Bizi Takip Edin

RUSYA

Tahıl koridorunda kilit ülke Türkiye

Yayınlanma

Rusya’nın çekildiği tahıl koridoru anlaşmasının yeniden devryee alınmasıyla ilgili diplomasi trafiği hız kazandı. Konuyu Harici’ye değerlendiren Prof. Dr. Barış Doster, Türkiye’nin tahılı işleyen  ve dağıtan bir ülke olarak öne çıkmasının “Türkiye’nin hem Batı’ya karşı hem de Rusya’ya karşı elini kuvvetlendireceğini” söyledi.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın yeniden başlamasını sağlayabileceğini belirtti.

Kuleba, İtalyan Corierre Della Sera gazetesine verdiği röportajda Türk diplomasisinin Ruslarla çalıştığını biliyoruz. Bu arada tahıl ve diğer ürünlerin Karadeniz’den geçmeden ihracatı için alternatif rotalar inşa ediyoruz” dedi.

Ukrayna-Rusya Savaşı’nın küresel gıda fiyatları üzerindeki etkisini azaltmak için Birleşmiş Milletler (BM), Rusya, Türkiye ve Ukrayna, 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da düzenlenen törende Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nı imzalamıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, süresi dolan anlaşmaya ilişkin 17 Temmuz’da yaptığı açıklamada, “Rusya, ilgili şartlar uygulanır uygulanmaz derhal tahıl anlaşmasına geri dönecek. Anlaşmanın Rusya ile ilgili kısmı yerine getirilmedi” demişti.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin, Rusya’nın en başta beyan edilen insani amaçlara uygun olması halinde sadece tahıl anlaşmasına dönmeyi gözden geçireceğini belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Aleksey Zaytsev, Karadeniz Tahıl Girişimi ile ilgili Amerikan tarafının gerçekleri gizlediğini söyledi. Zaytsev, “Batılılar, ağırlıklı olarak yem olan Ukrayna tahılının esas olarak ‘iyi beslenmiş’ Avrupa’ya gittiği konusunda sessizler” ifadesini kullandı.

Erdoğan: Savaşın yayılması felaket

Konuya ilişkin 8 Ağustos’ta konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şüphesiz bu sorunun daha fazla çıkmaza girmeden çözümü, Batılı ülkelerin sözlerini yerine getirmelerine bağlıdır. Girişimlerimiz sürüyor, geçen hafta Putin’le görüşerek konuyu masaya yatırdık. Bu konuda ortak bir paydada buluşabileceğimize inanıyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Beştepe’de düzenlenen 14. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Erdoğan, “Savaşın Karadeniz’e yayılması tüm bölgemiz için tam anlamıyla bir felaket olacaktır” sözleriyle Ukrayna savaşının yayılma riskine dikkat çekmişti.

Prof. Dr. Barış Doster: Tahıl siyaseti Türkiye’nin elini güçlendirir

Türkiye’nin tahıl koridorundaki rolünü Harici’ye değerlendiren Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Doster, “Dünya tahıl ihracatında Rusya’nın payı Ukrayna’dan daha yüksek. Rusya’nın payı yüzde on sekiz, on dokuz civarında. Yani kabaca yüzde yirmiye yakın. Ukrayna’nın tahıl ihracatına baktığımızda bunun yüzde yedi sekiz yani Rusya’nın payının yarısından bile daha az olduğunu gözlemliyoruz. Rusya’nın Türkiye’ye vadettiği Türkiye için daha kazançlı” yorumunu yaptı.

Doster, “Türkiye’nin sadece bir güzergah olarak değil, yol üzerindeki bir ülke olarak değil, aynı zamanda bunu işleyen ve dağıtan bir ülke olarak öne çıkması Türkiye’nin hem Batı’ya karşı ilişkilerinde elini kuvvetlendirir hem de Rusya’ya karşı elini kuvvetlendirir” tespitinde bulundu.

ABD’nin Karadeniz’de kalıcı olarak “bayrak gösterme” ve “Karadeniz’i bir NATO gölüne çevirme” hedefiyle hareket ettiğin belirten Doster, bu senaryo gerçekleşmesi durumunda, “Karadeniz karışır, istikrarsızlaşır. Bu da en çok bizim başımızı ağrıtır” dedi.

ABD ve NATO’nun Karadeniz’in güvenliğini sağlayan Montrö Anlaşmasını delme girişimlerine işaret eden Doster, Rusya’nın kuşatılmasının en sonunda Türkiye’nin de kuşatılması anlamına geldiği değerlendirmesinde bulundu.

RUSYA

Rusya istihbaratı: Putin’in nükleer uyarısı Batı’da yankı buluyor

Yayınlanma

Rusya Dış İstihbarat Servisi Direktörü Sergey Narışkin, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer caydırıcılık konusundaki son uyarısının Batı’da dikkate alındığını belirtti. Rusya, nükleer doktrinini güncelleyerek, nükleer silahı olmayan ülkelerin de Rusya’ya yönelik saldırılarının nükleer bir devletle ortak saldırı olarak değerlendirileceğini açıklamıştı.

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Narışkin, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçtiğimiz hafta nükleer caydırıcılık konusunda yaptığı uyarının Batı’da yankı bulduğuna işaret etti.

Kommersant gazetesinin aktardığına göre Narışkin, yaptığı açıklamada “25 Eylül’de gerçekleşen ve Rusya’nın nükleer caydırıcılık alanındaki devlet politikasına yapılacak eklemelerin ele alındığı dar kapsamlı toplantıda, Batılı sorumsuz politikacılara oldukça sert ve net bir uyarıda bulunuldu,” dedi.

Yetkili, şöyle devam etti: “Toplantıda vurgulanan ve güncellenecek nükleer doktrinde yer alacak olan temel ilke, bundan böyle nükleer olmayan herhangi bir devletin, nükleer bir devletin desteğiyle ya da onunla birlikte Rusya’ya karşı saldırıda bulunması durumunda, bu tür bir saldırganlığın Rusya Federasyonu tarafından ülkemize yönelik ortak bir saldırı olarak değerlendirileceğidir.”

SVR’nin elindeki verilere göre ‘bu uyarının pek çok Batı başkentinde yankı bulduğunu’ belirten Narışkin, “Yine de tekrar ediyorum, Rusya tarafından çizilen kırmızı çizgilerin göz ardı edilebileceğini kanıtlamaya çalışan sorumsuz politikacılar var. Bu tehlikeli bir yaklaşımdır ve Rusya Federasyonu’nun yaptığı uyarının Batı dünyasının siyasi elitlerinin çoğunluğu tarafından dikkate alınacağını umuyorum,” diye ekledi.

Geçen hafta gerçekleşen Rusya Güvenlik Konseyi toplantısında Putin, nükleer silahların kullanılabileceği senaryoları genişletmek de dahil olmak üzere ülkenin nükleer doktrinini güncelleme niyetini açıklamıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da Moskova’nın bu hamleyle dost olmayan ülkelere, Rusya’ya karşı “illa ki nükleer olmayan çeşitli araçlarla” bir saldırıya katılmalarının sonuçları hakkında bir mesaj gönderdiğini belirtmişti.

Sergey Narışkin’e göre, “Batılı ülkelerdeki bazı sorumsuz politikacılar, Rusya’nın stratejik olarak yenilgiye uğratılması için Batılı ülkelerin Rusya Federasyonu’nun belirlediği kırmızı çizgileri görmezden gelmesi gerektiğini düşünüyor.”

SVR Direktörü, “Bu düşünce, Rusya topraklarının derinliklerindeki hedefleri vurmak için yüksek hassasiyetli uzun menzilli Batı silah sistemlerinin kullanılabileceği yönündeki tartışmalara da yansıyor,” diyerek, “Bu büyük bir yanılgıdır,” vurgusunu yaptı.

Rusya nükleer doktrinini neden değiştiriyor?

Okumaya Devam Et

RUSYA

“Rus casusu” olduğu iddia edilen balina Hvaldimir’in ölüm nedeni belli oldu

Yayınlanma

Beluga balinası Hvaldimir’in ölümüne, muhtemelen ağzında sıkışan bir çubuk nedeniyle gelişen bakteriyel bir enfeksiyon sebep oldu. Norveç polisi, öldürme kanıtı olmadığı için soruşturma açmayı gerekli görmedi.

Bir dönem “Rus casusu” olduğu öne sürülen beluga balinası Hvaldimir, muhtemelen bakteriyel bir enfeksiyon sonucu hayatını kaybetti.

Norveç kamu yayın kurumu NRK‘nin aktardığına göre Güney Batı Polis Bölgesi Kuzey Denizi ve Çevre Dairesi Başkanı Amund Prede Revheim, “Veterinerlik Enstitüsü’nün yürüttüğü soruşturma, balinanın birçok organının çürümüş olması nedeniyle zorlaştı,” ifadelerini kullandı.

Norveç Veterinerlik Enstitüsü’nün otopsi raporuna göre ölüm nedeni büyük olasılıkla balinanın ağzında sıkışan bir çubuğun yol açtığı yaradan kaynaklanan bakteriyel bir enfeksiyondu.

Revheim, “Adli inceleme sırasında Hvaldimir’in öldürüldüğüne dair herhangi bir bulguya rastlanmadı. Bu nedenle polis, balinanın ölümüyle ilgili soruşturma başlatmak için bir gerekçe görmüyor,” dedi.

Hvaldimir bulunduğunda vücudunda birkaç delik vardı ve OneWhale ile Noah adlı kuruluşlar balinanın vurulmuş olabileceğini düşünüyordu. Fakat raporda, bu yaraların kenarlarının pürüzlü ve yırtık olduğu, muhtemelen kuşların balinanın vücuduna saldırması sonucu meydana geldiği kaydedildi.

Hvaldimir’in cansız bedeni eylül ayı başlarında Norveç kıyılarında bulundu. Son olarak 31 Ağustos günü öğle saatlerinde canlı olarak görülmüştü. Hvaldimir’in 15 ila 20 yaşları arasında olduğu tahmin ediliyor. Beluga balinaları genellikle 30 ila 35 yıl kadar yaşıyor.

Beluga balinası Hvaldimir, ilk kez 2019 yılında Norveç’in kuzeyinde, Ingoya Adası açıklarında fark edilmişti. Bu bölge, Rusya ile olan deniz sınırına yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Hvaldimir’in üzerinde küçük bir kameranın takılabileceği bir montaj aparatı olan takımı vardı. Takımındaki Equipment St. Petersburg etiketi, “Rus casus balinası” teorisinin temelini oluşturdu.

Balinanın insanlarla yakın etkileşimde bulunması ve el işaretlerine tepki vermesi, Norveç istihbaratının Hvaldimir’in Rusya’da bir araştırma programının parçası olarak tutulduğunu ve Norveç sularına geçmeden önce orada eğitildiğini düşünmesine yol açtı.

Deniz Araştırmaları Enstitüsü ve Tromsø’daki Norveç Arktik Üniversitesi (UiT), balinanın Rus Donanması’na ait olabileceğine inanıyordu. Fiskeribladet gazetesi ise balinanın daha önce Murmansk’ta pediatrik terapi için kullanılmış olabileceğini, ancak kaçmayı başardığını öne sürdü.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Kursk nükleer santrali yakınında İHA düşürüldü

Yayınlanma

Kursk Nükleer Santrali’nin yakınlarında bir insansız hava aracının düşürülmesi sonucu yangın çıktı. Olay, Rusya ve Ukrayna arasında karşılıklı suçlamalara yol açtı.

Kursk Nükleer Enerji Santrali’nin beş kilometre yakınında bir insansız hava aracının (İHA) düşürülmesi sonucu yangın çıktı. Olay, Kurçatov kentinde meydana geldi.

Vali Aleksey Smirnov’un açıklamasına göre, uçak tipi İHA elektronik harp sistemleri tarafından etkisiz hale getirildi. Vali, İHA’nın düşmesi sonucunda “Kursk Nükleer Santrali ile ilgisi olmayan bir çiftlik binasında patlamalar meydana geldiğini” vurguladı.

Smirnov’un açıklamasında can kaybına ilişkin herhangi bir bilgi yer almadı.

Telegram kanalları Mash ve Shot, olay yerinden duman ve patlama seslerini gösteren fotoğraf ve videolar paylaştı. İlk bilgilerde dört füze ve bir İHA’dan bahsedilirken, daha sonra bu bilgi “Fransız yapımı hava bombası” olarak değiştirildi. Füzelerle ilgili iddialar daha sonra kaldırıldı.

Santral yetkilileri, santralin normal çalışma modunda olduğunu ve radyasyon seviyesinin “güç ünitelerinin normal çalışmasına uygun bir düzeyde” bulunduğunu açıkladı. Aynı bilgi Rosenergoatom’un basın servisi tarafından da teyit edildi.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ise ülke ordusunun santrale yönelik bir saldırıya karıştığı yönündeki suçlamaları kesin bir dille reddetti. Bakanlık, “Rus medyasının Kursk Nükleer Santrali’ne ya da yakınlarına yönelik Ukrayna saldırılarına ilişkin iddialarını kategorik olarak reddediyoruz. Rus işgalcilerin aksine, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri uluslararası insancıl hukuka sıkı sıkıya bağlıdır ve sivillere ya da sivil altyapıya saldırmaz,” açıklamasını yaptı.

Şu anda Kursk santralinde yalnızca üçüncü güç ünitesi çalışıyor. Kapasite, sevkiyat programına göre belirleniyor. Birinci ve ikinci üniteler çalışır durumda ancak üretim yapmıyor, dördüncü ünite ise planlı bakımda.

Eylül ayı başında Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev, 6 Ağustos’tan bu yana Kursk oblastına saldırılarda bulunan Ukrayna ordusu ile devam eden çatışmalar nedeniyle santralin kapatılabileceğini söyledi. Lihaçev’e göre böyle bir senaryo değerlendiriliyor ancak henüz bir karar verilmedi.

Lihaçev aynı zamanda, Kursk nükleer santralinin vurulması halinde büyük bir nükleer felaketin yaşanacağını öngörerek, bunun bir dizi AB ülkesi, Ukrayna, Belarus ve Türkiye de dahil olmak üzere “Karadeniz çevresindeki tüm ülkeleri” etkileyeceğine işaret etti.

Putin: Ukrayna ordusu, Kursk nükleer santralini vurmaya çalıştı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English