Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Richard Hass: ABD, İsrail ve Ukrayna ile ilişkilerde yeni stratejiler geliştirmeli

Yayınlanma

ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) onursal başkanı Richard Haass, İsrail ve Ukrayna gibi ortaklarla yaşanan gerilimler nedeniyle Amerikan diplomasisinin uzun zamandır yaşadığı zorlukların altını çizerken, Washington’un müttefikleriyle olan anlaşmazlıkları yönetmek için daha sistematik bir yaklaşıma ihtiyacı olduğunu belirtti.

Foreign Affairs tarafından yayımlanan makalesinde Haass, Biden yönetiminin önemli askeri ve ekonomik yardım sağlamasına rağmen kilit müttefikleri etkilemekte zorlandığını savundu.

Haass, geçen yıl patlak veren Gazze savaşına atıfta bulunarak, “Eğer başarı İsrail’i Washington’un istediği rotayı benimsemeye ikna etmek olarak tanımlanıyorsa, ABD’nin 7 Ekim’den bu yana ülkeye yönelik politikası başarısız olarak değerlendirilmelidir,” dedi.

Haass, ABD’nin İsrail’e yıllık 3,8 milyar dolar askeri yardım yapmasına rağmen, Gazze’de Washington’un sorunlu bulduğu davranışlar konusunda müttefikiyle açıkça yüzleşmek konusunda ‘dikkat çekici bir şekilde isteksiz’ olduğunu kaydetti.

ABD’nin askeri stratejiyi şekillendirme girişimlerinin sınırlı etkiye sahip olduğu Ukrayna’da da benzer zorlukların ortaya çıktığını kaydeden Haass, bu durumun ABD’nin dış ilişkilerinde, ezici Amerikan gücünün bile çoğu zaman müttefikler üzerinde etkiye dönüşemediği daha geniş bir modeli yansıttığını iddia etti.

Haass, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere’den son yıllarda Pakistan ve Türkiye’ye kadar çeşitli ortaklarla yaşanan tarihsel anlaşmazlıklara atıfta bulunarak, “ABD’nin dostları ve müttefikleriyle ilişkileri söz konusu olduğunda sürtüşme istisnadan çok kaide,” gözleminde bulundu.

ABD’nin bu tür anlaşmazlıkları yönetmek için kullandığı; ikna, teşvikler, yaptırımlar, rejim değişikliği çabaları, diplomatik kaçınma ve bağımsız eylem şeklinde altı ana taktiği özetleyen Haass, her bir yaklaşımın belirli durumlarda yararları olsa da, ABD’nin bir müttefikiyle doğrudan karşı karşıya gelmeden çıkarlarının peşinden gittiği bağımsız eylemin genellikle en etkili yöntem olduğunu ifade etti.

Biden yönetiminin Gazze’nin yönetimi ve İsrail-Filistin barışı konusundaki vizyonunu daha güçlü bir şekilde ifade ederek İsrail’le bu stratejiyi genişletebileceğini öne süren Haass, Ukrayna konusunda ise ABD’nin askeri yardımın sadece savunma amaçlı kullanılmasını ve Kiev’in geçici bir ateşkesi kabul etme isteğine bağlı olmasını şart koşmasını önerdi.

Analist, ayrıca ABD liderlerinin müttefiklerini kamuoyu önünde eleştirmeye daha istekli olmalarını ve gerektiğinde kendi iç kamuoylarıyla doğrudan temas kurmalarını savundu:

“Bağımsız eylem her derde deva değildir, zira ortağın geri adım atmasını sağlasa da suç teşkil eden davranışı durdurmaz. Ancak ABD’nin kendisini olumsuz sonuçlardan korumasına ve bazılarını dengelemesine olanak tanır.”

Haass’a göre değerli ittifakları korumak çok önemli olsa da, ABD ortaklarıyla anlaşmazlığa düştüğünde çıkarlarını korumak için daha iyi stratejiler geliştirmeli:

“Her şeyden önce, ABD’nin aynı fikirde olmadığı bir müttefikine yönelik stratejisinin itici gücü, değerli bir ilişkiye onarılamaz bir zarar vermeden çıkarlarını takip etmek olmalıdır.”

Condoleezza Rice Foreign Affairs’e yazdı: ‘Korumacılığın tehlikeleri’

DİPLOMASİ

Çin Ticaret Bakanı, elektrikli araçlara yönelik gümrük tarifelerini görüşmek üzere İtalya’da

Yayınlanma

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile Roma’da bir araya gelmeden önce pazartesi günü yayınlanan röportajında, İtalya’nın Avrupa Komisyonu tarafından Çin’in elektrikli araç (EV) ihracatına yönelik olarak önerilen gümrük vergilerini desteklediğini söyledi.

Corriere della Sera gazetesine bir mülakat veren Tajani, “Şirketlerimizin rekabet gücünü korumak için AB Komisyonu’nun önerdiği vergileri destekliyoruz” dedi.

Bakan Wang Wentao, Avrupa Birliği’nin Çin yapımı elektrikli araçlara karşı açtığı sübvansiyon karşıtı davayla ilgili görüşmelerde bulunmak üzere Avrupa’yı ziyaret ediyor.

Pazartesi günü Roma’da Tajani ile görüştü ancak İtalyan dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada elektrikli araçlara doğrudan atıfta bulunulmadı.

Açıklamada Tajani ve Wang’ın fikri mülkiyetin korunması, tarım-gıda sektöründe ticaret ve yatırım konularını ele aldıkları belirtildi.

İkili ayrıca Ukrayna’daki savaş ile Gazze ve Kızıldeniz’deki krizleri de ele alırken, İtalya Pekin’i Rusya’ya silah sevkiyatı ve Kızıldeniz’deki deniz taşımacılığının güvenliği konularının çözümüne yardımcı olmaya çağırdı.

Tajani, İtalya ile Çin arasındaki ilişkilerin yeniden canlanma aşamasından geçtiğini belirterek, şunları söyledi:

“Çin, Asya’daki ilk, AB üyesi olmayan ülkeler arasında ise ABD’den sonra ikinci ticaret ortağımızdır. Çin pazarına adil erişim ve şirketlerimiz, özellikle de KOBİ’ler ile tarım-gıda sektöründeki şirketler için eşit şartlara sahip olma ihtiyacını yinelemek istedim. Bu noktadan hareketle ekonomik işbirliğini güçlendirmek ve Roma ile Pekin arasındaki ticaret bilançosunu yeniden dengelemek için Çinli ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam etmek istiyoruz.”

Wang Wentao, ayrıca İtalyan Otomotiv Endüstrisi Birliği Başkanı Roberto Vavassori ile görüşmelerde bulundu.

Görüşmelerde, görüşmelerde Çin elektrikli araçlarına yönelik tarifeler ve EV sektöründe Çin ile İtalya arasında geliştirilebilecek işbirliği potansiyeli üzerinde durulduğu kaydedildi.

Wang 19 Eylül’de Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ticaretten Sorumlu Komisyon Üyesi Valdis Dombrovskis ile görüşecek.

İtalya, temmuz ayında AB üyeleri arasında yapılan bağlayıcı olmayan bir oylamada gümrük vergilerini desteklemişti ancak Sanayi Bakanı Adolfo Urso geçen hafta Reuters’a yaptığı açıklamada müzakere edilmiş bir çözüm beklediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın bu yıl içinde Çin’i ziyaret etmesi ve Tajani’nin de heyette yer alması planlanıyor.

Ek tarifeler

Avrupa Komisyonu, AB’nin standart %10’luk otomobil ithalat vergisine ek olarak Çin’de üretilen elektrikli araçlara %35.3’e varan nihai tarifeler önermenin eşiğinde.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ise çarşamba günü Çin’e yaptığı bir ziyaret sırasında AB üyeleri ve Avrupa Komisyonu’nun olası bir ticaret savaşını önlemek için pozisyonlarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi.

Önerilen nihai vergiler AB’nin 27 üyesi tarafından oylamaya tabi tutulacak. AB nüfusunun %65’ini temsil eden 15 AB üyesinin nitelikli çoğunluğunun karşı oy kullanmaması halinde ekim ayı sonuna kadar uygulamaya konulacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Almanya ile Özbekistan arasında göç anlaşması

Yayınlanma

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, iki ülke arasında yeni bir göç anlaşmasına imza attı.

Özbek Cumhurbaşkanlığının açıklamasına göre, anlaşma dün (15 Eylül) Semerkant’ta gerçekleşen görüşmeler sırasında imzalandı.

Alman DPA ajansının haberine göre, bu anlaşma iki temel amaca hizmet ediyor: Birincisi, özellikle sağlık sektöründe olmak üzere nitelikli Özbek işçilerin Almanya’ya giriş sürecini kolaylaştırmak.

İkincisi ise, Almanya’da yasal kalma hakkı bulunmayan Özbek vatandaşlarının ülkelerine geri dönüşünü düzenlemek. Şu anda Almanya’da yaklaşık 13 bin 700 Özbek vatandaşı yaşıyor.

Scholz’un iki günlük Özbekistan ziyareti kapsamında, iki ülke arasında toplam sekiz farklı alanda iş birliği anlaşması imzalandı.

Bu anlaşmalar arasında veterinerlik ve hayvancılık, su kaynaklarının ve kritik madenlerin sürdürülebilir kullanımı ile ulaştırma alanlarında iş birliği yer alıyor.

Ayrıca, önde gelen Özbek ve Alman şirketleri arasında da bir dizi anlaşma yapıldı.

Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan, Rusya’ya yabancı işçi gönderen başlıca ülkeler arasında yer alıyor. Rusya’da çalışma amacıyla bulunan yabancıların yüzde 55 ila 60’ı Moskova ve St. Petersburg’da yaşıyor.

Scholz, Ukrayna’ya uzun menzilli silah verilmesine karşı çıktı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Kazakistan, Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmaya hazır

Yayınlanma

Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Roman Vasilenko, ülkesinin Moskova ile Kiev arasındaki barış görüşmelerinde arabuluculuk yapmaya veya bir müzakere mekânı sağlamaya hazır olduğunu belirtti.

Alman kamu yayın kurumu Deutsche Welle‘ye konuşan Vasilenko, “Kazakistan, başta olası bir arabulucu veya taraflar arasındaki görüşmeler için bir mekân olarak hizmet etmeye hazır olduğunu belirtmişti. Bu tutumumuz değişmedi,” dedi.

Ayrıca Vasilenko, Astana’nın ‘ölçülü bir tarafsızlık’ pozisyonu aldığını ve hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkilerini sürdürdüğünü vurguladı.

Ülke makamlarının Birleşmiş Milletler (BM) tüzüğüne ve devletlerin toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu da ekleyen diplomat, “Zamanla hizmetlerimize ihtiyaç duyulacağını düşünüyoruz, bu nedenle ölçülü bir pozisyon alıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Bunun yanı sıra yetkili, savaşın Ukrayna, Rusya ve Kazakistan açısından büyük bir trajedi olduğuna işaret etti.

Geçtiğimiz hafta Doğu Ekonomi Forumu’nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova’nın 2022 baharında İstanbul’da varılan anlaşma temelinde Kiev ile müzakerelere dönmeye hazır olduğunu açıklamıştı.

Putin’e göre, o dönemde olası bir barış anlaşmasının neredeyse tüm parametreleri üzerinde uzlaşılmıştı, ancak İngiltere sürece müdahale etti ve Ukraynalı yetkililer ‘farklı bir yol izledi’. Putin, Çin, Hindistan veya Brezilya’nın barış görüşmelerinde arabulucu olabileceğini kabul etti.

Tokayev: Rusya’yı yenmek imkânsız, savaşın sürmesi insanlık için tehdit

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English