Bizi Takip Edin

AVRUPA

AB’den birlikteki yoksul ülkelere yardımı kesme sinyali

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’nin en yoksul ülkelerine verdiği yüz milyarlarca avroya yeni koşullar ekleme çabasının yanı sıra, harcamaların daha fazla borçlanma yoluyla finanse edilmesi taleplerine direnerek Almanya liderliğindeki ‘mali açıdan muhafazakâr’ hükümetlerin yanında yer aldı.

Aslında bu durum, bloğun salgın sonrası devasa kurtarma fonunun ulusal katkılardan ziyade ortak borçlardan oluştuğu ve yeni yollar, hastaneler ve yenilenebilir enerji projeleri gibi şeyler için AB fonlarının karşılığında hiçbir şey yapmak zorunda kalmadan çoğunlukla doğu ve güney Avrupa ülkelerine aktarıldığı bir ‘bedava para’ döneminin sonuna işaret ediyor.

AB’nin ağırlıklı olarak üyeler tarafından finanse edilen 1,2 trilyon avroluk yedi yıllık bütçesini yönetmekle görevli Komisyon, 2028’de başlayacak olan model hakkında düşünmeye başladı.

Sorular, ülkeler farklı programlara ne kadar para ayıracaklarını müzakere ettiklerinde çoğalacak. Komisyon, 2025 yazında resmi bir teklif sunacak ve bu teklifin 2027 sonundan önce hükümetler tarafından oybirliğiyle onaylanması gerekecek.

Pandemi döneminde ortak havuz mekanizması kurulmuştu

Son yedi yıllık döngünün başlangıcından bu yana AB’nin salgın sonrası 723 milyar avroluk acil kurtarma fonunu oluşturması ve bu fonun blok tarihinde ilk kez hükümet katkılarından ziyade 27 ülke adına borçlanmanın bir havuzda toplanmasına dayanması bu seferki karmaşıklığı artırdı.

POLITICO’ya konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen iki üst düzey Komisyon yetkilisine göre, başta en borçlu ülkeler olmak üzere birçok AB ülkesi Kurtarma ve Dayanıklılık Fonunun (RRF) 2026’da sona ermesinin ardından bir ‘yatırım fonu’ oluşturmak üzere tekrarlanmasını isterken, Komisyon buna karşı çıkıyor.

Komisyon, bazı yoksul ülkeler için durumu daha da kötüleştirecek şekilde, kurtarma fonunun ‘reformlar karşılığında nakit’ modelini, zengin ve yoksul bölgeler arasındaki uçurumu daraltmayı amaçlayan ve tüm bütçenin yaklaşık dörtte birini oluşturan mevcut ‘uyum politikasına’ doğru genişletmek istiyor.

Almanya ve Hollanda ortak borçlanmaya şiddetle itiraz ediyor

AB yürütme organı, Almanya ve Hollanda gibi mali açıdan muhafazakâr ülkelerin muhalefeti nedeniyle, önümüzdeki yıllarda savunma ve yeşil harcamaları finanse etmek üzere böyle bir yatırım fonu kurma fikrinden uzak duruyor. Fakat yüksek borç seviyesine sahip başkentler, RRF’nin rafa kaldırılmasının uzun vadeli projelere yapılacak harcamalarda büyük bir eksiklik yaratacağından korkuyor.

Bir sonraki AB bütçesinin nasıl olacağı konusunda son söz Komisyon’un olmasa da, Komisyon’un önerisi başkentler arasındaki müzakereler için bir temel teşkil edecek. Yeni bir yatırım fonu kurulup kurulmayacağı gibi en hassas siyasi kararlar ise haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin sonucuna ve yeni yürütmenin yapısına bağlı olacak.

Tüm fonlar ‘reform’ karşılığı verilecek

Komisyon, uyum fonunun, hükümetleri, emeklilik ve demokratik standartlar da dahil olmak üzere, yıllardır geri planda kalan bir dizi konuda reform yapmaya zorlamak için bir araç olarak kullanılabileceğini düşünüyor.

Bu, finansmanın belirli hedeflere ulaşılması için bir ‘havuç’ olarak değil de üzerinde mutabık kalınan kriterler temelinde ödendiği mevcut modelden bir değişim anlamına geliyor.

Bu da Komisyon’un yeni borç almadan ya da bütçesini büyük ölçüde artırmadan AB genelinde reformlarını uygulamaya devam etmesini sağlayacak.

İki fon arasındaki fark kritik

RRF ve Uyum Fonu tarafından finanse edilen projeler arasında önemli bir örtüşme var. Her iki fon da batıda Portekiz ya da doğuda Bulgaristan gibi yoksul ülkelere önemli bir pay ayırıyor.

Fakat yetkililer ikisi arasında farklılıklar olduğuna dikkat çekiyor. AB’nin uyumdan sorumlu Komisyon Üyesi Elisa Ferreira POLITICO’nun sorusu verdiği cevapta, “[Uyum finansmanı] uzun vadeli bir kalkınma yaklaşımı olmalı; yerel ve bölgesel ortakları içermelidir. Tüm bu unsurlar RRF gibi acil durum araçlarında bulunmayabilir,” dedi.

Komisyon yetkilileri, yeni uyum modelini daha yoksul üye ülkelere satmakta zorlanacaklarını kabul ediyor.

Bir hükümet yetkilisi, şu anda uyum fonlarını kullanmakta zorlanan ülkelerin daha katı kuralları ve reformlarla daha sıkı bir bağlantıyı pek hoş karşılamayacağını söylüyor.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English