DÜNYA BASINI

Ekonomik kriz, dolarsızlaşma ve BRICS’in yükselişi

Yayınlanma

2008’de yaşanan küresel mali krizin ardından başlayan dolarsızlaşma eğilimi, Rusya-Ukrayna savaşının ardından hız kazandı. ABD yaptırımları nedeniyle yerel para ile ticarete yönelik adımların başını Rusya çekiyor. ABD’nin doları ekonomik bir silah olarak kullanması birçok ülkeyi Rusya’ya benzer adımlar atmaya sevk ederken özellikle pandemi süreciyle ivmelenen ekonomik kriz de orta ve küçük ölçekli birçok ekonomiyi alternatif arayışlarına sürüklüyor. Yerel para birimlerinin dolar karşısında hızla erimesi, küresel ticarette küçük ve orta ölçekli ekonomileri zorlarken bu krizle başa çıkmak için başvurulan IMF kredileri, ülkelerin önüne siyasi ve ekonomik bağımsızlığı hiçe sayan pek çok kriter zorunluğu getiriyor.

Ekonomik krizle boğuşan ülkeler artık IMF’ye alternatif arayışı kapsamında gözünü BRICS’e dikmiş durumda. İran ve Cezayir’den sonra Tunus da resmi üyelik için birliğe başvuru da bulunmayı düşünüyor. BRICS’in Yeni Kalkınma Bankası’na resmen katılan Mısır ile birlikte Türkiye ve Suudi Arabistan’ın da yakında Birlik’in kapısını resmi olarak çalacağını bildiriliyor. Dünyanın gelişen 5 büyük ekonomisinin içinde yer aldığı BRICS ise ağustos ayında yapılacak zirvede dolara alternatif ortak para birimini duyurmaya hazırlanıyor. 

Mısır devletinin görüşlerini yansıtan El Ahram’da Mısır ve diğer ülkelerin neden BRICS’e yöneldiğini açıklayan bir analiz yayınlandı. Analizde imzası bulunan Azza Radwan Sedky, BRICS ülkelerinin uzun süredir mevcut dünya siyasi düzenine ve doların egemenliğine meydan okuduğunu söylüyor.

Analizin tamamı şöyle:

***

BRICS – Yeni bir dünya düzeni

Kısaltmasıyla BRIC; Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in 2009’da güçlerini birleştirip bir ülkeler grubu kurmasıyla ortaya çıktı. 2010’da Güney Afrika da katıldı ve mevcut kısaltmaya bir “S” ekledi. Bugün BRICS, Batılı gelişmiş ekonomiler dışındaki ülkelerin ekonomik ittifak bir araya gelmesine olanak sağlayan güçlü bir blok.

Grubun muhalifleri ilk başta bunu pek dikkate almadılar ve BRICS bloğunu “başarılı olamayacak kadar çeşitli” diye etiketlediler. Bununla birlikte, kurucu üyelerinin bu çeşitliliğine ve farklılığına rağmen, bugün BRICS dünya topraklarının yaklaşık yüzde 28’ini kaplıyor ve toplam nüfusun yüzde 45’ini oluşturuyor.

BRICS ülkeleri, dünya petrolünün yüzde 25’inden fazlasını ve çelik yapımında kullanılan demir cevherinin yüzde 50’sini üretiyor. Ayrıca toplam mısır üretiminin yüzde 40’ını ve buğdayın yüzde 46’sını karşılıyorlar. Bu birleşik güç, BRICS ülkelerinin varlık ve etki açısından büyümesiyle sonuçlandı.

BRICS amacı iki yönlü: üyelerinin ulusal çıkarlarını geliştirmek ve özerkleşmek. Bu kapsamda ekonomik ve politik olarak Batı hegemonyasına karşı çıkıyor. Ukrayna’da devam eden savaşın ve Çin ile ABD arasında artan rekabete karşı arka planda, BRICS’in genişleme ivmesi artıyor.

2014 yılında BRICS ülkeleri, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’na (IMF) alternatif olarak Yeni Kalkınma Bankası’nı kurdu ve kapılarını yeni üyelere açtı. 50 milyar dolar sermaye ile kurulan Banka, bunun yüzde 20’si yani yaklaşık 10 milyar doları BRICS ülkeleri tarafından ödendi.

2021’de Mısır, BAE, Uruguay ve Bangladeş, Yeni Kalkınma Bankası’nda hisse aldı. Ancak bu hisselerin değeri, bankanın kurucu üyelerinin yaptığı 10 milyar dolarlık yatırımın çok altındaydı. Buna rağmen, BRICS işbirliği platformu haline geldikçe, birçok ülke artık katılmaya daha fazla ilgi gösteriyor. BRICS’e katılım için başvuranlar arasında İran, Arjantin, Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve diğer birçok ülke yer alıyor.

Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi geçen günlerde Mısır’ın Yeni Kalkınma Bankası’na üye olmasına izin veren anlaşmayı onayladı. Böyle bir hareket Mısır için büyük bir değişim ve ABD dolarına yönelik iç talebi azaltma potansiyeline sahip. Temsilciler Meclisi Ekonomi Komitesi Başkan Yardımcısı Muhammed Abdülhamid “Mısır’ın BRICS Grubu’nun Yeni Kalkınma Bankası’na katılması, bankanın üyeleri arasındaki ticarette yerel para birimlerini kullanabilecekleri için devlet bütçesini, ülkenin ithalatını karşılamak için ABD doları bulma baskısından kurtaracak” dedi.

Bu köklü bir değişim ve tam olarak birçok ülkenin başarmayı umduğu şey. Mevcut küresel ekonomik krizin ortasında, tüm ülkeler kendi para birimlerini güçlendirmek istiyor ve BRICS bu hedefe ulaşmada onları destekleyebilir. Bu, yükselen fiyatların, enflasyonun ve akut dolar kıtlığının üstesinden gelmede bu ülkelere yardımcı olabilecek bir alternatif.

2022’deki 14. BRICS Zirvesi sırasında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS ülkelerinin bir grup BRICS para biriminden oluşan yeni bir küresel rezerv para birimi çıkaracağını duyurdu. Bu, ABD dolarının hakimiyetine doğrudan bir tehdit olacak ve onun üstünlüğünün zayıflamasına yol  açacak.

Küresel para sistemi açısından bakıldığında, ülkeler dolar dışı para birimleriyle ticaret yapmaya ve döviz rezervlerini çeşitlendirmeye çalıştıkça, böyle bir hareket dolarsızlaşma eğiliminde önemli bir gelişmeye işaret edebilir. BRICS ülkelerinin mal ve hizmetleri yeni rezerv para biriminde işlem görürse, bu yeni dünya ekonomisinin temellerinden biri haline gelecek ve yeni bir dünya düzeninin ortaya çıkmasına yardımcı olacak.

Çeşitli sürprizler mevcut dünya düzenini sarsmaya başladı. Rusya artık uluslararası ödemeler için ABD doları yerine Çin Yuanını kullanıyor ve Yuan şu anda Rusya’da en çok işlem gören para birimi. Brezilya ve Çin, ABD dolarını kendi para birimleri lehine terk ediyor. Suudi Arabistan da ödemeler için Yuan’ı kullanma konusunda Pekin ile görüşmelerde bulunuyor. Bütün bunlar açıkça ABD dolarının hakimiyetini ortadan kaldırıyor.

ABD şirketi Miles Franklin Precious Metals Investments’in CEO’su Andy Schectman, durumun büyüklüğünü açıkladı, “Suudi Arabistan’ın sahneye çıkıp şimdi petrol için başka para birimlerini kullanmayı düşündüğünü beyan etmesi yeterli olacak. Ve birdenbire, son 50 yıldır dolar tutmak zorunda kalan tüm ülkelerin artık buna ihtiyacı kalmamış” dedi: “Ve eğer hepsi doları elden çıkarmaya başlarsa ki bence bu hızla olur, Batı kıyılarını vuran bir enflasyon tsunamisi yaşarsınız.”

Ayrıca Ukrayna’da devam eden savaşla birlikte BRICS’in siyasi kolu da güçlendi. Savaşın başlamasından bu yana, BRICS üyeleri kendilerini çatışmaya dönük Batı perspektifinden daha da uzaklaştırdı. BRICS ülkelerinden hiçbiri – Hindistan, Brezilya, Güney Afrika ve Çin – Rusya’ya yaptırım uygulamayı seçmedi ve bu, Batı ülkeleri ile BRICS ülkeleri arasındaki bariz ayrılığın altını çizdi.

Almanlara ait yayın kuruluşu Deutsche Welle’de yakın zamanda yayınlanan bir makale, “Avrupalı ve ABD’li politika yapıcılar, BRICS’in küresel büyüme ve kalkınmayı etkilemeye çalışan yükselen güçlerin ekonomik bir kulübü olmaktan çok, otoriter milliyetçilikleriyle tanımlanan politik bir kulüp olduğundan endişe ediyorlar” diyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version