Ukrayna, savaş koşullarına rağmen özelleştirme reformlarını hızlandırıyor. Birleşik Krallık, bu süreçte Ukrayna’ya ilgisini artırırken, Batı ile ‘ticari entegrasyonu’ teşvik eden reformları da ön planda tutuyor. Özellikle ‘Büyük Ölçekli Özelleştirme 2024’ programı ve kamu bankalarının özelleştirilmesi gibi adımlarla, Ukrayna’nın ekonomisi yabancı yatırımcılara daha fazla açılmaya hazırlanıyor.
Ukrayna’daki savaşın yıkıcı etkileri sürerken, Birleşik Krallık’ın bu ülkeye yönelik ilgisi, “özel sektör odaklı reformları” teşvik etmeye ve hükümetin ekonomisini yabancı yatırımlara açması için baskı yapmaya odaklanıyor.
İngiliz araştırmacı gazetecilik portalı DeclassifiedUK‘den Mark Curtis’in haberine göre Ukrayna’daki savaşın “önemli reformların gerçekleştirilmesi için fırsatlar sunduğu” belirtiliyor.
Belgeler, Ukrayna’daki özelleştirme yanlısı projelerin, ülkenin savaş sonrası yeniden inşası için stratejik bir adım olarak görüldüğünü vurguluyor.
Yeni reformlar ve özelleştirme adımları
Kiev yönetimi, son aylarda bu çağrılara olumlu yanıt veriyor. Geçtiğimiz ay Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, kamu bankalarının özelleştirilmesini genişleten yasayı imzaladı. Bu yasa, Ukrayna hükümetinin temmuz ayında duyurduğu Büyük Ölçekli Özelleştirme 2024 programının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Program, yabancı yatırımları teşvik etmeyi ve ulusal bütçeye destek sağlamayı hedefliyor.
Özelleştirme kapsamında, ülkenin en büyük titanyum cevheri üreticisi, önde gelen bir beton ürünleri üreticisi ve madencilik tesisleri gibi büyük varlıklar satışa çıkarılacak.
Ukrayna, 2018’de çıkardığı bir yasayla yaklaşık 3 bin 500 kamu iktisadi teşebbüsünün özelleştirilmesini öngörmüş, yabancı yatırımcılara bu şirketlerin mülkiyetine geçme fırsatı tanımıştı. Ancak süreç, Kovid-19 pandemisi ve Rusya’nın Şubat 2022’deki askeri müdahalesi nedeniyle kesintiye uğramıştı.
Son iki yılda, yüzlerce küçük ölçekli işletmenin özelleştirilmesiyle 9,6 milyar grivna gelir elde edildi. Ukrayna Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, bu süreci “savaşın ortasında atılmış önemli bir adım” olarak nitelendiriyor.
Birleşik Krallık, Ukrayna’nın ekonomik direncini artırma ve gelecekteki büyümesine destek olma iddiasıyla İyi Yönetişim Fonu adıyla bir yardım projesi yürütüyor.
2022-2025 yıllarını kapsayan bu proje, Ukrayna’nın Avrupa-Atlantik pazarlarına entegrasyonunu ve Birleşik Krallık ile ticaret fırsatlarını geliştiren ekonomik reformları desteklemeyi hedefliyor.
Dışişleri Bakanlığı belgelerinde, “işgali sadece bir kriz değil, aynı zamanda bir fırsat olarak” değerlendiren reformların önemine dikkat çekiliyor. Fon kapsamında yürütülen SOERA projesi, Ukrayna’da kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesine destek oluyor ve devlet mülkiyetinde kalan şirketler için stratejik yönetim modelleri geliştiriyor.
Gelecek planları
Ukrayna’daki özelleştirme hamlesi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kuruluşların yönlendirmesiyle şekilleniyor.
Dünya Bankası, bu yıl Ukrayna’nın özel sektörüne destek için 593 milyon dolarlık bir fon sağladı. Ayrıca, IMF’nin geçen yıl Ukrayna’ya verdiği 15,6 milyar dolarlık kredi, özelleştirme stratejisinin oluşturulmasını şart koşuyor.
Avrupa Birliği de Ukrayna’ya 2024-2027 döneminde 50 milyar avroluk hibe ve kredi sağlayacak olan Ukrayna Planı’na, kamu teşebbüslerinin yönetimine ilişkin mevzuatın yürürlüğe girmesi gibi koşullar ekledi.
Öte yandan Ukrayna Varlık Fonu Başkanı Rustem Umyerov, uluslararası ortakların özelleştirme süreçlerini desteklediğini ve ülkelerindeki iş çevreleriyle görüşmeleri kolaylaştırmaya hazır olduklarını belirtti. Umyerov, “Stratejik yatırımcı arayışı, dünya pazarında liderliğe giden bir yol sunuyor,” diye ekledi.
Kiev, devlete ait tüm şirketlerin özelleştirilmesini önermiyor. Ukrayna hükümeti özelleştirmenin sübvansiyonları azaltarak, devlet bütçesine gelir sağlayarak ve “piyasa odaklı ürün ve hizmetler yoluyla kamu yararını arttırarak” ülkeye fayda sağlayabileceğini belirtiyor.
Ancak İngiliz vatandaşlarının hatırlatmaya ihtiyaç duymadığı gibi özelleştirme tam tersini de yapabilir; özel tekeller yaratabilir, hükümete karşı hesap verebilirliği azaltabilir ve halkı aşırı ücretlendirebilir.
Curtis, “Ukrayna’nın özelleştirme sürecine sözde ‘yardım eden’ Batılı ülkelerin temel hedefi yeni pazarlara erişim sağlamak ve Ukrayna’yı ticari yörüngelerine sokarak rakipleri Rusya’dan tamamen koparmak,” ifadelerini kullandı.
Ukrayna kamuoyunun Batı destekli bu özelleştirme konusunda ikna edilmeye ihtiyacı olduğuna dair bir işaret de ABD/İngiltere’nin SOERA projesinin bir halkla ilişkiler boyutu içermesi. Projenin amaçlarından biri de “reformları geliştirmek için hükümete stratejik iletişim konusunda yardımcı olmak”.