AVRUPA

Avrupa’da çatlaklar büyüyor: Çin, Ukrayna tahılı, nükleer…

Yayınlanma

Ukrayna savaşı, enflasyon, enerji krizi ve Çin ile rekabet gibi meseleler Avrupa’nın iç dengesini bozmaya başladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, ABD’ye karşı AB’nin ‘stratejik özerkliğini’ savunduğu konuşmasını Çin dönüşünde yapması, demecin etkisini artırmış görünüyor. Rusya-Ukrayna savaşında Moskova’ya yönelik ağır yaptırımların Avrupa ekonomisini sarsması, ABD’nin arkasında sıralanmış görünen blok içindeki çatlakları da derinleştiriyor.

Çin faktörü

Örneğin Fransa, Almanya ve AB kurumları, Çin ile daha önce durdurulmuş olan Kapsamlı Yatırım Anlaşmasını (CAI) yeniden canlandırıp canlandırmama konusunda anlaşmazlık yaşıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a göre, CAI’ın yeniden canlandırılması Fransa için ‘daha az acil’ ve ‘uygulanabilir değil.’

Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise, Pekin’in ‘insan hakları ihlallerini’ eleştirdikleri için Avrupa Parlamentosu’nun bazı üyelerine yaptırım uygulamasının ardından, 2020’nin sonlarında duyurulduktan kısa bir süre sonra durdurulmuş olan anlaşmanın yeniden etkinleştirilmesinden yana.

Macron, Çin ziyaretinde Şi Cinping ile bu meseleyi ‘çok az görüştüklerini’ söylemiş ve Avrupa Parlamentosu üyeleri üzerindeki yaptırımlar devam ettiği sürece anlaşmada ilerleme kaydedilmesinin mümkün olmadığını kaydetmişti.

Almanya, özellikle otomotiv ve kimya sektörlerinde olmak üzere Çin’deki yatırımlarının büyüklüğü nedeniyle uzun süredir CAI’ın en büyük destekçisi.

Politico’ya konuşan üst düzey bir AB yetkilisi, “Scholz’un, birkaç yıl öncesine göre büyük ölçüde değişen koşullara rağmen bunun hâlâ iyi bir fikir olduğunu düşünmesi şaşırtıcı,” dedi.

Scholz gibi Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel de anlaşmayı yeniden canlandırmayı umuyor.

Konu hakkında bilgi sahibi üst düzey bir AB yetkilisine göre Michel, geçen yılın sonlarında tek başına Pekin’e yaptığı ziyarette Çinli yetkililerle bu konuyu görüşmüş.

Fakat Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Michel’in anlaşmayı Brüksel’de yeniden gündeme getirme girişimlerini engelledi. Leyen, Çin ile ilişki kurma konusunda çok daha şüpheci.

Ukrayna tahılı

Polonya, Macaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’nın Ukrayna’dan tahıl, yağlı tohum, süt ürünleri ve et ithalatını yasaklama kararı alması, Brüksel ve Kiev’de soğuk duş etkisi yarattı.

Doğu Avrupa ülkelerinin bu kararının arkasında, ucuz Ukrayna tahılının iç piyasaya sürülerek yerel üreticileri zor durumda bırakması yatıyor.

Avrupa Komisyonu, bu ülkelere ticaretle ilgili kararların sadece Avrupa düzeyinde alınabileceğini hatırlatmakta gecikmedi. Brüksel, ilgili ülkelerdeki çiftçilere dağıtılmak üzere yeni bir destek paketini de hazırlıyor.

Brüksel, Ukrayna’nın komşu üye ülkelere tarımsal ithalatının Haziran ayına kadar fiilen yasaklanmasını sağlayacak acil tedbirleri de gündemine almış durumda.

Öte yandan Romanya ve Polonya, Avrupa Komisyonu önümüzdeki hafta konuyla ilgili karar verene kadar Ukrayna gıda ürünlerinin kendi topraklarından transit geçişine izin verme kararı aldı. Bu ülkelerin temel talebi, ucuz Ukrayna mamullerinin iç pazara girmemesi.

Avrupa Komisyonu ile adı geçen beş ülkenin tarım bakanları arasındaki görüşmeler bugün de sürecek. 

Komisyonun taviz vermeye hazır olduğu bildiriliyor. Özellikle Ukrayna’dan ithalatı yasaklanan malların listesini genişletebilir. 

Avrupa Komisyonu şu ana kadar sadece buğday, mısır, kolza tohumu ve ayçiçeği tohumu ithalatını yasaklamayı kabul etti.

Müzakerelere katılan bir temsilci, ilerleme kaydedildiğini söyledi.

Nükleer sorun

AB’nin en önemli iki ülkesi Almanya ile Fransa arasında da nükleer enerji kaynaklı bir ihtilaf baş gösterdi.

Almanya’nın 15 Nisan’da kalan nükleer santralleri de kapatması, Fransa’yı endişelendiriyor. Paris, Avrupa’nın ‘karbonsuzlaştırılmasında’ nükleer enerjinin önemine vurgu yapılmasını istiyor. Berlin ise buna itiraz ediyor.

Fransa, nükleer enerjinin elektrik üretiminde fosil yakıtlara karşı güvenilir, düşük karbonlu bir alternatif olduğunu ve Avrupa ‘yeşil hedeflere’ ulaşmaya çalışırken nükleer enerjinin aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasının ekolojik açıdan zarar verici ve iktisadi açıdan anlamsız olduğunu savunuyor.

Almanya nükleer santrallerini kapatırken, Fransa liderliğindeki Areva-Siemens konsorsiyumunun inşa ettiği yeni bir nükleer reaktör Finlandiya’da hizmete girdi.

Macar meselesi

AB’de can sıkan bir başka sorun da Macaristan’ın ‘ayrıksı’ tutumu.

Örneğin Avrupa Komisyonu, LGBT topluluklarına yönelik muameleye ilişkin 2021 tarihli bir yasa nedeniyle Macaristan’a karşı Avrupa Adalet Divanı’nda dava açmaya hazırlanıyor.

Belçika, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, Avusturya, İrlanda, Danimarka, Malta, İspanya, İsveç, Finlandiya, Slovenya, Fransa, Almanya ve Yunanistan da bu davada üçüncü taraflar olarak yer alacak. Polonya, Romanya, Slovakya ve Bulgaristan’ın bu davaya katılmıyor oluşu da dikkat çekiyor.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki 13 Nisan’da yaptığı açıklamada, ülkesinin Macaristan ile bir zamanlar yakın olan ilişkisinin Budapeşte’nin Ukrayna konusundaki tutumu nedeniyle ‘çok değiştiğini’ söylemişti. İki AB üyesi hukukun üstünlüğü, göç ve LGBT hakları konularında daha önce Brüksel’le yaşadıkları tartışmalarda müttefikti.

Macar hükümeti, Rusya’ya karşı yaptırımlara da katılmayarak ve Rusya’ya silah göndermeyerek AB içinde farklı bir tutum takınmıştı. Budapeşte, Rusya devlet nükleer şirketi Rosatom ile alışverişini sürdürüyor ve AB’nin bu şirkete yaptırım uygulamasına karşı çıkıyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version