Bizi Takip Edin

ASYA

Pekin’in ‘yeniden yapılanma’ hamlesi teknoloji kısıtlamalarına ve finansal risklere yanıt

Yayınlanma

Çin salı günü, kapsamlı bir reform planının bir parçası olarak, ülkenin 400 trilyon yuan (57,7 trilyon ABD Doları) değerindeki bankacılık ve sigorta varlıklarını denetleyecek ve “riskleri kontrol etme ve dış rüzgarlara karşı koyma yeteneklerini güçlendirecek” bir “üst düzenleyici kurum” oluşturacağını açıkladı.

14. Ulusal Halk Kongresi’ne sunulan taslak plana göre, yeni Ulusal Mali Düzenleme Komisyonu, Çin Bankacılık ve Sigorta Düzenleme Komisyonu’nu, merkez bankasının finansal holding şirketleri için denetim organını ve menkul kıymetler düzenleyicisinin yatırımcı koruma işlevini bünyesine katacak.

Değişiklik, Danıştay’ın daha geniş yeniden yapılandırma planlarından sadece bir tanesini yansıtıyor. Yeni planlar arasında, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın ABD’nin teknolojik engellemesine karşı yetkilendirilmiş bir rol oynaması ve dijital ekonomiye yardımcı olmak için Ulusal Veri Bürosu’nun oluşturulması da yer alıyor.

Bu değişikliğin, Xi Jinping’in 2013’te göreve gelmesinden bu yana üçüncü büyük yeniden yapılanma olduğu kaydediliyor. 2017-19’da yapılan son değişiklikte, Finansal İstikrar ve Kalkınma Komisyonu ile Gazi İşleri Bakanlığı kurulmuştu.

Artan dış belirsizliklere ve ekonomik yavaşlamaya önlem

Değişiklikler, Çin’i, artan dış belirsizliklerin yanı sıra iç ekonomik yavaşlamanın damgasını vurduğu koşullara karşı da karşı güçlendirme çabalarının bir parçası olarak yorumlanıyor.

Devlet Konseyi Genel Sekreteri Xiao Jie, yeniden yapılanma hakkında yaptığı açıklamada, “Önemli unsur; bilim ve teknolojiyi, mali düzenlemeyi, veri yönetimini, kırsal canlandırmayı, mülkiyet haklarını ve yaşlılar için çalışmayı güçlendirmektir” dedi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığının, tarımsal teknoloji ve kırsal canlandırma planı üzerinde daha fazla denetim yetkisi alırken, Sivil İşler Bakanlığının da ülkenin hızla artan yaşlı nüfusuna yönelik çalışmaları denetleme sorumluluğunu üstleneceği kaydedildi.

Sosyal istikrarı koruyan kilit bir kurum olan Ulusal Kamu Şikayetleri ve Öneriler İdaresi’nin ise, doğrudan Çin kabinesine bağlı olacağı bildirildi.

Finans sektörü, yolsuzlukla mücadele hamlesinin kilit hedeflerinden biri

Son mali reform kapsamında, Çin Menkul Kıymetler Düzenleme Komisyonu’nun, Devlet Konseyi’ne bağlı bir kuruluş olacağı ve daha önce ülkenin en büyük ekonomik planlama kurumu olan Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu’nun alanı olan işletme tahvillerinin onaylanmasından sorumlu olacağı bilgisi yer aldı.

Çin Halk Bankası’nın (PBOC) da hedeflerden biri olan taşra şubelerinin genişletilmesiyle birlikte yeniden yapılanma sürecinden geçeceği bildirildi. Şu anda, merkez bankasının ülke genelinde 11 bölgesel şubesi bulunuyor.

Devlet Konseyi Genel Sekreteri Xiao, mali düzenleyici kurumun kurulması ile ilgili, “mali alanlarda uzun süredir devam eden çelişkileri ve sorunları ele alacak şekilde ayarlandı” ifadesini kullandı.

Yetkili, yeni düzenleme komisyonunun menkul kıymetler sektörü dışındaki finansal kurumları denetlemekten, yatırımcıları korumaktan ve sistemik riskleri dağıtmaktan sorumlu olacağını da sözlerine ekledi.

Renmin Üniversitesi’nde finans profesörü olan Zhao Xijun’a göre, finans sektörü, Pekin’in yolsuzlukla mücadele hamlesinin kilit hedeflerinden biri.

‘Parti inşasının güçlendirilmesiyle tamamlanacak’

Yapılsa değişiklikleri South China Morning Post’a değerlendiren ekonomist Xu Tianchen, “Devlet Konseyi değişikliği, Parti kurumlarındaki değişiklikler ve her düzeydeki hükümet organlarının Parti liderliği tarafından yayınlanan direktifleri uygulamasına izin verecek olan ‘Parti inşası’nın güçlendirilmesiyle tamamlanacak” dedi.

Xu’ya göre, “Üst düzey liderlik, iki temel politika hedefine olan bağlılığının sinyalini verdi: kilit teknolojilerde kendi kendine yeterliliğe ulaşma çabalarını desteklemek ve finansal kurumları önemli ulusal önceliklere daha iyi hizmet edecek hale getirmek.

Kilit teknolojilerde kendi kendine yetebilme

Bilim ve teknoloji bakanlığının elden geçirilmesi, Çin endüstrilerinin, özellikle de yarı iletken sektörünün ABD’nin artan çevreleme çabalarıyla karşı karşıya kalmasıyla ilişkilendiriliyor. Yerel inovasyonun, kaybedilen zemini telafi etmek için büyük bir finansman enjeksiyonuna ihtiyacı olduğu kaydediliyor. Hali hazırda, yarı iletken, yapay zeka ve havacılık sektörlerini kapsayan 600’den fazla Çinli firma, ABD hükümetinin onayı olmadan Amerikan teknolojisine ve bileşenlerine erişmelerini engelleyen ABD ticaret ‘kara listesine’ ekli.

South China Morning Post’a konuşan büyük bir yarı iletken ekipman üreticisinin bir yöneticisi, “Çin temel teknolojilerde hızlı bir şekilde atılımlar yapamazsa tıkanıklıkları çözmesi zor olacaktır” dedi.

ASYA

Kuzey Kore lideri Kim, yapay zeka donanımlı yeni intihar dronlarının testlerini denetledi

Yayınlanma

Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey Kore) lideri Kim Jong Un, ülkesinin yapay zeka donanımlı yeni intihar ve keşif dronlarını test etmesini bizzat denetledi ve askeri modernizasyon planlarında insansız uçaklara ve yapay zekaya öncelik verilmesi çağrısında bulundu.

Devlet tarafından işletilen Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA) perşembe günü Kim’in Kuzey Kore’nin İnsansız Hava Teknolojisi Kompleksi tarafından üretilen “çeşitli keşif ve intihar dronlarının” test edilmesini denetlediğini söyledi.

Yeni Kuzey Kore insansız hava araçlarının “karada ve denizde farklı stratejik hedefleri ve düşman birliklerinin faaliyetlerini izleme ve takip etme” yeteneğine sahip olduğunu, saldırı dronlarının ise “çeşitli taktik saldırı görevleri için kullanılacağını” belirten KCNA, her iki dron sisteminin de “yeni yapay zeka” ile donatıldığını kaydetti.

Kim, “insansız ekipman ve yapay zeka” üretim kapasitesini genişletmeyi kabul etti ve Kuzey Kore’nin “modern savaşın trendi” olan “akıllı insansız hava araçlarının” “hızlı gelişimini” teşvik etmesi için uzun vadeli bir plan oluşturmanın önemini vurguladı.

KCNA tarafından yayınlanan fotoğraflara göre Kim, yardımcılarıyla birlikte bir savaş uçağından daha büyük olduğu görülen yeni geliştirilmiş bir insansız hava keşif uçağının yanında yürürken ve havadan erken uyarı ve kontrol (AEW) uçağına binerken görüldü.

Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) geçen yıl yayınladığı bir raporda bir AEW uçağının Kuzey Kore’nin mevcut kara radar sistemlerini güçlendirmeye yardımcı olacağını ancak tek bir uçağın yeterli olmayacağını belirtmişti.

KCNA, Kim’in test alanını ziyareti sırasında istihbarat toplama kabiliyetlerinin yanı sıra ülkenin elektronik savaş grubu tarafından yeni geliştirilen elektronik karıştırma ve saldırı sistemleri hakkında da bilgilendirildiğini söyledi.

Öte yandan Güney Kore, perşembe günü yaptığı açıklamada, Kuzey Kore’nin bu yıl Rusya’ya 3,000 askerin yanı sıra füze ve diğer mühimmatları da sağladığını öne sürdü.

Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı (JCS), “Ocak ve şubat ayları arasında takviye olarak 3,000 asker daha gönderildiği tahmin ediliyor” dedi ve 2024 yılında Rusya’ya gönderilen ilk 11,000 Kuzey Kore askerinden 4,000’inin öldüğüne ya da yaralandığına inanıldığını iddia etti.

JCS’nin raporuna göre, “Kuzey Kore insan gücüne ek olarak füze, topçu teçhizatı ve mühimmat tedarik etmeye devam ediyor”.

“Şu ana kadar Kuzey Kore’nin önemli miktarda kısa menzilli balistik füzenin [SRBM] yanı sıra yaklaşık 220 adet 170 mm kundağı motorlu top ve 240 mm çoklu roketatar sağladığı değerlendirilmektedir” denildi.

JCS ayrıca “bu sayıların savaş alanındaki duruma bağlı olarak artabileceği” uyarısında bulundu.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın otomobil tarifeleri Japonya ve Güney Kore’yi alarma geçirdi

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın ithal otomobil ve otomobil parçalarına %25 gümrük vergisi getireceğini açıklamasının ardından Japonya Başbakanı perşembe günü alarm verdi.

Başbakan Shigeru Ishiba bir parlamento oturumu sırasında milletvekillerine “Uygun yanıtları değerlendirmemiz gerekiyor” dedi ve ekledi: “Tüm seçenekler masada olacak.”

Trump ile dönemin Başbakanı Shinzo Abe arasında Eylül 2019’da yapılan ikili bir anlaşmanın altını oyduğu düşünülen bu hamle Japonya için sürpriz oldu. Bu sınırlı ticaret anlaşması Japonya pazarını daha fazla Amerikan tarım ürününe açmıştı. Anlaşma, iki ülkenin “bu anlaşmaların ruhuna aykırı önlemler almaktan kaçınacağını” söylüyor.

Japon otomobil üreticileri duyuruya temkinli bir tepki verdi. Toyota, Subaru, Mazda ve Honda kısa açıklamalar yayınlayarak potansiyel etkiyi değerlendirdiklerini söyledi.

İthal otomobil ve kamyonlara halihazırda %2,5 ve %25 oranında gümrük vergisi uygulanıyor. Yeni tarifeler 3 Nisan’da yürürlüğe girdiğinde bu oranlar sırasıyla %27,5 ve %50’ye yükselecek. Yüzde 25’lik gümrük vergisi motor ve şanzıman gibi otomotiv parçaları için de geçerli olacak ve en geç 3 Mayıs’ta yürürlüğe girecek.

Japonya Baş Kabine Sekreteri Yoshimasa Hayashi, hükümetin muafiyetleri müzakere etme niyetinde olduğunu söyledi. Ekonomistler muafiyetlerin nasıl güvence altına alınabileceğinin net olmadığını, ancak birkaç seçenek olduğunu ifade ediyor.

Ekonomistlere göre Japonya’nın değerlendireceği seçenekler arasında gönüllü ihracat kısıtlamaları, doğal gaz, tahıl ve et gibi kalemlerde ithalatı artırma taahhüdü ve Rus doğal gazının ABD’den gelen doğal gazla değiştirilmesi yer alıyor. 2023 yılında Japonya’nın doğal gaz ithalatının %8,9’u Rusya’dan, %7,2’si ise ABD’den geliyordu.

Dai-ichi Life Research Institute kıdemli ekonomisti Koichi Fujishiro, “Japonya muhtemelen tüm bu seçeneklere bakıyor olacak,” dedi.

Güney Kore de benzer durumda

Güney Kore’nin de benzer şekilde muafiyet istemesi bekleniyor. Analistler, Güney Koreli otomobil üreticisi Hyundai Motor Group’un bu hafta başında  21 milyar dolarlık bir ABD yatırımı yapacağını açıklamasının, müzakere pozisyonuna yardımcı olacağını söyledi.

Samsung Securities’de kıdemli bir analist olan Esther Yim, “ABD ilke olarak tüm ithal otomobillere %25 gümrük vergisi uyguladı,” dedi ve ekledi: “Washington daha sonra her ülkeyle müzakere edebilir ve bence yatırım bir kaldıraç olarak kullanılabilir.”

Güney Kore Sanayi Bakanlığı, tarifeler yürürlüğe girdiğinde “önemli zorluklarla” karşılaşması beklenen ülkenin otomobil üreticilerine yardımcı olmak için nisan ayına kadar acil bir müdahale sözü verdi.

Yıllar içinde küresel otomobil üreticileri ticari sürtüşmelerden kaçınmak için yerel üretime yöneldi. Mitsubishi Araştırma Enstitüsü’ne göre, ABD’de satılan Japon otomobillerinin %60’ı ABD’de üretiliyor. Bu oran Kore otomobilleri için %40’a düşmektedir. Avrupalı markalar için bu oran %70’e kadar çıkıyor.

Japonya misilleme yapabilecek durumda değil

Ishiba tüm seçeneklerin masada olduğunda ısrar etse de, çok az analist Japonya’nın telafi edici önlemlere başvurmasını bekliyor, en azından bu noktada. Fujishiro, “Japonya’nın ABD gümrük vergilerine misilleme yaparak elde edeceği kazanç çok az olacaktır,” dedi.

Şubat ayında Trump ile yaptığı bir zirvede Ishiba, Japonya’nın ABD’deki en büyük yatırımcı ve önemli bir istihdam yaratıcısı olduğuna dikkat çekmiş ve Japon yatırım dengesini 2023 yılında 783,3 milyar dolardan 1 trilyon dolara çıkarmak için çalışacağına söz vermişti.

Japonya’nın ABD’ye en büyük ihracat kalemi olan otomobiller 6 trilyon yen (40 milyar dolar) değerinde olup 2024 yılında Japonya’nın toplam ihracatının %28’ini oluşturacak. Bu miktar Japonya’nın nominal gayrisafi yurtiçi hasılasının %1’ine denk geliyor.

Nomura Araştırma Enstitüsü’nden Takahide Kiuchi, %25 gümrük vergisinin Japonya’nın ABD’ye otomobil ihracatını %15 ila %20 oranında azaltacağını ve Japonya’nın GSYH’sini %0,2 oranında düşüreceğini tahmin ediyor.

Eğer Japon otomobil üreticileri buna üretimi ABD’ye kaydırarak yanıt vermeye çalışırsa, bu durum ülke içindeki istihdamı azaltacak ve uzun vadede ülke ekonomisinin içini boşaltacaktır.

Japonya Otomobil Üreticileri Birliği Başkanı Masanori Katayama geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, “Japonya’dan yapılan otomobil ihracatı, Japon otomobil üreticilerinin yerel üretimini tamamlamak ve ABD’nin her eyaletindeki otomobil bayileri aracılığıyla Amerikalı müşterilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için … cazip otomobillerden oluşan bir ürün yelpazesi sağlamak için gereklidir” dedi.

Katayama, ABD gümrük tarifesini uygulamaya koyduğunda, “önemli bir üretim ayarlaması olması bekleniyor. Japon otomobil endüstrisi sadece otomobil üreticilerinden oluşmuyor, aynı zamanda parça tedarikçileri ve 5.5 milyon kişiyi de kapsıyor” dedi.

Katayama, sektörün ve Japon hükümetinin harekete geçmek ve yerel tedarik zincirlerini sağlam tutmak için bir araya gelmesi gerektiği konusunda ısrar etti.

Tarifelerin Amerikan otomobil üreticilerine de zarar vermesi bekleniyor çünkü onlar da maliyetleri düşük tutmak ve otomobillerini pazarda rekabetçi kılmak için parça tedarik ediyor ve üretimi küresel bazda gerçekleştiriyor.

Nomura analisti Anindya Das, General Motors’un Meksika’daki fabrikalara olan bağımlılığı nedeniyle yıllık bazda faaliyet zararına düşebileceğini söyledi. Toyota’nın da faaliyet karında %30’luk bir düşüş görebileceğini sözlerine ekledi.

Toyota, Honda, Nissan ve diğerleri dahil olmak üzere ABD’de faaliyet gösteren uluslararası otomobil üreticilerini temsil eden bir endüstri grubu olan Autos Drive America’nın başkanı ve CEO’su Jennifer Safavian, “Bugün uygulanan tarifeler, ABD’de otomobil üretmeyi ve satmayı daha pahalı hale getirecek, sonuçta daha yüksek fiyatlara, tüketiciler için daha az seçeneğe ve ABD’de daha az üretim işine yol açacaktır” dedi.

Trump’tan ithal otomobillere yüzde 25 gümrük tarifesi

Okumaya Devam Et

ASYA

Güney Kore’de ana muhalefet partisi lideri ‘seçim yasasını ihlal etme’ davasından aklandı

Yayınlanma

Güney Kore’de mahkeme çarşamba günü bir alt mahkemenin kararını bozarak ana muhalefet partisi liderinin seçim yasasını ihlal etmekten suçlu olmadığına karar verdi; bu karar onanırsa bir sonraki başkanlık seçimlerinde aday olmasının önü açılmış olacak.

Savcılar kararı temyize götürebilir ve bu da davayı Güney Kore’nin en yüksek yargı organı olan Yüksek Mahkeme’ye taşıyabilir.

Kararın açıklanmasının ardından mahkeme dışında konuşan Lee Jae-myung, “doğru bir karar” olarak nitelendirdiği karar için mahkemeye teşekkür etti.

Lee’ye yöneltilen suçlamalar, 2021 yılında partisinin başkanlık ön seçimlerinde yarışırken, bir emlak geliştirme skandalının kilit isimlerinden biriyle tanışıklığı olmadığını iddia ettiği sözlerinden kaynaklanıyor. Söz konusu skandal, Lee’nin belediye başkanı olduğu Seongnam kentindeki bir yeniden geliştirme projesiyle ilgiliydi. Savcılar Lee’nin işadamı Kim Moon-ki ile olan ilişkisi hakkında yalan söyleyerek emlak anlaşmasındaki kendi suçunu gizlemeye çalıştığını iddia ediyor.

Mahkemenin kararının açıklanmasının hemen ardından iktidardaki Halk Gücü Partisi lideri Kweon Seong-dong kararı “üzüntü verici” olarak nitelendirdi ve Yüksek Mahkeme’yi davayı hızla karara bağlamaya çağırdı.

Eğitimli bir avukat ve deneyimli bir siyasetçi olan Lee, 2022 başkanlık seçimlerini Güney Kore’nin demokrasi tarihindeki en az farkla şimdi görevden alınan Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’a karşı kaybetmişti.

Lee’nin azılı rakibi olan Yoon, aralık ayında ayaklanmaya liderlik etmek suçlamasıyla görevden alınmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararını bekliyor. Milletvekilleri, aralık ayı başında Güney Kore’yi muhalefetteki “devlet karşıtı güçlerden” korumak için gerekli olduğunu iddia ettiği sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından Yoon’un görevden alınması yönünde oy kullandı. Önlem Ulusal Meclis’te hızla reddedildi, ancak bu girişim aylar sonra hala devam eden bir siyasi krize yol açtı.

Anayasa Mahkemesi, Yoon’un davasına ilişkin duruşmaları geçen ayın sonlarında tamamladı ve resmi bir tarih açıklanmamasına rağmen kararını birkaç gün içinde vermesi bekleniyor. Mahkeme Yoon’u suçsuz bulursa, derhal görevine iade edilecek. Suçlu bulunması halinde ise 60 gün içinde erken seçime gidilecek.

Anket şirketi Gallup Korea tarafından geçen hafta açıklanan veriler, Lee’nin bir sonraki başkanlık seçimlerinde yarışabilecek adaylar arasında önde gelen seçenek olduğunu gösterdi. Lee, %36’lık destek oranıyla 2 numaralı muhtemel aday olan muhafazakar Çalışma Bakanı Kim Moon-soo’nun çok önünde yer aldı.

Yoon’un azil gecikmesi: Hukuki titizlik mi? Siyasi çıkmaz mı?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English