Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

ABD Dışişleri Bakanı İsrail’de

Yayınlanma

İsrail-Filistin gerilimi hızla tırmanırken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bugün İsrail ve Batı Şeria’yı ziyaret edecek. Blinken’in temasları, Netanyahu’nun göreve gelmesinden bu yana ABD’den İsrail’e yapılacak en yüksek profilli ziyaret olacak.

Blinken iki günlük Mısır ziyaretinin ardından Cenin baskını nedeniyle gerginliğin sürdüğü İsrail-Filistin’e gidiyor. Biden yönetiminin Binyamin Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı İsrail hükümeti arasındaki “görüş ayrılıkları”na ve 26 Ocak’tan bu yana tırmanan şiddete rağmen Blinken’in ziyaretinden olağanüstü bir sonuç beklenmiyor.

İsrail Ordusu’nun 26 Ocak’ta Batı Şeria’daki Cenin Kampı’na düzenlediği baskında on Filistinli hayatını kaybetmişti. Filistin Yönetimi’nin İsrail’le olan güvenlik anlaşmasını askıya aldığını duyurduğu bu baskın sonrası 27 Ocak’ta işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan yasa dışı bir Yahudi yerleşim birimindeki sinagoga düzenlenen silahlı saldırıda 7 İsrailli yaşamını yitirmişti.

ABD medyası, Blinken’in Netanyahu ve Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas’ı “gerginliği azaltmak için acil önlemler almaya” çağıracağını ve ziyaretinden olumlu sonuçlar almayı beklediğini yazdı.

Gerginliği tırmandıracak kararlar

Ancak, Netanyahu hükümeti, gerginliği daha da tırmandıracak adımlar atmaya devam ediyor. Netanyahu, işgal altındaki Doğu Kudüs’teki saldırı sonrası düzenlediği ilk kabine toplantısında, binlerce İsraillinin silahlandırılmasının kolaylaştırılmasına yönelik bazı adımlar atacaklarını duyurdu. Güvenlik Kabinesi oturumunda, güvenlik güçlerinin takviye edilmesi, saldırganlar ve destekçilerine ağır yaptırımlar getirilmesi kararının onaylandığını aktaran Netanyahu, “Acil durum hizmeti sağlayanlar dahil binlerce İsrailli sivile, silah ruhsatı verilmesini sağlayacak ve bu süreci hızlandıracağız” dedi. İsrail’de gönüllü sağlık hizmetleri sağlayıcısı ZAKA’nın 3 bin mobil gönüllüsünün bulunduğunu kaydeden Netanyahu, bunların silahlandırılabileceğine işaret etti.

Netanyahu ayrıca terörle mücadele gerekçesiyle silahlı eylemde bulunan Filistinlilerin ailelerinin yaşadıkları yerden sürülmesi, oturdukları evlerin yıkılması, aile fertleri ile yakın arkadaşlarının cezaevine atılması gibi “önlemlerin” yasalaşacağını ve Batı Şeria’da bulunan yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin “güçlendirilmesi” için yakında yeni kararlar alacaklarını açıkladı.

İsrail’in yasadışı yerleşim politikası uluslararası toplum tarafından eleştirilen bir konu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 2016’da aldığı bir kararla, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail tarafından ilhak edilmiş olan Filistinlilere ait topraklarda Yahudi yerleşim birimleri kurulmasına derhal son verilmesini istemişti. ABD’de yönetimde olan ve iki devletli çözümü savunan Demokratlar da İsrail’in yasadışı yerleşim siyasetini eleştiriyor.

Ortaklık devam

Washington, İsrail hükümetinin Arap düşmanı bakanlarının faaliyetlerine ve iki devleti çözüme hiçe sayan yaklaşımına karşı çıkıyor. Öte yandan Netanyahu da ABD yönetiminin İran’la yeniden nükleer müzakerelere başlamasına ve olası bir anlaşmaya karşı çıkıyor. Ancak nükleer müzakerelerin şimdilik çıkmaza girmesinin Washington-Tel Aviv ilişkilerine katkıda bulunması bekleniyor. İsrail-Washington arasında “insan hakları” ya da “İran” gibi başlıklarda yaşanan anlaşmazlıklara rağmen iki ülke de çıkarının “kadim ortaklığın” sürmesinde olduğunu düşünüyor. İsrail, “suçun şahsiliği” gibi en temel hukuk normunu bile ayaklar altına almaya hazırlansa da Blinken’in İsrail hükümetine eleştirilerinin “sözde” kalacağı tahmin ediliyor. Washington, Rusya ve özellikle Çin’in giderek artan nüfuzuna karşı Orta Doğu’daki en önemli müttefikini kaybetmeyi göze alması beklenmiyor. Ancak Washington, İsrail hükümetinin insan haklarını hiçe sayan “aşırı” politikalarını Orta Doğu’daki diğer müttefiklerinin tepkisini çekmeyecek derecede törpüleyebilmeyi umuyor.

ORTADOĞU

Hamas’ın Batı Şeria lideri İsrail hapishanesinde öldürüldü

Yayınlanma

Hamas’ın Batı Şeria’daki lideri Mustafa Muhammed Ebu Ara, tutuklu bulunduğu İsrail hapishanesinde hayatını kaybetti. 7 Ekim’den bu yana İsrail hapishanelerinde işkence veya ihmal nedeniyle öldürülen tutuklu sayısının 19’a yükseldi.

Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinden yapılan ortak açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria’nın Tubas kentine bağlı Akaba beldesi sakinlerinden Ebu Arra’nın sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine hastaneye kaldırıldığı belirtildi.

Rimon Hastanesinden Soroka Askeri Hastanesine sevk edilen Ebu Arra’nın yaşamını yitirdiği aktarılan açıklamada, evli ve 7 çocuk babası olan Ebu Arra’nın 1990 yılından bu yana birçok kez İsrail tarafından tutuklandığı kaydedildi.

Ebu Arra’nın İsrail hapishanelerinde toplam 12 yıl yattığı paylaşılan açıklamada, 63 yaşındaki Filistinlinin son olarak 30 Ekim 2023’te idari tutuklamaya tabi tutulduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, “Ebu Ara’nın, tüm mahkumlar gibi, Gazze’ye yönelik imha savaşının başlamasından bu yana, İsrail hapishaneleri ve kamplarındaki mahkûm ölümlerinin başlıca nedenleri olan işkence, açlık ve tıbbi ihmal de dahil benzeri görülmemiş suçlar ve prosedürlerle karşı karşıya kaldığı” vurgulandı.

Ebu Arra’nın tutuklanmadan önce ciddi sağlık problemleri yaşadığı belirtilen açıklamada, “Ebu Arra, ilaçlarından mahrum edilerek ölüme terk edildi. Bu Filistin halkına karşı devam eden soykırım suçları kapsamında yapıldı” denildi.

Filistinlinin ölümünden İsrail hapishane idaresinin sorumlu tutulduğu açıklamada, İsrail hapishanelerinde tutulan 9 bin 700’ü aşkın Filistinlinin akıbetinden de hapishane idaresinin mesul olduğu kaydedildi.

Açıklamada, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail hapishanelerinde ölen Filistinlilerin sayısının 19’a çıktığı aktarıldı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Mısır, IMF incelemesi öncesi akaryakıt fiyatlarını %15 artırdı

Yayınlanma

Mısır, Aralık 2025’e kadar sübvansiyonları kademeli olarak kaldırma planının bir parçası olarak akaryakıt fiyatlarını artırdı. Bu hamle, vatandaşların hoşnutsuzluğuna yol açan elektrik kesintilerinin devam ettiği bir dönemde geldi.

Mısır 2022’den bu yana, verdiği kredilere karşılık Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) talep ettiği ekonomik bir “reform” programı uyguluyor. Bu program çerçevesinde para birimi dört kez devalüe edildi, gıda ve enerji sübvansiyonları önemli ölçüde azaltıldı, ancak bazıları hala yürürlükte.

The National’a konuşan mali analistler, akaryakıttaki fiyat artışlarının IMF’nin Mısır’a verdiği 820 milyon dolar tutarındaki kredinin üçüncü diliminin ödenmesi için temel bir şart olduğunu söyledi.

IMF, Mısır’ın gıda ve yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması şartını yerine getirmesini beklerken reform programının üçüncü incelemesi 10 Temmuz’dan 29 Temmuz’a ertelendi.

IMF’nin mart ayında kredi programını 5 milyar dolar genişletmesinden bu yana hükümet akaryakıt fiyatlarına ikinci kez zam yaptı. Mısır, anlaşmanın bir parçası olarak yakıt sübvansiyonlarını azaltmayı taahhüt etmişti.

Nisan ayında IMF, Mısır’ın 2024/25 yıllarında yakıt sübvansiyonları için 331 milyar Mısır lirası (6,85 milyar dolar), 2025/26 yıllarında ise 245 milyar Mısır lirası harcayacağını tahmin etmişti.

The National’ın haberine göre hükümetin sübvansiyonları kaldırma çabaları, son yıllarda yaşam maliyetlerinin arttığını söyleyen vatandaşların direnişiyle karşılaştı. Günlük yaşamı sekteye uğratan ve Mısırlılar arasında öfkeye yol açan sürekli elektrik kesintileri durumu daha da kötüleştirdi.

Hükümet elektrik kesintilerini rekor tüketim ve teknik arızalara bağlıyor ancak pek çok vatandaş bu açıklamaları bahane olarak görüyor.

Bazı uzmanlar sübvansiyonların azaltılmasının uzun vadede elektrik sektöründe yeni yatırımlar için alan açacağını ve nihayetinde elektrik kesintilerini ortadan kaldıracağını söylüyor.

Ancak hükümet kısa vadede IMF’nin şartlarını yerine getirmek ve halkın hoşnutsuzluğunu yönetmek arasında tehlikeli bir yolda ilerlemek zorunda.

Akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar, IMF kredilerini güvence altına almak için gerekli olsa da hükümet ile vatandaşlar arasındaki ilişkiyi daha da gerginleştirebilir.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Ateşkes müzakerelerine “Biden” rötarı

Yayınlanma

İsrail müzakere ekibi, Hamas ile ateşkes ve esir takası müzakereleri için bugün Doha’da yapılması planlanan görüşmeleri bir hafta sonraya erteledi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, gecikmenin nedeninin Başbakan Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmenin ertelenmesi olduğunu belirterek, Başbakan’ın nasıl ilerleneceğini değerlendirmek üzere ortaya çıkan anlaşmayı Biden’la görüşmeyi planladığını söyledi.

Kaynak ayrıca müzakere ekibinin toplantıdan sonra görüşmeler için yola çıkacağını söyledi, ancak tam zamanını belirtmedi. İsrail medyası heyetin ancak önümüzdeki hafta yola Doha’ya gidevileceğini bildirdi. Kaynak, gecikmeye rağmen müzakerecilerin Arap arabulucularla görüşmeleri uzaktan sürdürdüğünü vurguladı.

Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleri, heyetin seyahatinin ertelendiği haberine öfke duyduklarını ifade ettiler.

Rehinelerden Matan Zangauker’in annesi Einav Zangauker, “Netanyahu Kongre önünde masadaki anlaşmayı kabul ettiğini açıklamak yerine, kişisel nedenlerle anlaşmanın ilerlemesini engelliyor” dedi.

Ayrıca aileler, İsrailli müzakere heyetiyle “acil toplantı” yapılmasını talep etti.

“Esir Aileleri Forumu” tarafından yapılan açıklamada müzakereler konusunda güven krizinin olduğuna işaret edildi. Açıklamada, “Başbakan (Binyamin Netanyahu) iki haftadır arabulucuların anlaşmanın uygulanmasına ilişkin taleplerine yanıt vermekten kaçınıyor” denildi.

Esir ailelerine müzakere sürecine dair sağlanan bilgilerin gerçekliği yansıtmadığı aktarılarak, “Bu ayak sürüme, sevdiklerimizi geri getirme şansının kasıtlı sabote edilmesidir. Müzakereleri etkili şekilde baltalıyor ve ciddi bir ahlaki başarısızlığa işaret ediyor” denilen açıklamada, esirlerin geri dönüşüne ilişkin “dürüst rapor” sunmanın güvenlik servislerinin sorumluluğunda olduğu vurgulandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English