Avrupa
İtalya, Sicilya’ya köprü projesinde ısrarcı

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, uzun süredir vaat ettiği 13 milyar avroluk Messina Boğazı köprüsünü stratejik bir NATO koridoru olarak yeniden konumlandırarak, Avrupa Komisyonu’nu ikna etmek ve hem siyasi hem de mali desteği sağlamak istiyor.
İtalya anakarasını Sicilya’ya bağlayan üç kilometrelik köprü hayali, Roma İmparatorluğu kadar eskiye dayanıyor.
Resmi planlar ilk olarak 1970’lerde ortaya çıktı, fakat on yıllar boyunca Ponte sullo Stretto, İtalya’nın en ikonik tamamlanmamış mega projesi haline geldi.
Şimdi Meloni hükümeti, bu engelleri ortadan kaldırmak için plana “savunma” kelimesini ekleyerek, efsaneden gerçeğe geçmek için her zamankinden daha fazla çaba sarf ediyor.
Hükümet, köprüyü, blok genelinde hızlı askeri konuşlanmayı sağlayan ulaşım koridorlarını finanse eden AB’nin Askeri Hareketlilik Eylem Planına dahil etmek istiyor.
Meloni hükümeti, nisan ayında Komisyona gönderdiği mektupta, köprünün Kuzey Avrupa’dan Sicilya’daki dört askeri üsse asker sevkiyatını kolaylaştırarak Avrupa’nın savunma gücünü artıracağını savundu.
Bu karar, AB’nin ek fon sağlamasına ve İtalya’nın projeyi savunma harcamalarına dahil etmesine olanak tanıyacak.
Öte yandan projenin uzun süredir devam eden çıkmazını aşması, Brüksel’in bu argümanı kabul edip etmeyeceğine bağlı.
Meloni’nin öne sürdüğü savunma kartı, köprünün çevresel etkisi gibi iyi bilinen bir engelin etrafından dolaşma imkanı sağlıyor. Altyapı, Natura 2000 koruma alanları, deniz ekosistemleri için kritik habitatlar ve göçmen kuşların yaşam alanlarını keserek geçecek.
AB hukuku, bu tür alanları etkileyen projelere sıkı önlemler getiriyor ve Avrupa Komisyonu’nun ön onayını şart koşuyor. Bu kısıtlamaları aşmak isteyen Roma, Komisyona bir mektup göndererek köprüyü “kamu yararı öncelikli” bir proje olarak sınıflandırma niyetini açıkladı. Bu hamle, İtalya’nın kurallardan muafiyet talep etmesine olanak tanıyacak.
Fakat Komisyon sözcüsü, bu sınıflandırmanın yine de yüksek eşikleri karşılaması gerektiğini açıkça belirtti: Projenin hayati öneme sahip olması, uygulanabilir alternatiflerin olmaması ve telafi edici çevresel önlemler içermesi gerekiyor.
Yine de, projeyi yöneten İtalya’nın devlet şirketi Stretto di Messina, Euractiv’e verdiği demeçte, tüm çevresel etkilerin İtalya’nın çevre düzenleme kurumu tarafından gerekli görülen Çevresel Etki Değerlendirmesi ve müteakip incelemeler kapsamında kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğinden emin olduğunu söyledi. Şirket, nihai belgeleri mayıs ayına kadar sunmayı planlıyor.
Brüksel onay verirse, İtalya’nın bakanlıklar arası komitesi son bürokratik engeli kaldırabilir ve inşaatın başlamasının önünü açabilir.
Öte yandan “jeoloji” engeli olduğu yer duruyor. Messina Boğazı, Avrupa’nın en sismik olarak aktif bölgelerinden birinde yer alıyor ve 1908’de yaklaşık 80.000 kişinin hayatını kaybettiği Avrupa’nın en ölümcül depremlerinden birinin meydana geldiği yer.
Devlet şirketi, projenin daha güçlü depremlere dayanacağını ısrarla savunuyor ve “Köprünün zemine temas noktaları, aktif fay hatlarından kaçınmak için özenle konumlandırıldı,” diyor.
Fakat bağımsız uzmanlar temkinli. Jeologlar, boğazın karmaşık ve hâlâ yeterince anlaşılmamış jeolojisinin uzun vadeli güvenliği garanti etmeyi imkansız kıldığını uyarıyor.
İtalya Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü (INGV), 1908’den bu yana bölgede 6.000’den fazla deprem kaydedildiğini belirterek, daha kapsamlı çalışmalar ve daha sıkı güvenlik önlemleri çağrısında bulundu.
Euractiv’e konuşan Istituto Affari Internazionali’nin savunma, güvenlik ve uzay programı başkanı Alessandro Marrone, çevresel ve sismik endişelerin yanı sıra, köprünün stratejik askeri önemi de özellikle Rusya’ya karşı caydırıcılık ve savunma bağlamında “oldukça tartışmalı” olduğunu söyledi.
Marrone, NATO’nun doğu kanadını korumak için, önce Adriyatik Denizindeki İtalyan limanlarından Arnavutluk, Karadağ veya Yunanistan’a asker ve teçhizatın taşınmasının, ardından güneydoğu Avrupa üzerinden Bulgaristan, Romanya, Slovakya ve Macaristan’a ulaşılmasının çok daha mantıklı olduğunu savundu.
Bu, Sicilya’nın askeri açıdan önemli olmadığı anlamına gelmiyor. Fakat Marrone, Sicilya’nın önemi kara birliklerinin konuşlandırılmasıyla ilgili olmadığını belirtti. Üsleri, hava gözetimi ve NATO’ya istihbarat sağlayan hava ve elektromanyetik varlıklar için çok önemli.
Marrone, “Sicilya’dan, karadan büyük miktarda askeri varlık taşımak pek mantıklı değil. Bu nedenle, hızlı konuşlandırma birliklerinin Lombardiya’da, hem kuzeye hem de doğuya doğru Alp geçitlerine daha yakın bir yerde konuşlandırılması mantıklı,” dedi.