Bizi Takip Edin

AMERİKA

ChatGPT veya ‘insanlığa hizmet’ nasıl Silikon Vadisi’nin görevi haline geldi?

Yayınlanma

Son zamanlarda başta metin yazarlığı olmak üzere birçok mesleği bitirip bitirmeyeceği tartışılan ChatGPT’nin yartıcısı OpenAI’ın işleri açıldı.

2015 yılında San Fransisco’da kurulan OpenAI’ın macerası, ‘kâr amacı gütmeyen’ ve ‘insanlığa fayda sağlayacak yapay zekâ’ araştırmalarının nasıl Silikon Vadisi’nin dev tekellerinin aparatı haline geldiğini gösteriyor.

Bu araştırma laboratuvarı, görünüşte yapa zekâ araştırmalarını ‘demokratikleştirme’ amacıyla kurulmuştu. Ama küçük bir mesele vardı: Bu ‘kâr amacı gütmeyen’ kuruluş, başta Elon Musk olmak üzere, LinkedIn kurucularından Reid Hoffman, ‘girişim sermayedarı’ Peter Thiel, start-up kuluçkası Y-Combinator ve Amazon Web Hizmetlerinin desteğiyle, 1 milyar dolar sermaye ile ortaya çıkmıştı.

Musk’ın yapay zekâ aşkı

OpenAI’ın yönetim kurulundaki isimleri saymaya gerek yok. Y-Combinator’ın eski başkanı Sam Altman’ın şu an CEO olduğunu hatırlatmak yeterli. Musk, 2018 yılında OpenAI’dan ‘çıkar çatışması’ yaşanmaması için ayrılsa da bu projeye yatırım yapmayı sürdürüyor.

Musk’ın yapay zekâ yatırımları bununla da sınırlı değil. Tesla’nın kurucusu, 2015 yılında Google tarafından satın alınan DeepMind isimli yapay zekâ şirketinin erken yatırımcılarındandı. Mark Zuckerberg ile birlikte makine öğrenmesi şirketi Vicarious’a da 2014 yılında yatırım yapmıştı.

Para konuşuyor

OpenAI’ın macerasına dönersek… Musk ve Altman’ın ‘finansal şirketler, potansiyellerini heba etmemek için inovasyonlarını paylaşmaya daha az yatkın olurlar’ tezine rağmen, kâr amacı gütmeyen ve insanlığa faydalı olmayı amaçlayan şirket, 2019 yılında kâr amacı güden bir kuruluşa dönüştü. 

2018 yılında yayınladığı ‘sözleşme’de kamu yararından ve insanlığa hizmetten bahseden OpenAI, kâra yönelik bir şirket haline gelmesini, yapay zekâ araştırmalarının çok pahalı şeyler olmasıyla açıklıyordu.

Gerçekten de pahalıydı. GPT-3’ü yalnızca eğitmenin masrafı 12 milyon dolardı. Bu masrafı karşılamak için sırada bekleyen Microsoft ise karşılıksız iş yapacak değildi: Microsoft, bulut bilgi işlem servisi sağlama karşılığında OpenAI sistemlerini ticarileştirecek bir lisans aldı. Bu anlaşmanın içeriği veya sistemin nasıl işleyeceği ise kamuoyuna açıklanmadı.

İyi pazarlama stratejileri

OpenAI’ın ürettiği dil ve sohbet makinelerinin, şirket tarafından etrafında yaratılan panik ve hayranlıkla pazarlandığı da eleştirilerden biri.

2019 yılında şirket kâr amacı güden bir kuruluşa dönüşmüşken ilan edilen GPT-2’nin etrafında kopan fırtına da ChatGPT’ye benzerdi. O zaman da herkes metin yazarlığının veya gazeteciliğin bittiğini düşünüyor, hatta distopik ‘sahte haber’ üretimi makinelerinden bahsediliyordu.

O zamanlar bazı akademisyenler, GPT-2 etrafında yaratılan efsanenin, ‘panik yaratarak avantaj sağlamak’ amacıyla kamuoyunda büyütüldüğünü düşünüyordu. Yani, GPT-2 için yaratılan heyecan, bir tanıtım stratejisiydi.

2020’de bir API olarak piyasaya sunulan GPT-3’te de benzer şeyler yaşandı ama bazı farklarla. Bütün tehlikeli sonuç ihtimallerini de kabul ediyordu şirket. Buna ırkçılık, cinsiyetçilik gibi toplumsal sorunların yanı sıra spam gibi dijital dünyanın sorunları da dahildi. Yanlış ellere geçen bir GPT-3 sorun yaratabilirdi.

Peki şirket yine de neden GPT-3’ü kullanıcılara sunmuş, üstelik bunu açık kaynak kodlu bir modeldense bir API ile yapmıştı? Şirketin cevabı açıktı: Araştırmalarımızı fonlamak için.

Microsoft sırada 

Şimdi, OpenAI’ın Microsoft’tan 10 milyar dolarlık bir yatırım alacağı konuşuluyor. Founders Fund, Andreessen Horowitz, Sequoia ve Tiger Global gibi devasa girişim sermayesi şirketlerinin, Microsoft’un yatırım yapması durumunda OpenAI’dan çıkış yapması bekleniyor.

OpenAI, bir yandan ‘ahlaki’ pozisyonunu da koruyor: Yatırımcılar, yatırımlarının en fazla 100 katını geri alabiliyorlar. Kalan para ise, OpenAI’ın ‘kâr amacı gütmeyen’ kısmına gidiyor.

Bloomberg’in haberine göre aylardır süren müzakereler sonuçlanırsa, Microsoft’un yanında başka yatırım sermayelerinin de girebileceği ve OpenAI’ın 29 milyar dolarlık bir değere sahip olabileceği belirtiliyor.

Microsoft’un daha önce de OpenAI’a 1 milyar dolar yatırdığını akılda tutmakta fayda var.

Şirket, Google’la rekabette zorlanan kendi arama motoru Bing’e ChatGPT’yi entegre etmeyi planlıyor.

AMERİKA

LinkedIn kurucusu Hoffman, Harris’ten FTC şefi Khan’ı kovmasını istedi

Yayınlanma

LinkedIn’in kurucusu milyarder Reid Hoffman birkaç gün önce Kamala Harris’in seçim kampanyasına 10 milyon dolar bağışladı ve çok daha fazlasını vaat etti.

Dün CNN’e konuşan Hoffman Harris’ten istediklerini sıraladı. Milyarder, Harris’in Biden’ın gümrük vergisi ve antitröst rejimlerini sona erdirmesi ve Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Başkanı Lina Khan’ı kovması gerektiğini söyledi.

Bu görüntünün ardından Reid Hoffman’ın Harris için bir “Silikon Vadisi bağış toplama turu” planlandığı haberi geldi.

Lever’ın haberine göre Hoffman, şu anda FTC tarafından dava edilen ve soruşturulan Microsoft’un yönetim kurulunda yer alıyor.

Öte yandan Hoffman siyasette belirleyici bir isim olmak istiyor. Hoffman Harris’in, büyük şirketlerin istediklerini yapabilmeleri için ticaret ve antitröst yoluyla işçileri koruyan Biden politikalarından kurtulmasını istiyor. Harris’in bu talepleri karşılayacağını vaat etmesi halinde kampanyasına finansman sağlayacak.

Dün New York Times’ta (NYT) yayınlanan bir yazıya göre, Başkan yardımcısı olarak Harris yapay zekanın düzenlenmesine destek verdiğini dile getirdi.

Fakat başkan yardımcısı ile özel olarak görüşen bir bağışçıya göre, Khan’ın antitröst yetkilerini genişletme konusundaki görüşüne şüpheyle yaklaştığını ifade etti.

Hoffman Uber, Google, Microsoft, AirBNB, Amazon, Apple ve benzeri şirketlerin yükselişini analiz ettiği kitabında, ucuz sermaye ve yasaları çiğneme yoluyla tekelleşmenin “sosyal açıdan faydalı olduğunu” ve bu tür firmaların birleşme ve satın alma stratejileri ve rakipleri engelleyen etkileri nedeniyle “takdir edilmesi” gerektiğini savunmuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Barack ve Michelle Obama’dan Kamala Harris’e destek

Yayınlanma

Barack ve Michelle Obama, Demokratların başkan adaylığı için Kamala Harris’i destekleyerek başkan yardımcısının Donald Trump’a karşı Beyaz Saray için yürüttüğü yeni kampanyada partiyi birleştirme çabalarını tamamlamış oldu.

Eski başkan ve first lady cuma günü Harris’i telefonla arayarak desteklerini ifade ettikleri bir video ile tartışmaları sona erdirdiler.

Barack Obama videoda, “Michelle ve ben seni desteklemekten ve bu seçimlerde seni Oval Ofis’e taşımak için elimizden gelen her şeyi yapmaktan daha fazla gurur duyamayacağımızı söylemek için aradık,” dedi.

Kamala Harris’in adaylığı garanti değil

Michelle Obama ise Harris ile “gurur duyduğunu” söyledi ve kasım ayındaki seçimlerin “tarihi bir seçim olacağını” belirtti.

Obamaların desteği önemli çünkü Biden’ın çekilmesinin ardından eski başkan ve ailesinin aday olarak Michelle Obama’yı göstermek istediği konuşuluyordu.

Obamalar Harris’in kampanyası konusunda cuma gününe kadar sessiz kalmışlardı. Harris’i desteklemek için daha fazla beklemiş olsalardı, başkan yardımcısının kampanyasına duydukları güven konusunda şüphe uyandırmaya başlayabilirlerdi.

Axios: Biden, Harris’in Trump’ı yenebileceğine inanmıyor

Perşembe günü Trump’ın kampanyası, aralarında eski başkan Obama’nın da bulunduğu bazı Demokratların “daha ‘iyi’ birini beklediklerini” iddia eden bir açıklama yayınladı.

Barack Obama, Başkan Joe Biden’ın haziran ayında Trump’la girdiği ve birçok Demokrat açısından “felaketle sonuçlanan” münazaranın hemen ardından Biden’ı açıkça desteklemiş olsa da daha sonra sessizliğe büründü.

Bu sessizlik pek çok Demokrat tarafından Başkanın Cumhuriyetçi rakibini yenebileceğine dair güvenini kaybettiği şeklinde değerlendirildi.

Biden çekilecek mi?

Bunun yanı sıra Michelle Obama’nın Biden ailesi ile olan ilişkisinin bozulduğu, Başkana yönelik “çekil” baskısında da Barack Obama’nın payının bulunduğu öne sürülüyordu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD ekonomisi ikinci çeyrekte %2,8 büyüdü

Yayınlanma

ABD Ticaret Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte yıllık %2,8 oranında büyüdüğünü, bu oranın tüketici harcamalarının artması ve işletmelerin stoklarını artırmasıyla ekonomistlerin beklediğinden daha yüksek olduğunu söyledi.

Ekonomistler geçtiğimiz çeyrekte yıllık bazda %1,9’luk bir büyüme bekliyorlardı. Ekonomi yılın ilk üç ayında %1,4 oranında büyümüştü.

Perşembe günkü verilerde yakından izlenen ve stoklar, ticaret ve hükümet harcamalarını dışarıda bırakan bir talep göstergesi, yani özel yurtiçi alıcılara nihai hizmetler, %2,6 arttı.

Tüketici harcamaları %2,3 artarak ilk çeyrekteki %1,5’lik büyümeyi geride bıraktı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English