Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Netanyahu neden Philadelphia Koridoru’nda ısrar ediyor?

Yayınlanma

Justin Salhani, Al Jazeera

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sürerken hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 41 bine yaklaştı. Philadelphia Koridoru ise ateşkes görüşmelerinde bir anlaşmazlık noktası haline geldi.

Mayıs ayı sonunda Hamas ve İsrail, İsrail’in Gazze’den çekilmesini, Gazze’de silahlı gruplar tarafından tutulan yaklaşık 90 esirin serbest bırakılmasını ve yüzlerce Filistinlinin İsrail hapishanelerinden salıverilmesini öngören bir anlaşmayı tartışıyordu.

Ancak İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu daha sonra Mısır sınırındaki 14 km’lik (8,5 mil) bir şerit olan Philadelphia Koridoru’nun kontrolünü elinde tutmak da dahil olmak üzere müzakere edilemez dört koşul ekledi.

Pazartesi günü Netanyahu şartlarını iki katına çıkardı: “Şer ekseninin Philadelphia Koridoruna ihtiyacı var ve bu nedenle [koridoru] kontrol etmeliyiz. Hamas bu nedenle orada olmamamız için ısrar ediyor, ben de bu nedenle orada olmamız için ısrar ediyorum.”

Ateşkesten kaçınmak mı?

Al Jazeera’ye konuşan analistler, Hamas’ın 7 Ekim’den önceki yıllarda Philadelphia üzerinden malzeme, hatta silah kaçırmış olabileceğini, ancak İsrail’in bunu kontrol etmekle ilgilenmediğini söyledi.

Bu da eleştirmenlerin Netanyahu’nun 11. saatteki talebinin gerçek bir güvenlik kaygısından çok Gazze’deki savaşı sürdürmekle ilgili olduğunu düşünmelerine yol açtı.

New York Üniversitesi’nden Filistin-İsrail uzmanı Zachary Lockman Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada, “Bu noktada Netanyahu’nun kullandığı temelde bir bahane,” dedi.

“Bir rehine ya da ateşkes anlaşmasından kaçınmak için bulabileceği her türlü bahaneyi arıyor” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, savunma bakanı ve Likud partisi üyesi Yoav Gallant gibi isimler tarafından eleştiriliyor.

The Times of Israel’e göre Gallant bakanlara “Rehinelerin hayatları pahasına Philadelphia Koridoruna öncelik vermemiz ahlaki bir rezalettir” dedi.

Bazı askeri yetkililer Netanyahu’nun kararını stratejik açıdan eleştirdi.

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, askerleri Philadelphia Koridoru’nda tutmanın onları “gereksiz riske” maruz bırakacağını söyledi.

Ödünç alınmış zaman

Analistlere göre Netanyahu uzatmaları oynadığının ve savaşın sona ermesinin başbakanlığının da sonu olabileceğinin farkında.

Al Jazeera’ye konuşan eski İsrail büyükelçisi ve hükümet danışmanı Alon Pinkas, “Netanyahu ulusal güvenlik ve dış politika konularında tam bir başarısız” diyor ve ekliyor: “Ama iyi bir siyasetçi.”

Analistler, bu nedenle Gazze’de, işgal altındaki Batı Şeria’da, Lübnan’da ve ötesinde, yeni bir seçimi kazanabileceğini hissettiği noktaya gelene kadar birden fazla ateşi yakmaya devam edeceğini söylüyor.

7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’in güneyine düzenlediği saldırılarda 1.139 kişi ölmüş, yaklaşık 240 kişi de esir alınmıştı. Yaklaşık 90 esir hala Gazze’de tutuluyor ve çoğunun hayatta olduğuna inanılıyor.

İsrail’de kamuoyu ekim ayından bu yana inişli çıkışlı bir seyir izliyor.

Temmuz ayında yapılan bir ankete göre İsraillilerin yüzde 72’si Netanyahu’nun derhal istifa etmesini istiyordu.

Ancak geçen hafta yapılan bir başka anket Netanyahu’ya verilen desteğin en büyük rakibi Benny Gantz’ın yüzde 1 puan gerisinde olduğunu gösterdi.

Ancak Netanyahu için bu kazanç, Gazze’de altı İsrailli esirin cesedinin bulunduğu ve binlerce İsraillinin hükümeti protesto etmek için sokaklara döküldüğü pazar gününden önceydi.

“İsrail toplumu çok parçalı ve farklı taraflardan gelen bir öfke var. … Belki de Netanyahu, dışarıdan varoluşsal bir tehdit olduğu sürece ülke içindeki kargaşanın bu baskıyla bir arada tutulabileceğine inanıyor,” diyor Ortadoğu Küresel İlişkiler Konseyi üyesi Omar Rahman Al Jazeera’ye.

Ve ekliyor: “Bu baskılar ve tehditler ortadan kalkar kalkmaz, bölünmeler ve kenara çekilme çağrıları ve iç gerilim yeniden yükselecektir.”

Netanyahu Camp David’i değiştirmeye mi çalışıyor?

Gazze’deki İsrail postalları Hamas için anlaşma bozucu olsa da Philadelphia Koridoru başka bir taraf için de anlaşma bozucu.

Ateşkes görüşmelerinde arabulucu olan Mısır, iki ülke arasındaki anlaşmaları ihlal edeceği gerekçesiyle İsrail’in koridorda askeri varlık göstermesine karşı çıkıyor.

Ayrıca iç meseleleri de var. Mısırlılar katı bir şekilde Filistin yanlısı. Birçoğu hükümetlerinin daha fazlasını yapmasını istiyor ve sınırda silahlı bir İsrail varlığından hoşnut olmayacaktır.

Ancak Mısır İsrail’le ilişkilerini normalleştiren birkaç Arap ülkesinden biri olduğu için ne iç baskılar ne de İsrail’in Philadelphia talebini reddetmesi bu anlaşmaları sona erdirmekle tehdit etmesine neden oldu.

İki ülke 1979 yılında, dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menahem Begin’i bir araya getiren Camp David Anlaşması’ndan bir yıl sonra barış anlaşması imzaladı.

İsrail ile bir Arap ülkesi arasındaki bu ilk barış anlaşması Mısır’ın ABD’den destek ve mali yardım almasını sağladı: Yılda 2.1 milyar dolar – 1.3 milyar dolar askeri yardım ve 815 milyon dolar ekonomik yardım. “Mısır’dan sesler yükseldi ama Camp David’den vazgeçmek istediğini sanmıyorum çünkü bu ABD ile olan bağına bağlı” diyor Lockman.

Ancak Mısır, İsrail’in Batı Şeria’daki eylemleri konusunda giderek daha fazla sesini yükseltiyor.

Mayıs ayında Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı soykırım davasına katılan Mısır, İsrail’in Gazze nüfusunun yaklaşık yarısının yerinden edildiği güney Gazze vilayeti Refah’a saldırı düzenlememesi yönündeki uluslararası uyarıları görmezden geldiğini belirtti.

Salı günü Netanyahu’yu eleştirerek İsrail halkını yanlış yönlendirdiğini ve ateşkes müzakerelerini geciktirmek için bahaneler aradığını söyledi.

Netanyahu önceki gün Mısır’ı Philadelphia Koridoru’nun güvenliğini sağlamamakla, koridorun altına tüneller kazılmasına izin vermekle ve Hamas’a “oksijen” sağlamakla suçlamıştı.

Lockman, Mısır’ın “açıkça bundan mutsuz olduğunu ve bir tür anlaşma istediğini” söyledi ve Netanyahu aksi yönde ikna edilmediği sürece bunun “esasen kontrolleri dışında” olduğunu ekledi. Ancak mutsuz bir komşu ve iç ve uluslararası eleştiri ihtimali bile Netanyahu’yu Philadelphia talepleri konusunda şu ana kadar harekete geçirmedi.

ORTADOĞU

“Generallerin planı” böyle suya düştü

Yayınlanma

Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda yaşayan Filistinlilerin İsrail ordusunun tahliye çağrılarını reddetmesi, Gazze’nin kuzeyinin boşaltılmasını içeren “generallerin planı”na engel oluyor.

İsrail’in Yediot Ahronot gazetesinin haberinde, İsrail ordusunun 30 Eylül’de Lübnan’ın güneyine kara saldırısı başlatmasının Gazze Şeridi’ni “ikincil savaş bölgesine” dönüştürdüğü belirtildi.

İsrail ordusunun, güney cephe komutanlığını Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya’ya kara saldırısı düzenlemek için bölgede bıraktığı aktarılan haberde, bunun sebebinin Cibaliya’da yaşayan Filistinlilerin İsrail ordusunun tahliye çağrılarına direnmeleri olduğu kaydedildi.

400 bin Filistinli ölümle karşı karşıya

Cibaliya’yı İsrail ordusunun kuşatma altında tuttuğu ve bölgeden ayrılmayı reddeden çok sayıdaki Filistinliyle karşı karşıya kaldığı belirtildi.

İsrail ordusunun Cibaliya’ya Kasım ve Aralık 2023’te iki kez kara saldırısı düzenlediği hatırlatılan haberde, 6 Ekim’de gerçekleştirilen saldırının 7 Ekim 2023’ten bu yana yapılan üçüncü kara saldırısı olduğu kaydedildi.

Hamas’ın bölgede İsrail askerlerine direniş gösterdiği, patlayıcılı tuzaklar kurduğu ve çatışmalar çıktığı belirtildi.

Halkın kararlığı “generallerin planı”nı bozuyor

Cibaliya’daki duruma ilişkin haberde, “Cibaliya’da nüfusu tahliye etmenin zorluğu güney cephe komutanlığının bu operasyonun öncekilerden daha uzun süreceğini anlamasına yol açtı. Önceki operasyonlar 1-3 hafta sürerken, bu birkaç ay alabilir” ifadesine yer verildi.

Haberde, Filistinlilerin Cibaliya’da yaşadıkları yerleri terk etmeme konusundaki kararlılığının, Gazze’nin kuzeyinin boşaltılmasını kapsayan “generallerin planını” boşa çıkardığı bildirildi.

Gazze’de “generallerin planı” gündemde

Cibaliya’ya düzenlenen kara saldırısının, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland’ın girişimiyle hazırlanan “generallerin planının” daha küçük bir versiyonunu kapsadığı ifade edildi.

Eiland’ın öncülüğünde geçen ay İsrailli emekli generallerin hazırladığı söz konusu plan, Gazze’nin kuzeyinde kalan yaklaşık 300 bin Filistinlinin Gazze’nin güneyine göç ettirilmesini içeriyor.

İsrail ordusuna ait birliklerin bölgeyi kuzey ve güneyden kuşattığı kaydedilen haberde, İsrail askerlerinin Selahaddin Caddesi üzerinde kontrol noktası kurduğu, buradan güneye giden Filistinlileri kontrol ettikleri aktarıldı.

Haberde ayrıca “Cibaliya’nın sınırlı bir ölçüde hala Hamas’ın kontrolü altında olduğu” kaydedildi.

Gazetenin haberinde, Cibaliya’ya yönelik saldırıya katılan ismi açıklanmayan üst düzey bir İsrail askeri, “Hamas, son aylarda, İsrail ordusu Gazze’nin kuzeyine kara saldırısı düzenlemediği için gücünü yeniden toplamaya başladı” dedi.

İsrail hükümeti, geçen ay basına yansıyan generallerin planına ilişkin bir açıklama yapmazken, İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde eylül ayında kabinenin bu planı incelediği duyurulmuştu.

İsrail ordu radyosunda, 6 Ekim’de yayımlanan haberde, İsrail ordusunun Cibaliya’ya başlattığı kara saldırısıyla “generaller planı” arasında bir bağlantının bulunmadığı iddia edilmişti.

Haberde, “Bu askeri bir operasyondur ve siyasi süreçten tamamen ayrıdır. Bu aşamaya kadar siyasi düzeyde Gazze Şeridi’nin kuzeyinde herhangi bir siyasi planın uygulanmasıyla ilgili karar verilmedi” ifadesi kullanıldı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

400 bin Filistinli ölümle karşı karşıya

Yayınlanma

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı ile Beyt Lahiya ve Beyt Hanun beldelerine yönelik sıkı kuşatması ve kara saldırıları 6. gününde de sürüyor.

Hava ve kara saldırılarını şiddetlendiren İsrail askerleri, hareket eden her şeyi hedef alarak bölgeye giriş çıkışları engelliyor.

İsrail ordusunun, Cibaliya beldesindeki el-İhsan Camisi çevresinde bir evi hedef alması sonucu çok sayıda Filistinli yaralandı.

İsrail savaş uçakları da Cibaliya Mülteci Kampı’nın batısındaki el-Faluca bölgesinde “el-Azazi” ailesine ait evi hedef aldı, saldırıda 4 kişi öldü, 8 kişi de yaralandı.

İsrail insansız hava aracının (İHA) Gazze kentinin güneydoğusundaki ez-Zeytun Mahallesi’nde sivilleri hedef alması sonucu 1 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim’de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya’daki Filistinlilere uyarıda bulunarak, boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Filistinliler, İsrail ordusunun ilk kez bu bölge için tahliye çağrısında bulunduğu 14 Ekim 2023’ten bu yana evlerini ve yaşadıkları yerleri terk etmeyi reddediyor.

Gazze’deki Filistin Hükümeti, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki hastaneleri hizmet dışı bırakma girişimi nedeniyle 400 bin Filistinlinin ölümle karşı karşıya kaldığını duyurdu.

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya kentinde bulunan Kemal Advan Hastanesi’nden görüntüleri paylaştı. Videoda konuşan sağlık görevlisi, İsrail saldırılarında yaralanan ve hayatını kaybeden çok sayıda kişinin Kemal Advan Hastanesi’ne getirildiğini söyledi. Çok sayıda yaralı çocuğun tedavi aldığı görülen videoda Filistinli doktor, Kemal Advan Hastanesi’nin kapasitesi üzerinde çalıştığına dikkati çekti.

Filistinli doktor, “Kemal Advan Hastanesi’nde ileri derecede sağlık hizmeti veriyoruz. Yakıt sağlanmazsa 24 saat içinde Kemal Advan’ın yanı sıra Endonezya ve Avde hastanelerinde de sağlık hizmetleri duracak. Gerçek bir sağlık felaketi ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

İsrail’in kuşatma ve kara saldırıları düzenlediği bölgede, yakıt girişine izin verilmemesinin hastaneler için “felaket” olacağına vurgu yapan Filistinli doktor, dünyaya yardım çağrısında bulundu. Filistinli doktor, “Gazze’nin kuzeyinde yoğun bakım hizmeti verebilecek başka hastane yok. Tüm dünyaya, uluslararası topluma ve insan hakları kuruluşlarına Gazze’nin kuzeyindeki hastanelere yakıt ulaştırılması için çağrıda bulunuyoruz” dedi.

Hastanede çok sayıda yaralının ameliyat olmak için sıra beklediğini söyleyen Filistinli doktor, hastanede zor durumdaki yaralı çocukların durumuna dikkati çekti.

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail’in yardım misyonlarının erişimini engellemeye devam ettiği Gazze’nin kuzeyinde neredeyse hiç sağlık hizmetinin kalmadığını duyurdu.

Ghebreyesus, X hesabından yaptığı paylaşımda, DSÖ’nün Gazze’nin kuzeyine giden iki misyonunun tekrar engellendiğini ve erişiminin reddedildiğini belirtti.

İsrail’e zorla yerinden etme taleplerini durdurma ve hastaneleri koruma uyarısında bulunan Ghebreyesus, “Gazze’nin kuzeyinde neredeyse hiç sağlık hizmeti kalmadı. İnsanların gidecek yeri yok” ifadelerini kullandı.

Ghebreyesus, İsrail’e insani yardım görevlerini kolaylaştırma çağrısında da bulunarak, “Hayatlar buna bağlı. Ateşkese yönelik çalışmalar yürütün. Bu çatışmada sıkışmış tüm insanların barışa ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.

Aralarında İngiltere, Fransa, ABD ve İsviçreli sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı 18 uluslararası yardım örgütü, yaptıkları ortak açıklamayla Gazze’nin kuzeyinde artan tansiyonun insani felakete yol açacağı uyarısında bulunmuştu.

Uluslararası yardım kuruluşları, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutmasının insani durumu daha da ağırlaştıracağını ve insani yardım operasyonlarını engelleyeceğini bildirmişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’e BM askerini vurmak bile serbest

Yayınlanma

İsrail, Lübnan-İsrail sınırında bulunan Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü’nün (UNIFIL) kuzeye çekilmesini istedi bu talebi kabul edilmeyince BM’ye ait bir gözlem kulesini hedef aldı. İki BM askerinin yaralandığı saldırı sonrası bazı ülkeler İsrail’i kınadı ancak herhangi bir yaptırım gündeme dahi gelmedi. Dün yaşanan bu olaydan sonra İsrail bugün de aynı noktayı vurdu ve iki BM askeri daha yaralandı.

İsrail, dün UNIFIL’e ait gözlem kulesini vurmadan saatler önce UNFIL Sözcüsü Walla haber sitesine İsrail’in kendilerinden Lübnan sınırındaki mevzileri boşaltmalarını talep ettiğini ancak bu talebin reddedildiğini açıkladı. İsrail, Lübnan’ı karadan işgale başlamadan önce de benzer bir talepte bulunmuştu.

Bu haberin düşmesinden kısa bir süre sonra İsrail ordusuna ait bir Merkava tankı UNIFIL’in Lübnan’ın güneyindeki karargâhında bulunan bir gözlem kulesine doğru ateş açtı ve iki barış gücü askeri yaralandı. Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, iki barış gücü askerinin Endonezya birliğinden olduğunu ve askerlerin hafif yaralandığını açıkladı.

Güçlerinin bölgede faaliyet gösterdiğini kabul eden İsrail, sözde mücadele ettiği Hizbullah savaşçılarının BM karakolları yakınlarında faaliyet gösterdiğini iddia etti. İsrail, bölgedeki BM güçlerine ateş açmadan önce UNIFIL’e korunaklı alanlara sığınmalarını söylediğini açıkladı. Ancak UNIFIL’e göre bu saldırı ilk değil. İki gün içinde iki ayrı saldırı daha yapıldı ancak herhangi bir zayiat olmadı.

Saldırı sonrası UNIFIL’den yapılan açıklamada “Barış güçlerine yönelik her türlü kasıtlı saldırı uluslararası insancıl hukukun ağır bir ihlalidir” denildi ve İsrail ordusu nezdinde girişimlerde bulunulduğu belirtildi.

BM Genel Sekreteri’nin Barış Operasyonlarından Sorumlu Yardımcısı Jean-Pierre Lacroix ise Fransa’nın talebi üzerine Lübnan’daki gelişmeleri ele almak üzere toplanan BMGK oturumunda İsrail’in “Merkava tankları” ve iş makinalarıyla birçok bölgeye giriş yaptığını belirterek, “Barış güçlerimizin güvenliğine yönelik tehlike giderek artıyor” dedi.

23 Eylül’den bu yana UNIFIL’in operasyonel faaliyetlerini gerçekleştiremediğini ifade eden Lacroix, Hizbullah’ın daha önce BM tesislerine yakın yerlerde askeri mevcudiyeti bulunduğunu, şimdi de İsrail ordusunun bunu yaptığını belirtti.

Lacroix, barış güçlerinin güvenliğinin sahadaki aktörler tarafından sağlanmak zorunda olduğunun altını çizdi.

İsrail ordusunun BM tesisleri yakınlarında askeri mevcudiyet kurmasını protesto ettiklerini kaydeden Lacroix, İsrail ordusunun UNIFIL’in statüsü ve personeli ile tesislerini korumak zorunda olduğunu vurguladı.

İtalya: Hata değildi

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto saldırının hata olmadığını ve savaş suçu teşkil edebileceğini söyledi ve ülkesindeki İsrail Büyükelçisi’nden izahat istedi.

İtalya, Endonezya’dan sonra UNIFIL’e en fazla asker sağlayan ikinci ülke. Endonezya’nın BM Büyükelçisi Hari Prabowo bu olayın “İsrail’in kendisini nasıl uluslararası hukukun, cezasızlığın ve ortak barış değerlerinin üzerinde konumlandırdığını açıkça gösterdiğini” söyledi.

İspanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da İspanya hükümetinin taraflardan UNIFIL birliklerine saygı duymasını talep ettiği ve birliklerin güvenliklerinin garantiye alınması gerektiği belirtildi.

“Yaptırım beklemiyoruz”

İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon ise New York’ta yaptığı açıklamada İsrail’in Hizbullah’la mücadeleye odaklandığını ve “çatışmalar yoğunlaşırken UNIFIL’in tehlikeden kaçınmak için 5 km kuzeye taşınmasını” tavsiye etti. Bir İsrailli diplomat ise The Times of Israel’e olay nedeniyle bazı ülkelerin BMGK’de İsrail’i kınadıklarını ancak bu saldırı nedeniyle yaptırım beklemediklerini söyledi.

Bugün de vurdu

Öte yandan Lübnan resmi ajansı NNA’nın bugün geçtiği habere göre, İsrail ordusu Ras Nakura’daki UNIFIL komuta merkezinin ana girişini top mermisiyle hedef alırken bir UNIFIL gözlem kulesi de “Merkava tankı” ile vuruldu. Haberde, komuta merkezinde maddi hasar oluştuğu, “Merkava tankı” ile gözlem kulesine gerçekleştirilen saldırı sonucunda Sri Lanka taburundan 2 askerin yaralandığı kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English