Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail’de Moody’s tartışması

Yayınlanma

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in İsrail’in mevcut kredi notu görünümünü aşağı yönlü revize etmesi Netanyahu hükümeti tarafından eleştirilirken ülkenin önde gelen ekonomistleri ve muhalefet hükümeti suçladı.

Dünyanın en büyük 3 kredi derecelendirme şirketlerinden biri olan Moody’s, İsrail’in “pozitif” olan kredi not görünümünü “durağan” olarak değiştirdi. Genel notunu ise A1 seviyesinde tutarak “yatırım yapılabilir” kategorisinin üst tarafında kalmasını onayladı. Kredi derecelendirme kuruluşu, görünümün düşürülmesinde İsrail hükümetinin yargı reformu girişimi nedeniyle yaşanan halk protestolarının etkili olduğunu belirtti. Sekiz sayfalık değerlendirmede hükümetin bu denli geniş kapsamlı bir reformu fikir birliğine varmadan uygulamaya çalışmasının kurumsal gücün ve politik öngörülebilirliğin zayıflamasına işaret ettiği kaydedildi. Şirket, “Mevcut gerginliklerin uzun süreli bir siyasi ve sosyal krize dönüşmesi ve ekonomi üzerinde önemli olumsuz etkilere yol açması halinde, önemli yüksek teknoloji sektörüne sermaye girişinin önemli ölçüde azalması ve İsrailli firmaların yatırımlarını yurt dışına taşımasıyla bağlantılı olarak aşağı yönlü baskı altına girebileceği” uyarısında bulundu.

Yüksek teknoloji, İsrail ekonomisinin temel sektörlerinden biri olarak biliniyor. Ülkede yazılım, elektronik, telekomünikasyon, medikal ürünler gibi alanlarda çalışan 200 yüksek teknoloji şirketi bulunuyor. Hükümetin yargı reformu nedeniyle birçok İsrailli yüksek teknoloji şirketin reformun yasallaşması halinde yatırımlarını İsrail’den çekme tehdidinde bulunmuştu.

İsrail’de Ekonomi Bakanlığının verilerine göre, ülkedeki toplam çalışan sayısının yüzde 10’una tekabül eden yaklaşık 400 bin kişi yüksek teknoloji alanında faaliyet gösteriyor. Ülkede 2021 yılında ilk kez yüksek teknoloji ihracatı, İsrail’in toplam ihracatının neredeyse yarısını oluşturmuştu. İsrail’de işçilerden alınan gelir vergisinin yüzde 60’ı, alınan tüm gelir vergilerinin de yüzde 25’i yüksek teknoloji sektöründen toplanıyor.

‘İsrail toplumunu bilmiyorlar’

Moody’s’in açıklaması sonra Başbakan Binyamin Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich yaptıkları ortak değerlendirmede “Moody’s analistlerinin kamuoyundaki tartışmalar ve bunun İsrail’in siyasi ve ekonomik istikrarı üzerindeki etkisi konusunda dile getirdikleri endişeler, İsrail toplumunun gücünü bilmeyenler için doğaldır” denildi. Açıklamada, “Tanrı’nın yardımıyla” ekonominin güçlü kalacağı ifade edildi.

Ocak ayında yargı reformu girişimin olası sonuçları konusunda uyarıda bulunan yüzlerce ekonomistten oluşan grup, Netanyahu ve Smotrich’in açıklamasını “Son derece endişe verici ve gerçeklikten kopuk” olarak değerlendirdi. Ekonomistler, başbakan ve maliye bakanının yanıtının, “açığın azaltılması ve önemli reformların hayata geçirilmesi gibi önceki hükümetin başarılarından övgüyle söz etmenin yanı sıra, uzun yıllardır tekrarlanan ve dile getirilen asılsız vaatlerle övündüğünü ve her şeyden önce uyarının içeriğini görmezden geldiğini” söyledi. Ekonomistler Netanyahu Koalisyonu’nu “başarısız planını rafa kaldırmaya” ve “gerçekliğe geri dönmeye” çağırdılar.

Ülkenin en büyük şirketlerinin 40’tan fazla yöneticisinin içinde yer aldığı İsrail İş Forumu da, ekonominin daha fazla zarar görmesini önlemek için reform konusunda geniş bir anlaşmaya varılana kadar yasanın tamamen durdurulması çağrısında bulundu: “İsrail ekonomisinin kötüye gidişini ancak böyle acil, net ve bağlayıcı bir açıklama durdurabilir ki bu da zaten her haneye, özellikle de masrafların yükü altında ezilenlere zarar veriyor. Piyasalara güvence verecek ve İsrail ekonomisini büyüme yönüne geri döndürecek böyle bir açıklama acilen yapılmadığı sürece halka verilen zarar artacak ve geri dönülemez hasarlara yol açacaktır.”

‘Biz güçlü ekonomi teslim ettik’

Muhalefet lideri ve eski Başbakan Yair Lapid de hükümetten yargı reformunu derhal durdurmasını talep etti. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Lapid, “Bu açıklama rejim darbesinin her İsrail vatandaşının geçimini tehlikeye attığının kanıtıdır. Yalanlar ve başkalarını suçlama girişimleri bu davaya yardımcı olmayacaktır. Gerçekler açık: Liderliğini yaptığım hükümet onlara güçlü ve müreffeh bir ekonomi teslim etti ve Netanyahu ve Smotrich’in gözetimi altında her şey parçalanıyor.”

Mart ayın sonlarında Netanyahu, koalisyon ve muhalefetin bir uzlaşmaya varmak için görüşmelerde bulunması nedeniyle yargı reformu yasasına ara verildiğini duyurmuş, ancak başbakan bir anlaşmaya varılmasa bile çalışmaların devam edeceğini vurgulamıştı.

ORTADOĞU

İsrail’de hükümet-yargı kavgası yeniden alevlendi

Yayınlanma

İsrail’de hükümet ile yargı arasında tansiyonu yeniden yükselten bir karar geldi. Yüksek Mahkeme, gece yarısı alınan hükümet kararına karşı harekete geçerek, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasını geçici olarak durdurdu.

7 Ekim’de Hamas’ın düzenlediği baskın öncesinde İsrail’de siyaset gündeminin en hararetli başlığı “yargı reformu”ydu. Bu reform girişimi, kararları üzerindeki yargı denetimini kırmak isteyen hükümet ile Yüksek Mahkeme’yi sert biçimde karşı karşıya getirmiş; ülkede kitlesel protestolara yol açmıştı. Ancak 7 Ekim sonrası başlayan savaş atmosferi bu gerilimi bir süreliğine gölgede bırakmıştı. Şimdi ise, savaşın gölgesinde geçen ayların ardından, İsrail yargısı ile hükümeti yeniden açık bir çatışma yaşıyor.

“Qatargate” skandalını soruşturan Şin-Bet Direktörü görevden alındı

Yüksek Mahkeme, Ronen Bar’ın görevden alınmasına karşı açılan davalar sonuçlanana kadar hükümetin kararına tedbir koyduğunu açıkladı. Mahkeme, ilgili itirazları en geç 8 Nisan’a kadar görüşeceğini belirtti.

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet, yaptığı oylamayla Bar’ın en geç 10 Nisan’a kadar görevden alınmasına karar vermişti.

Hükümetten sert tepki

Kararın hemen ardından hükümet cephesinden tepki gecikmedi. İletişim Bakanı Shlomo Karhi, Yüksek Mahkeme’nin müdahalesini sert sözlerle eleştirdi. Karhi, mahkemenin böyle bir konuda yetkisi olmadığını savunarak, “Bu konuda hukuki bir yetkiniz yok. Bu, hükümetin yetki alanıdır. Verdiğiniz karar geçersizdir” dedi.

Likud Partisi üyesi Karhi, hükümetin dün gece aldığı kararı hatırlatarak Bar’ın görev süresinin 10 Nisan veya daha erken bir tarihte sona ereceğini ve yerine yeni bir bir Şin-Bet başkanının atanacağını söyledi.

Muhalefetten Yüksek Mahkeme’ye destek

Karara muhalefetten ise destek geldi. Demokratik İsrail Partisi Başkanı Yair Golan, Yüksek Mahkeme’nin tedbir kararını “önemli bir kazanım” olarak nitelendirdi. Golan, “Halkın kitlesel seferberliği etkisini gösteriyor, yılmadan süren sivil mücadele başarıya ulaşıyor” diyerek kararın arkasında halk desteğinin yattığını savundu.

Ronen Bar’ın “kötü ve tehlikeli bir hükümete karşı durarak cesaret gösterdiğini” ifade eden Golan, demokrasi için verilen mücadelenin süreceğini belirtti. Golan, hükümetin Gazze Savaşı sürecinde sıkça kullandığı bir sloganı da muhalefet lehine uyarlayarak, “Savaşacağız ve kazanacağız” dedi.

Netanyahu’nun yargı reformu Yüksek Mahkeme’den döndü

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrailli Bakandan “zorunlu göç ve işgal” tehdidi

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail ordusuna “Gazze’de yeni bölgelerin ele geçirilmesi, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi ve Gazze Şeridi çevresindeki tampon bölgelerin genişletilmesi” talimatı verdiğini aktardı.

Hamas’ın İsrailli esirleri serbest bırakmayı reddettiğini ileri süren Katz, Hamas bu tavrını devam ettirdikçe “daha fazla toprak kaybedeceğini ve İsrail’in bu toprakları ilhak edeceğini” açıkladı.

Katz, “İsrail ordusunun Filistinlileri sürgün ederek kara işgaliyle ele geçirdiği noktalarda kalıcı kontrol sağlayacağını” söyledi.

Gazze Şeridi’ne yönelik havadan, denizden ve karadan şiddetli saldırıların süreceği tehdidini yineleyen Katz, şu ifadeleri kullandı: “Gazze nüfusunu güneye tahliye etmek ve ABD Başkanı (Donald) Trump’ın Gazze sakinleri için gönüllü transfer planını uygulamak da dahil tüm askeri ve sivil baskı araçlarını kullanacağız.”

İsrail ordusu Gazze’ye bomba yağdırıyor

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 600’e yakın Filistinli hayatını kaybetti, yaklaşık 1000 kişi yaralandı.

Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

İsrail’in saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Eski Şin-Bet Direktörü: Netanyahu “gayrimeşru” taleplerde bulundu

Yayınlanma

Yoram Cohen

İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet’in eski direktörü Yoram Cohen, görev süresi boyunca Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez gayimeşru taleplerde bulunduğunu açıkladı. Cohen, güvenlik teşkilatının yeni başkanının bu tür taleplere karşı duramayabileceğinden endişe ettiğini belirtti.

İsrail’in Kanal 12 televizyonuna verdiği röportajda Cohen, Netanyahu kabinesinin mevcut Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ın görevden alınmasına onay vermesinin ardından, kurumun etkinliğinin yeni atanacak isme bağlı olduğunu söyledi.

Cohen, “Eğer [Bar] görevini tamamlar ve yerine şu anki iki yardımcısından biri ya da eski yardımcılarından biri atanırsa ki bu üç isim de değerli kişiler, o zaman işlerin usulüne uygun yürütüleceğine dair içimiz rahat olabilir” dedi.

Ancak Cohen, bu üç ismin dışında biri atanırsa, “Başbakana karşı kendini ‘borçlu’ hisseden biri göreve gelebilir. Böyle biri göreve başlarken daha en baştan işi gerektiği gibi yapmaktan kaçınabilir” ifadelerini kullandı.

“Başbakan, gelecekte karşılaşacağımız pek çok mesele nedeniyle, yeni direktörden de gayrimeşru taleplerde bulunabilir. Zira Başbakan, Şin-Bet başkanından meşru olmayan taleplerde bulunuyor” diyen Cohen, bu iddiaların kişisel deneyimlerine dayandığını da belirtti.

Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez “meşruiyeti sorgulanabilir ve yasal sınırda” taleplerde bulunduğunu söyleyen Cohen, aynı taleplerin kendisinden sonra göreve gelen Nadav Argaman ve mevcut başkan Ronen Bar’a da iletildiğini ifade etti.

İsrail’in, devlete değil kişilere sadakat gösteren bir Şin-Bet direktörüyle karşı karşıya kalabileceğini söyleyen Cohen, böyle bir ismin, Başbakana siyasi muhalefet edenlere karşı “siyasi gerekçelerle” harekete geçebileceği uyarısında bulundu.

Cohen, daha önce 2011’de Netanyahu’nun, gizli bir güvenlik toplantısından bilgi sızdırıldığı şüphesiyle üst düzey savunma yetkililerinin telefonlarının dinlenmesini istediğini öne sürmüştü.

“Şin-Bet direktörünün görevden alınması ve yakında gerçekleşmesi beklenen [Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın] görevden alınması, toplum içinde büyük çatışmalara, daha derin ayrışmalara yol açacaktır” diyen Cohen, bu sürecin şiddeti artıracağını ve bunun sadece Netanyahu’nun değil, tüm hükümetin sorunu olacağını kaydetti.

“Bunun nereye gideceğini biliyorlar ama koyun gibi sessizce hareket ediyorlar” ifadelerini kullanan Cohen, bakanları “siyasi, ekonomik ve kişisel çıkarlar uğruna koltuklarına yapışmakla” suçladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English