Bizi Takip Edin

AVRUPA

Bir Avrupa gücü olarak Birleşik Krallık

Yayınlanma

Çevirmenin notu: 2014’te Kiev’de yaşanan darbe ve Donbass ihtilafının başlamasından bu yana ve bugün, Ukrayna’nın en istikrarlı destekçilerinin başında Britanya geliyor. Londra’nın Moskova’ya dönük saldırgan tavrı ve Kiev’e sunduğu devasa askeri yardımlar bugün yaşanan savaşın önemli sebeplerinden biri. Britanya’nın en eski düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nün (RUSI) genel müdür yardımcısı Malcolm Chalmers, Londra’nın son süreçte kazandıklarını ve ileriki vadede karşılaşacağı engelleri değerlendiriyor.


Bir Avrupa gücü olarak Birleşik Krallık

Malcolm Chalmers — RUSI

24 Şubat 2023

Rusya’nın işgaline karşı Ukrayna’ya yardım etme çabalarıyla Birleşik Krallık, Avrupa’nın güvenliğine olan bağlılığının sağlamlığını gösterdi.

Geçtiğimiz sene boyunca Birleşik Krallık, Ukrayna’nın Avrupa’daki mevcut en güçlü destekçisi konumunu pekiştirdi ve kendisini ittifakın askeri desteğini hızlandırma çabalarının merkezine koydu. Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, kısa bir süre önce düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda “Avrupa kıtamızın güvenliği her zaman en önemli önceliğimiz olacaktır” vurgusunu yaptı.

Fransa ve Almanya’nın aksine Birleşik Krallık hükümeti, güçlü Ukrayna politikası için iç politikada destek arayışına girmek zorunda kalmadı. 2022’nin şubat ayından bu yana ülke üç başbakan değiştirmesine rağmen hepsi de aynı yaklaşımı destekledi ve İşçi Partisi muhalefetinden de yoğun bir destek aldı. Savunma Bakanı Ben Wallace, sürekliliğin sağlanmasında çok değerli olduğunu kanıtlayan bir tecrübe, bireysel bağlılık ve siyasi nüfuz düzeyi sağladı. Parti liderliğine aday olma ihtimalini geri çeviren Wallace, şu anda 1945’ten bu yana en uzun süre görev yapan üçüncü savunma bakanı [ondan daha uzun süre görev yapan sadece Denis Healey ve Geoff Hoon olmuştu]. Bunun yardımı dokundu.

Irak ve Afganistan’a yönelik yirmi yıllık taahhütler, Boris Johnson’ın Bütünleşik İncelemesinde çokça müjdelenen “Hint-Pasifik Ekseni” ve hükümetin Brexit sonrası “Küresel Britanya” yorumu, bazılarının Birleşik Krallık’ın Avrupa’nın güvenliğine verdiği önceliği sorgulamasına yol açmıştı.

Fakat Rusya’nın 2014’teki ilk işgalinin ardından Birleşik Krallık, Ukrayna Silahlı Kuvvetleriyle hızlı bir şekilde güçlü bir ikili ilişki geliştirdi. 22 bin Ukaynalı asker, 2022’deki işgalden önce Birleşik Krallık’ın Orbital Operasyonu kapsamında eğitilmişti. 2021 yılında Ukrayna’nın Karadeniz’de Birleşik Krallık tarafından tedarik edilen gemilerle donanmış yeni bir deniz üssü inşa etmesine yardımcı olmak üzere varılan anlaşma ve Kırım açıklarında bir “seyrüsefer serbestisi” operasyonu düzenleme kararı, Birleşik Krallık’ın Ukrayna’nın güvenliğini destekleme konusunda istekliliğinin bir başka göstergesiydi.

Kurbağayı kaynatmak

Savaşın başlamasından bu yana Birleşik Krallık, bu temel üzerine bina edildi ve pek çok müttefikinden daha ileri görüşlü oldu. Nükleer silaha sahip bir ülke olarak Washington’un gerilimin tırmanması risklerinin ciddiye alınması gerektiği yönündeki inancını paylaşıyor. Ancak bu risklerle başa çıkma konusunda kendi kararlarını vermeye hazır; bunu yaparken de başlıca müttefikinin çok önüne geçmemeye dikkat ediyor.

Birleşik Krallık, gözle görülür biçimde silahlı sevkiyatı hususunda ön saflarda yer aldı. Ukrayna’ya ölümcül silah desteği [tanksavar füzeler] tedarik eden ilk Avrupa ülkesi oldu, bunu siber destek, elektronik savaş kabiliyetleri, insansız hava araçları, hava savunma ve savaş araçları izledi. Birleşik Krallık, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine kendi ülkesinde geniş çaplı eğitim veriyor ve bu konuda daha geniş bir ülke grubuna öncülük ediyor. Aralık ayında Ukrayna’ya Batı yapımı ana muharebe tanklarının yanı sıra kendi stoklarından çok sayıda ilave zırhlı araç sağlamayı kabul eden ilk ülke oldu. Şubat ayında ise ülkenin pilotlarına eğitim vermeyi teklif etti ve gelecekte savaş uçağı tedariki konusunda müttefikler arasındaki tartışmaların yeniden başlamasına yardımcı oldu. Tüm bu girişimler bir araya geldiğinde Birleşik Krallık, 2022-23 mali yılında 2,3 milyar pound ve 2023-23 mali yılında da yine 2,3 milyar pound tutarındaki yardımlarıyla Avrupa’nın Ukrayna’ya en büyük savunma tedarikçisi olmaya devam ediyor.

Avrupa’nın payına düşenler

Bu çabalar, Birleşik Krallık’ın Brexit sonrasında Avrupa’daki komşularıyla ilişkilerini onarma çabaları için de faydalı oldu. Johnson’ın başbakanlık döneminin büyük kısmı, Müşterek Yurt Dışı Seferi Kuvvetine yapılan vurgu ile örneklendirilen, kuzey ve doğu Avrupa ile savunma işbirliğine güçlü bir odaklanma ile karakterize edildi. Bakanlar, AB ile doğrudan işbirliği olarak görülebilecek her eyleme karşı temkinli davrandılar.

Ukrayna savaşı bu durumu değiştiriyor. Birleşik Krallık ve AB yetkilileri, ihtilafın başından itibaren yaptırım politikası ve uygulaması konusunda yakın işbirliği için oldular. Birleşik Krallık, 2022’nin ekim ayında yeni Avrupa Siyasi Topluluğu’nun kuruluş zirvesinde aktif bir katılımcı oldu. PESCO’nun Askeri Mobilite Programına katılım anlaşması, tartışmalı bir şekilde kısıtlı operasyonel değere sahip olsa da yeni bir pragmatizmin önemli bir sembolüydü. Kuzey İrlanda Protokolü meselesi çözüme kavuşursa bu sadece araştırma işbirliği için Horizon programına geri dönülmesini sağlamakla kalmayacak, zamanla daha geniş bir dış politika ve güvenlik politikası işbirliği için siyasi zemin de yaratabilecek.

Eksen konseptleri

Tüm kuvvetli siyasi kavramlar, yankı uyandıran mesajları muğlak içeriklerle bir araya getirir. Bu durum hem “Küresel Britanya” hem de “Hint-Pasifik Ekseni” için tam anlamıyla geçerli oldu. Her iki konseptin de Bütünleşik İncelemenin mart ayında yayımlanacak olan yenilemesinden ne ölçüde etkileneceğini göreceğiz. Açık olan şu ki Birleşik Krallık ordusu, NATO’nun gereksinimlerini karşılama konusunda yeni baskılarla karşı karşıya. Nihayetinde Eksen’in önde gelen savunucuları bile bunun hiçbir zaman Doğu Asya’ya geniş çaplı bir askeri güç kaydırma için reçete olarak tasarlanmadığını vurguluyorlar.

Birleşik Krallık’ın Hint-Pasifik’teki dost ve müttefikleriyle savunma sanayi işbirliği için pek çok yeni fırsat doğması muhtemel. Bunların en büyüğü ve potansiyel manada en verimlisi, kısa süre önce Japonya ve İtalya ile ortaklaşa başlatılan Küresel Hava Muharebe Programı [eski adıyla Tempest]. Birleşik Krallık açısından bu tür bir işbirliğinin temel hedefi ölçek ekonomileri ve ileri teknolojilerin paylaşımı yoluyla tedarikin maliyet etkinliğini artırmak. Bu, Birleşik Krallık’ın kaynaklarını potansiyel olarak NATO’nun ülkeye daha yakın rollerinden saptırabilecek büyük ve yeni operasyonel taahhütler üstlenmesini gerektirmiyor.

İmkanlar ve para

Savaşın ortaya çıkardığı kabiliyet eksikliklerinin giderilmesi ve NATO’nun caydırıcılığının acilen güçlendirilmesi gerektiği konusunda pek çok tartışma yaşandı. Geçen sene bazı müttefikler — özellikle de Rusya’ya en yakın olanlar — harcamalarında büyük artışlar açıkladılar. AB’nin en büyük iki askeri gücü olan Fransa ve Almanya, zamanlama ya da spesifik kabiliyetlere dair detay vermemekle birlikte kendi savunma bütçelerinde uzun yılları kapsayan büyük artışlar açıkladılar.

Birleşik Krallık ise şu ana dek böyle bir açıklama yapmadı. Beklenenden daha yüksek olan enflasyon nedeniyle mevcut harcama planları, çekirdek savunma harcamalarının 2019-20 ve 2024-35 yılları arasında reel olarak yalnızca yüzde 5 oranında artacağı anlamına geliyor. Şansölyenin hem teçhizat maliyetlerindeki ek enflasyonu telafi etmek hem de acil stok gereksinimlerini karşılamak için bir miktar kaynak artışı sağlaması bekleniyor. Bunun ne kadar olacağını 15 Mart’ta bütçe açıklandığında göreceğiz.

Savaşın ortaya çıkardığı sorunlardan biri, kontrgerillanın öncelikli misyon olduğu uzun dönem boyunca Savunma Bakanlığı’nın, ordunun artık büyük ölçekli konvansiyonel savaş için optimize edilmediği anlamına gelen kabiliyet kararları alması oldu. Bu durum 2014’ten sonra değişmeye başladı. 2020 tarihli Harcama İncelemesi, Genelkurmay için 10 yıllık tedarik bütçesini 19 milyar pound’dan 28,8 milyar pound’a çıkardı ve bunun büyük bir bölümü denk çatışma ihtiyaçlarına odaklandı. Fakat ordunun yüksek yoğunluklu çatışmaları sürdürebilen müstakil bir muharebe tümenine sahip olma hedefine ulaşabilmesi için daha fazlasına ihtiyaç duyulacak. Diğer teşkilatların da benzer ihtiyaçları var.

Birleşik Krallık’ın NATO’ya olan yüzde 2’lik taahhüdünü yerine getirmesini destekleyen kapsamlı bir siyasi uzlaşı olsa da bu uzlaşı GSYİH’nin savunmaya ayrılan yüzdesinde kayda değer bir artış öngörmüyor gibi görünüyor ki bunun için vergi gelirlerinin [GSYİH oranına göre] artırılması gerekiyor. Bu nedenle Savunma Bakanlığı’nın bu yıl ya da bir sonraki seçimin ardından yapılacak incelemede kabiliyetler arasında zor da olsa seçim yapması gerekecek. Bu arada bugünün önceliği, Birleşik Krallık’ın kendi askeri kapasitesine yönelik bazı kısa vadeli riskler pahasına da olsa Ukrayna’nın kazanmasına yardımcı olmak.

Geçici inceleme

Önümüzdeki Bütünleşik İnceleme Yenilemesinin (IRR) muhtemel içeriği hakkında halihazırda pek çok spekülasyon üretilse de iki nedenden ötürü orijinal belgeden belirgin ölçüde sapma ihtimali düşük.

Birincisi, kimse savaşın nasıl sona ereceğini bilmezken savunma politikasında uzun vadeli değişimler yapmak zor olur. Bu durum Britanya’nın 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden üç yıl önce 10 yıllık bir stratejik savunma incelemesi yapmasına benzetilebilir. En akla yatan senaryo, bir aşamada ihtilafın yatışması, her iki tarafın da bitkin düşmesi, ancak hiçbirinin kesin zafer kazanamaması. Fakat taraflardan birinin ya da öbürünün kritik kaynaklarının [asker, mühimmat, yakıt, para] tükenmesi ve askeri pozisyonunun çökmesi [1918’de Almanya’ya olduğu gibi] hala mümkün. Uzun vadeli bir savunma incelemesinin zamanı, savaşın sonucu netleştiğinde gelecek.

İkincisi, IRR yeni bir Savunma Komuta Belgesine dönüştürüldüğünde ve buna uzun vadeli teçhizat planına eklemeler [ve çıkarmalar] yapıldığında bir sonraki seçime ancak bir yıl kalmış olacak. Bazı rota değişiklikleri lazım olabilir. Ama 2023’ün sonbaharında seçimlerin sonucu belli olana ve yeni hükümet kendi mali ve stratejik önceliklerine karar verecek zamanı bulana kadar temel politika değişikliklerini ertelemek için sağlam bir gerekçe bulunmuş olacak.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English