Rusya Dışişleri Bakanlığı, İran’ın önceki hafta Şam’daki konsolosluğuna İsrail tarafından düzenlenen saldırıya cevaben İsrail’deki hedeflere saldırı gerçekleştirmesinin, BM tüzüğünün 51. Maddesinde öngörülen meşru müdafaa hakkı çerçevesinde olduğu değerlendirmesini yaptı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “İsrail topraklarına 14 Nisan günü erken saatlerde çok sayıda füze ve insansız hava aracı fırlatıldı. İran Dışişleri Bakanlığı’na göre bu saldırı, 1 Nisan’da Şam’daki İran Büyükelçiliğinin konsolosluk bölümüne düzenlenen ve ülkemizin şiddetle kınadığı saldırı da dâhil olmak üzere bölgedeki İran hedeflerine yönelik saldırılara cevaben BM tüzüğünün 51. Maddesinde öngörülen meşru müdafaa hakkı çerçevesinde gerçekleştirildi. Ne yazık ki Güvenlik Konseyi, Batılı üyelerinin benimsediği tutum nedeniyle, İran konsolosluk misyonuna dönük saldırıya uygun bir yanıt veremedi,” ifadelerine yer verildi.
Moskova’nın bölgede bir başka tehlikeli tırmanıştan büyük endişe duyduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Başta Filistin-İsrail ihtilafı olmak üzere, Orta Doğu’da çözüme kavuşturulamayan ve çoğu zaman sorumsuz provokatif eylemlerle körüklenen sayısız krizin gerilimi daha da artıracağı konusunda defalarca uyarıda bulunduk. Çatışmaya müdahil olan tüm tarafları itidalli davranmaya çağırıyoruz. Bölge ülkelerinin mevcut sorunları siyasi ve diplomatik yollarla çözmelerini bekliyoruz. Yapıcı düşünen uluslararası aktörlerin de bu çabaya katkıda bulunmalarının önemli olduğuna inanıyoruz,” denildi.
Nebenzya: BMGK’nın ikiyüzlülük ve çifte standardına şahit olmak utanç verici
Öte yandan Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, dün New York’taki BM Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında İran’ın misillemesini değerlendirdi.
Nebenzya, “Aslında ABD, İngiltere ve Fransa, ilgili Viyana Sözleşmelerinde yer alan diplomatik ve konsolosluk tesislerinin dokunulmazlığına ilişkin uluslararası hukukun temel ilkelerinin tüm devletler için geçerli olduğunu ve eşit şekilde uygulandığını teyit etmeyi reddetti. Sonucu görüyorsunuz. Diplomatik bir misyona yapılan saldırının uluslararası hukuka göre bir savaş sebebi olduğunu biliyorsunuz,” vurgusunu yaptı.
Eğer Batılı diplomatik misyonlar saldırıya uğrasaydı, tepkilerin çok daha farklı olacağına işaret eden Nebenzya, “Çünkü sizin için Batılı misyonları ve Batılı vatandaşları ilgilendiren her şey kutsaldır ve korunmalıdır. Ancak söz konusu diğer devletler, onların vatandaşları ve meşru müdafaa hakkı da dahil olmak üzere hakları olduğunda, ‘durum farklı’ diyorsunuz,” yorumunda bulundu.
Nebenzya, şöyle devam etti: “Bugün Güvenlik Konseyi’nde yaşanan ikiyüzlülük ve ‘çifte standart’ geçidi o kadar iğrenç ki buna şahit olmak bile utanç verici. Rusya, başta Filistin-İsrail çatışması olmak üzere Orta Doğu’da yaşanan ve çoğu zaman sorumsuzca tek taraflı provokatif eylemlerle körüklenen sayısız krizin çözüme kavuşturulmamasının bölgede gerilimin artmasına neden olacağı konusunda defalarca uyarıda bulunmuştu. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki hiçbir ülkenin bölgesel ve uluslararası bir çatışma ya da siyasi hesaplaşma arenası haline gelmemesi gerektiğini defalarca dile getirmiştik. Fakat 14 Nisan gecesi yaşananlar durup dururken gerçekleşmedi.”
İran’ın attığı adımların, BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in Şam’a yönelik ilk olmayan saldırısına karşı utanç verici bir hareketsizlik sergilemesine bir yanıt olduğunu belirten Rus diplomat, şöyle devam etti:
“Suriye İsrail tarafından sürekli bombalanıyor. Birçoğunuz, Orta Doğu’daki mevcut tırmanış patlamasının, BM Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararının acil ateşkes yönündeki açık talebine rağmen, Batı Kudüs’ün Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da altı aydan uzun bir süredir eşi benzeri görülmemiş bir ölçekte devam eden operasyonunun arka planında gerçekleştiğini doğrudan belirtme cesaretini gösteremediniz. Amerikalı ve diğer meslektaşlarımız tarafından tırmandırılan İran’la ilgili durum göz önünde bulundurulduğunda, mevcut krizin temel nedenlerinin bu şekilde ‘susturulmasının’ kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. İsrail’in (bahsettiğim) BMGK kararının gereklerini yerine getirmemesi, Konsey’e – üye ülkelerin koltuklarında oturan sizlere – karşı açık bir saygısızlık ve Güvenlik Konseyi’nin kararlarını tamamen hiçe saymaktır. BMGK kararlarına uymamak kimsenin yanına kâr kalmamalıdır.”
Medvedev: Amerika, Orta Doğu’da büyük bir savaş istemiyor
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev de Washington yönetiminin halihazırda bölgede büyük bir savaş riskine girmek istemediğini kaydetti.
Telegram kanalından paylaşımda bulunan Medvedev, “Washington için Orta Doğu’da yaşananlar ile Ukrayna’da yaşananlar arasındaki fark nedir? Amerika, Orta Doğu’da büyük bir savaş istemiyor. Dengeyi korumaya ve itidal göstermeye çalışıyor. Gazze’deki ölümler Biden’ın seçim beklentilerini kötüleştiriyor ve İsrail ile İran arasındaki bir savaş ek bir belirsizlik yaratıyor. Ancak buradaki can kayıpları onlar için önemsiz. Hatta her iki taraftan da ne kadar çok, o kadar iyi. Ne de olsa Amerikalı yetkililerin dediği gibi bunlar ‘yatırım’. Ve yatırım yapmaya devam ediyorlar…” ifadelerini kullandı.