Bizi Takip Edin

AVRUPA

Fransa’da muhalefetten ‘toplumsal kargaşa’ uyarısı

Yayınlanma

Avrupa Birliği’nin (AB) üye ülkelerin emisyonlarını daha fazla düşürmeyi hedefleyen ve tedbirlere haneleri de dahil eden karbon piyasası reformu, Fransız sağ ve sol muhalefetinden tepki aldı.

Brüksel, aralık ayının sonunda Emisyon Ticaret Planını (ETS) özel konutlar da dahil olmak üzere inşaat ve ulaşım sektörünü kapsayacak şekilde genişletme konusunda mutabık kalmıştı.

ETS2 olarak adlandırılan reform, petrol, dizel ve doğalgaz gibi yakıtlara yönelik kısıtlamaları kapsıyor. Ayrıca plan, 87 milyar değerinde bir  Sosyal İklim Fonu (SCF) oluşturulmasını öngörüyor.

Avrupa Parlamentosu, programın uygulanmasını 2029’a kadar erteleme niyetinde. Ancak AB  Konseyi’nde tarihin daha erkene alınması için baskı yapıldı ve  2027 tarihi üzerinde uzlaşmaya varıldı.

‘Sarı Yelekler benzeri protestolar gelebilir’

Fransız parlamentosunda ilgili planın, Sarı Yelekler benzeri bir protesto dalgası başlatma riski taşıdığı belirtildi.

Fransız Yeşiller’den milletvekili Leila Chaibi, “ETS2, doğası gereği sosyal adalete aykırıdır” açıklamasını yaptı. Euractiv‘e konuşan Chaibi, “ETS2 halihazırda krizden en çok etkilenenlerin daha fazla ödeme yapmasına neden olacak,” dedi.

Bunun Komisyon, Parlamento ve Konsey arasındaki müzakereler sırasında getirilen güvencelerden bağımsız olduğunu kaydeden Chaibi, SCF’nin hacminin 72 milyar avrodan 87 milyar avroya çıkarılmasına işaret etti.

Avrupa Parlamentosunun Kimlik ve Demokrasi grubundan çevre komitesi üyesi Aurélia Beigneux ise, “ETS2’nin yakıt ve ısınmayı kapsayacak şekilde genişletilmesinden yana değildik,” ifadelerini kullandı.

Beigneux, karbon fiyatlandırmasının ulaşım ve ısınmayı da kapsayacak şekilde genişletilmesine komite başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ‘Avrupa’yı Yenile’ grubundan Pascal Canfin’in de karşı çıktığını, fakat sonrasında ‘bariz biçimde fikrini değiştirdiğini’ ifade etti.

‘Plan katı koşullar altında oluşturuldu’

Bununla birlikte Canfin, kararı savunarak planın ‘oldukça katı koşullar altında planlandığını’ belirtti.

Linkedin hesabından paylaşım yapan Canfin, ETS2’deki CO2 ücretlendirmesinin 2030 yılına kadar ton başına 45 euro ile sınırlandırıldığını ve bunun bunun Fransa’da şu anda uygulanmakta olan 44,9 euro’ya yakın olduğunu dile getirdi.

Canfin, “Bu, sisteme öngörülebilirlik getirmeyi ve hanelerin ani fiyat artışlarından korunmasını mümkün kılıyor,” dedi.

Ayrıca Canfin, enerji fiyatlarının ‘olağanüstü düzeyde yüksek’ kalması halinde ETS2’nin 2028’e ertelenebileceğini de sözlerine ekledi.

Program kapsamında toplanan paranın, temiz ulaşım ve konut yenileme gibi alanlarda hanehalklarına dönük yeşil yatırımları finanse etmek için kullanılacağını ifade eden Canfin, “Bu koşullar, bence mekanizmayı kabul edilebilir kılıyor,” yorumunu yaptı.

Canfin ile aynı partiden olan Marie-Pierre Vedrenne de  SCF’nin aynı zamanda AB’nin önümüzdeki yedi yıllık bütçesinin bir parçası ve ‘bunu sürdürülebilir kılmak ve istikrarlı bir fon sağlamak için kilit bir unsur’ olacağını kaydetti.

‘Avrupalılarla alay ediyorlar’

Bunun yanı sıra Chaibi, Konsey’in kararının 2029’dan önce yürürlüğe konmasını engelleyen parlamento kararına aykırı olduğunu vurguladı.

Chaibi, Fransa’da yakıtlara uygulanan yeni karbon vergisinin erkenden getirilmesinin 2017 ve 2018’de yaşanan Sarı Yelekler benzeri bir protesto dalgasına neden olabileceğini söyledi.

Beigneux ise ilgili tedbirlerin ‘güvencesi en az olan ailelere’ hedef alan saldırıların parçası olduğunu ifade etti.

AB’nin ekonomik durumu göz önüne alındığında, bu kararın mevcut dönem için uygun olmadığına dikkat çeken Beigneux, “Bu tür önlemlerle Avrupalılarla alay edildiğine içtenlikle inanıyoruz,” diye konuştu.

Avrupa Parlamentosu, aralık ayında imzalanan anlaşmayı onaylamak üzere önümüzdeki haftalarda oylama yapacak.

AVRUPA

Almanya’da “Mittelstand”lar 2025’te krizin derinleşmesini bekliyor

Yayınlanma

Alman Mittelstand İşletmeler Birliği (BVMW) tarafından yapılan bir ankete göre, her on Mittelstand’dan sekizi 2025 yılında Alman ekonomisinin hızla küçülmesini bekliyor.

Mittelstand adı verilen şirketler, klasik “KOBİ” kategorisine alınamayacak, kimisi ihracat pazarının yüzde 90’ına sahip geleneksel Alman şirketlerine verilen isim. Mittelstand kategorisindeki şirketler, Alman ekonomisinin, özellikle istihdamın bel kemiğini oluşturuyor.

WELT’te yer alan habere göre ankete katılan şirketlerin yüzde 58’i iktisadi bir gerileme beklediklerini söyledi. Her beş şirketten biri önümüzdeki on iki ay içinde bir bunalıma hazırlanıyor.

Ankete göre, Mittelstandların yüzde 40’ı sona eren yılda cirolarında düşüş kaydetti. Katılımcıların yüzde 40’ı da yeni yılda bir önceki yıla kıyasla daha az yatırım yapmayı planladıklarını belirtti.

Genel iktisadi duruma ek olarak, Mittelstandlar özellikle vasıflı işgücü sıkıntısı konusunda endişe duyuyor: Şirketlerin yüzde 62’si önümüzdeki yıl boş eğitim pozisyonlarını dolduramayacaklarından korkuyor.

BVMW Federal Genel Müdürü Christoph Ahlhaus, “Sadece ekonomimiz değil, toparlanmaya olan güven de son yıllardaki siyasi gidiş gelişler nedeniyle sarsıldı. Almanya’da siyasi sorumluluk üstlenmek isteyen herkes, ekonomimizin yeniden nasıl ilerleyebileceğini kesin bir şekilde açıklamalıdır,” dedi.

BVMW baş iktisatçısı Hans-Jürgen Völz, şirketlerin umutlarını yeniden kazanabilmeleri ve Almanya’ya yatırım yapabilmeleri için bürokrasinin azaltılması, enerji maliyetleri, işgücü piyasası ve sosyal politika alanlarında bir reform politikası uygulanmasının önemli olduğunu söyledi.

Völz, “Dünya çapında yer seçebilen büyük şirketlere ve kurumlara değil, 3,5 milyon Alman Mittelstandına odaklanmak çok önemlidir. Pazar günleri Mittelstandları öven iyi niyetli konuşmaların, pazartesiden cumaya kadar parlamentoda buna uygun siyasi eylemlerle eşleştirilmesi önemlidir,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Kişinev, MoldovaGaz’ı millileştirmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Moldova Başbakanı Dorin Recean, MoldovaGaz’ın millileştirilmesine yönelik yasal düzenlemeler hazırlanması talimatını verdi. Recean, Gazprom’un Transdinyester’e doğalgaz tedarikini durdurmasını ve MoldovaGaz’ın borcunu gerekçe göstermesine tepki gösterdi. Ayrıca Recean, ulusal varlıkların millileştirilmesini kolaylaştıracak yasa değişikliklerinin yapılması gerektiğini belirtti.

Moldova Başbakanı Dorin Recean, MoldovaGaz’ın varlıklarının millileştirilmesine ilişkin yasal çerçevenin hazırlanması için talimat verdi. Şirketin kontrol hissesi (yüzde 50 artı bir hisse) Gazprom’a ait bulunuyor.

İnterfaks ajansının aktardığına göre Recean, bugün düzenlenen bakanlar kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, Gazprom’un ocak ayından itibaren Transdinyester’e doğalgaz tedarikini durdurma kararından memnun olmadığını ifade

Bu kararın MoldovaGaz ile yapılan anlaşmaya aykırı bir şekilde alındığını ve şirketin borcunu gerekçe göstererek uygulamaya konduğunu savunan Recean, “Uluslararası denetim, böyle bir borcun var olmadığını ortaya koydu. Belki bu para seyahatlere ve yatlara harcandı, ancak bu borcun Moldova vatandaşlarının sırtına yüklenmesi kabul edilemez,” dedi.

Bununla beraber Recean, Moldova’nın daha önce de Rusya’nın enerji şantajıyla başa çıktığını vurguladı. Adalet Bakanlığı’na stratejik alanlar da dahil olmak üzere işletmelerin millileştirilmesini sağlayacak yasal düzenlemeleri hazırlama talimatı verdi.

Başbakan, “Bu arada, bu varlıklar zamanında bizden zorla alındı. Bu varlıkları devletin mülkiyetine geri kazandırmalıyız,” diye ekledi.

MoldovaGaz anonim şirketi, 1999 yılında kuruldu. Şirket hisselerinin yüzde 35,33’ü Moldova hükümetine, yüzde 13,44’ü Transdinyester’in mülkiyet yönetimi komitesine ve yüzde 1,23’ü azınlık hissedarlarına ait.

2000’lerin başında Transdinyester yetkilileri hisselerini Gazprom’un yönetimine devretti. 2021 yılında Gazprom ve MoldovaGaz beş yıllık bir sözleşme imzaladı.

Sözleşmenin şartlarından biri, Moldova’nın borcunu ödemesiydi. Rus şirketi bu borcu 709 milyon dolar olarak değerlendiriyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Zelenskiy: Fico, Putin’in emriyle ikinci enerji cephesini açtı

Yayınlanma

Ukrayna ile Slovakya arasında devam eden “enerji” gerilimi gitgide artıyor.

Son olarak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, “Görünen o ki Putin, Fico’ya Slovak halkının çıkarları pahasına Ukrayna’ya karşı ikinci bir enerji cephesi açma emrini verdi,” deyince ipler iyice gerildi.

Zelenskiy, Ukrayna’nın Gazprom ile Rus gazının Avrupa’ya taşınmasına ilişkin anlaşmayı yenilemeyi düşünmediğini ve Kiev’in Rus gazını Azerbaycan gazı kisvesi altında pompalamayı kabul etmeyeceğini de açıkça belirtmişti.

Zelenskiy, Slovakya’nın halihazırda Ukrayna’nın elektrik ithalatının yüzde 19’unu karşıladığını ve Ukrayna’nın arzı artırmak için Avrupa Birliği komşularıyla birlikte çalıştığını söyledi.

“Slovakya tek Avrupa enerji pazarının bir parçasıdır ve Fico ortak Avrupa kurallarına saygı göstermelidir,” diye yazan Zelenskiy, Ukrayna’ya elektrik tedarikinin kesilmesinin Slovakya’yı yılda 200 milyon dolardan mahrum bırakacağını da sözlerine ekledi.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada Fico’nun Ukrayna’nın elektrik ithalatını kesmek için “anlamsız tehditler” savurarak “Putin’in yanında yer aldığını” öne sürdü.

Bu çerçevede Fico, Rusya’ya bir ziyarette bulunarak Kremlin’de Vladimir Putin ile bir araya gelmişti.

Fico, cuma günü yaptığı açıklamada Kiev’in 1 Ocak’tan itibaren gaz geçişini durdurması halinde Slovakya’nın Ukrayna’ya karşı yedek elektrik tedarikini durdurmak gibi karşılıklı tedbirleri değerlendireceğini söyledi.

Slovakya, Zelenskiy’in “ikinci enerji cephesi” sözlerine tepki gösterdi. Slovakya Dışişleri Bakanlığı Zelenskiy’in Fico’nun sözlerine verdiği tepkiyi “abartılı” olarak algıladığını vurguladı.

Açıklamada, “Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in spekülasyonunu yaptığı ‘ikinci enerji cephesi’ açılmasına ilişkin asılsız iddiaları ve Vladimir Putin ile herhangi bir ittifak kurulduğuna dair uydurma suçlamaları şiddetle reddediyoruz,” denildi.

Slovak Dışişleri Bakanlığı, “Ukrayna’daki savunmasız ve ciddi şekilde etkilenmiş insanlara elimizden gelen en iyi şekilde insani yardım sağladıklarını ve sağlamaya devam edeceklerini” söylerken, “Ayrıca, Dışişleri Bakanlığındaki Ukraynalı mevkidaşlarımız, Ukrayna topraklarından geçen Rus gazının Ukrayna’ya ülke ekonomisi için hayati önem taşıyan önemli gelirler getirdiği gerçeğini gözden kaçırmamalıdır,” dedi.

Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’nın “uzun süreli bir askeri çatışma içinde” olması nedeniyle “yeni düşmanlar yaratmaktan ya da ‘ikinci cephe’ fikrini icat etmekten kaçınması gerektiğine” dikkat çekti.

Slovak hükümetinin her şeyden önce “ülkenin, vatandaşlarının ve Avrupa Birliği’nin stratejik çıkarlarını korumakla yükümlü” olduğunu hatırlatan bakanlık, Bratislava’nın “Ukrayna tarafının onaylayıp onaylamadığına bakmaksızın” bu doğrultuda hareket edeceğini kaydetti.

Slovakya, alternatif güzergahların maliyetleri artıracağını ve kendi transit operasyonlarını etkileyerek 500 milyon avro kaybetmesine neden olacağını söyleyerek Ukrayna üzerinden Rus gazı tedarikini sürdürmek istiyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English