Wall Street Journal’a (WSJ) konuşan görüşmeler hakkında bilgi sahibi kişiler, Beyaz Saray’ın elektrikli araç tedarik zincirinde Çin’in hakimiyetini engellemeye çalıştığı ve Suudi Arabistan’ın 15 milyar dolarlık küresel madencilik yatırımı yapmak istediği bir dönemde, ABD ve Suudi Arabistan’ın Afrika’da her iki ülkenin ‘temiz enerji’ geçişi için gerekli olan metalleri güvence altına almak için görüşmeler yürüttüğünü söyledi.
Çinli şirketlerin dünya kobalt arzının dörtte üçünü rafine etmesi ve dünya lityum-iyon bataryalarının yaklaşık %70’ini üretmesi, ABD’de Çin’e bağımlılık konusunda endişelere yol açıyor.
ABD, Krallık’ın şirketleri aracılığıyla iş görecek
Kaynaklar, Biden yönetimiyle görüşülen fikirler kapsamında, devlet destekli bir Suudi girişiminin Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gine ve Namibya gibi Afrika ülkelerindeki maden varlıklarından hisse satın alacağını söyledi. ABD’li şirketlerin daha sonra Suudilerin sahip olduğu bu hisselerden üretimin bir kısmını satın alma hakkına sahip olacağını belirten kişiler, ayrıntıların henüz netleşmediğini aktardı.
ABD’li otomobil üreticileri uzun zamandır lityum-iyon bataryalar için kritik minerallere daha kolay erişim arayışında ve giderek artan bir şekilde madencilik işine giriyorlar. Dünyadaki kobaltın büyük bir kısmı başta Kongo olmak üzere Afrika ülkelerinde.
Suudi Arabistan’ın ‘yolsuzluğun yaygın olduğu ülkelere yatırım yapma konusunda daha fazla esnekliğe sahip olmasının’ da ABD için ‘riskleri azalttığı’ düşünülüyor. Krallık aynı zamanda diğer yatırımcıların bu ülkelere sermaye aktarımını engelleyen ‘çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) kaygılarına da daha az bağlı.
Riyad, kendi elektrikli araç endüstrisini kurmayı, devasa güneş enerjisi çiftlikleri oluşturmayı ve yapay zeka gibi yüksek teknoloji endüstrileri kurmayı içeren ekonomik çeşitlendirme planına sahip.
Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere göre, Beyaz Saray bölgedeki diğer varlık fonlarının da mali desteğini arıyor, fakat Suudi Arabistan ile yapılan görüşmeler en ileri düzeyde.
Görüşmeler daha büyük bir projenin parçası
Madencilikle ilgili müzakerelerin, G7 ülkelerinin gelişmekte olan ülkelerdeki küresel altyapı projelerine yatırım yapmak üzere başlattığı daha büyük bir girişimin parçası olduğu belirtiliyor.
Beyaz Saray Cumartesi günü yaptığı açıklamada Kongo ve Zambiya’yı Angola’nın Lobito Limanı üzerinden küresel pazarlara bağlayan bir koridorun geliştirilmesini destekleyeceğini ve Hindistan’ı Suudi Arabistan üzerinden Avrupa’ya bağlayan kıtalararası bir ekonomik koridorun kurulacağını duyurdu.
Suudiler Afrika’da
Çin, elektrikli araç tedarik zincirindeki konumunu öncelikle Kongo gibi Afrika ülkelerindeki üretimi satın alarak oluşturdu. Bazı kaynaklar, Çin’in ana avantajının şirketlerinin diğer firmaları geride bırakmaya istekli olması olduğunu ve Suudi Arabistan’ın da aynı şeyi yapmak istediğini söyledi.
Suudi ve Kongolu yetkililere ve görüşmeler hakkında bilgi sahibi kişilere göre, 700 milyar değerindeki Suudi Kamu Yatırım Fonu (PIF), Suudi devletine ait madencilik şirketi Ma’aden ile 3 milyar dolarlık ortak girişimi aracılığıyla ülkedeki varlıkları güvence altına alma niyeti konusunda Haziran ayında Kongo hükümetine başvurdu. Kongo dünyadaki kobaltın yaklaşık %70’ini tedarik ediyor.
Bazı kişiler, iki tarafın Suudiler tarafından finanse edilen ve sadece kobalt madenlerine değil, aynı zamanda elektronikte kullanılan bir element olan bakır ve tantala da yatırım yapacak özel amaçlı bir aracı görüştüğünü söyledi.
Kongolu bir yetkili, Kongo’nun ABD ile Afrika ülkesinde metalleri sadece ihraç etmek yerine işleyerek batarya haline getirecek fabrikalar kurma konusunda görüşmeler yaptığını söyledi.
Yatırım Fonu, lityum ve uranyuma bakıyor
Ma’aden ve PIF arasındaki ortak girişim Manara Minerals, Suudi Arabistan hidrokarbonlardan uzak yeni endüstriler kurmaya çalışırken demir cevheri, nikel ve lityum gibi diğer minerallerde azınlık hisse pozisyonlarına odaklanıyor.
Temmuz ayında Manara ilk madencilik anlaşmasını yaparak Brezilyalı madenci Vale’in baz metaller biriminin %10 hissesini satın almayı kabul etti. Fonun planlamaları hakkında bilgi sahibi olan yetkililere göre Manara önümüzdeki birkaç yıl içinde küresel çapta 15 milyar dolardan fazla madencilik varlığı satın almayı planlıyor. Suudi Arabistan küresel çapta lityum ve uranyum projelerine bakıyor.
ABD’deki görüşmelerle ilgili bir soru üzerine Manara, madenlerin ve doğal kaynakların Suudi Arabistan’ın ekonomik dönüşüm hedefleri açısından stratejik öneme sahip olduğunu söyledi. “Manara Minerals, dünya standartlarında maden varlıklarının geliştirilmesini hızlandırmak için kullanmayı planladığı uzun vadeli sermayeye erişime sahiptir” dedi.