Bizi Takip Edin

AVRUPA

Fransa hükümetinde grev endişesi

Yayınlanma

Fransa Başbakanı Elisabeth Borne’un geçen Perşembe günü parlamentoya sunduğu emeklilik reformu tasarısı, işçi sendikalarının tepkisini çekti.

Birkaç aydır tartışılan ve protestolara konu olan emeklilik reformuna karşı sendikalar bu Perşembe günü greve gidecek.

Ülkenin en büyük işçi sendikası CGT’nin genel sekreteri Philippe Martinez, ‘çok güçlü bir seferberlik’ yaşanacağını söyleyerek grevin başarılı olmasını beklediklerini söyledi.

Martinez, 1 milyonluk sembolik sınırı geçmeyi istediklerini söylerken, eylemlere gitmek için çağırılan otobüs sayılarının ve asılan grev kararlarının bu sınırı geçmede kendilerine sinyal verdiğini vurguladı.

Sol, parlamentoyu da harekete geçirecek

CGT lideri, eylemlerin haricinde özel ve kamu şirketlerinde de grev için çağrı yaptı.

Çalışma Bakanı Olivier Dussopt, birçok sendikanın hareketlenmesi nedeniyle grevlere kayda değer bir katılım beklediklerini kabul etti.

Bakan, grev hakkını saygı duymakla birlikte bunun tüm ülkeyi ‘bloke etmekle’ sonuçlanmamasını garanti edeceklerini söyledi.

İşçi sendikalarının yanı sıra sol partiler ve örgütler de grev için harekete geçti. Jean-Luc Mélenchon’un kurucusu olduğu Boyun Eğmeyen Fransa (La France insoumise) Grup Başkanvekili Mathilde Panot, reform tasarısının parlamentodaki görüşmelerini yavaşlatmak için 75 bin değişiklik önerebileceklerini açıkladı.

Çalışma Bakanı Olivier Dussopt, bu stratejiden hoşnut olmadıklarını söyleyerek, bunun tartışmayı felç edeceğini savundu. Bakana göre, muhalifler tartışmayı değil, tıkamayı istiyor.

Jean-Luc Mélenchon da Twitter hesabından yaptığı açıklamada reform tasarısını, ‘ciddi bir toplumsal gerileme’ anlamına geleceğini savundu.

Öte yandan eski cumhurbaşkanlarından Nicolas Sarkozy’nin kurucusu olduğu merkez sağ Cumhuriyetçiler (Les Républicains), kendi değişiklikleri doğrultusunda reform tasarısını destekleyeceklerini açıkladılar.

Bir diğer sağcı Ulusal Birlik’in lideri Marine Le Pen ise “Fransa, bu adil olmayan reformu engellemedeki kararlılığımıza güvenebilir,” dedi.

Reform neler getirecek?

Reform kapsamında, 2030 yılına kadar Fransız yurttaşlarının emeklilik yaşı 62’den 64’e yükseltilecek.

Bu, tam emeklilik için yaşın her sene üç ay ileriye atılmasıyla sağlanacak. 

Buna ek olarak, 2027’den itibaren tam emekliliğe ulaşabilmek için en az 43 yıl çalışmış olmak gerekecek.

Borne’a göre, 2030 yılında Fransa’nın emeklilik sistemi mali olarak dengeli hale gelecek.

20 yaşından önce çalışmaya başlamış olanlar erken emekli olabilecekler. Polis memurları ve itfaiyeciler gibi çalışanlar da erken emeklilik çerçevesinin içinde yer alan meslek sahipleri.

Paris, Fransız halkının eskisine göre daha uzun yaşamasından dolayı, emeklilik sisteminin mali bakımdan sürdürülebilir olması için daha çok çalışması gerektiğini öne sürüyor.

Elbette bu asgari emeklilik yaşı, çalışma yılını tamamlayanlar için geçerli. Örneğin çocuk bakmak için işten ayrılan kadınlar, tam emeklilik için 67 yaşına kadar çalışmak zorunda kalabilir.

Hükümetin reform paketine koyduğu ‘havuç’ ise dar gelirli işçilerin asgari emeklilik maaşını artırmak.

Bunun için işçilerin şu anda 1200 avro olan net asgari ücretin yüzde 85’ini almış olmaları gerekecek. Buna şu andaki emekliler de dahil edilecek. Bu durumda 2 milyon civarındaki küçük ücretli emeklilerin aylığında artış bekleniyor.

Yeni reform kapsamında, kamu emekçilerinin de kademeli emekliliğine geri dönüş yapılıyor. Bu kapsamda, kamu emekçileri 62 yaşından itibaren yarı zamanlı çalışanlara dönüştürülecekler.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English