Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Meloni ABD’ye gidiyor: Gündemde Çin var

Yayınlanma

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, bugün ABD’ye gidiyor. Sağcı koalisyon hükümetinin lideri, Başkan Joe Biden ile de görüşecek. Gündemde Çin, İtalya’nın Kuşak ve Yol Girişimi’nde çıkması, Ukrayna savaşı ve iki ülke arasındaki iktisadi ilişkiler var.

Meloni’nin bugün, Biden hakkında görevden alma soruşturması açmayı düşünebileceğini söyleyen Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ile de görüşmesi bekleniyor.

Reuters’ın aktardığına göre, Beyaz Saray sözcüsü Çarşamba günü yaptığı açıklamada Biden’ın Meloni ile ‘iyi bir ilişkisi olduğunu’ ve her iki tarafın da gezinin, batının Ukrayna’ya sağladığı milyarlarca dolarlık askeri ve diğer yardımlar da dahil olmak üzere ülkeler arasındaki ‘güçlü ortaklığı’ yeniden teyit etmek için bir fırsat olduğunu vurguladığını söyledi.

Meloni’nin ofisinden yapılan açıklamada, İtalya’nın ABD ile Afrika’nın kalkınması ve istikrarının nasıl destekleneceğini görüşmeyi planladığı ve bu konunun İtalya’nın G7 dönem başkanlığının da ana konuları arasında yer alacağı belirtildi.

Gündemin baş sırasında Çin ve Kuşak-Yol var

Meloni-Biden görüşmesinin ele alacağı gündemler arasında ilk sırada Çin ile ilişkiler ve İtalya’nın Kuşak ve Yol Girişimi’ne (KYG) olan üyeliği yer alacak.

Roma’daki yetkililerin, ABD’ye KYG anlaşmasından çıkacakları konusunda özel olarak güvence verdiği belirtiliyor. Bununla birlikte Meloni’nin Washington’a yapacağı kısa ziyaret sırasında çekilme kararını kamuoyuna açıklamayı planlamadığı da vurgulanıyor. İtalyan liderin, KYG’den çekilme kararını ABD Başkanına özel olarak bildireceği iddialar arasında.

Roma, İtalya’nın böylesine hassas bir kararı ABD topraklarında kamuoyuna açıklamasının kendisini zayıf göstereceğinden endişe ediyor.

2019 yılında KYG’ye katılan İtalya’nın, 2024’te sona erecek ve itiraz olmazsa otomatik olarak 5 yıl daha uzatılacak anlaşmayı uzatmayı düşünmediği söyleniyor.

Çin, İtalya’nın KYG’den muhtemel çıkma kararının ABD’nin baskısı altında alındığına inanıyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby ise, “Giderek daha fazla ülkenin Çin ile ekonomik ortaklıkların risklerini gördüğü giderek daha açık hale geliyor,” dedi.

Bloomberg’in konu hakkında bilgi sahibi kişilerden aktardığına göre, Meloni’nin ekibi Çin’e başka özel yatırım anlaşmaları vaat ederek İtalya’nın KYG’den çekilmesini yumuşatmayı planlıyor ve İtalyan lider Biden’ı da stratejisine dahil etmeyi hedefliyor.

İtalya’nın Çin ile ticareti, 2022 yılında yaklaşık 33 milyar dolarla İtalya aleyhine gerçekleşti.

Ukrayna’ya destek sürecek

İkili görüşmenin bir diğer gündemi Ukrayna savaşı ve Kiev’e verilen destek.

Meloni geçen yıl göreve geldiğinden beri Rus lider Vladimir Putin’i ve Rusya’nın müdahalesini kesin bir dille kınadı ve Kiev’e askeri yardım gönderdi. Fakat aynı zamanda ABD ile Avrupalı liderlerin yakın çevresinin dışında kaldı ve bu durum İtalya için bir rahatsızlık kaynağı.

Bunun son örneği, Yevgeni Prigojin’in Vagner isyanı esnasında, Biden’ın İngiltere, Fransa ve Almanya ile bir telefon görüşmesi yapıp Meloni’yi dışarıda bırakmasıydı. İtalyan yetkililer Meloni’nin konuyu Biden’a ileteceğini ve Fransa ve Almanya ile eşit muamele görmeyi talep edeceğini söyledi.

İtalyan heyetinin Ukrayna’ya tam olarak ne kadar askeri destek vermeye istekli olduğunun sorgulanması beklenirken Meloni de Biden’dan Ukrayna’nın NATO üyeliği konusuna açıklık getirmesini talep etmeyi planlıyor.

Akdeniz ve Afrika: Meloni’nin Mattei Planı

Washington Post’un aktardığına göre Çarşamba günü İtalyan diplomatlar, Biden-Meloni görüşmesinin Akdeniz’deki güvenlik ve enerji sorunlarına ve özellikle de İtalya’nın Avrupa’ya göçü kontrol altına almak için daha aktif bir rol oynamak istediği Afrika politikasına odaklanacağını açıkladı.

Meloni, Avrupa’nın Tunus ile Akdeniz üzerinden göçü engellemeye yönelik büyük bir anlaşmayı müzakere etmesine öncülük etmişti. Avrupa Birliği, daha ‘agresif’ sınır uygulamaları ve kaçakçılıkla mücadele çabaları karşılığında Kuzey Afrika ülkesine milyonlarca yatırım yapmayı kabul etti. İtalyanlar Tunus devriyelerine bot, motor ve yedek parça tedarik ediyor. Beyaz Saray da ikilinin gündeminde Kuzey Afrika’da Avrupa’nın güneyine yönelik göçün de yer alacağını teyit etti.

Sözcü Kirby, “Dış politika konularında İtalya ile üstlendiğimiz pek çok örtüşen ve karşılıklı olarak birbirini güçlendiren yaklaşımlar oldu. İtalya bir NATO müttefiki ve çok yetkin bir NATO müttefiki ve Ukrayna’nın muazzam bir destekçisi oldu,” ifadelerini kullanarak Roma’ya destek sinyali verdi.

The African Report’ta yer alan bir iddiaya göre ise, Biden, Meloni’nin ‘Mattei Planı’nı destekleyebilir. ‘Mattei planı’ olarak adlandırılan plan adını İtalyan enerji grubu Eni’nin kurucusu Enrico Mattei’den alıyor. Plan, İtalya’yı Kuzey Afrika ve Akdeniz’den Avrupa’nın geri kalanına gaz dağıtımı yapan büyük bir enerji merkezine dönüştürmeyi amaçlıyor.

Meloni’ye ‘Trump’ çağrısı

Öte yandan ABD’de bazı düşünce kuruluşları, Meloni’nin ABD’li Cumhuriyetçilere ve Donald Trump’a karşı duruşunu netleştirmesini talep ediyor.

Brookings’te yer alan bir değerlenirmede, “Trump’ın siyasi yaklaşımı Macaristan ve Polonya başta olmak üzere otoriterliğe daha yatkın Avrupa hükümetlerine ilham verdi. Meloni de seçilmeden önce tam olarak bu modelleri takip etti,” deniyor.

Meloni’nin Cumhuriyetçi Parti’ye yakın olduğunu vurgulayan yazar Carlo Bastasin, 2019 ve 2022 yıllarında İtalyan liderin Muhafazakâr Siyasi Eylem Konferansı’nda konuşma yapmak üzere davet edildiğini ve bir sonraki ABD başkanlık seçimlerinden önce tekrar davet edilmesinin beklendiğini hatırlatıyor.

Yazar, “Sonuç olarak, Trump ile olan ilişkisinin Washington gezisi sırasında ve Beyaz Saray’daki toplantıdan sonra basın tarafından gündeme getirilmesi muhtemeldir,” diyor.

Yazar, Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri partisinin faşizm yanlısı geçmişinden biraz uzaklaşarak daha merkeze doğru kaydığını öne sürüyor ve Başbakan’ın daha ‘yatıştırıcı’ bir dil kullandığına işaret ediyor.

Atlantik Konseyi’nde yer alan ‘Ukrayna’dan Çin’e, Meloni ve Biden sandığınızdan daha yakın” başlıklı bir analizde ise Meloni’nin Ukrayna savaşı ve Çin konusunda Washington ile benzer çizgide yer aldığı öne sürülüyor.

İki ülke arasındaki iktisadi ilişkilerin önemine de dikkat çekilen yazıda, ABD’nin İtalya’nın ikinci en büyük ihracat pazarı olduğu vurgulanıyor. İtalya da ABD’nin en büyük altıncı ihracat pazarı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, son on yılda neredeyse iki katına çıkarak 52 milyar dolardan 100 milyar dolara yükseldi.

ABD’deki İtalyan yatırım stokunun 41 milyar dolardan fazla olduğuna ve yaklaşık yüz bin kişilik istihdam sağladığına dikkat çeken Atlantik Konseyi, İtalya’nın ABD’deki doğrudan yabancı yatırımının Çin’deki yatırımının neredeyse dört katı olduğunun altını çiziyor.

DİPLOMASİ

Peru Chancay Limanı, Çin’in Kuşak Yol’u için de yeni fırsatlar açacak

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte perşembe günü Peru’nun Chancay kentinde dev bir limanın açılışını online olarak yaparak 3,6 milyar dolar yatırım çekmesi beklenen ve Çin’den Pasifik Okyanusu üzerinden Güney Amerika’ya doğrudan bir rota oluşturacak bir altyapı projesini kutladılar.

Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği forumu ve Xi’nin Başkan Joe Biden ile yapacağı son toplantı öncesinde gerçekleşen liman açılışı, bir zamanlar ekonomik fırsatlar için öncelikle ABD’ye bakan bir bölgede Çin’in artan etkisinin altını çiziyor.

Xi, Peru’ya varışından önce El Peruano gazetesinde yayınlanan başyazısında “Çin, Perulu dostlarımızla tek yürek ve aynı hedefle el ele çalışmaya ve dostluğumuzun gemisini daha da parlak bir geleceğe doğru yönlendirmeye hazırdır” diye yazdı .

Çin lideri mega limanın açılış töreninde yaptığı konuşmada projeyi “Kuşak ve Yol Girişimi himayesinde Çin-Peru işbirliğinin başarılı bir örneği” olarak övdü.

Xi, yatırımın Çin ve Latin Amerika arasında yeni bir deniz koridoru oluşturacağını, “büyük İnka yolu ile deniz İpek Yolu’nu birbirine bağlayarak Peru ve bölgedeki diğer uluslar için ortak refahın yolunu açacağını” söyledi.

Çin lideri, “2,000 yıldan daha uzun bir süre önce Çinli atalarımız Pasifik boyunca yelken açarak Deniz İpek Yolu’nu oluşturdular ve Doğu ile Batı’yı birbirine bağladılar. Perulu İnka halkı 500 yılı aşkın bir süre önce dağları ve vadileri korkusuzca aşarak And Dağlarını kuzeyden güneye kat eden İnka Yolu’nu inşa etti” dedi ve şöyle devam etti:

“Bugün Chancay Limanı modern İnka Yolu için yeni bir başlangıç noktası haline geliyor. Chancay’dan Şanghay’a, Peru’daki Kuşak ve Yol girişimi kapsamında sadece yeni bir gelişmeye değil, aynı zamanda yeni bir çağ için yeni bir kara-deniz geçidinin doğuşuna tanık oluyoruz.”

Çin lideri ayrıca proje ortaklarını ulaşım kapasitesini artırmaya, hizmetleri iyileştirmeye ve Güney Amerika ile Çin arasındaki bağlantıları güçlendirmeye çağırdı.

Peru lideri Boluarte bu projeyi kıtayı Asya’ya bağlayan potansiyel bir “sinir merkezi ” olarak nitelendirdi ve bunun yılda 8,000 kişiye istihdam ve 4.5 milyar dolarlık ekonomik faaliyet yaratabileceğini söyledi.

Çinli şirketler derin su limanı projesinin neredeyse her aşamasında yer alıyor. Yüksek teknolojili lojistik merkezi, 2019 yılında projeye yüzde 60 hisse almak için 1,3 milyar dolar yatırım yapan Çinli nakliye devi Cosco tarafından işletilecek. Çin devlet medyası, tamamlanmış projenin toplam maliyetinin 3,6 milyar dolar kadar olduğunu tahmin ediyor.

Sadece küçük gemileri elleçleyecek bir liman inşa eden ilk aşamanın bu ay faaliyete geçmesi bekleniyor.

Otomatik kargo vinçleri Shanghai Zhenhua Heavy Industries tarafından tedarik ediliyor. Çinli şirketler tarafından üretilen elektrikli sürücüsüz kamyonlar ise konteyner ve kargoları taşımak için kullanılacak. Bu arada Kongre müfettişleri bu Çinli şirketin ABD limanları için güvenlik riski oluşturduğunu iddia etmişti.

ABD tedirgin

Çin’in bölgede artan etkisinden endişe duyan ABD, Peru’nun Çin askeri gemileri tarafından kıtada bir dayanak noktası olarak kullanılabileceğini öne sürdü.

Kısa bir süre önce emekli olan ABD Güney Komutanlığı eski başkanı General Laura J. Richardson, Financial Times’a verdiği bir röportajda Chancay’in Çin donanmasına ait savaş gemilerine ev sahipliği yapabileceğini söylemişti. Pekin yönetimi projenin ticari çıkarlar dışında bir amacı olduğunu reddetti.

Washington Post’a konuşan, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin Amerika Programı Direktörü Ryan Berg, “Çinliler ille de büyük bir gösteri yapmak ve orada bir savaş gemisi konuşlandırmakla ilgilenmiyorlar, ancak bunun bir seçenek olduğunu bilmek istiyorlar” dedi.

Liman, kıtanın Çin ile giderek güçlenen bağlarını vurguluyor.

Çin’in Latin Amerika’daki yatırımları, madencilik ve diğer maden çıkarma endüstrilerinin ötesine geçerek hızla gelişiyor.

Peru bölgesel merkez olabilir

Bu arada Peru kamuoyu, bölgeye yatırım çekecek bir yüksek teknoloji merkezi olasılığını memnuniyetle karşıladı.

Tamamlandığında limanın 15 rıhtımı, Güney Amerika’da Panama Kanalı’ndan geçemeyecek büyüklükteki taşıyıcı gemilere ev sahipliği yapabilecek ilk yer olacak.

Çinli araştırmacılar, bu rotanın maliyetleri düşüreceğini ve sefer sürelerini 10 ila 20 gün kısaltarak bölgedeki diğer merkezlerden iş çekeceğini söyledi.

Ayrıca Peru’yu yeni ihracat pazarları ve hatta kıtada fabrika kuracak yerler arayan Çinli şirketler için cazip bir yer haline getirebilir. Haziran ayında Çin’e yaptığı bir ziyarette Boluarte, Çinli elektrikli otomobil devi BYD’nin ülkede bir montaj tesisi kurmayı düşünmesinin nedeni olarak Chancay’i gösterdi.

Peru liman otoritesi bu yıl Cosco’nun yatırım anlaşmasının şartlarını değiştirmeye çalıştı ve Çinli firmaya liman üzerinde 30 yıl boyunca münhasır işletme hakkı vermeyi kabul ederken “idari bir hata ” yapıldığını öne sürdü. Dava, Boluarte’nin Xi ile görüşmek üzere Çin’e gitmesinden günler önce haziran ayında düştü.

Chancay, Xi tarafından 2013 yılında başlatılan ulaşım ve teknoloji altyapısı inşa etmeye yönelik 1 trilyon dolarlık bir plan olan Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında 40’tan fazla limandan oluşan genişleyen bir küresel ağa katılacak.

Xi ve Boluarte’nin ayrıca genişletilmiş bir serbest ticaret anlaşması imzalaması bekleniyor. Çin on yıldır Peru’nun en büyük ticaret ortağı konumunda. İki ülke geçen yıl 36 milyar dolarlık mal ticareti yaparken, Peru’nun ABD ile ticareti 21 milyar dolardı.

Pekin için liman, Peru ve komşu ülkelerdeki bir dizi mevcut yatırımı bir araya getirmeyi vaat ediyor.

Çin, Chancay’ı Latin Amerika’daki en büyük ticaret ortağı olan Brezilya’ya bağlayan bir demiryolu hattı inşa etmeyi hedefliyor ve Çinli firmalar Lima’nın elektrik dağıtımını devralma sürecinde.

Peru madencilik sektöründeki Çin yatırımlarının toplamı 11.4 milyar dolar. Bunun büyük bir kısmı elektronik ve temiz enerji teknolojilerinin üretimi için gerekli olan bakıra erişimi güvence altına almaya odaklanmış durumda.

Dünyadaki bakır rafinasyonunun neredeyse tamamı Çin’de gerçekleştiğinden, Chancay limanı Pekin’in Güney Amerika’nın ikinci en büyük ham bakır üreticisindeki madenlere erişimini geliştirmesine yardımcı olacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin’in en büyük bankalarından biri, Rusya’ya yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı

Yayınlanma

Çin’in dördüncü büyük bankası Bank of China, Rusya ile ticari ilişkileri bulunan ülkelerden yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı.

RBK gazetesine konuşan iş insanları, avukatlar ve danışmanlar, varlıklarına göre Çin’in dördüncü büyük bankası olan Bank of China’nın, Rusya’nın mal alımı için kullandığı bazı ülkelerden yuan transferlerini engellemeye başladığını belirtti.

Örneğin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli bir şirket, kısa süre önce Kazakistan’daki Bank CentreCredit’ten Çin’in Chouzhou Commercial Bankası’na yuan transfer edemedi.

İhracatçılar ve İthalatçılar Birliği Hukuk Komitesi Başkan Yardımcısı Vladislav Donçenko, bu işlemin, Kazakistan bankasının muhabir bankası olarak görev yapan Bank of China tarafından bloke edildiğini açıkladı.

Donçenko, şirketin ne yöneticisinin ne de kurucusunun Rusya ile resmi bir bağı bulunmadığını vurguladı. Ayrıca, Chouzhou Bank’ın artık yalnızca doğrudan muhabir ilişkiye sahip olduğu bankalardan ödeme kabul ettiğini belirtti.

ITSWM Danışmanlık Şirketi kıdemli analisti Giorgiy Okromçedlişvili ise, benzer sorunların Gürcistan ve Ermenistan’daki bankalardan Çin’e para aktarırken de yaşandığını ifade etti.

Diğer yandan Rus-Asya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği Genel Konseyi Sekreteri Maksim Spasskiy, bu tür vakalardan haberdar olduğunu söyledi.

Bank of China’nın, Çin bankaları arasında en katı ve karmaşık uyumluluk prosedürlerine sahip olduğunu belirten Spasskiy, “Ufak bir risk şüphesi bile ödeme yapmayı reddetmelerine yol açabiliyor,” dedi.

Genel olarak, Çin’den yapılan mal alımları söz konusu olduğunda, sıradan ürünler için (örneğin tekstil ürünleri) ödemeler genelde küçük bölgesel bankalar aracılığıyla yapılabiliyor.

Fakat karmaşık ekipman veya elektronik ürünlerin teslimatı söz konusu olduğunda ve ödeme yapan şirket BAE, Kırgızistan veya Kazakistan merkezliyse, süreç daha da karmaşıklaşıyor.

NSP Hukuk Bürosu ortaklarından Aram Grigoryan, Çin bankalarının, aynı müşterinin hesapları arasında bile para transferi seçeneklerini giderek daha fazla daralttığını ve bu durumun kötüleşeceğini söyledi.

Grigoryan, “Bazı durumlarda, Çin bankaları yabancı bir banka hesabından Çin’deki bir banka hesabına ödeme yapılması için özel izinler talep ediyor,” ifadelerini kullandı.

BGP Litigation avukatı Kseniya Mudrik, Bank of China’nın, Rusya ile bağlantılı tarafların doğrudan veya dolaylı katılımıyla gerçekleşen sınır ötesi ödemelerde muhafazakâr bir politika izlediğini belirtti.

Nordic Star hukuk firmasının yönetici ortağı Andrey Gusev de Bank of China’nın bu tedbirleri yalnızca uluslararası baskılar nedeniyle değil, aynı zamanda iç düzenlemeler doğrultusunda aldığını ifade etti.

Rusya’dan yapılan ödemelerle ilgili sorunlar, Ukrayna’daki savaş nedeniyle 2022’de başlayan yaptırımların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Aralık 2023’ten itibaren, “dost” ülkelerden bazı bankalar, ABD Başkanı Joe Biden’ın kararnamesi nedeniyle Rus şirketleriyle çalışma politikalarını daha da sıkılaştırdı.

Söz konusu kararnamede, yabancı bankaların, Rusya’dan yaptırım altındaki kişilere yönelik işlemleri kolaylaştırmaları veya Rusya’nın savunma sanayiine tedarik sağlamaları durumunda cezai yaptırımlara maruz kalabileceği belirtiliyor.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Hırvatistan, 91 milyon dolarlık Bayraktar TB2 alacak

Yayınlanma

Hırvatistan hükümeti perşembe günü yaptığı açıklamada, parlamento komitesinin ABD yapımı roket sistemlerinin alımını desteklemesinden birkaç gün sonra, 86 milyon avroluk (91 milyon dolar) bir anlaşmayla Türkiye’den insansız hava araçları satın alacağını söyledi.

Hükümetten yapılan açıklamada, Bayraktar TB2 SİHA’larının 2026 yılına kadar satın alınmasının onaylandığı belirtildi.

Altı insansız hava aracının yanı sıra çeşitli ekipman ve uzmanların eğitimini de içeren anlaşmanın Hırvatistan ordusunun “çağdaş tehditlere başarılı bir şekilde yanıt vermesini” sağlayacağı belirtildi.

Salı günü ayrıca parlamentonun savunma komitesi ABD’den yaklaşık 290 milyon dolar değerinde sekiz adet HIMARS füze sisteminin satın alınmasını onaylamıştı.

Genelkurmay Başkanı Tihomir Kundid bunun ülkede “topçu füze birliklerinde yeni bir dönem” anlamına geleceğini söyledi.

Perşembe günü hükümet ayrıca Almanya’dan 50 adede kadar Leopard tankı satın almak için hazırlıklara başladı; bu işlem eski tanklarının ve diğer askeri ekipmanlarının bir kısmının Ukrayna’ya gönderilmesini de içeriyor.

Hırvatistan Savunma Bakanı Ivan Anusic ve Alman mevkidaşı Boris Pistorius tarafından ekim ayı sonunda imzalanan niyet mektubu, Zagreb’in Kiev’e 30 tank, 30 savaş aracı, mühimmat ve ekipman teslim etmesini ve bunların değerinin yeni Leopard 2A8’lerin toplam fiyatından düşülmesini öngörüyor.

Hem Avrupa Birliği hem de NATO üyesi olan Hırvatistan, nisan ayında Fransa’dan satın aldığı 12 savaş uçağının ilk partisi olan altı Rafale savaş uçağını teslim aldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English