Bizi Takip Edin

Avrupa

AB, daha fazla ABD gazı satın almayı değerlendiriyor

Yayınlanma

Bloğun enerji komiseri, AB’nin ABD lideri Donald Trump’ı yatıştırmak için ABD’den daha fazla gaz talep edeceğini ve aynı zamanda bu yıl yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak için bürokrasiyi azaltacağını söyledi.

Avrupa Komisyonu 2025 yılında AB’de rekor düzeyde yenilenebilir enerji kapasitesinin kurulmasını bekliyor. Fakat Enerji Komiseri Dan Jørgensen, yeşil hamlenin, Trump’ın gümrük vergilerine yanıt olarak daha fazla ABD sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) satın almaya yönelik potansiyel taahhütleri engellemediğini söyledi.

ABD Başkanı 90 günlük bir ara verdi ve çarşamba günü, yürürlüğe girdikten kısa bir süre sonra tarifelerin çoğunu düşürdü. Trump Pazartesi günü AB’ye ticaret açığını azaltmak için yaklaşık 350 milyar dolarlık ABD enerjisi satın almasını önermiş, aynı zamanda Brüksel’in sanayi malları ve otomobiller için “sıfıra sıfır” tarife anlaşması yapma teklifini de reddetmişti.

ABD halihazırda bloğun en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikçisi konumunda ve 2024 yılında yaklaşık 13 milyar dolar değerindeki ithalatının yüzde 45’ini oluşturuyor.

Jørgensen, “ABD’den daha fazla LNG satın almamız için potansiyel var ama tabii ki bunun bizim [yeşil] dönüşümümüzle de uyumlu koşullarda olması gerekiyor,” dedi ve bunu ABD Enerji Bakanı Chris Wright’a ilettiğini sözlerine ekledi.

Yine de Financial Times’a (FT) göre Brüksel’in şirketleri sözleşme imzalamaya teşvik etmekten başka yapabileceği çok az şey var. Avrupa Komisyonu, 2025 yılında AB’de 19 GW’lık ilave rüzgar enerjisi ve 70 GW’lık güneş enerjisi de dahil olmak üzere 89 GW’lık rekor bir yenilenebilir enerji kapasitesinin kurulmasını bekliyor.

Bu, küresel iktisadi çalkantılara ve sektörün izinler için uzun süre bekleme ve yetersiz şebeke bağlantıları konusundaki şikayetlerine rağmen gerçekleşti.

Jørgensen, yenilenebilir enerjinin yüksek enerji fiyatlarını düşürmek ve bloğun Rus fosil yakıt ithalatına bağımlılığını sona erdirmek için “elzem” olduğunu söyledi.

Komiser, “Hepimiz ödediğimiz yüksek enerji fiyatlarının gelecekte küresel rekabette sürdürülebilir olmadığının farkındayız. 2022’den bu yana Rusya’dan fosil yakıt almak için Ukrayna’ya yaptığımız yardımdan daha fazla para harcadık,” iddiasında bulundu.

Jørgensen, Trump’ın fosil yakıt gündeminin etkisiyle zor durumda kalan açık deniz rüzgâr yatırımcılarını projeleri ilerletmeye teşvik etmek amacıyla perşembe günü Kopenhag’da düzenlenecek bir endüstri konferansında yenilenebilir enerji kullanımına ilişkin rakamları açıklayacak.

Dünyanın en büyük açık deniz rüzgâr enerjisi geliştiricisi Ørsted’in CEO’su Rasmus Errboe, çarşamba günü yaptığı açıklamada Avrupa rüzgâr enerjisi endüstrisinin yüksek maliyetler ve tedarik zincirindeki aksamalar nedeniyle “aşağı yönlü bir spiral” riski altında olduğu uyarısında bulundu.

Ticaret kuruluşu WindEurope, Avrupa’daki yeni rüzgar enerjisi kapasitesinin 2024 yılına kıyasla bu yıl yüzde 34 artmasını beklediğini, fakat geçen yıl yeni kurulumların beklenenden daha düşük olduğunu, ilerlemenin izinlerle ilgili devam eden sorunlar ve şebekeye bağlantılar için darboğazlar nedeniyle engellendiğini söyledi.

Güneş enerjisi endüstrisi de benzer nedenlerle yıllık kapasite artışının 2023’teki %53 seviyesinden geçen yıl %4’e gerilediği uyarısında bulundu.

Ørsted, Avrupa’dan ithal edilen bileşenlere olan bağımlılıkları nedeniyle ABD projeleri Trump’ın alüminyum ve çelik üzerindeki gümrük vergilerinden etkilenecek birkaç Avrupalı şirketten biri.

Sektör kuruluşu SolarPower Europe’a göre AB güneş enerjisi sektörünün ABD’ye ihracatı nispeten küçük ama bazı kilit bileşenlerin ihracatında yer alan şirketler için bu etki önemli olabilir.

Jørgensen, AB’nin gümrük vergilerinin yol açtığı kargaşadan ve bunun iktisadi yansımalarından faydalanabileceğini söyledi ve “Bence şu anda dünya ekonomisinin içinde bulunduğu bu kriz, şirketlerin öngörülebilirliğin olduğu yerlerde güvenli sığınaklar aramasını daha da cazip hale getirecek ve Avrupa da böyle bir yer,” dedi.

Bloğun yeşil gündeminden geri adım atmayacağını ama yenilenebilir enerjiyi düzenleyen kuralları basitleştirmek istediğini söyledi. İzinler için ortalama bekleme süresinin beş ila yedi yıldan sadece altı aya indirilmesi gerektiğini söyleyen Komiser, “doğa koruma direktiflerinin de sorunun bir parçası olduğunu” ve ele alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

Avrupa

Karadağ, Ukrayna askerlerini eğiten AB misyonuna katılıyor

Yayınlanma

Karadağ parlamentosu, ülkenin Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardım misyonuna katılımını onayladı. Karadağ Savunma Bakanı, askerlerin Ukrayna topraklarına gönderilmeyeceğini, eğitimin Almanya ve Polonya’da verileceğini belirtti. Karadağ ayrıca, ABD desteğiyle insansız hava aracı üretip ilk partiyi Ukrayna’ya gönderecek.

Karadağ parlamentosu, ülkenin Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya yönelik askeri yardım misyonuna katılmasına onay verdi.

Radio Slobodna Evropa‘nın haberine göre, belgenin sunulmasından dokuz ay sonra yapılan oylamada, 81 milletvekilinden 49’u kararın lehinde oy kullandı.

Kararın gerekçesinde, Karadağ’ın bu girişime katılımının temel amacının, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin uluslararası tanınmış sınırlar dahilindeki toprak bütünlüğünü koruma konusundaki savunma yeteneklerini güçlendirmek olduğu belirtildi.

Ayrıca, ülkenin bu adımla Rusya’nın askeri saldırganlığını ve diğer devletlerden gelebilecek potansiyel tehditleri caydırmaya katkıda bulunmayı hedeflediği vurgulandı.

‘Askerler Ukrayna’ya gitmeyecek’

Karadağ Savunma Bakanı Dragan Krapoviç, Karadağ askerlerinin Ukrayna topraklarında konuşlandırılmayacağının altını çizdi.

Krapoviç, “Bu konunun tamamen net olmasını istiyorum. Asla böyle bir kararı desteklemezdim. Bu misyon kapsamındaki tüm faaliyetler AB topraklarında, Polonya ve Almanya’da gerçekleştiriliyor,” ifadelerini kullandı.

AB’nin Ukrayna’ya Askeri Yardım Misyonu (EUMAM Ukraine), 17 Ekim 2022’de iki yıllık bir süre için kurulmuştu. AB ülkeleri, Kasım 2024’te misyonun görev süresini 2026’ya kadar uzatma kararı aldı. Misyonun faaliyetleri Avrupa Barış Fonu tarafından finanse ediliyor ve program kapsamında Ukraynalı askerler, başta Almanya ve Polonya olmak üzere AB üyesi ülkelerdeki üslerde eğitim görüyor.

ABD destekli İHA üretimi

Daha önce 8 Haziran’da Karadağ’ın kendi topraklarında bir insansız hava aracı (İHA) montaj projesi başlatacağı ve ilk partiyi askeri yardım olarak Ukrayna’ya teslim edeceği açıklanmıştı.

Karadağ hükümetinden yapılan açıklamada, ülkede İHA üretiminin organize edilmesinin sadece Karadağ’ın NATO çerçevesindeki savunma kabiliyetine değil, aynı zamanda Ukrayna’ya da katkı sağlayacağı belirtilmişti.

Bu projenin ayrıca Balkan ülkesinin uluslararası pazarda modern askeri teçhizatın güvenilir bir tedarikçisi olarak imajını güçlendireceği ifade edilmişti.

Proje, ABD’nin desteğiyle hayata geçirilecek ve Washington bu amaçla 15 milyon dolar tahsis edecek.

ABD’nin Podgorica Büyükelçiliği, bu yatırımın Karadağ’ın NATO kapsamındaki müttefiklik yükümlülüklerini yerine getirme konusundaki kararlılığını teyit ettiğini belirterek girişimi memnuniyetle karşıladığını duyurdu.

Vučić’ten Ukrayna’ya ‘toprak bütünlüğü’ desteği ve yeniden inşa sözü

Okumaya Devam Et

Avrupa

Fransa, Britanya’nın AB savunma fonuna erişimini engelliyor

Yayınlanma

Fransa, Brexit sonrası yeniden başlangıç olmasına rağmen, İngiliz silah şirketlerini AB’nin savunma sanayi programından dışlamaya çalışıyor.

Bir diplomatik kaynak The Telegraph’a yaptığı açıklamada, Paris’in bu program kapsamında silah satın almak isteyen üye ülkeleri, çoğunlukla blok içinde üretilen silahlarla sınırlandırmaya çalıştığını söyledi.

Avrupa Savunma Sanayii Programı (EDIP), Avrupa Komisyonu tarafından kıtanın sanayi tabanının en büyük revizyonu olarak lanse ediliyor.

Program kapsamında AB fonları, ortak tedarik projelerine ve silah, mühimmat ve diğer askeri teçhizatın üretimine aktarılacak.

Altı aydır hazırlığı süren EDIP, on yıl sonuna kadar 800 milyar avroyu savunmaya harcamak için başlatılan daha geniş çaplı bir yarışın parçası.

Fransız diplomatlar, bu aracın yalnızca AB, Norveç ve Ukrayna’da bulunan şirketleri desteklemek için kullanılması gerektiğini ısrarla vurguladı.

Bu, program kapsamında satın alma yapmak isteyen üye ülkelerin, parçalarının en az yüzde 85’i blok içinde üretilen teknolojilerle sınırlı olacağı anlamına geliyor.

Bu talep, kısa süre önce Brüksel ile önemli bir savunma ve güvenlik anlaşması imzalayan Birleşik Krallık’ın, AB bütçesinden finanse edilen projelerin çoğundan dışlanacağı anlamına geliyor.

Londra, EDIP programı kapsamındaki ortak satın alma projelerinden de men edilecek.

Bir AB diplomatı The Telegraph’a, “Daha bir ay önce, Birleşik Krallık ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa açıldığını ve yeni bir dönem başladığını ciddiyetle ilan etmiştik. Fakat bu sözleri eyleme geçirmek için ilk fırsatta, kitabı kapattık,” dedi.

Sert tutum sergileyen Fransa’nın, ABD teknolojisi olduğu için Patriot karadan havaya füze savunma sistemleri üreten fabrikaların potansiyel AB fonlarının kesilmesine yol açacağına dair endişeler de var.

Bu karar, NATO’nun Avrupalı müttefikleri ve Kanada’nın, Rusya’nın olası bir saldırısına karşı hava savunma sistemlerini %400 oranında artırmaları gerektiği konusunda uyarıldığı bir dönemde geldi.

Diplomat, “Sırf Amerikan malı olduğu için, hazır bulunan tek hava savunma sistemine yatırım yapmamak kendi kendimize zarar vermek gibi görünüyor,” diye ekledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, fonların yabancı şirketlere yatırılmasına izin vermek yerine, AB savunma planlarının kıtanın kendi sanayisini güçlendirmek için kullanılması konusunda ısrarcı bir tutum sergiliyor.

Hollanda, Romanya ve Yunanistan gibi AB’deki birçok ülke, savunma stratejilerini Patriot hava savunma bataryaları gibi Amerikan sistemlerinin satın alınmasına dayandırıyor.

Endişeleri gidermek için, AB dışındaki savunma şirketlerinden blok içindeki şirketlere teknoloji transferine izin verilmesi konusunda tartışmalar sürüyor.

Fakat içeriden gelen bilgiler, bu mekanizmanın bürokrasiye takılacağı ve fonların sağlanmasının pratikte imkansız hale geleceği yönünde.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Avrupa: İsrail’in kendini savunma hakkı var

Yayınlanma

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından gerilim artarken, Avrupa hükümetlerinden çoğunlukla İsrail’e destek açıklamaları geldi.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, “Bu saldırılarla ilgili haberler endişe vericidir ve tüm tarafları geri adım atmaya ve gerilimi acilen azaltmaya çağırıyoruz,” derken, Dışişleri Bakanı David Lammy de gerilimin artmasının “kimsenin çıkarına olmayacağını” ileri sürdü “Orta Doğu’nun istikrarı” vurgusu yaptı.

Öte yandan Politico’nun haberine göre İngiliz savunma yetkilileri, İngiliz uçaklarının şu anda İsrail’ İran’ın karşı saldırılarından korumaya yardımcı olmadıklarını doğruladılar.

Times gazetesi savunma editörü X’te, “Birleşik Krallık’ın, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına dahil olmadığı ve İran’ın daha önce yaptığı gibi misilleme yapması durumunda İsrail’i korumayacağı anlaşılıyor,” demişti.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, İsrailli mevkidaşı Binyamin Netanyahu’nun kendisine cuma sabahı İsrail’in saldırısı hakkında bilgi verdiğini söyledi.

İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve İran’ın nükleer silah geliştirmemesi gerektiğini vurgulayan Merz, her iki tarafa da tırmanıştan kaçınmaları çağrısında bulundu.

Merz, “Federal Hükümet, İran’ın gelişmiş nükleer silah programına ilişkin endişelerini yıllardır defalarca dile getirmiştir. Bu nükleer program, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasının hükümlerini ihlal etmekte ve tüm bölgeye, özellikle de İsrail Devleti’ne ciddi bir tehdit oluşturmaktadır,” dedi.

Almanya’nın ülkesindeki Yahudiler ve İsrail vatandaşlarının korunmasını güçlendireceğini de sözlerine ekledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, durumu “derinden endişe verici” olarak nitelendirdi ve tüm tarafları itidal göstermeye, gerilimi azaltmaya ve misilleme yapmamaya çağırdı.

Leyen, bölgesel ve küresel güvenlik için diplomatik bir çözümün her zamankinden daha acil olduğunu da sözlerine ekledi.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, İsrail’in müttefiklerinin gerilimi azaltmak için çalışmasının “hayati önemde” olduğunu söyledi. Rutte, Stockholm’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilere, “Bence şu anda en önemli öncelik bu,” dedi.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ise “itidal” çağrısında bulundu. Barrot, X’te yaptığı açıklamada, “Tüm tarafları itidal göstermeye ve bölgesel istikrarı bozabilecek her türlü tırmanıştan kaçınmaya çağırıyoruz,” dedi.

Bakan, “İsrail’in herhangi bir saldırıya karşı kendini savunma hakkını yeniden teyit ettiklerini” söylerken, gerilimi azaltmak için tüm diplomatik kanalların harekete geçirilmesinin çok önemli olduğunu savundu.

Élysée Sarayı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un durumu görüşmek üzere bugün saat 11’de özel bir savunma kabine toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise, “Durumun çok karmaşık olduğunu biliyoruz, fakat diplomatik bir çözümden başka bir çözüm yok. Çatışmaların bir an önce sona ermesini umuyoruz, eylemler ve tepkiler tehlikelidir, bölgedeki durum patlama riski taşıyor,” dedi.

Hollanda Başbakanı Dick Schoof X’te yaptığı açıklamada, Orta Doğu’daki saldırıların “endişe verici” olduğunu yazdı ve tüm tarafları “sakin olmaya ve daha fazla saldırı ve misillemeden kaçınmaya” çağırdı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English