar dolarlık serveti ile dünyanın dördüncü en zengin kişisi.

Öte yandan Adani dışında en zengin 10 kişi listesinde yer alan kimse bu sene Davos’ta yok.

Zirveye katılan zenginlerin yaklaşık üçte birinin servetinin de 10 haneye ulaştığı belirtiliyor.

ABD’liler 33 kişi milyarderle en büyük grup. Bunlar arasında JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, BlackRock CEO’su Larry Fink ve Blackstone CEO’su Steve Schwarzman da yer alıyor.

Shell’den Wael Sawan, Amazon’dan Andy Jassy, Citigroup’tan Jane Fraser ve Moderna’dan Stéphane Bancel da Davos’ta yer alacak.

Avrupa’nın gerileyişi Davos’a da damga vuruyor. Eski Kıta’dan yalnızca 18 milyarder zirveye katılıyor. Britanya’yı ise sadece Hindistanlı metal kralı Lakshmi Mittal temsil ediyor.

Her yıl verilen ‘Kristal Ödül’ kapsamında ise mimar ve sanatçı Maya Lin, soprano Renée Fleming ve oyuncu-’hayırsever’ Idris ve Sabrina Elba zirvede boy gösterecek.

Davos’tan en fazla kişiyle temsil edilecek şirketler ve kurumlar ise şunlar: CNBC, Accenture, Salesforce, BlackRock, Emirates, Google, McKinsey & Company, Stanford Üniversitesi, Unilever, Wall Street Journal.

‘Trump’ın damadı’ sıfatı ile bilinen ve özel sermaye şirketi Affinity Partners’ın kurucusu Jared Kushner da zirveye katılacak isimlerden.

3. Hangi ülkeler Davos’ta?

WEF’in 2023 zirvesine toplamda 703 kişi kayıt yaptırdı. 100’ün üzerinde ülke ve bölgenin Davos’ta yer alması bekleniyor.

Bu ülkeler arasında ABD, İsviçre, Birleşik Krallık, Almanya, Hindistan, Japonya, BAE, Fransa, Hollanda ve Güney Afrika da yer alıyor.

Bu ülkeleri temsilen gelenler arasında eski Britanya Başbakanı Tony Blair, Kiev Valisi Vitali Kliçko, ABD iklim değişikliği elçisi John Kerry de yer alıyor.

Davos’u en üst düzeyde ziyaret eden ülkeler arasında Arnavutluk da yer alıyor. Arnavutluk adına Başbakan Edi Rama WEF zirvesine katılıyor. Azerbaycan heyetinde ise Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yer alıyor.

Belçika’yı da Başbakan Alexander De Croo temsil ediyor. Brezilya’dan Maliye Bakanı Fernando Haddad, Kolombiya’dan Devlet Başkanı Gustavo Francisco Petro Urrego, Güney Kıbrıs’tan Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades, Finlandiya’dan Başbakan Sanna Marin, Gürcistan’dan Başbakan Irakli Garibaşvili, Almanya’dan Şansölye Olaf Scholz, Yunanistan’dan Başbakan Kyriakos Mitsotakis, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminden Başbakan Mesrur Barzani ve Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Raşid, Hollanda’dan Başbakan Mark Rutte, Pakistan’dan Başbakan Şahbaz Şerif, Güney Kore’den Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol, Sırbistan’dan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić katılacak.

Çin Halk Cumhuriyetini temsilen Çin Uluslararası Ticaret Temsilcisi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Wang Shouwen ile Çin’in merkez bankası Çin Halk Bankasının Başkanı Yi Gang’ın aralarında olduğu beş kişi bulunacak.

4. Ne konuşulacak?

Zirvenin bu seneki teması ‘Parçalanmış Bir Dünyada İşbirliği.”

Davos’un bu yılki gündeminde yer alan başlıklar arasında ‘sürdürülebilirlik, ekonomik büyüme, küreselleşme ve jeopolitik, enerji ve gıda güvenliği’ yer alıyor.

Öte yandan bu sene, Ukrayna savaşı ve Tayvan gerilimi gibi nedenlerle jeopolitik meselelerin ve resesyon ihtimali nedeniyle küresel ekonomideki tıkanıklıkların daha fazla gündem olması bekleniyor.

500 civarında olması beklenen etkinliklerde ‘yeşil enerji’ ve elektrikli araçlar gibi son zamanlarda sıkça tartışılan konular da gündem olacak.

Zirveden önce yayınlanan ‘Küresel Risk Raporu’ da Davos’taki toplantıların çerçevesini çiziyor. Raporda, hayat pahalılığının kısa vadede, iklim değişikliğinin ise uzun vadede en büyük küresel risk olduğunun altı çizilmişti.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English