Bizi Takip Edin

ASYA

Saudi Aramco yeni petrokimya anlaşmalarıyla Çin’le uzun vadeli ilişki kuruyor

Yayınlanma

Suudi Arabistan’ın ulusal petrol şirketi Saudi Aramco, en büyük pazarı olan Çin’le arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için düzenlenen iki anlaşmayla, Çinli petrol rafinerisinin yüzde 10’unu 3,6 milyar dolara satın almayı kabul etti.

Shenzhen merkezli Rongsheng Petrochemical Co ile yapılan anlaşma kapsamında, Saudi Aramco, Çin’in Zhejiang eyaletindeki en büyük entegre arıtma ve kimyasal tesisine günde 480.000 varil Suudi ham petrolü tedarik edecek.

Aramco yaptığı açıklamada, anlaşmanın Rongsheng ile “uzun vadeli bir satış anlaşması kapsamında” günde 480.000 varil Arap ham petrolü arzını şart koştuğunu söyledi.

Yatırım, Suudi Aramco’nun diğer iki Çinli şirketle (Norinco ve Panjin) Çin’in kuzeydoğusunda günde 300.000 varil kapasiteli yeni bir rafineri ve petrokimya kompleksi inşa etmek için ortak bir girişimi duyurmasından bir gün sonra gerçekleşti.

Çinli şirketle anlaşmalar, Suudi Aramco’nun Çin’le olan tedarik sözleşmelerini günde 690.000 varil artırmayı vaat ediyor.

Rusya, Avrupa pazarlarına erişimini engelleyen Batı yaptırımlarının ardından, Çin ve Hindistan da dahil olmak üzere ülkelere petrol ihracatını artırmak için indirimli fiyat anlaşmaları teklif etmişti.

Çin gümrük verilerine göre Rusya, ocak ve şubat aylarında Çin’in en büyük ham petrol tedarikçisi olarak Suudi Arabistan’ı geçti ve günde yaklaşık 2 milyon varil sevkiyat yaptı. Suudi Arabistan ise, yılın ilk iki ayında yaklaşık 1,7 milyon varil/günde tedarik etti.

‘Uzun vadeli sözleşmeler Çin’deki pazar payının anahtarı’

Suudi Aramco’nun 2022 için 161 milyar dolarlık rekor kar elde ettiğini açıklamasının ardından bu ayın başlarında Financial Times’a konuşan şirketin yöneticisi Amin Nasser, şirketin Çinli alıcılarla yaptığı uzun vadeli sözleşmelerin, Çin’deki pazar payını herhangi bir indirime ihtiyaç duymadan elinde tutabilmesinin anahtarı olduğunu söyledi.

Şirketin satıştan sorumlu başkan yardımcısı Mohammed Al Qahtani de, Rongsheng’e yapılan yatırımın, şirketin “Çin’e uzun vadeli bağlılığını” ve Çin petrokimya sektörünün “temellerine olan inancını” gösterdiğini söyledi.

Anlaşmaların Aramco için “kilit bir pazarda önemli bir satın alma” olduğunu ve “sıvılardan kimyasallara stratejilerini desteklediğini” vurgulayan Qahtani, “Ayrıca Çin’in en önemli rafinerilerinden birine güvenilir bir temel ham petrol tedariki sağlamayı vaat ediyor” dedi.

‘Riyad ile ABD arasındaki bağların zayıfladığını gösteriyor’

Rongsheng’in Zhejiang Petroleum and Chemical Co. şirketinin sahibi olduğu ve işlettiği tesis günde 800.000 varil/gün ham petrol işleyebiliyor. Saudi Aramco, anlaşmanın yıl sonuna kadar tamamlanacağını ve onaylara tabi olmaya devam edeceğini açıkladı.

Yatırım bankası RBC Capital Markets’in emtia araştırma başkanı Helima Croft, anlaşmaların Çin pazarının önemini ve Suudi Arabistan ile ABD arasındaki bağların zayıfladığını gösterdiğini söyledi: “Bu, ekonomik geleceğin doğuda olduğunun ve Riyad’ın Washington-Pekin anlaşmazlığına sürüklenmekten kaçınmaya çalışacağının bir başka teyidi.”

Çin’de rafineri ve petrokimya tesisi inşa edecekler

Pazar günü de, Suudi Aramco’nun Çin’in kuzeydoğusundaki Panjin şehrinde rafineri ve petrokimya tesisi inşa edileceği duyurulmuştu. Saudi Aramco’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Çin’in Norinco ve Panjin şirketleriyle ortak girişim başlatıldı. Ortak girişimin yüzde 30’u Saudi Aramco’ya, yüzde 51’i Norinco ve yüzde 19’u Panjin’e ait olacak.

Norinco Group’un genel müdür yardımcısı Zou Wenchao, projenin iki ülke arasındaki “ekonomik ve ticari işbirliğini derinleştirmede önemli bir rol oynayacağını” söyledi.

İnşaatın 2023’ün ikinci çeyreğinde başlaması planlanıyor ve Suudi Aramco’dan günlük 210.000 varil ham petrol işleyecek olan tesisin 2026 yılına kadar tamamen faaliyete geçmesi hedefleniyor.

ASYA

Hindistan’da Modi’nin partisi üç eyalette zafer kazandı: Ulusal seçimlere nasıl yansıyacak?

Yayınlanma

Hindistan’ın beş büyük eyaletinde yapılan seçimlerde, iktidardaki Modi’nin Bharatiya Janata Partisi (BJP) en büyük üç eyaleti farkla kazandı. Muhalefet partisi ‘Kongre’ ise 2014’ten bu yana bölgesel parti Bharat Rashtra Samithi tarafından yönetilen Hindistan’ın güneyindeki Telangana eyaletinden galip çıktı.

Analistlere göre Hindistan’da iktidar partisinin ülkenin kalbinin attığı üç bölgede kazandığı eyalet seçimleri, gelecek yıl yapılacak ulusal seçimlerde üst üste üçüncü kez iktidara gelmesini sağlayacak ve yeni oluşmakta olan muhalefet ittifakını zora sokacak.

Bharatiya Janata Partisi pazar günü merkez eyaleti Madhya Pradesh’te iktidarı korudu ve hem Rajasthan hem de Chhattisgarh’da ana muhalefet Kongre partisini yerinden ederek Başbakan Narendra Modi’nin partisi için çıkış anketi tahminlerini aştı.

Kongre partisi ise, bölgesel bir partinin iki dönem üst üste iktidarı elinde tuttuğu Hindistan’ın güneyindeki Telangana eyaletinde zafer kazandı. Ancak gözlemciler, kuzey ve orta eyaletlerdeki galibiyetin BJP’nin kalesini sağlamlaştırdığı anlamına geldiğini söyledi.

Bağımsız bir siyasi yorumcu ve Yeni Delhi merkezli araştırma şirketi C-Voter’ın kurucusu olan Yashwant Deshmukh, South China Morning Post’a verdiği demeçte, bunun önemli olduğunu çünkü Hindice konuşulan bölgenin alt meclisteki 545 sandalyenin yaklaşık 200’ünü oluşturduğunu söyledi.

“Sonuçlar Kongre partisinin kuzeyde tam bir kurumsal gerileme içinde olduğunu gösteriyor. BJP’nin örgütsel gücü ortaya çıktı” dedi.

Uzmanlar en büyük sürprizlerden birinin, BJP’nin 18 yıldır iktidarda olduğu ve bir ‘anti-iktidar dalgasıyla’ karşılaşması beklenen Madhya Pradesh eyaletindeki ‘yankılanan zaferi’ olduğunu söyledi. Komşu eyalet Chhattisgarh’da ise Kongre’nin iyi bir performans göstermesi bekleniyordu çünkü yetkin bir hükümeti vardı.

ABD merkezli yatırım bankacılığı şirketi Jefferies ekim ayında BJP’nin ulusal seçimleri kaybetmesi halinde Hindistan borsasının yüzde 25 düşebileceğini söylemişti. Gösterge niteliğindeki Bombay Menkul Kıymetler Borsası Endeksi pazartesi günü öğleden sonraki işlemlerde %1,5 artış gösterdi. 

Eyalet seçimleri ulusal seçimleri etkileyecek

Hindistan’ın muhalefet partileri, birbirlerinin oylarını azaltmaktan kaçınmak için parlamento koltuklarının çoğunda ortak bir aday ilan ederek BJP’ye meydan okumak için Hindistan Ulusal Kalkınma Kapsayıcı İttifakı (INDIA) altında birleşti.

Ancak henüz ayrıntılı koltuk paylaşımı düzenlemeleri üzerinde anlaşmaya varmadıkları kaydedildi.

South China Morning Post’a konuşan siyasi analist Nilanjan Mukhopadhyay, “Eyalet seçimlerinin sonuçları 2024’teki ulusal seçimler üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak. Kongre partisinin çalışanlarının heyecanını azaltacak ve muhtemelen diğer muhalefet partileriyle koltuk için pazarlık gücünü azaltacak,” dedi.

2019’daki parlamento seçimlerinde BJP, güçlü Hindu desteğinin de yardımıyla oyların yüzde 37’sini alarak alt meclisteki 545 sandalyenin 303’ünü -açık bir çoğunluk- kazanmıştı.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin, ABD savaş gemisinin Güney Çin Denizi’ne ‘yasadışı’ olarak girdiğini söyledi

Yayınlanma

Çin ordusu pazartesi günü yaptığı açıklamada bir Amerikan savaş gemisinin Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bir mercan adası olan İkinci Thomas Sığlığı yakınlarındaki sulara “yasadışı” olarak girdiğini söyledi ve ABD’yi yoğun ticaretin olduğu bölgede “barış ve istikrara yönelik en büyük tehdit” olarak tanımladı.

Çin İkinci Thomas Sığlığı’nı Renai Resifi olarak adlandırıyor.

Çin’in Güney Bölge Komutanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada “ABD, Güney Çin Denizi’ni kasıtlı olarak bozdu, Çin’in egemenliğini ve güvenliğini ciddi şekilde ihlal etti, bölgesel barış ve istikrarı ciddi şekilde baltaladı ve uluslararası hukuku ve uluslararası ilişkileri düzenleyen temel normları ciddi şekilde ihlal etti” dedi.

ABD Donanmasının Japonya’nın Yokosuka kentindeki 7. Filosunun halkla ilişkiler sorumlusu Megan Greene, pazartesi günü South China Morning Post’a verdiği yanıtta, ABD gemisinin hareketini “uluslararası hukukla uyumlu” “rutin operasyonlar” olarak tanımladı.

“Bu operasyonlar, büyük ve küçük tüm ulusların egemenliklerinde güvende oldukları, anlaşmazlıkları zorlama olmadan çözebildikleri ve uluslararası yasalar, kurallar ve normlarla tutarlı bir şekilde seyretme ve uçma özgürlüğüne sahip oldukları özgür ve açık bir Hint-Pasifik bölgesini korumaya kararlı olduğumuzu gösteriyor” diyen Greene, e-posta ile verdiği yanıtta ABD’nin müttefikleri ve ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam etmekten caymayacağını da sözlerine ekledi.

Geçtiğimiz ay Çin ordusunun tartışmalı Güney Çin Denizi’nde bir ABD savaş gemisini uzaklaştırdığını açıklamasının ardından Pekin ve Washington karşılıklı suçlamalarda bulunmuştu. ABD Donanması yine bunun “rutin bir seyrüsefer serbestisi operasyonu” olduğunu söylemişti.

Filipinler krizi

Çin ve Filipin donanma ve sahil güvenlik gemileri, Çin’in, 1999 yılında askeri karakol olarak kullanmak üzere ABD tarafından bilerek karaya oturtulan paslanmış bir savaş gemisinin Filipinler tarafından ikmal ve tamir edilmesini engellemeye çalışması nedeniyle son aylarda sıkça karşı karşıya geldi.

Filipinler, Güney Çin Denizi’nde Çin ile yaşadığı çok sayıdaki toprak anlaşmazlığında Amerika’dan yardım istedi. Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr. bu yılın başlarında ülkedeki ABD askeri varlığının genişletilmesini kabul etti ve geçen ayın sonlarında ABD ile ortak deniz ve hava devriyeleri başlattı.

Çin, ABD’yi kıyılarından çok uzaktaki sulara karışmakla suçluyor. ABD kıyı muharebe gemisi USS Giffords’un İkinci Thomas Sığlığı yakınlarında seyretmesinin ardından bölgesel gerilimi artıranın Amerika olduğu suçlamasını yineledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin-Kuzey Kore kamyon trafiği yeniden açılıyor

Yayınlanma

Son haftalarda Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) ve Çin arasındaki ticaret için kilit bir köprüden büyük kargo kamyonlarının geçtiği görüldü ve bu da Pyongyang ile Çin arasında sınır ötesi ticaretin yeniden açıldığının sinyalini verdi.

Nikkei Asia’nın haberine göre, kasım ayı ortalarında bir sabah, en az altı büyük araç Çin’in Liaoning eyaletindeki Dangdong’dan Yalu Nehri’ni geçti. Dört orta ve büyük boy kamyon ve iki treyler Kuzey Kore tarafındaki Sinuiju’ya doğru yola çıktı.

İkili ticaretin tahminen %70’i Dandong-Sinuiju geçişinden oluyor ve köprüdeki hareketlilik koronavirüs pandemisinden sonra sınır ötesi ticaret için bir barometre görevi gördü. Güney Kore kamu yayıncısı KBS de kasım ayında kamyonların iki gün üst üste nehri geçerken görüldüğünü bildirdi.

Bazı gözlemciler bunun Çin’den evlerine dönen Kuzey Koreli işçiler olabileceğini söyledi. Ancak Çin tarafında ticaretle uğraşan bir kaynak Nikkei’ye Dandong’dan Kuzey’e sevkiyata birkaç gün önce başladıklarını bildirdi.

Kaynak, “Günde 100’den fazla aracın geçiş yaptığı zamanlara kıyasla hala düşük hacimli,” ancak şampuan gibi günlük ihtiyaçların yanı sıra bazı gıda maddelerinin de sınırdan ihraç edildiğini söyledi.

Bir başka kaynak ise “Şu anda sadece Kuzey Koreli yetkililer tarafından belirlenen ürünleri gönderiyoruz” dedi.

Kuzey Kore analisti ve Japonya’daki Niigata Prefecture Üniversitesi’nde profesör olan Mitsuhiro Mimura, Nikkei’ye, “Küçük ölçekli olsa bile, bu ‘sıfırın’ ötesine geçtikleri anlamına geliyor” dedi ve “muhtemelen sınırın açılmasının etkisini kademeli olarak ölçecekler” diye ekledi.

Kuzey Kore, Kovid-19’un yayılmasıyla birlikte, sağlık sisteminin zorlanmasını önlemek amacıyla Ocak 2020’de sınır ötesi seyahatleri yasakladı. Sınırdan geçen neredeyse tüm kamyon, gemi ve tren trafiği o ekim ayında kapatılmıştı.

Çin verilerine göre, ikili ticaret 2019 ve 2021 yılları arasında %90 düşerek 318 milyon dolara geriledi. Pandemi sonrası dikkatler sınır kapatmanın nasıl kaldırılacağına çevrildi. Pyongyang önce kademeli olarak deniz taşımacılığına yeniden izin vermeye başladı, ardından Eylül 2022’de Dandong ve Sinuiju arasında yük treni seferleri yeniden başladı. Kamyon taşımacılığı bir sonraki odak noktası oldu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English