Bizi Takip Edin

AMERİKA

Singapur Baltimore köprüsünün çökmesiyle ilgili çifte soruşturma başlattı

Yayınlanma

Singapur, şehir devletinin bayrağını taşıyan bir geminin ABD’nin Maryland eyaletinde bir üst geçitle çarpıştığı Baltimore köprüsünün çökmesiyle ilgili çifte soruşturma başlatacak. Kazada altı inşaat işçisinin öldüğü tahmin ediliyor.

Singapur Denizcilik ve Liman İdaresi çarşamba günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, Baltimore’daki Francis Scott Key Köprüsü’ne çarpan Dali adlı geminin Singapur’a kayıtlı olması nedeniyle ülke yasalarına tabi herhangi bir kuralın ihlal edilip edilmediğini belirlemek üzere bir soruşturma yürüteceğini söyledi.

Singapur’a kayıtlı gemilerin idarecisi olarak yetkili kurum, gemilerin deniz emniyeti ve güvenliği, deniz çevresinin korunması ve gemideki sosyal, yaşam ve çalışma koşullarını kapsayan uluslararası ve ulusal kural ve düzenlemelere uymasını sağlamaktadır.

Çarşamba günü geç saatlerde Singapur Ulaştırma Güvenliği Soruşturma Bürosu’nun gelecekteki deniz kazalarını ve olaylarını önlemeye yönelik dersleri belirlemek için ayrı bir soruşturma yürüteceği de eklendi. Büro, ülkenin Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteriyor.

Singapur Ulaştırma Bakanı Chee Hong Tat çarşamba günü Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda, “Bir bayrak devleti olarak, memurlarımız soruşturmaları tam olarak desteklemek için ABD Sahil Güvenlik ve ajanslarıyla yakın bir şekilde çalışacaktır” dedi ve ekledi: “Bu zor zamanda düşüncelerim Baltimore halkıyla birlikte.”

Dali adlı gemi, salı günü erken saatlerde limandan çıkarken güç kaybederek Baltimore köprüsüne çarpmış, araçlar ve insanlar nehre düşmüştü. Kaza sonrası ABD’nin Doğu Sahili’ndeki en işlek limanlardan birini olan Baltimore limanı bloke oldu. Olay sonrasında altı kişinin kayıp olduğu bildirildi.

Gemi Singapur merkezli nakliye şirketi Grace Ocean’a ait ve şehir devletinden bir başka şirket olan Synergy Marine tarafından işletiliyor.

Synergy’ye göre gemi köprünün sütunlarından birine çarparak çökmesine neden oldu. Gemide bulunan 22 mürettebatın tamamına ulaşıldı.

Singapur liman idaresi daha önce yaptığı açıklamada Synergy’nin çarpışmadan hemen önce Dali’nin “anlık bir itiş gücü kaybı” yaşadığını bildirdiğini söyledi. Sonuç olarak, rotasını koruyamadı ve Francis Scott Key Köprüsüne çarptı.

Yetkili, geminin köprüye çarpmadan önce acil durum prosedürlerinin bir parçası olarak demirlerini attığını bildirdi.

Taşımacılık felç oldu

Merkezi Tokyo ve Singapur’da bulunan Japon denizcilik şirketi Ocean Network Express (ONE), Nikkei Asia’ya yaptığı açıklamada limanın kapanması nedeniyle Baltimore’a ve Baltimore’dan yapılan seferleri geçici olarak durduracağını söyledi.

ONE, Baltimore’a doğrudan hizmet sunmuyor, ancak Norfolk’tan Baltimore’a kamyon aracılığıyla intermodal sevkiyat sağlıyor. İntermodal taşımacılık, malların gemi, kamyon ve tren gibi çeşitli taşıma modları kullanılarak tek bir seferde taşınması anlamına geliyor.

Yapılan açıklamada, “Özel kargo yönetim ekibimiz şu anda Baltimore bölgesine ve Baltimore bölgesinden transit ve planlanmış sevkiyatlardaki tüm kargoları gözden geçiriyor” denildi. “Alternatif rota seçeneklerini görüşmek üzere potansiyel olarak etkilenen tüm müşterilerle doğrudan iletişime geçeceğiz” ifadesi kullanıldı.

S&P Global Market Intelligence tedarik zinciri araştırma müdürü Chris Rogers, kesintinin kuzeydoğu ABD tedarik zincirlerini zorlayacağını, konteyner ve dökme yük modlarındaki bazı yüklerin potansiyel olarak Wilmington, Delaware ve Philadelphia, Pennsylvania’daki yakın limanlara yönlendirileceğini belirtti.

Otomobil piyasaları olumsuz etkilenebilir

Moody’s Analytics çarşamba günü yayınladığı bir notta, Baltimore’un özellikle Çin ve Japonya gibi Asya-Pasifik’in en büyük otomobil ihracatçıları için önemli bir araç ithalat merkezi olması nedeniyle olayın öncelikle otomobil piyasalarını etkilediğini belirtti.

Notta, “Küresel kömür ticaretinin yaklaşık %1,5’ini oluşturan ABD’nin deniz yoluyla kömür ihracatının dörtte birinden fazlasının potansiyel aksaklıklarla karşı karşıya kalması nedeniyle kömür piyasası da etkileniyor” denildi.

Değerlendirmeye göre, “Bu durum, jeopolitik eylemler nedeniyle tedarikçi ilişkilerinde geçmişte yaşanan değişimleri anımsatarak küresel kömür ticareti dinamiklerini etkileyebilir.”

AMERİKA

Trump, enerji bakanlığı için milyarder Kuzey Dakota Valisi Burgum’u düşünüyor

Yayınlanma

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, “yeşil dönüşüm” kapsamında atılan adımları geri almayı ve Amerikan fosil yakıt endüstrisi önündeki bürokratik engelleri kaldırmayı planlıyor.

Bu kapsamda Trump’ın, Kuzey Dakota Valisi Doug Burgum’u yeni enerji bakanı olarak atamayı düşündüğü bildiriliyor. “Petrol eyaleti” olarak bilinen Kuzey Dakota’nın Cumhuriyetçi valisinin çevresel regülasyonları azaltma ve ABD’nin fosil yakıt üretimini artırma konusunda kapsamlı bir yetki elde edeceği söyleniyor.

Financial Times’a konuşan ve müzakerelere aşina olan kişiler, Trump’ı desteklemeden önce bu yıl Cumhuriyetçi ön seçim yarışına katılan milyarder işadamı Burgum’un, seçilmiş başkanın bu rol için tercih ettiği aday olduğunu söyledi. Eski enerji bakanı Dan Brouillette’in adı da adaylar arasında zikrediliyor.

Trump, araç emisyonlarından petrol ve doğalgaz kiralamaya kadar her konudaki kuralları elden geçirmek için deneyimli isimleri ararken, ilk dönemindeki yetkilileri üst düzey enerji rollerine yeniden atamayı değerlendiriyor.

Yeni enerji bakanının rolü ve yetkileri henüz kesinleşmedi, fakat planlara aşina olan kişiler, yeni başkanın Enerji Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Federal Enerji Düzenleme Komisyonu ve Çevre Koruma Ajansı da dahil olmak üzere bir dizi kurumdaki deregülasyon gündemini koordine edeceğini söyledi.

2016’dan bu yana Kuzey Dakota’yı yöneten ve aynı zamanda Kuzey Dakota Petrol Konseyini de yöneten Burgum, petrol endüstrisinin yeni pozisyonu doldurmak için favorisi. Eyaletin Bakken petrol sahası, ABD’yi son on yılda dünyanın en büyük üreticisi haline getiren “şeyl devrimine” öncülük etti. Eyalet, Teksas ve New Mexico’dan sonra ülkenin en büyük üçüncü ham petrol üreticisi konumunda.

Trump’ın geçiş ekibinin düşüncelerine aşina olan kişiler, Washington’a dönmesi düşünülen diğer Trump yönetimi kıdemlileri arasında eski içişleri bakanı David Bernhardt ve eski Çevre Koruma Ajansı (EPA) yöneticisi Andrew Wheeler’ın da bulunduğunu söyledi.

Trump’ın ikinci döneminde deneyime öncelik verdiğinin bir işareti olarak Brouillette, Bernhardt ve Wheeler eski görevlerine dönmeye aday kişiler olarak görülüyor.

Trump-Vance geçiş ekibinin sözcüsü Karoline Leavitt, seçilmiş başkanın kabine kararlarını “yakında” vereceğini ve atamaların “yapıldıklarında duyurulacağını” söyledi.

Seçilmiş başkan, federal hükümet genelinde oluşturulan her yeni düzenleme için en az 10 regülasyonu ortadan kaldırma sözü verdi ve Tesla CEO’su Elon Musk’ı “tüm federal hükümetin tam bir mali ve performans denetimini yapmak ve köklü reformlar için tavsiyelerde bulunmakla görevli” yeni bir verimlilik komisyonunun başına atayacağını söyledi.

Trump, EPA’nın otomobil emisyon kurallarına karşı çıkarak bunları “çılgın elektrikli araç zorunluluğu” olarak adlandırmıştı ve ayrıca federal topraklarda petrol ve gaz sondajı üzerindeki kısıtlamaları da kaldırması muhtemel.

Wyoming senatörü Cynthia Lummis ve eski içişleri bakan yardımcısı Katherine MacGregor da içişleri bakanlığına aday olarak görülüyor.

Bir teknoloji yöneticisi ve eski Çevre Bakanlığı yetkilisi olan Paul Dabbar da enerji bakanlığı için aday olarak görülüyor.

Lummis, MacGregor ve Dabbar da görevleriyle ilgili yorum taleplerine hemen yanıt vermedi ancak senatörün bir sözcüsü Trump’ın Biden’ın “korkunç kamu arazileri politikalarını” geri almasına yardımcı olmak için çalışacağını söyledi.

Burgum daha önce Trump’ın başkan yardımcısı olmak için en büyük adaylardan biri olarak görülüyordu ve pazartesi günü Grand Rapids, Michigan’daki son mitinginde ve seçim gecesi Mar-a-Lago tatil köyünde Trump’la birlikteydi.

Brouillette geçtiğimiz hafta ABD’nin önde gelen kamu hizmeti lobi grubu Edison Electric Institute’un başkanlığından “odağını küresel enerji ortamının karşı karşıya olduğu kapsamlı sorunlara genişletmek için” istifa etmişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Yeni ticaret savaşları yolda: Trump, “korumacı” Lighthizer’a teklif götürdü

Yayınlanma

Donald Trump’ın Çin ile ticaret savaşını başlattığı ilk döneminde ABD Ticaret Temsilcisi (USTR) olarak görev yapan Robert Lighthizer’a yine aynı görev için teklif gitti.

Trump’ın geçiş ekibi içindeki tartışmalara aşina olan kişilerin Financial Times’a (FT) aktardığına göre, Lighthizer’ın ticaret bakanlığı da dahil olmak üzere farklı bir pozisyon için lobi yapmasına rağmen göreve geri dönmesinin istendiğini söyledi.

Lighthizer aynı zamanda Hazine Bakanı olarak görev yapmak istediğini de ifade etmişti, fakat bu pozisyon büyük olasılıkla bir finansçıya teklif edilecek ve adaylar arasında hedge fon yöneticileri Scott Bessent ve John Paulson da bulunuyor.

Lighthizer’ın Trump’ın ilk dönemindeki ticaret savaşları sırasında ne kadar etkili olduğu göz önünde bulundurulduğunda, iktisat politikalarında “korumacı” olarak bilinen bu figürün ticaretle ilgili önemli bir göreve yeniden atanma olasılığının Pekin’de ve ABD’nin müttefikleri arasında endişelere yol açması muhtemel görülüyor.

Trump, başta Çin malları olmak üzere ABD’ye ithal edilen tüm mallara yüksek gümrük vergileri uygulama sözü vermişti.

Yeni başkan, Lighthizer’ı ticaret bakanlığı için düşünmüştü fakat personel görüşmelerine aşina olan kişiler, seçilmiş başkanın bu görevi büyük olasılıkla Trump’ın başkanlık geçiş ekibinin milyarder eş başkanı Linda McMahon’a teklif edeceğini söyledi.

WSJ: Biden, Trump’çı bir ticaret politikası izliyor

Demokratlar da bu atamadan memnun kalabilir

Temsilciler Meclisinin bütçe komitesinin en üst düzey Demokrat üyesi ve ticareti denetleyen yol ve yöntemler komitesinin kıdemli bir üyesi olan Philadelphia kongre üyesi Brendan Boyle, Lighthizer’ın atanmasını memnuniyetle karşılayacağını söyledi.

Boyle, “Bob Lighthizer USTR iken [ABD-Meksika-Kanada Anlaşması] üzerinde onunla birlikte çalıştım. Yaklaşımında partiler üstüydü ve [siyasi] koridorun her iki tarafında da saygı görüyordu,” dedi.

Lighthizer otuz yılını Wall Street hukuk firması Skadden Arps’ta avukat olarak geçirdi ve burada US Steel de dahil olmak üzere ABD çelik endüstrisi adına Çin’den yapılan ithalatla mücadele etti.

Lighthizer, yakın zamanda yayınlanan bir kitabında Biden’ın ticaret politikasını övüyor ve “Başarımız, Biden yönetiminin ABD ticaret politikasında Başkan Trump ve benim başlattığımız birçok değişikliği neden devam ettirdiğini açıklıyor,” diyordu.

Politico: Biden, Çin konusunda Trump’ın bile yapamadığını yaptı

Japonya’yı dize getiren adam

1980’li yıllarda Reagan yönetimini Japonya ile ticaret savaşına girmeye ikna eden kişinin de Lighthizer olduğu biliniyor. O dönemde Japonya ile yapılan hararetli ticaret görüşmeleri sırasında, Başkan Reagan’ın üst düzey müzakerecisi olan Robert Lighthizer, Japonya’nın yazılı tekliflerinden birini alıp kağıttan bir uçak şeklinde katlayarak karşı tarafa fırlattıktan sonra “füze adam” lakabını kazanmıştı.

Reagan 1983 yılında Lighthizer’ı USTR yardımcısı olarak atadığında, ABD Japonya ile damping, kilit endüstrileri sübvanse etme ve Amerikan teknolojisine el koyma iddiaları nedeniyle sert bir ticaret çatışmasına girmişti.

ABD’nin yoğun baskısı ve yerel kaygılar nedeniyle Japonya 1980’lerin ortalarında çelik, otomobil ve diğer malların ihracatını gönüllü olarak sınırlandırmayı kabul etti. Bu, Lighthizer’ın yakın zamanda NAFTA’yı yeniden müzakere ederken ve diğer ülkelerle ilişkilerinde kullandığı bir “gözetimli ticaret” stratejisi.

Trump yanlısı düşünce kuruluşu, ‘Önce Amerika’ dış siyasetini açıkladı

Sanayideki istihdam kaybından serbest ticareti sorumlu tutuyor

2000’li yılların başında George W. Bush yönetiminin ABD sanayisini korumak için çelik ithalatına gümrük vergisi koymaya ikna edilmesine yardımcı oldu.

ABD seçimlerinden hemen önce Financial Times’a bir makale yazan Lighthizer, Amerikan imalat sektöründeki istihdam kaybından serbest ticareti sorumlu tutmuş ve ABD’nin ticaret açığını “endişe verici” olarak nitelendirmişti.

Lighthizer, “Ülkemizi ciddi şekilde başarısızlığa uğratan bir sistemle karşı karşıya olan Trump, harekete geçilmesi gerektiğine karar verdi,” diye yazmıştı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden yönetimi, Trump gelmeden önce Ukrayna’ya 500 hava savunma füzesi verecek

Yayınlanma

ABD, Kiev’in hava savunma kapasitesini artırmak amacıyla Ukrayna’ya Patriot ve NASAMS sistemleri için 500’den fazla füze gönderecek. Ayrıca, ABD’li yüklenicilerin Ukrayna’daki askeri teçhizatın onarımı için ülkede konuşlanmasına yönelik yasağın kaldırıldığı bildirildi.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Ukrayna’ya Patriot ve NASAMS hava savunma sistemleri için 500’den fazla önleme füzesi göndermeye hazırlanıyor.

ABD başkanlık yönetiminden üst düzey bir yetkilinin Wall Street Journal (WSJ) gazetesine yaptığı açıklamaya göre, bu mühimmatlar önümüzdeki haftalarda Ukrayna’ya ulaşacak.

Başka bir yetkili, bu teslimatların Ukrayna’nın hava savunma ihtiyaçlarını yıl sonuna kadar karşılayacağını belirtti.

Ukrayna’ya silah ve mühimmat sevkiyatı genellikle haftalar veya aylar sürebiliyor.

Fakat bu sevkiyat artışının ABD’nin silah stokları, özellikle de hava savunma sistemleri üzerindeki etkisi “ciddi endişeler” yaratıyor.

Başka bir kaynak ise Washington’un, Ukrayna’ya göndermek üzere diğer ülkelerden silah satın almayı değerlendirdiğini söyledi.

Geçtiğimiz cuma günü, Reuters ve CNN‘e konuşan kaynaklar, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Ukrayna’ya gönderilen askeri teçhizatın Ukrayna topraklarında tamir ve bakımı için ABD’li yüklenicilerin görevlendirilmesine dönük yasağı kaldırma kararı aldığını aktarmıştı.

CNN‘e göre bu yükleniciler, F-16 savaş uçakları ve Patriot hava savunma sistemlerinin bakım ve onarımını üstlenecek.

Reuters’a bilgi veren bir kaynak, az sayıda Amerikalı uzmanın Ukrayna’da cephe hattından uzak noktalarda görev yapacağını ve muharebe operasyonlarına katılmayacağını vurgulamıştı.

Kaynaklar, bu kararın, askeri teçhizatın bakım ve onarımının daha hızlı yapılmasını sağlamayı amaçladığını belirtmişti, ancak seçilmiş Başkan Donald Trump göreve geldiğinde bu politikanın devam edip etmeyeceği henüz netleşmiş değil.

AB, Trump’ın seçimleri kazanması durumunda Ukrayna için acil durum planları geliştiriyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English