Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Üçüncü ülkeler Pençe-Kılıç’a ne dedi?

Yayınlanma

Ayn el Arap’ın (Kobani) ilk kez hedef alındığı Suriye ve Irak’ın kuzeyine yönelik Pençe-Kılıç Harekâtı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu harekâtın “hava operasyonlarıyla” sınırlı kalmayacağını söylemesi üzerine yabancı ülkelerden peş peşe açıklamalar geldi.

Türkiye, İstiklal Caddesi’ne düzenlenen ve 6 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan bombalı saldırıdan sonra Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki PKK/YPG mevzilerine hava operasyonu başlattı. Milli Savunma Bakanlığı Pençe-Kilit adı verilen hava harekatı kapsamında 184 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hava harekatına kara kuvvetlerinin katılmasının da mümkün olduğunu söyledi. ABD ve Rusya başta olmak üzere bir dizi ülke harekat ve Erdoğan’ın kara harekatı sinyali ile ilgili açıklama yaptı.

RUSYA: Anlıyoruz ama…

Harekata ilişkin Rusya’dan ilk açıklama Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentiev’den geldi. Astana görüşmeleri kapsamında Kazakistan’da bulunan Lavrentiev, “Türk meslektaşlarımızı, Suriye topraklarında aşırı güç kullanımından kaçınmaya ikna etmeyi umuyoruz” dedi. Rus haber ajansı RIA’ya göre Lavrentiev, Türkiye’nin operasyonu 13 Kasım’da İstanbul’da düzenlenen terör saldırısıyla “kışkırtıldığını söyledi ve ekledi: “Türk meslektaşlarımıza, sadece Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinde değil, tüm ülke genelinde gerilimin tırmanmasını önlemek için itidal göstermeleri çağrısında bulunacağız” ifadesini kullandı. Lavrentiev, hava harekatıyla ilgili Rusya’yı önceden bilgilendirmediğini, konunun Astana’da ele alınacağını kaydetti ve Moskova’nın yılın başından bu yana Türkiye’nin Suriye’ye yönelik kara harekatını engellemek için elinden gelen her şeyi yaptığını söyledi.

Gelişmeyle ilgili ikinci bir açıklama Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’dan geldi. Peskov, Türkiye’nin PKK/YPG’ye yönelik olası kara harekatıyla ilgili “Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlama konusundaki endişelerine anlayış ve saygıyla yaklaşıyoruz. Bunun Türkiye’nin meşru hakkı olduğunu inanıyoruz” dedi.

Peskov şöyle devam etti: “Bununla beraber tarafların hepsine durumu genel anlamda ciddi ölçüde istikrarsızlaştırabilecek adımlardan kaçınmaları çağrısını yapıyoruz. Zira böyle adımlar bumerang gibi geri dönebilir ve güvenlikle ilişkili durumu olduğundan daha zor duruma sokabilir.”

Türk yetkililerin Rusya’nın Suriye’nin kuzeyiyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğine yönelik eleştirisinin sorulması üzerine Peskov, “Rusya ve Türkiye’nin Suriye’deki duruma yaklaşımları konusunda nüans farklılıkları bulunuyor. Söz konusu nüanslar, hatta bazen uyuşmazlık olarak tanımlanabilecek ayrımlar, Rus ve Türk liderleri tarafından defalarca ele alındı. Tanrıya şükür, Türkiye ile dostane ve partnerce ilişkilere sahip olmamız, söz konusu görüş ayrılıklarını açık ve yapıcı bir biçimde ele almamıza olanak veriyor.”

ABD: Karşı çıkmaya devam ediyoruz

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Suriye’de sivillerin korunmasına ve ortak hedef olan IŞİD’in yenilgiye uğratılmasına destek verilmesi için şiddetin azaltılması çağrısı yaptıklarını söyledi. Ned Price açıklamasında ayrıca ABD’nin, “Irak’ın egemenliğini ihlal eden ve eşgüdüm içinde yapılmayan her tür askeri faaliyete karşı çıkmaya devam edeceğini” söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan adı açıklanmayan bir sözcü de, Reuters haber ajansının sorularını e-maille yanıtlarken şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’ye bu tür operasyonlar düzenlememesi çağrısında bulunuyoruz. Tıpkı Suriyeli ortaklarımıza saldırılar düzenlememeleri ve gerginliği tırmandırmamaları çağrısı yaptığımız gibi. Suriye’de istikrarı bozan, Irak hükümetiyle eşgüdüm içinde yürütülmeden yapılan ve Irak’ın egemenliğini ihlal eden her tür askeri harekata, karşı çıkmaya devam ediyoruz. Birçok sivilin ölümüne yol açtığı bildirilen Türkiye’nin güneyine yönelik son saldırılara da karşıyız.”

Pentagon’dan yapılan yazılı açıklamada ise PKK/YPG için “Suriyeli Kürt güçler” ifadesi kullanıldı ve şunlar kaydedildi: “Hafta sonu boyunca Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyinde hava saldırıları düzenlediğini ve Suriyeli Kürt güçlerin Türkiye’nin güneyine yeni saldırılar düzenlediğini gördük. Savunma Bakanlığı, Suriye’deki durumu istikrarsızlaştıran ya da Irak hükümetiyle koordine edilmemiş askeri eylemler yoluyla Irak’ın egemenliğini ihlal eden her türlü askeri eyleme karşı çıkmaya devam etmektedir.”

Almanya: Meşru ama orantılı olmalı

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christopher Burger, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’nin, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki çeşitli noktalara yoğun hava ve topçu harekatı yaptığına dair haberleri gördüklerini belirterek, “İstanbul’daki korkunç terör saldırısından sonra Alman hükümetinin, Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu açık şekilde ifade ettiğini hatırlıyorsunuzdur. Biz, PKK’nın veya Türkiye’de onunla bağlantılı grupların sorumluluğuna ilişkin mevcut emareleri de çok ciddiye alıyoruz” dedi. Burger, PKK’nın Avrupa Birliği’nde (AB) terör organizasyonu olarak listelendiğini aktararak, Türkiye’nin eylemlerinde meşru müdafaa hakkını kullandığını ifade ettiğini söyledi. “Türkiye’yi orantılı hareket etme ve bu bağlamda uluslararası hukuka saygı göstermesi çağrısında bulunuyoruz” diyen Burger, gergin olan durumu daha da artıracak bir şey yapılmasından kaçınılmasını istedi.

Fransa: Böyle bir yöntemle olmaz

Fransa Dışişleri Bakanı Catherina Colonna, “Türkiye’nin başka bir ülkeye saldırdığını maalesef ilk kez görmüyoruz. Her defasında Türkiye’nin daha fazla itidal göstermesi konusundaki arzumuzu dile getirdik. Türkiye’nin terörizm karşısındaki güvenlik endişelerini anlıyoruz. Ancak bu tür araçlarla ve böylesine bir yöntemle değil.”

İsveç: Türkiye’nin savunma hakkı var

İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, Fransa’nın başkenti Paris’te Moldova için uluslararası bağış konferansına katıldı. Burada, ülkesinin Expressen gazetesine yaptığı açıklamada, “Türkiye terör saldırısına maruz kalan bir ülkedir ve terör saldırısına maruz kalan devletlerin kendini savunma hakkı vardır” ifadesini kullandı. Türkiye’nin kendisini terörden koruyabileceğini aktaran Billström, sivil kayıplardan kaçınılması gerektiğini belirtti.

Irak’tan kınama Suriye sessiz

Türk operasyonlarının yapıldığı ülkelerden Irak’ın Dışişleri Bakanlığı, harekatı, İran’ın operasyonları ile birlikte değerlendirdi. Bakanlığı, hem Türk hem İran’ın operasyonların uluslararası sözleşme ve yasaları ihlal ettiğini savunarak, bu operasyonların “egemenlik ihlali” olduğunu söyledi. Açıklamada, “Irak Cumhuriyeti Hükümeti, İran’ın, Irak Kürdistan Bölgesi’ni insansız hava araçları ve füzelerle bombalamasını kesin olarak reddediyor ve şiddetle kınıyor” denildi.

Suriye ise, resmi haber ajansı SANA üzerinden Türkiye’nin operasyonları nedeniyle Suriye askerlerinin şehit düştüğü haberini servis etti. Şam’dan konuyla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi.

DİPLOMASİ

Hindistan ve Birleşik Krallık serbest ticaret anlaşması imzalamak için çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan ve Birleşik Krallık yakında bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalamak için çalışıyor. Yeni İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy devam eden müzakereleri ikili potansiyellerini ortaya çıkarmak ve büyüme sağlamak için ortak hedeflerin “tavanı değil tabanı” olarak tanımladı.

Lammy, Başbakan Narendra Modi’yi ziyaret ettiği ve Dışişleri Bakanı S. Jaishankar ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval ile görüşmelerde bulunduğu iki günlük ilk Yeni Delhi ziyaretini perşembe günü tamamladı.

Çarşamba günü geç saatlerde iki taraf bir teknoloji güvenlik girişimi imzaladı. Lammy’nin ofisinden yapılan açıklamaya göre anlaşmanın amacı “her iki ülkede de ekonomik büyümeyi artırmaya odaklanarak kapsamlı stratejik ortaklığı yenilemek ve derinleştirmek”.

Anlaşmanın, telekom, kritik mineraller, yapay zeka ve yarı iletkenler gibi “bu on yılın belirleyici teknolojilerinde” işbirliğini mümkün kılacağı; ticaret, teknoloji, eğitim ve iklim gibi kilit konularda işbirliğini derinleştireceği kaydedildi.

Yeni Delhi ziyareti öncesinde yeni hükümet Lammy’nin, ülkenin her iki ekonomiye de fayda sağlayacak bir STA’yı güvence altına alma taahhüdünü güçlendirmek de dahil olmak üzere İngiltere-Hindistan ortaklığının “yeniden başlatılması” için bastıracağını söyledi.

Keir Starmer başkanlığındaki İşçi Partisi bu ayın başlarında yapılan genel seçimlerde ezici bir zafer kazandı. Analistler Lammy’nin ziyaretinin yeni hükümetin kurulmasından bir ay sonra gerçekleşmesinin Starmer yönetiminin Hindistan ile ilişkilere verdiği önemi yansıttığını belirtiyor.

Lammy, Hindistan’ın başkentindeki temasları öncesinde yaptığı açıklamada “Hindistan 21. yüzyılın yükselen süper gücü, 1,4 milyar nüfusuyla dünyanın en büyük ülkesi ve dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri” dedi.

“Serbest ticaret anlaşması müzakerelerimiz, Bengaluru’dan Birmingham’a kadar ortak potansiyelimizi ortaya çıkarma ve büyüme sağlama hedeflerimizin tavanı değil tabanıdır” dedi ve “Yeşil dönüşüm, yeni teknolojiler, ekonomik güvenlik ve küresel güvenlik konularında ortak çıkarlarımız var” diye ekledi.

Lammy’nin ziyareti üzerine Hindistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, her iki tarafın da “Hindistan-İngiltere STA müzakerelerinde kaydedilen önemli ilerlemeyi takdir ettiği ve erken sonuçlanmasını dört gözle beklediği” belirtildi.

Başbakan Rishi Sunak yönetimindeki önceki İngiliz hükümeti Hindistan ile bir STA imzalamaya hevesliydi ancak Londra’da Delhi yönetiminin Birleşik Krallık seçimlerinden önce bu konuda isteksiz olduğu yönünde spekülasyonlar vardı.

Lammy’nin ziyareti sırasında ayrıca Hint-Pasifik bölgesinde ve ötesinde savunma ve güvenlik işbirliğini derinleştirme ve “devlet dışı aktörlerden kaynaklanan artan tehditleri ele alma kapasitelerini geliştirme” konusunda anlaştılar.

Jaishankar ve Lammy, Rusya-Ukrayna çatışması ve Orta Doğu ve Kızıldeniz’deki durumlar da dahil olmak üzere, ortak ilgi alanlarına giren bölgesel ve küresel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulundular.

Yeni Birleşik Krallık hükümeti Yeni Delhi ile ilişkilerini daha da güçlendirmeye kararlı olduğunu ifade ettiği. Uzmanlara göre, her iki taraf da STA’yı erken sonuçlandırmak istiyor ve yeni Birleşik Krallık hükümetinin parlamentoda “daha güçlü” çoğunluğa sahip olması nedeniyle bu olası görünüyor.

Daha önce Boris Johnson’dan Liz Truss’a ve Rishi Sunak’a kadar başbakanların değişmesi nedeniyle anlaşmanın geciktiği ancak şimdi bunun daha kolay olacağı düşünülüyor.

Bu arada Modi, Hindistan’daki son genel seçimlerde beklenenden çok daha az bir çoğunlukla da olsa nadir görülen bir üçüncü dönem elde etti.

Her iki ülkede de seçimlerden önce, Ocak 2022’den bu yana 14 tur STA müzakeresi yürütülmüş ve görüşmelerin aynı yılın ekim ayına kadar sonuçlandırılabileceği umulmuştu.

Lammy ile görüştükten sonra Modi, X’te Starmer’in Hindistan-İngiltere kapsamlı stratejik ortaklığını genişletme ve derinleştirmeye verdiği önceliği takdir ettiğini paylaştı.

İlişkileri geliştirme konusundaki kararlılığını ifade eden Lammy de ikili teknoloji güvenliği girişimini ve karşılıklı fayda sağlayacak bir STA imzalama arzusunu memnuniyetle karşıladı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna’daki Baykar fabrikası çatışmaların sona ermesinin ardından faaliyete geçecek

Yayınlanma

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasil Bodnar, Baykar’ın insansız hava aracı üretim tesisinin Rusya ile çatışmaların sona ermesinin ardından faaliyete geçeceği bilgisini verdi.

Euronews‘e mülakat veren Bodnar, Ukrayna tarafının aynı zamanda TUSAŞ ile de işbirliği yaptığına işaret etti.

Büyükelçi, güvenlik gerekçesiyle Türkiye’nin Baykar ile yaptığı anlaşma hakkında daha fazla yorum yapmaktan kaçındı ve Türkiye’nin Moskova ile tahıl anlaşması ve esir takası konusundaki müzakerelerde arabuluculuk yapmasının ‘Türk diplomasisinin başarısı’ anlamına geldiğini belirtti.

Bu yılın şubat ayında Baykar, Kiev yakınlarında bir insansız hava aracı fabrikası kurmaya bildirilmişti.

O dönemde şirketin CEO’su Haluk Bayraktar, fabrikanın inşasının bir yıl süreceğini ve ancak o zaman şirketin kendi içinde üretim tesisleriyle donatılmaya başlanacağını belirtmişti.

2022’nin ağustos ayında Bayraktar, şirketin silahlı insansız hava araçlarını Rusya’ya tedarik etmeyeceğini açıklamıştı.

Baykar, Ukrayna’daki İHA fabrikasının inşaatına başladı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Reuters: Çin’in İran’dan ithal ettiği ham petrol kuzeydoğuda yeni pazar buluyor

Yayınlanma

Tanker takip firmaları ve ticaret kaynakları, İran’dan ham petrol ithalatının geçen yılın sonlarından bu yana Çin’in Dalian limanına ve rafineri şehrine aktığını ve ülkenin petrol alımlarının neredeyse rekor seviyelerde kalmasına yardımcı olduğunu söyledi.

Reuters’a konuşan tüccarlar, Shandong eyaletinin bağımsız rafinaj merkezindeki küçük alıcıların İran ham petrolüne olan talebinin, yüksek ham petrol fiyatları ve beklenenden daha zayıf yakıt talebi nedeniyle kötüleşen rafinaj marjları karşısında azaldığını belirtti. Bu ülkeler 2019’dan bu yana İran’ın Çin’deki ana alıcıları konumunda.

İran, petrolü de dahil olmak üzere 2018’de yeniden yürürlüğe konan ABD yaptırımlarına tabi. Ancak Reuters’ın haberine göre, Çin İran petrolü alımını durdurmadı ve yaptırımlardan çekinen devlet şirketlerinin bıraktığı boşluğu marj odaklı bağımsız tesisler doldurdu.

Tanker akışlarını takip eden bir danışmanlık şirketi olan Vortexa, Ekim 2023 ile Haziran 2024 arasında Dalian’da 23 kargo veya toplam 45 milyon varil İran petrolünün boşaltıldığını söyledi.

Buna Dalian’ın merkezinin yaklaşık 85 km (53 mil) kuzeybatısındaki Changxing adasında boşaltılan 28 milyon varilin de dahil olduğunu söyledi.

Bir başka danışmanlık şirketi Kpler ise aynı dönemde Çin’in Dalian’a 34 milyon varil ithal ettiğini tahmin ediyor.

Bu rakamlar günde 124.000-164.000 varile denk geliyor ki bu da 2024’ün ilk yarısında Çin’in İran’dan ithal ettiği toplam petrolün yaklaşık %13’üne tekabül ediyor.

Analistler Çin’in söz konusu dönemde 1,2-1,4 milyon varil/gün İran ham petrolü ithal ettiğini tahmin ediyor. Vortexa, ithalatın geçtiğimiz Ekim ayında 1,52 milyon varile ulaşarak rekor kırdığını söyledi.

Dalian’ın ithalatı sorulduğunda Çin dışişleri bakanlığı Reuters’e Çin ve İran’ın “uluslararası yasal çerçeve altında her zaman normal ve meşru ticareti sürdürdüğünü” söyledi.

Çin tek taraflı yaptırımlara karşı olduğunu söylüyor. Yine de tanker takipçileri ve tüccarlar, tüccarların Çin’e gönderilen İran petrolünü Malezya, Umman veya Birleşik Arap Emirlikleri gibi başka bir yerden geliyormuş gibi gösterdiklerini iddia etti.

Resmi olarak, Çin gümrükleri Haziran 2022’den bu yana herhangi bir İran petrolü ithalatı bildirmedi.

Dalian sevkiyatları için dört olası varış noktası var: Hengli Petrochemical’ın 400.000 varillik rafineri kompleksi ve 44 milyon varillik depolama çiftliği, devlet devi PetroChina tarafından işletilen iki rafineri,  ve Changxing adasında Liaoning Liman İdaresi tarafından işletilen 30 milyon varillik bir depolama üssü.

Tüccarlar, depolama tesisini Dalian dışındaki rafinerilere bağlayan bir boru hattı olmadığını söyledi.

Hengli’ye yakın üç üst düzey ticaret kaynağı, şirketin sevkiyatların en azından bir kısmını satın aldığını kaydetti.

Kaynaklardan biri Hengli’nin, 2024 yılının ilk birkaç ayında ayda 4 milyon varil satın aldığını tahmin ediyor. Bir diğeri ise alımların ayda 4-6 milyon varil olduğunu söyledi.

Vortexa, tanker takip bilgileri ve analizlerine dayanarak Hengli’nin İran ham petrol sevkiyatlarının alıcısı olduğunu öne sürdü.

Bir Hengli sözcüsü ise şirketin İran petrolü satın almadığını söyledi.

Tüccarlar ve diğer sektör uzmanları, Çin’in diğer büyük devlet ham petrol alıcıları gibi PetroChina’nın da 2018/2019 civarında İran petrolü alımını durdurduğunu kaydetti.

Asya’nın en büyük petrol ve gaz üreticisi olan PetroChina, yorum talebine yanıt vermedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English