Bizi Takip Edin

Asya

Güney Kore’de Yoon hükümeti sallantıda

Yayınlanma

Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Seok-yeol ile iş insanı Myung Tae-gyun ‘un “ara seçimlerde adaylığa müdahale” içeren telefon görüşme kaydının ortaya çıkmasıyla birlikte, Yoon’un istifası yönündeki çağrılar yükseliyor. Yoon’un bazı kurmaylarının oyunun zaten bittiği ve mümkün olan en kısa sürede görevinden ayrılması gerektiği yönünde çağrılar yaptığı gündem konusu oldu.

Ancak görevden alma, gönüllü istifa ve görev süresinin kısaltılmasına yönelik istifanın metodolojisi konusunda Güney Kore’de karışık görüşler var. Gelen acil teklifler sonrasında, görev süresini iki yıl kısaltacak bir anayasal değişiklik en etkili plan olarak hızla ortaya çıkıyor. Demokratikleşme hareketi çevreleri acilen “görevden alma yerine görev süresinin kısaltılması için anayasa değişikliği” öneriyor

Muhalefette olan Demokrat Parti lideri Lee Jae-myeong, parti vekilleri ve kurmayları ile düzenlediği acil durum toplantı düzenleyerek iktidarın istifası için çalışmaları yoğunlaştırdı. Toplantı önceki gece geç saatlerde yapılmasına rağmen yaklaşık 170 kişi katıldı. Lee bu toplantıda, “Mevcut durum çok ciddi. Bunun ‘siyasi bir acil durum’ olduğunu söyledim ama görünen o ki ülkenin devlet işleri sandığınızın ötesinde normal yoldan sapmış. Gerçekten endişeleniyorum. Olay şu ki, ekonomik durumun zaten çok kötü olduğu bir dönemde ‘Bu bir savaş planlaması değil mi?’ diye düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.

Lee ayrıca ortak toplantı öncesinde yapılan Yüksek Konsey toplantısında, “Hükümetin devlet işlerini yürütmesi gelişigüzel, suça dayalı ve yasa dışıdır. Sanki suç niteliğinde bir devlet yönetimi yürütülüyor gibi görünüyor. Ülke tamamen yok ediliyor. Seçim sürecinde, seçim sonrasında, devlet işlerini yürütme sürecinde bu kadar hukuk dışı faaliyetlerde bulunan bir rejim görmedim. Rejim kurmak zor. Ancak her an devrilebileceğini de unutmayın” dedi.

Yüksek Konsey üyesi Kim Min-seok ise vatandaşlara seslenerek, “Vatandaşlar, bu acil bir durumdur. Yasadışılık ve yalan çukurunda sürünerek iktidarı gasp eden first lady Kim Kun-hee ve Yoon Seok-yeol’un darbesini durdurmalıyız. Meclis bunu tek başına yapamaz. Lütfen toplanalım, toplanalım, hain, sapkın rejimi durduralım.” diye çağrıda bulundu.

Öte yandan Demokrat Parti, 2 Kasım saat 14.00’te Seul İstasyonu önünde ‘Kim Kun-hee’nin Devlet İşlerini Kötü Yönetmesini Kınamak İçin Ulusal Miting’ düzenlemeyi planlıyor.

NE OLMUŞTU

First lady Kim Keon Hee, iktidar partisinin 2022 ara seçimleri ve Nisan ayında yapılacak genel seçimler için aday adaylıkları üzerinde haksız nüfuz kullandığına dair sızdırılan mesajların ardından, Yoon Seok Yeol ile yakınlığı ortaya çıkan iş insanı ve gazeteci Myung Tae-kyun ile olan ilişkisi nedeniyle yoğun inceleme altına alınmıştı.

Myung, kendisi ve first lady arasında gönderildiği iddia edilen KakaoTalk mesajlarının ekran görüntüsünü ifşa etti. Tarihsiz bir mesajda, Kim, “oppa” (Korece’de “ağabey” anlamına gelen ancak sıklıkla birinin erkek arkadaşı veya kocası için kullanılan bir terim) adına Myung’dan özür dilerken, Güney Kore kamuoyu First Lady’in “oppa” terimi ile bir iş insanından özür dilemesinin devlet otoritesini zayıflattığını utanç verici olduğunu savundu.

Başkanlık ofisi, sızdırılan mesajların ikisi arasındaki özel bir konuşma olduğunu ve “oppa”nın Kim’in ağabeyini ifade ettiğini söyledi. Ancak muhalefet, terimin Başkan Yoon Suk Yeol’u ifade ettiğinden şüpheleniyor.

Kendini siyasi danışman olarak tanımlayan Myung, Yoon’u siyasete girmeden önce bile tanıdığını ve başbakan olarak Choi Jae-hyung dahil personel atamaları önerdiğini iddia ediyor. Ayrıca, o zamanlar PPP’nin başkan adayı olan Yoon ile küçük merkez sağ Halk Partisi’nin başkan adayı olan Ahn Cheol-soo’nun birleşmesinde önemli bir rol oynadığını savundu.

Lüks bir çantayla ilgili yolsuzluk iddialarının yanı sıra, First Lady, Myung’un ifşaatlarıyla bağlantılı bir dizi siyasi tartışmaya da karıştı.

Ulusal Meclis Yönlendirme Komitesi, 1 Kasım’da aralarındaki bağlantıya dair şüpheleri gidermek amacıyla Myung, Kim ve Kim’in ağabeyini parlamento denetimi için tanık olarak atadı.

Bazı PPP milletvekilleri, partinin geleceğinin bu skandaldan zarar görebileceğinden endişe ediyor.

PPP lideri Han Dong-hoon, first lady’yi çevreleyen sorunların, özellikle 2022 ara seçimleri ve Nisan ayında yapılacak genel seçimler öncesinde PPP’nin aday belirleme sürecine müdahale ettiği iddialarının tam olarak ele alınması ve çözülmesi gerektiğini açıkça belirtti.

PPP’nin Yüksek Konseyi üyesi ve Han yanlısı kesimin bir parçası olarak kabul edilen Kim Chong-hyuk şunları söyledi:

“Başkanlık ofisinin açıklaması biraz saçma. Sözlerine inanmak istiyorum ama bu tür bir açıklamanın kamuoyunu ikna edip etmeyeceğini merak ediyorum.”

Ana muhalefetteki Demokrat Parti, Yoon’un yakın çevresinde dolaşan iddiaların sadece yakışıksız değil, aynı zamanda yasadışı olduğunu söyledi.

Asya

Çin Başbakanı Li, ‘fırsatlar ülkesi ve küresel büyüme motoru’ olmaya devam edeceklerini söyledi

Yayınlanma

Çin Başbakanı Li Qiang, Pekin’de düzenlenen Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) Yıllık Toplantısı’nda, dünya artan jeopolitik zorluklar ve belirsizliklerle karşı karşıya olsa da Çin’in fırsatlar ülkesi ve küresel büyüme ve istikrarın motoru olmaya devam edeceğini söyledi.

Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Çin, küresel ekonomik büyümeye en büyük ivmeyi sağlayan ülke ve dünya barışı ve kalkınması için en önemli kesinlik kaynağı olmaya devam ediyor” dedi.

Li’nin açıklamaları, Tianjin’de düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu‘nun Yeni Şampiyonlar Yıllık Toplantısı’nda Çin’in büyümesinin “nispeten hızlı bir şekilde” devam edeceğini ve ülkenin küresel ekonominin karşı karşıya olduğu zorlukları aşmak için “elinden geleni yapacağını” söylemesinden bir gün sonra geldi.

Çin Başbakanı Li, artan dış zorluklara rağmen Çin’in dayanıklılık gösterdiğini belirterek, bu yılın ilk iki çeyreğindeki sağlam performansını örnek gösterdi.

Li, ilk çeyrekteki yıllık %5,4’lük GSYİH büyümesine dikkat çekerek, bunu zor kazanılmış bir başarı olarak nitelendirdi. Pekin, bu yıl için yıllık GSYİH hedefi olarak yaklaşık %5 belirlemişti.

“Çin ekonomisi, önümüzdeki yıllarda küresel ekonomi için fırsatlar sunan bir merkez olmaya devam edecek” diye ekledi.

Çin, ABD ile öngörülemeyen bir ticaret savaşının içindeyken, Pekin, finansal piyasaları istikrara kavuşturmak ve tüketimi canlandırmak için teşvik tedbirleri aldı. Bu tedbirler arasında, gösterge faiz oranlarının düşürülmesi, bankaların zorunlu karşılık oranlarının azaltılması ve hane halkı harcamalarını artırmak için takas programları yer alıyor.

AIIB toplantısında Li, bankanın son on yıldaki başarılarını överek, jeopolitik gerilimler, tek taraflılık ve korumacılığın arttığı bir ortamda üyelerin büyümesini desteklemede daha büyük bir rol oynayacağını söyledi.

“Ekonomik küreselleşme, geri döndürülemez bir tarihsel eğilimdir” dedi.

Li ayrıca, bankanın Çin’in öncülüğündeki iki program olan Kuşak ve Yol Girişimi ile Küresel Kalkınma Girişimi ile uyumunu güçlendirmesini istedi.

2013 yılının sonlarında Çin tarafından önerilen Kuşak ve Yol Girişimi, Asya, Avrupa ve Afrika’da ticaret ve ekonomik entegrasyonu geliştirmeyi amaçlarken, 2021’de duyurulan Küresel Kalkınma Girişimi, BM’nin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni temel alarak yoksulluğun azaltılması, gıda güvenliği ve iklim değişikliğine odaklanıyor.

Economist Intelligence Unit’in kıdemli Çin ekonomisti Xu Tianchen, dünyanın altyapı projeleri için finansman sıkıntısı yaşadığını ve bu sıkıntının Washington’un dış yardım kesintileriyle daha da kötüleştiğini söyledi. Xu, bunun sonucunda AIIB’nin rolünün daha da önemli hale geleceğini ekledi.

South China Morning Post’a konuşan Xu, potansiyel bir zorluğun ABD ve bazı diğer ülkelerin, yardım ve finansmanı alıcı ülkelerin Çin veya Çin liderliğindeki kurumlardan kaçınmasına bağlayarak uygulayabileceği siyasi baskı olduğunu söyledi.

ESSEC Business School’da ekonomi doçenti olan Jamus Lim, Çin’in kurduğu bir banka olarak AIIB’nin, siyasi riskler nedeniyle genellikle kaçınılan projeleri finanse etme istekliliğini gösterdiğini söyledi.

“Dünya bölgesel bloklara bölünmeye devam ederken, AIIB hedefini Afrika ve Asya’ya odaklamak ve altyapı kredileri alanındaki uzmanlığını korumak isterse, Asya Kalkınma Bankası ve Afrika Kalkınma Bankası ile rekabet edebilecek bir kalkınma etkisi yaratma potansiyeline sahip olacaktır” dedi.

Çin Başbakanı Li: Küreselleşme geri döndürülemez

Okumaya Devam Et

Asya

Taliban, Çinli şirketle petrol sahası anlaşmasını iptal etti

Yayınlanma

Afganistan’da Taliban hükümeti, sözleşme yükümlülüklerinin ihlal edildiği iddiasıyla Çinli bir şirketle iki yıldır süren petrol çıkarma ve geliştirme sözleşmesini feshetti.

Maden ve Petrol Bakanlığı sözcüsü Hamayun Afghan, geçen hafta yaptığı bir X gönderisinde, “Maden ve Petrol Bakanlığı ile Afchin Şirketi arasında 25 yıl süreyle imzalanan Amu Darya Petrol Sahası Arama ve Üretim Anlaşması, yüklenicinin sözleşme yükümlülüklerini tekrar tekrar ihlal etmesi nedeniyle feshedildi” dedi.

2023 yılında Kabil, Afganistan’ın kuzeyindeki Amu Darya Havzasında petrol çıkarmak için Xinjiang Central Asia Petroleum and Gas Co. (CAPEIC) ile 540 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, Taliban’ın Ağustos 2021’de iktidarı ele geçirmesinden bu yana yapılan ilk büyük yabancı yatırım anlaşması oldu.

Anlaşma kapsamında Taliban rejimi, %20 hisseye sahip Afganistan’ın devlet şirketi Afghan Oil and Gas Company ile %80 hisseye sahip CAPEIC arasında yeni kurulan ortak girişim Afchin’e lisans verdi. Çıkarım alanı Faryab, Jowzjan ve Sar-e Pul illerinde bulunuyor. Kabil’e göre CAPEIC, ilk yıl en az 150 milyon dolar, üç yıl içinde ise 540 milyon dolar yatırım yapmayı ve 3.000 Afgan vatandaşını istihdam etmeyi taahhüt etti.

Ocak 2023’teki imza töreninde, dönemin Maden ve Petrol Bakanı Shahabuddin Delawar, “Afganistan son 50 yılda hiçbir yabancı ülkeyle bu kadar büyük bir ekonomik anlaşma imzalamadı” dedi.

Sözcü Hamayun, Nikkei Asia‘ya “Çinli şirket anlaşmaya uygun olarak yatırımı erteledi” ve projenin “ödenmesi gereken telif ücretlerinin ödenmemesi, [yetersiz] sismik araştırmalar ve yerel altyapı projelerinin ertelenmesi” nedeniyle de aksadığını söyledi.

“Şirkete, vaatlerin yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin sadece bir kağıt parçası olarak kalacağı açıkça bildirildi. Şirketin üç yıl içinde tüm araştırma, petrol keşfi ve üretim aşamalarını tamamlaması gerekiyordu” diye ekledi.

“Çinli yetkililere bilgi verdik. Şirket yetkililerine ekipler gönderdik. Ancak yanıt hiçbir zaman olumlu olmadı” dedi Hamayun.

Hamayun’a göre, bakanlıklar arası bir komitenin sözleşme ihlallerini soruşturmasının ve bakanlığın teknik ve hukuki değerlendirme için uluslararası danışmanlık firmalarına davetinin ardından, Başbakan Hasan Akhund sözleşmenin iptalini onayladı.

CAPEIC, Nikkei Asia’nın yayınlanma tarihine kadar sorulara yanıt vermedi.

Afganistan’ın eski bilgi, kültür ve turizm bakan yardımcısı Zardasht Shams, Nikkei’ye verdiği demeçte, “Bu fesih, yalnızca sözleşmeye uygun performans gösterememe ve teslimat yapamama nedeniyle gerçekleşmiş olsa da, Taliban ile Çin arasındaki genel ilişkileri, özellikle de ekonomik bağları etkileyebilir” dedi.

Shams, “2021 yılının Ağustos ayından sonra Taliban, Çin’e benzeri görülmemiş bir sıcaklık gösterdi ve ticaret, yatırım ve muhtemel mali yardım konusunda bazı abartılı beklentiler içine girdi. Taliban, Çin’i ABD’nin alternatifi olarak gördü” dedi. “Ancak Çin, ABD ve müttefiklerinin yerini hiçbir şekilde alamaz. 2021’deki çekilmesinden sonra bile ABD, Afganistan’a milyarlarca dolarlık yardımda bulundu” diye ekledi.

Shams, Taliban rejiminin mali sıkıntısının sözleşmenin feshine karar vermede önemli bir rol oynadığına da inanıyor. “Taliban şu anda mali sorunlarla karşı karşıya ve iktidarını sürdürmek için gelirlerini artırmanın yollarını arıyor” dedi.

Öte yandan, Afgan kökenli Amerikalı akademisyen Ubaidullah Burhani, sözleşmenin feshinin “Çin-Afganistan ilişkilerinde ciddi bir kopukluğa yol açmayacağını” düşünüyor.

Burhani, Nikkei’ye verdiği demeçte, “Her iki taraf da, özellikle Afganistan’ın akut ekonomik ve altyapı ihtiyaçları karşısında, Çin’in stratejik avantajına dönüştürmeye devam ettiği kritik karşılıklı çıkarlarla bağlı olmaya devam ediyor” dedi.

Ayrıca, Çin’in yatırımlarındaki yavaş ilerlemenin Amu Darya petrol sahası projesiyle sınırlı olmadığını da belirtti.

“Çin yıllardır Afganistan’da bu projeleri hayata geçirme taahhüdünde bulunmadan münhasır anlaşmalar yapma politikası izliyor. Bu eğilimin en iyi örneği, büyük ölçüde atıl durumda olan Mes Aynak bakır madeni sözleşmesi” diyen Burhani, 2007 yılında bir Çinli şirkete verilen Kabil yakınlarındaki Logar eyaletindeki projeyi örnek gösterdi.

Burhani, “Somut ilerleme olmamasına ek olarak, bu projeler karmaşık jeopolitik dinamikler, çelişen Batı çıkarları, çevre uyum talepleri, bölgesel baskılar ve tekrarlanan saldırıların oluşturduğu sürekli güvenlik tehditleri nedeniyle engellenmiştir” diye ekledi.

Afchin sözleşmesinin iptal edilmesine rağmen, Taliban diplomatik olarak Çin’e karşı sıcak tutumunu sürdürüyor.

Taliban hükümetinin farklı dillerde yaptığı açıklamalara göre, Taliban’ın Başbakan Yardımcısı Mawlvi Abdul Salam Hanafi, bu ayın başlarında Çin’in Kunming kentinde düzenlenen Çin-Güney Asya Fuarı’na katıldı ve Kabil’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne desteğini yineledi ve iki ülke arasında işbirliğinin güçlenmesini umduğunu ifade etti.

Açıklamalardan birinde, “Hanafi, Çin ile Afganistan arasındaki güçlü bağları vurgulayarak, Çin’in Afganistan’daki projelerini son derece önemli ve karşılıklı yarar sağlayan projeler olarak nitelendirdi” denildi. Açıklamada, Çinli yatırımcılarla bir araya gelen başbakan yardımcısının, Taliban’ın yerli ve yabancı yatırımcıların, özellikle Çinli şirketlerin yatırımlarını kolaylaştırma taahhüdünü yinelediği ve Afganistan’daki yatırımların büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu vurguladığı da belirtildi.

Okumaya Devam Et

Asya

Çin Başbakanı Li: Küreselleşme geri döndürülemez

Yayınlanma

Çin Başbakanı Li Qiang, ticaret gerilimleri nedeniyle küresel tedarik zincirlerinin “parçalanma” riski olduğuna dikkat çekerek, ülkesinin “dünyaya kapılarını daha da açacağını” söyledi.

Pekin’in en yüksek ikinci yetkilisi olan Li, Çin’in teknolojik ilerlemelerini diğer ülkelerin de yararlanabileceğini belirterek, ülkesinin bir üretim gücü olmaktan “mega tüketici pazarı”na geçiş sürecini özetledi.

Li, çarşamba günü Çin’in kuzeyindeki Tianjin kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık yaz etkinliğinde, “Ekonomik küreselleşme tersine dönmeyecek, sadece yeni bir yol açacak” dedi. “Küresel pazara daha fazla entegre olacağız ve bağlantımızı güçlendireceğiz” diye ekledi.

“Kapalı ve izole adalara geri dönmeyeceğiz” vurgusu yaptı.

Pekin, küresel tedarik zincirlerini altüst etme tehdidi oluşturan Washington ile tam anlamıyla bir ticaret savaşı içindeyken, uluslararası ticaret ve kalkınma için istikrar sağlayıcı bir güç olarak konumlanmaya çalışıyor.

ABD ve Çin bu ay Londra’da bir araya geldi ve tarifelerdeki keskin artışları azaltmak için kırılgan bir ateşkes imzaladı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın diğer ülkelere uyguladığı “karşılıklı” gümrük vergilerine ilişkin 90 günlük moratoryum temmuz ayında sona erecek ve bu durum küresel ticarette yeni aksaklıkların yaşanabileceği endişesini artırıyor.

Geçen hafta, Çin Halk Bankası Başkanı Pan Gongsheng, renminbi’nin rolünün artacağı “çok kutuplu” bir para sistemi savunurken, ABD dolarının hakimiyetine dolaylı bir eleştiri getirdi.

Çin Başbakanı Li, “Bazı ülkeler ve bölgeler, riskten kaçınma adı altında piyasa faaliyetlerine müdahale etti” diyerek, Batılı hükümetlerin ekonomilerini Çin’den izole etme çabalarına atıfta bulundu ve iki yıl önce, Covid-19 salgını nedeniyle kapanmaların ardından düzenlenen aynı forumda yaptığı açıklamaları yineledi.

‘Küresel Güney güçleniyor’

Li çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Dünyanın ekonomik ve ticari sistemi daha çeşitlilik kazanıyor. Küresel güney hızla güçleniyor” dedi.

Genel eğilime paralel olarak gelişmiş ülkelerin ticaret hacmi zayıflarken Küresel Güney ülkelerinin ticaretinin son 20 yılda 4,6 kat arttığının altını çizen Li, bu ülkelerin küresel ticaret içindeki payının, 2000 yılında yüzde 30 iken yüzde 45’e kadar çıktığını belirtti.

Li ayrıca, “Çin’in inovasyonu açık ve açık kaynaklıdır” dedi. Ülkenin önde gelen yapay zeka grupları DeepSeek ve Alibaba, büyük dil modellerini dünyanın dört bir yanındaki geliştiricilerin kullanımına sundu. Li, “Yerli teknolojileri paylaşmaya hazırız” diye ekledi.

Dünya Ekonomik Forumu’nun “Yaz Davosu” olarak da bilinen Yeni Şampiyonlar Yıllık Toplantısı, son yıllarda Çin liderliğine, Batı ile gergin ilişkiler, yurt içinde zayıflayan ekonomik ivme ve iç ekonomiye daha fazla yabancı yatırım çekme çabaları arasında uluslararası iş dünyasına samimi bir tavır sergilemek için bir platform sunuyor.

Bu yılki konuklar arasında eski İngiltere başbakanı Sir Tony Blair ve Harvard siyaset bilimci Graham Allison yer alıyor.

Küresel ekonomik entegrasyon vurgusu

The Asia Group düşünce kuruluşunun Çin ülke direktörü Han Shen Lin, “Çin’in ‘Yaz Davos’una ev sahipliği yapması, giderek daha istikrarsız hale gelen bu dönemde uluslararası toplum tarafından sorumlu bir küresel paydaş olarak nasıl görülmek istediğini ortaya koyuyor” dedi.

Çin’deki AB Ticaret Odası’nın son anketine göre, rekor sayıda katılımcı ülkede iş yapmanın daha zor hale geldiğini belirtti.

Çin Başbakanı Li, “ülkelerin ekonomik ve ticari ilişkilerinde farklılıklar ve anlaşmazlıklar olması normal” dedi. Ancak Çin’in “tüm ülkelerle azami konsensüs sağlamak için ısrarlı çabalar göstermeye hazır” olduğunu da ekledi.

“Küresel ekonomi derin bir entegrasyon içindedir; hiçbir ülke dünyadan izole olarak refahını sürdüremez” dedi.

‘Çin, mega ölçekli bir tüketim gücü haline gelecek’

Li, küresel ekonomik büyümenin yüzde 30’unu sağlayan Çin ekonomisinin, dünya ekonomisinin motoru haline geldiğini belirterek, sürekli gelişen ve güncellenen Çin pazarının küresel ekonomi ve ticarete ihtiyaç duyduğu yeni büyüme alanlarını ve ivmesini sağlayacağına inandıklarını dile getirdi.

Çin’in halihazırda dünyanın ikinci büyük ithalatçı ülkesi ve tüketici pazarı olduğunun, yüksek gelirli bir ülke olma yolunda ilerlediğinin altını çizen Li, şunları kaydetti:

“Son yıllarda iç talebi genişletme stratejisi çerçevesinde tüketimi canlandırmaya yönelik özel teşvikler uyguluyoruz. Bu, Çin’i, bir imalat gücü olmanın yanı sıra mega ölçekli bir tüketim gücü haline getirecek.”

Li, Çin pazarının gelişiminin dünyanın her yerinden girişimcilere daha fazla pazar alanı sağlayacağını vurguladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English