Bizi Takip Edin

AVRUPA

Britanya’da son 11 yılın en büyük grev dalgası

Yayınlanma

Enflasyon ve hayat pahalılığı ile boğuşan Britanya işçileri, son yılların en büyük grev dalgasına imza atarak Ada’yı sarsıyor.

BBC’nin resmi rakamlardan derlediği verilere göre, Ekim ayında Britanya’da 417 bin iş günü grevler nedeniyle kayboldu. Bu rakam, Kasım 2011’den bu yana görülen en büyük grev dalgasına işaret ediyor.

Ulusal İstatistik Kurumu’nun (ONS) iktisadi istatistikler bölümü şefi Sam Beckett, grev dalgasının en çok nakliye ve depolamanın yanı sıra enformasyon ve iletişim sektörünü vurduğunu açıkladı.

ONS’den yapılan açıklama göre, özel sektör işçilerinin ortalama ücret artışı Ağustos-Ekim arasında yüzde 6,9’a ulaşırken kamu sektöründeki artışlar ortalama yüzde 2,7’de kaldı.

Yapılan grevlerin yanı sıra son anda vazgeçilen grevler de var. Örneğin Londralı otobüs şoförleri, ücretlerdeki iyileştirmeleri kabul ettiklerinden grev iptal edildi. Yine tren operatörlerinin 11 Aralık’ta yapılması planlanan grevi de şimdilik iptal edildi.

Tüm krallığı saran postacıların grev dalgası

Kraliyet posta hizmeti Royal Mail’deki emekçiler de Ağustos ayında başladıkları eylemleri Aralık’ta büyütüyorlar. 9 ve 11 Aralık’ta greve çıkan işçiler, 14, 15, 23 ve 24 Aralık’ta da grev çağrısı yaptılar.

Royal Mail’deki yıllık ortalama ücret 32 bin 465 sterlin (742 bin 387 TL), postacıların ortalama yıllık ücreti ise 25 bin 777 sterlin (589 bin 431 TL).

Royal Mail, önümüzdeki 18 ay için işçilere yüzde 9’a varan bir ücret artışı öneriyor. Fakat bu öneri, Britanya’daki resmi yüzde 11,1’lik enflasyonun altında.

Şirket, grevin 100 milyon sterlinlik zarar yarattığını ileri sürdü ve 10 bin işçiyi işten çıkarma planı yaptığını açıkladı. Royal Mail, işçi sendikasını da Noel’i “fidye istemek için” kullanmakla suçladı.

Sendika, CWU, önerilen ücret artışını kabul etmiyor. CWU aynı zamanda değiştirilmek istenen çalışma koşullarına da itiraz ediyor. Bunun arasında hakedişlerin kaldırılmak istenmesi ve pazar günleri zorunlu çalışmanın getirilmesi de yer alıyor.

Royal Mail, özelleştirildiği 2013 yılına kadar devletin mülkiyetindeydi. Postacılık şirketinin şu andaki en büyük hisse sahibi Çek milyarder Daniel Křetínský’nin kontrol ettiği Vesa Equity Investment (yüzde 25). Křetínský’nin İngiliz Premier Lig kulübü West Ham United’da da hissesi bulunuyor.

Demiryolu işçilerinin grevi büyük etki yaratıyor

Bu haftanın olayı ise demiryolu işçilerinin greve çıkması. Bugün Network Rail ve 14 tren operatörünün toplamda 40 bin kişilik işçi grubu greve çıkıyor. RMT sendikasının işçileri de eylemlerine Ağustos ayında başlamışlardı. Grev İngiltere, İskoçya ve Galler’i etkileyecek.

İngiltere ve İskoçya’da sürücü kursu eğitmenleri de grev yapıyor. 15 Aralık’ta Great Western Railway işçilerinin grevi Londra, batı İngiltere ve Galler’i etkileyecek. Aynı gün 52 hastaneden hemşireler iş bırakacak. Kuzey İngiltere ve Yorkshire’daki karayolları işçileri de greve gidecek.

16 Aralık’ta RMT Eurostar tren şirketi güvenlik çalışanları greve gidecek. Aynı gün Heathrow Havaalanı’ndaki bagaj taşıyıcıları 72 saatlik greve başlayacak. 

21 Aralık’ta ambulans çalışanları ve diğer Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) emekçileri greve başlayacak. 

23 Aralık’ta Heathrow ve Gatwick havaalanlarındaki Kamusal ve Ticari Hizmetler Sendikası’na (PCS) bağlı sınır koruma güçleri grev yapacak.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English