Bizi Takip Edin

AVRUPA

Polonya seçimleri sona erdi: İktidar partisi meclis çoğunluğunu kaybetti

Yayınlanma

Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesi sonrasında NATO ve Avrupa Birliği’ndeki (AB) önemi artan Polonya’da Brüksel ile çatışma halindeki iktidar partisi Hukuk ve Adalet (PiS) ile eski AB Komisyonu Başkanı Donald Tusk’ın liderlik ettiği Sivil Koalisyon (PO) arasında şiddetli tartışmalara sahne olan seçimler 15 Ekim Pazar günü gerçekleşti.

Sandık çıkış anketlerine göre, sekiz yıldır ülkeyi yöneten ve Jaroslaw Kaczynski’nin liderlik ettiği PiS, oyların yüzde 36.,8’ini alarak (200 sandalye) birinci sırada yer alsa da bu oran iktidar çoğunluğunu oluşturmak için yeterli olmadı.

Potansiyel koalisyon ortakları arasında yer alan sağçı Konfederasyon partisi yüzde 6,2 (12 vekil) oy alsa da durumun fark yaratması bekleniyor.

PO ise oyların yüzde 31,6’sını (163 vekil), merkez parti Üçüncü Yol yüzde 13’ünü (55 vekil) ve Sol Parti yüzde 8,6’sını (30 vekil) elde etti. Söz konusu partiler, birlikte 460 sandalyeli parlamentoda 248 sandalyeye sahip olacak.

Öte yandan Merkezi Seçim Komisyonu nihai resmi seçim sonuçlarını 17 Ekim’de açıklamayı planlıyor.

Anayasaya göre, resmi seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Polonya Cumhurbaşkanı’nın kazanan partiye hükümeti kurma yetkisini vermesi gerekiyor.

Daha sonra yeni kabine kurma önerisinin parlamentoda oylamaya sunulması, muhalefetin çoğunluğa sahip olması ve partilerin anlaşmayı başarması halinde hükümeti kurulması öngörülüyor. Bunun başarısız olması halinde ülke, erken parlamento seçimleriyle karşı karşıya kalacak.

‘Hukuk ve Adalet’in iktidar dönemi sona erdi’

Öte yandan muhelefet lideri Tusk, iktidar döneminin sona erdiğini ve demokratik muhalefetin zaferini ilan ederek resmi sonuçların açıklanmasının ardından iktidar koalisyonu kurma görüşmelerine başlamak niyetinde olduğunu belirtti.

TVN24 kanalının aktardığına Tusk, yaptığı açıklamada “Bu kötü zamanların sonu, PiS iktidarının sonu. Onları iktidardan uzaklaştırdık. Bugünün PiS iktidarının sonu olduğunu söyleyebiliriz. Demokrasiyi, özgürlüğü, Polonya’mızı kazandık,” vurgusunu yaptı.

Tusk, “Nihai sonucun ne olacağını göreceğiz, ancak şimdiden hayal ettiğimiz değişimin geldiğini kesin olarak söyleyebiliriz. Resmi sonuçlar için birkaç saat bekleyeceğiz, oturup konuşacağız ve mutlaka anlaşacağız,” ifadelerini kullandı.

Mevcut durumda, genel ahlak ilkesine göre hareket edilmesi ve Merkezi Seçim Komisyonu’nun açıklayacağı sonucun beklenmesi gerektiğini dile getiren Tusk, “Neye güvendiğimizi, kimin kaç mazbatası olduğunu bilmemiz gerekiyor,” diye konuştu.

Tusk, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın muhalefet ittifakının önüne engeller koymamasını ve adayına derhal hükümeti kurma talimatı vermesini beklediğini ifade ederek “Kendisi uzun yıllardır cumhurbaşkanlığı yapıyor. Mantıklı ve sorumlu bir şekilde hareket edeceğini düşünüyorum,” değerlendirmesini yaptı.

FT: Polonya’daki seçim kampanyasında Almanya günah keçisi oldu

Başbakan Morawiecki: Yeni kabineyi kurmaya hazırız

Polonya’nın görevdeki Başbakanı Mateusz Morawiecki ise ülkedeki parlamento seçimlerinde muhalefetin çoğunluğu kazanmasına rağmen yeni bir hükümet kurmaya hazır olduklarını belirtti.

Morawiecki, dün düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin kabineyi kurmak için cumhurbaşkanından yetki almayı bekleyip beklemediği yönündeki sorusuna “Büyük olasılıkla öyle olacak. Polonya’daki siyasi gelenek budur,” dedi.

Morawiecki, iktidar partisinin kendi döneminde koronavirüs, Ukrayna’daki çatışma ve enerji krizi gibi zorlu meselelerle karşılaştığını ancak yine de üst üste üçüncü seçim zaferini kazandığını kaydederek, “Ülkeyi zor zamanlardan geçirebilecek istikrarlı bir hükümet kurmaya çalışacağız,” diye konuştu.

Göç konulu referanduma katılım yüzde 50 barajını aşamadı

Seçimlerde Polonyalıların oy pusulalarına ek olarak büyük oranda PiS’in göç krizi konusundaki tutumunu yansıtan bir referandum yapılması kararı alındı.

Referandumda “Ekonominin stratejik sektörlerinde kamu varlıklarının devlet ve Polonyalıların kontrolünü kaybetmesine neden olacak şekilde yabancı kuruluşlara satılmasını destekliyor musunuz?”, “Emeklilik yaşının kadın ve erkekler için 67’ye yükseltilmesi de dahil olmak üzere emeklilik yaşının yükseltilmesini destekliyor musunuz?”, “Polonya Cumhuriyeti ile Belarus Cumhuriyeti arasındaki sınır tellerinin kaldırılmasını destekliyor musunuz?” ve “AB tarafından dayatılan zorunlu yer değiştirme mekanizması kapsamında Orta Doğu ve Afrika’dan binlerce yasa dışı göçmenin kabul edilmesini destekliyor musunuz?” şeklinde dört soruya yer verildi.

Fakat referandum, geçerliliği için mecburi olan yüzde 50 katılım barajını aşamadı.

Ülke yasalarına göre bir referandum, seçmenlerin yüzde 50’sinden fazlasının katılımı halinde geçerli sayılıyor ve mevcut oylamada seçmenlerin yüzde 40’ı oy kullandı.

Rusya: Seçim sonuçlarının Polonya’nın Ukrayna konusundaki tutumunu etkileme ihtimali düşük

Bununla beraber Rusya’nın Varşova Büyükelçisi Sergey Andreyev, Rossiya 24 televizyonuna verdiği mülakatta, seçim sonuçlarıyla birlikte Varşova’nın Ukrayna meselesine ilişkin tutumunun değişmesinin pek mümkün olmadığına dikkat çekti.

Macaristan ve Polonya’nın ‘göç reformuna’ muhalefeti sertleşiyor

AVRUPA

Almanya’da “Mittelstand”lar 2025’te krizin derinleşmesini bekliyor

Yayınlanma

Alman Mittelstand İşletmeler Birliği (BVMW) tarafından yapılan bir ankete göre, her on Mittelstand’dan sekizi 2025 yılında Alman ekonomisinin hızla küçülmesini bekliyor.

Mittelstand adı verilen şirketler, klasik “KOBİ” kategorisine alınamayacak, kimisi ihracat pazarının yüzde 90’ına sahip geleneksel Alman şirketlerine verilen isim. Mittelstand kategorisindeki şirketler, Alman ekonomisinin, özellikle istihdamın bel kemiğini oluşturuyor.

WELT’te yer alan habere göre ankete katılan şirketlerin yüzde 58’i iktisadi bir gerileme beklediklerini söyledi. Her beş şirketten biri önümüzdeki on iki ay içinde bir bunalıma hazırlanıyor.

Ankete göre, Mittelstandların yüzde 40’ı sona eren yılda cirolarında düşüş kaydetti. Katılımcıların yüzde 40’ı da yeni yılda bir önceki yıla kıyasla daha az yatırım yapmayı planladıklarını belirtti.

Genel iktisadi duruma ek olarak, Mittelstandlar özellikle vasıflı işgücü sıkıntısı konusunda endişe duyuyor: Şirketlerin yüzde 62’si önümüzdeki yıl boş eğitim pozisyonlarını dolduramayacaklarından korkuyor.

BVMW Federal Genel Müdürü Christoph Ahlhaus, “Sadece ekonomimiz değil, toparlanmaya olan güven de son yıllardaki siyasi gidiş gelişler nedeniyle sarsıldı. Almanya’da siyasi sorumluluk üstlenmek isteyen herkes, ekonomimizin yeniden nasıl ilerleyebileceğini kesin bir şekilde açıklamalıdır,” dedi.

BVMW baş iktisatçısı Hans-Jürgen Völz, şirketlerin umutlarını yeniden kazanabilmeleri ve Almanya’ya yatırım yapabilmeleri için bürokrasinin azaltılması, enerji maliyetleri, işgücü piyasası ve sosyal politika alanlarında bir reform politikası uygulanmasının önemli olduğunu söyledi.

Völz, “Dünya çapında yer seçebilen büyük şirketlere ve kurumlara değil, 3,5 milyon Alman Mittelstandına odaklanmak çok önemlidir. Pazar günleri Mittelstandları öven iyi niyetli konuşmaların, pazartesiden cumaya kadar parlamentoda buna uygun siyasi eylemlerle eşleştirilmesi önemlidir,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Kişinev, MoldovaGaz’ı millileştirmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Moldova Başbakanı Dorin Recean, MoldovaGaz’ın millileştirilmesine yönelik yasal düzenlemeler hazırlanması talimatını verdi. Recean, Gazprom’un Transdinyester’e doğalgaz tedarikini durdurmasını ve MoldovaGaz’ın borcunu gerekçe göstermesine tepki gösterdi. Ayrıca Recean, ulusal varlıkların millileştirilmesini kolaylaştıracak yasa değişikliklerinin yapılması gerektiğini belirtti.

Moldova Başbakanı Dorin Recean, MoldovaGaz’ın varlıklarının millileştirilmesine ilişkin yasal çerçevenin hazırlanması için talimat verdi. Şirketin kontrol hissesi (yüzde 50 artı bir hisse) Gazprom’a ait bulunuyor.

İnterfaks ajansının aktardığına göre Recean, bugün düzenlenen bakanlar kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, Gazprom’un ocak ayından itibaren Transdinyester’e doğalgaz tedarikini durdurma kararından memnun olmadığını ifade

Bu kararın MoldovaGaz ile yapılan anlaşmaya aykırı bir şekilde alındığını ve şirketin borcunu gerekçe göstererek uygulamaya konduğunu savunan Recean, “Uluslararası denetim, böyle bir borcun var olmadığını ortaya koydu. Belki bu para seyahatlere ve yatlara harcandı, ancak bu borcun Moldova vatandaşlarının sırtına yüklenmesi kabul edilemez,” dedi.

Bununla beraber Recean, Moldova’nın daha önce de Rusya’nın enerji şantajıyla başa çıktığını vurguladı. Adalet Bakanlığı’na stratejik alanlar da dahil olmak üzere işletmelerin millileştirilmesini sağlayacak yasal düzenlemeleri hazırlama talimatı verdi.

Başbakan, “Bu arada, bu varlıklar zamanında bizden zorla alındı. Bu varlıkları devletin mülkiyetine geri kazandırmalıyız,” diye ekledi.

MoldovaGaz anonim şirketi, 1999 yılında kuruldu. Şirket hisselerinin yüzde 35,33’ü Moldova hükümetine, yüzde 13,44’ü Transdinyester’in mülkiyet yönetimi komitesine ve yüzde 1,23’ü azınlık hissedarlarına ait.

2000’lerin başında Transdinyester yetkilileri hisselerini Gazprom’un yönetimine devretti. 2021 yılında Gazprom ve MoldovaGaz beş yıllık bir sözleşme imzaladı.

Sözleşmenin şartlarından biri, Moldova’nın borcunu ödemesiydi. Rus şirketi bu borcu 709 milyon dolar olarak değerlendiriyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Zelenskiy: Fico, Putin’in emriyle ikinci enerji cephesini açtı

Yayınlanma

Ukrayna ile Slovakya arasında devam eden “enerji” gerilimi gitgide artıyor.

Son olarak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, “Görünen o ki Putin, Fico’ya Slovak halkının çıkarları pahasına Ukrayna’ya karşı ikinci bir enerji cephesi açma emrini verdi,” deyince ipler iyice gerildi.

Zelenskiy, Ukrayna’nın Gazprom ile Rus gazının Avrupa’ya taşınmasına ilişkin anlaşmayı yenilemeyi düşünmediğini ve Kiev’in Rus gazını Azerbaycan gazı kisvesi altında pompalamayı kabul etmeyeceğini de açıkça belirtmişti.

Zelenskiy, Slovakya’nın halihazırda Ukrayna’nın elektrik ithalatının yüzde 19’unu karşıladığını ve Ukrayna’nın arzı artırmak için Avrupa Birliği komşularıyla birlikte çalıştığını söyledi.

“Slovakya tek Avrupa enerji pazarının bir parçasıdır ve Fico ortak Avrupa kurallarına saygı göstermelidir,” diye yazan Zelenskiy, Ukrayna’ya elektrik tedarikinin kesilmesinin Slovakya’yı yılda 200 milyon dolardan mahrum bırakacağını da sözlerine ekledi.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada Fico’nun Ukrayna’nın elektrik ithalatını kesmek için “anlamsız tehditler” savurarak “Putin’in yanında yer aldığını” öne sürdü.

Bu çerçevede Fico, Rusya’ya bir ziyarette bulunarak Kremlin’de Vladimir Putin ile bir araya gelmişti.

Fico, cuma günü yaptığı açıklamada Kiev’in 1 Ocak’tan itibaren gaz geçişini durdurması halinde Slovakya’nın Ukrayna’ya karşı yedek elektrik tedarikini durdurmak gibi karşılıklı tedbirleri değerlendireceğini söyledi.

Slovakya, Zelenskiy’in “ikinci enerji cephesi” sözlerine tepki gösterdi. Slovakya Dışişleri Bakanlığı Zelenskiy’in Fico’nun sözlerine verdiği tepkiyi “abartılı” olarak algıladığını vurguladı.

Açıklamada, “Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in spekülasyonunu yaptığı ‘ikinci enerji cephesi’ açılmasına ilişkin asılsız iddiaları ve Vladimir Putin ile herhangi bir ittifak kurulduğuna dair uydurma suçlamaları şiddetle reddediyoruz,” denildi.

Slovak Dışişleri Bakanlığı, “Ukrayna’daki savunmasız ve ciddi şekilde etkilenmiş insanlara elimizden gelen en iyi şekilde insani yardım sağladıklarını ve sağlamaya devam edeceklerini” söylerken, “Ayrıca, Dışişleri Bakanlığındaki Ukraynalı mevkidaşlarımız, Ukrayna topraklarından geçen Rus gazının Ukrayna’ya ülke ekonomisi için hayati önem taşıyan önemli gelirler getirdiği gerçeğini gözden kaçırmamalıdır,” dedi.

Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’nın “uzun süreli bir askeri çatışma içinde” olması nedeniyle “yeni düşmanlar yaratmaktan ya da ‘ikinci cephe’ fikrini icat etmekten kaçınması gerektiğine” dikkat çekti.

Slovak hükümetinin her şeyden önce “ülkenin, vatandaşlarının ve Avrupa Birliği’nin stratejik çıkarlarını korumakla yükümlü” olduğunu hatırlatan bakanlık, Bratislava’nın “Ukrayna tarafının onaylayıp onaylamadığına bakmaksızın” bu doğrultuda hareket edeceğini kaydetti.

Slovakya, alternatif güzergahların maliyetleri artıracağını ve kendi transit operasyonlarını etkileyerek 500 milyon avro kaybetmesine neden olacağını söyleyerek Ukrayna üzerinden Rus gazı tedarikini sürdürmek istiyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English