Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail saldırısında hayatını kaybedenlere “Kudüs Günü”nde veda edildi

Yayınlanma

İran’ın başkenti Tahran’da “Dünya Kudüs Günü” etkinlikleri kapsamında İran’ın Şam konsolosluğuna yapılan saldırıda hayatını kaybeden Devrim Muhafızları Ordusu askerleri için cenaze töreni düzenlendi. Törene, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de katıldı.

İran’da ramazan ayının son cuması “Dünya Kudüs Günü” olarak kutlanıyor. Bugünkü Kudüs Günü etkinliklerinde İsrail’in Şam’daki İran konsolosluğuna yönelik saldırısında hayatını kaybeden İran Devrim Muhafızları’nın Suriye ve Lübnan’daki Kudüs Gücü’nün komutanı Muhammed Rıza Zahedi dahil 7 kişi için tören düzenlendi.

İran devlet televizyonuna göre, Tahran’ın Firdevsi Meydanı’nda düzenlenen törene çok sayıda İranlı katıldı. Törende ABD ve İsrail karşıtı sloganlar atıldı.

Saldırıda hayatını kaybedenler için dün Tahran’daki İmam Humeyni Hüseyniyesi’nde cenaze töreni düzenlenmiş, cenaze namazını İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney kıldırmıştı.

Cenazelerin, tören sonrası defnedilecekleri beldelere sevk edileceği belirtildi.

Öte yandan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “Dünya Kudüs Günü” münasebetiyle sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “ABD, Gazze’deki savaşın devam etmesinde ana taraf olmuştur, sona ermesinde değil” ifadelerini kullandı. İsrail’in, Filistinlilere yönelik işlediği suçların, insan haklarının açık ihlali olduğunu vurgulayan Abdullahiyan, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplulukları Gazze’de uygulanan soykırımı durdurma konusunda aktif davranmamakla suçladı.

ORTADOĞU

“Netanyahu, Gazze’de Filistin Yönetimi’ne yeşil ışık yaktı”

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, ABD’nin savaş sonrası Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi yönetmesine yönelik planını kamuoyu önünde reddetmeye devam ederken “alt düzey Filistin Yönetimi çalışanlarının” Gazze’de rol almasına yeşil ışık yaktığı iddia edildi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi üç yetkilinin The Times of Israel’e verdiği bilgiye göre, Netanyahu’nun ofisi son haftalarda Hamas’a karşı savaşın ardından Gazze’nin yönetiminde Filistin Yönetimi ile bağlantılı kişilerin yer almasına yönelik muhalefetini geri çekmeye başladı.

ABD, hazırladığı savaş sonrası planı özetle; Gazze’nin Filistin Yönetimi’ne verilmesini ve güvenliğin geçici bir süre Arap ülkelerinden gönderilecek birliklerle sağlanmasını öngörüyor.

İki İsrailli yetkiliye göre bu gelişme, Netanyahu’nun ofisinin aylarca güvenlik birimlerine Gazze’nin savaş sonrası yönetimine ilişkin planlarına Filistin Yönetimi’ni dahil etmemeleri talimatı vermesinin ardından geldi ve bu talimatın “ertesi gün” olarak bilinen dönem için gerçekçi öneriler hazırlama çabalarını önemli ölçüde engellediğini söyledi.

Netanyahu geçen hafta Kanal 14’e verdiği demeçte kıyı bölgesinde bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceğini ve “[Gazze’yi] Filistin Yönetimi’ne vermeye hazır olmadığını” vurgulamıştı. Netanyahu sağcı kanala bunun yerine “mümkünse yerel Filistinlilerle ve umarım bölge ülkelerinin desteğiyle” bir sivil yönetim kurmak istediğini söylemişti.

İsrailli bir güvenlik yetkilisi, Times of Israel’e “Yerel Filistinliler” ifadesinin “Filistin Yönetimi’ne bağlı kişiler için kullanılan bir kod” olduğunu söyledi.

İkinci bir İsrailli yetkili de Netanyahu’nun ofisinin, Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi ile Gazze’de halihazırda kurulmuş olan kurumların parçası olan “alt düzey” Filistin Yönetimi çalışanları arasında ayrım yapmaya başladığını söyledi.

Ancak Abbas’ın, İsrail’in iki devletli bir çözüme götürecek siyasi bir ufuk oluşturma taahhüdü olmadan bu yetkililere ve kurumlara Gazze’yi yönetme yetkisi verme olasılığı son derece düşük. Aynı durum, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Mısır, Ürdün ve diğerlerinin yardımlarını iki devletli çözüme giden uygulanabilir bir planı şart koştukları göz önüne alındığında, komşu Arap ülkelerinin savaş sonrası Gazze’nin yönetimine veya güvenliğinin sağlanmasına katılımı için de geçerli.

Ayrıca, Gazze’de varlığını sürdüren ve popülerliği 7 Ekim öncesine göre daha da artan Hamas’ın bu planın hayata geçmesine izin vermeyeceği tahmin ediliyor.

Öte yandan dün Financial Times, İsrail Savunma Kuvvetleri IDF’nin Gazze’nin kuzeyindeki iki şehirde Hamas’a bağlı olmayan Gazzeli siviller için “insani bölgeler” yaratarak bir pilot program başlatacağını yazmıştı.

Gazze’nin kontrolünün bir kısmının Ramallah ve ılımlı Arap devletlerine devredileceği belirtilen haberde, aksi yönde defalarca yapılan açıklamalara rağmen İsrail’in Filistin Yönetimi ile çalışma isteğinin bir kez daha teyit edildiği belirtilmişti. Ancak plan, FT’ye konuşan isimsiz eski yetkililer ve planları bilen diğer kişiler tarafından “hayata geçmesi mümkün olmadığı” şekilde değerlendiriliyor.

FT’nin haberi, Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi’nin bir konferansta İsrail’in “ertesi gün” planının önümüzdeki günlerde Gazze’nin kuzeyinde uygulanmaya başlayacağını duyurmasının hemen ardından servis edildi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’in “Hizbullah” hazırlığı: Direniş Ekseni Hizbullah’ı “her türlü araçla” destekleyecek

Yayınlanma

İsrail, Gazze’deki çatışmaları durdurmaya ve böylece Hizbullah’la çatışmaların yoğunlaştığı kuzey cephesini takviye etmeye hazırlanıyor. İran dini lideri Ali Hamaney’in danışmanı, İsrail’in Hizbullah’a karşı topyekûn bir saldırı başlatması halinde İran ve direniş ekseninin Hizbullah’ı “her türlü araçla” destekleyeceği uyarısında bulundu.

İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın yoğunluğunu düşüreceği ve başka bir aşamaya geçeceği duyurulmuştu. Bu kapsamda pazar günü İsrail Başbakanı, Savunma Bakanı ve üst düzey subaylar Güney Komutanlığı’nda bir araya geldi. Haaretz’den Amos Harel, görüşmenin “Gazze Şeridi’ndeki savaşın en yoğun aşamasının sona yaklaştığını gösteriyor” diye yazdı ve ekledi, “Bundan sonra izlenecek yol daha da netleşiyor: Gazze’deki güçlerin azaltılması, Hamas hedeflerine yönelik bir baskın sistemine geçilmesi ve birliklerin kuzey sınırına kaydırılması.”

Öte yandan İsrail’in Kanal 12 televizyonunun haberine göre, kuzeydeki savaşa hazırlık amacıyla 10 Ekim’den bu yana ilk kez kuzey sınırındaki bazı hastanelerin yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastalar ülkenin orta kesimlerindeki hastanelere nakledildi.

Haberde kuzeydeki hastanelerden sevk edilen hastaların ağır vakalar olduğu ve bazılarının solunum cihazına bağlı yaşadığı ifade edildi.

Kuzeydeki hastanelerin ayrıca ülkenin merkezindeki diğer hastanelere göre nispeten küçük ve yoğun bakım ünitelerindeki yatak kapasitelerinin de daha az olduğuna dikkat çekildi.

İsrail ordusu, 18 Haziran’da Lübnan’a yönelik olası bir saldırıya ilişkin “operasyonel planı” onayladığını duyurmuştu.

İsrail’in Gazze’den çekeceği birliklerin bir kısmını kuzey sınırına kaydırarak Hizbullah’a “savaşmaya hazır” olduğu mesajını vermeye hazırlandığına dikkat çekiliyor. Hem Gazze’deki savaşın yoğunluğunun azalması hem de gövde gösterisi ile Hizbullah’ı ABD ve Fransa’nın arabuluculuk ettiği anlaşma masasına çekebilmeyi umuyor.

Bölgeyi yakından bilenler olası bir İsrail-Hizbullah savaşının her iki taraf için de oldukça yıkıcı sonuçlar doğuracağına dikkat çekiyor. Nitekim İran, İsrail’in Lübnan’a saldırması halinde Lübnan’a destek vereceğini açıkladı. İran dini lideri Ali Hamaney’in dış ilişkiler danışmanı Kemal Harrazi Financial Times’a verdiği demeçte, İsrail’in Hizbullah’a karşı topyekûn bir saldırı başlatması halinde, Tahran ve “direniş ekseni”nin Hizbullah’ı “her türlü araçla” destekleyeceği söyledi.

Harrazi, İran’ın en önemli ve güçlü vekili olan Hizbullah’ı tam bir çatışma durumunda askeri olarak destekleyip desteklemeyeceği sorusuna şu yanıtı verdi: “Tüm Lübnan halkı, Arap ülkeleri ve direniş ekseni üyeleri İsrail’e karşı Lübnan’ı destekleyecektir.”

İsrail ile Hizbullah 8 Ekim Ekim’den bu yana “kontrollü” bir çatışma içerisinde ancak iki taraf da topyekûn bir savaşa çekilmek istemiyor. Ancak Gazze’deki katliamın boyutu büyüdükçe Hizbullah da çatışmaların dozajını artırıyor. İsrail ise bir yandan caydırıcılığını yeniden tesis etmek için Hizbullah’a yanıt vermeye diğer yandan ikinci bir cephenin açılmaması için dikkatli olmaya çalışıyor. Ancak Mavi Hat üzerinde gerilim arttıkça kontrollü çatışmaların her an rayından çıkabileceği değerlendiriliyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

KDP ile KYB arasında “PKK” krizi

Yayınlanma

IKBY; Kerkük, Erbil ve Duhok’ta meydana gelen kundaklama olaylarının PKK’lı faillerinin KYB ile ilişkili olduğunu iddia etti. PKK mensupları ile “partisinin bağı olmadığını” söyleyen KYB ile bu suçlamaların “seçimleri sabote etmek için yapıldığını” ileri sürdü.

Irak İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Mikdad Miri el-Musevi, Bağdat’ta Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İçişleri Bakanlığı Divanı Genel Müdürü Hemin Mirani ile Duhok, Erbil ve Kerkük’te iş yerlerinin yakılmasına ilişkin düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Musevi, yangınlarla ile ilgili yürütülen kapsamlı soruşturmanın ardından tutuklanan 3 kişinin PKK mensupları olduğunu söyledi.

Kerkük-Ceyhan boru hattını da hedef alacaklardı

Erbil ve Duhok’ta çıkan yangınlardan sonra Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin talimatı ile bir inceleme ve araştırma komisyonu oluşturulduğunu belirten Musevi, IKBY İçişleri Bakanlığı ile koordineli bir şekilde yapılan operasyonda ikisi Kerkük’te biri Diyala kentinde olmak üzere 3 kişinin yakalandığını ve cezaevine gönderildiğini aktardı.

Yakalanan şahısların ifadelerinde başka bölgelerde de yangın çıkarmayı planladıklarını itiraf ettiklerini belirten Musevi, “Bu eylemlerin ardından Irak topraklarındaki Kerkük-Ceyhan petrol boru hattına da sabotaj yapmayı planlıyorlardı. Bağdat’ın ticaret merkezlerinden Şorca ve Sadr bölgelerinde de yangın çıkaracaklardı” ifadesini kullandı.

Failler KYB Anti Terör Servisi ve KYB Peşmerge mensubu

IKBY İçişleri Bakanlığı Divanı Genel Müdürü Hemin Mirani, Kerkük, yangınların faillerinin Kürdistan Yurtsever Birliği’ne (KYB) bağlı Anti Terör Servisi ile Peşmerge askeri birliğinde görevli kişiler olduklarını açıkladı.

Mirani, yakalanan faillerin kimliklerine de değinerek, şunları kaydetti: “Burada bulunan suçlulardan ‘Fahrettin Ahmed’ ismindeki kişi olayın denetimini yapıyordu ve 70’nci askeri birlikte (KYB Peşmergesi) çalışıyor. Diğer fail Muhammed Necat Hüseyin ise Terörle Mücadele Servisi’inde subay. Bunlar Süleymaniye’de PKK’dan eğitim aldı.”

KYB Sözcüsü Sadi Ahmed Pire, suçlamalara yanıt verdi. Yangınların faillerinin KYB ile ilişkisini reddeden Pire, “Seçimlere hazırlanıyoruz, iç savaşa değil. Bu yanlış ve bozuk senaryolar seçimleri sabote etmek içindir” ifadelerini kullandı.

Sadi Pire, bu kişilerden biriyle 2018’de ve diğer kişiyle ise 8 ay önce “partisinin bağlarının kalmadığını” söyledi.

Öte yandan KYB’ye bağlı 70. Peşmerge Birliği de yangınların failleri ile “herhangi bir bağları olmadığı” açıklamasında bulundu.

Ne olmuştu?

Son aylarda Kerkük, Erbil ve Duhok’ta peş peşe pazar yerleri ve dükkanlar kundaklanmıştı. Hedef alınan yerlerden biri de 200 yıllık tarihi Kırdar Hanı’ydı. Han 19 Mayıs’ta kimliği belirsiz kişiler tarafından ateşe verilmiş, ticaretin en önemli noktalarından biri haline gelen tarihî çarşı küle dönmüştü. Esnafları zor durumda bırakan yangın, dükkanları kullanılamaz hale getirmişti. Han’da 37 dükkân ile 14 depo kullanılmaz duruma gelmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English