Bizi Takip Edin

ASYA

Uzmanlar Harici’ye değerlendirdi: Pakistan iç savaşa sürüklenebilir

Yayınlanma

Polisin ülkenin eski Başbakanı İmran Han’ı terörle mücadele yasaları kapsamında suçlamasının ardından Pakistan siyasi bir parlama noktasıyla karşı karşıya geldi. ABD ve Pakistan ordusunu kendisini bir “şafak” komplosuyla görevden almakla suçlayarak, geri dönüşünü sağlamak için gece gündüz uğraşan Han, ekonominin ve ülkenin dış politikasının kötü yönetildiği iddiaları üzerine yapılan güven oylamasının ardından Nisan ayında görevden alınmıştı.

Görünüşe göre artan gıda fiyatları, ülkenin borcu ve askeri destek kaybı Başbakan Şahbaz Şerif liderliğindeki mevcut hükümet altında daha da kötüleşti ve insanlar yüzünü yeniden Han’a dönmeye başladı. Temmuz ayında Pakistan’ın en kalabalık eyaleti olan Pencap sakinleri, Han’ın partisi Pakistan Adalet Hareketi (PTI)’ne yerel seçimlerde önemli bir zafer kazandırmıştı.

Seçimler sırasında Han, “kamplarımız seçmenlerle dolu, muhalefet kampları ise boş” demişti.

Ancak şimdi Han’ın başı büyük belada. Önünde çok fazla soruşturma olan eski Başbakan Han, başkent İslamabad’daki bir mitingde polis memurlarını ve bir kadın hakimi “terörize etmek ve tehdit etmek” ile suçlanıyor.

Khan, partisinin Özel Kalem Müdürü ve Genelkurmay Başkanı Şahbaz Gill aleyhindeki davaya karışan polis şefi ve hakime atıfta bulunarak “sessiz kalmayacağını” ve yetkililere dava açacağını söylemişti. Orduyu isyana kışkırtmakla suçlanan Gill’in polis nezaretinde işkence gördüğü iddia ediliyor.

Ayrıca Han’ın ‘devlet kurumlarını ve yetkililerini tehdit ettiği’ gerekçesiyle konuşmalarının televizyonlarda canlı yayımlanması yasaklandı ve Youtube kanalı engellendi. Han’ın bu karara itiraz edeceği kaydedildi. İmran Han konuyla ilgili twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu sadece, kendi çıkarları için Pakistan’ı siyasi ve ekonomik kaosa sürükleyenlerin çaresizliğini gösteriyor” dedi.

Han’ı tutuklamak kolay değil

İçişleri Bakanı Rana Sanaullah’ın, Başbakan Şahbaz Şerif ve beraberindekilere karşı gerçekleştirilen protestolardan dolayı İmran Han’ın kesinlikle tutuklanacağını söylemesi işleri daha da kötü hale getirdi, ancak Han’ın destekçileri onun bu kadar kolay götürülmesine izin vermeyecektir.

Han’ın kendisi konuyla ilgili hemen yorum yapmadı, ancak yüzlerce destekçisi, polisin kendisine ulaşmasını engellemek için evinin etrafında toplandı. Han, koruyucu kefalet için mahkemeye başvurdu. İslamabad Yüksek Mahkemesi, 3 gün süreyle Han’a koruyucu kefalet verdi. Bu, polisin Han’a karşı 25 Ağustos’a kadar gözaltı uygulayamayacağı anlamına geliyor.

Siyasi, ekonomik ve sosyal kriz

Pakistan siyaset uzmanı Shamim Shaid Harici’ye verdiği demeçte, “İmran Han ile Başbakan Şahbaz Şerif arasındaki çatışmanın koalisyon ortaklarının zirveye ulaşmasına yol açtığına inanıyorum. İki taraf arasındaki davaların kaydı şimdi ülkeyi iç savaş benzeri bir duruma sokuyor” dedi.

Shaid, Pakistan’ın halihazırda ekonomik kriz, artan şiddet ve terör, yakın komşusu Afganistan’da Taliban’ın güçlenmesi, yoksulluk ve işsizlik gibi pek çok sorunla boğuştuğunu söyledi ve ekledi:

“Pakistan, şu anda altı yüz milyar doları aşan bir başka ciddi sorunla, borç sorunuyla karşı karşıya. IMF her geçen gün Pakistan’a daha fazla şart koşuyor. Belucistan ve Sindh ise sel felaketiyle boğuşuyor. Mevcut iç krizlerin ışığında Pakistan, siyasi bir çatışmayı kaldıramaz.”

Pakistan’daki siyasi istikrarsızlık ciddi bir endişe yaratıyor.

Han’a yönelik suçlamalar

İslamabad merkezli siyasi yorumcu ve köşe yazarı Rasheed Safi ülkedeki durumu Harici’ye değerlendirdi: “Han’ın partisi ile Şerif yönetimindeki federal hükümet arasında açık bir mücadele var ve Han’la ilgili terörle mücadele suçlamaları Pakistan’daki en büyük suçlamalardan biri olarak kabul ediliyor.”

Safi, mevcut terör suçlamalarının ve Han’ın partisini yasa dışı olarak yurt dışından para almakla suçlayan son raporun İmran Han’ı zor durumda bıraktığını söyledi.

Safi, ayrıca Pakistan Federal Soruşturma Ajansı’nın, Han ve partisinin kol düğmesi, saat, yüzük ve diğer değerli eşyalar gibi devlet hediyelerini devlet hediye deposuna yatırmak yerine 180 milyon Rs’ye sattığını iddia ederek başka bir soruşturma daha başlattığını açıkladı.

Safi, “Hukuki açıdan bakarsak, İmran Han ve partisindeki bazı kilit isimler şu anda büyük baskı altında. Han’ın 25 Ağustos’tan sonra tutuklanması da olağandışı değil” dedi.

Ancak Han’ın tutuklanmasının kolay bir iş olmadığını söyleyen Safi, Pakistan’daki hükümet kurumlarının zayıf olduğunu belirtti.

İç savaş senaryosu

Pakistan, büyük bir siyasi ve anayasal krizin ortasında ve bu kriz tam bir askeri yönetime yol açabilir. Han’ın destekçileri, polis onu tutuklamaya çalışırsa, Pakistan’ı ele geçirecekleri konusunda şimdiden uyarıda bulundu.

Siyasî partinin hukuk ve anayasa yolundan sapması halinde, 220 milyon nüfuslu halkı kimin durduracağı sorusu büyük bir korku yaratıyor.

Ali Amin Khan Gandapur, Keşmir İşleri Eski Federal Bakanı ve eski Hayber Pahtunhva Eyalet Meclisi Üyesi, Han’ın tutuklanması halinde İslamabad’ı halkın gücüyle ele geçireceklerini söyledi ve polise bu siyasi savaşın bir parçası olmayı bırakma çağrısında bulundu.

Han’ın sosyal medya platformlarını kullanan destekçileri de, Han’a ulaşmadan önce polisin önce onları geçmesi gerektiğini söyledi.

Pakistan askeri kurumu, Han’ın hala kitlesel protestolar düzenleyebileceğinin ve milyonlarca insanı sokağa çekebileceğinin farkında; bu, ekonomik krizin ortasında Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle artan küresel gıda fiyatları ile daha da kötüleşen, nükleer silahlı bir ulus için hiç de iyi sonuçlanmayacaktır.

ASYA

ABD heyeti Bangladeş’in yeni yönetimiyle görüştü, reform çağrısı yapıldı

Yayınlanma

Bangladeş’in yeni geçici hükümeti, geçtiğimiz ay protestolar sonucu uzun süredir başbakanlık görevini yürüten Şeyh Hasina’nın devrilmesinin ardından ilk önemli diplomatik toplantısını “sıfırlama, reform ve yeniden başlatma” çağrısıyla tamamladı.

Geçici lider Nobel ödüllü bankacı Muhammed Yunus ve diğer yetkililer pazar günü başkent Dakka’da, ABD hükümetinin Güney Asya’dan sorumlu dışişleri bakan yardımcısı Donald Lu ve Hazine Bakanlığı’nın uluslararası finanstan sorumlu müsteşar yardımcısı Brent Neiman’ın da aralarında bulunduğu altı kişilik bir heyetle görüşmelerde bulundu.

Lu, ocak ayındaki seçimlerden önce de dahil olmak üzere birçok ziyaret gerçekleştirdiği Güney Asya ülkesinde tanınan bir isim.

Bu hafta sonu yapılan üst düzey görüşmelerde Yunus, ekonominin yeniden canlandırılması ve seçim sistemi, yargı ve polis gibi kilit kurumlarda reform yapılması da dahil olmak üzere pek çok söz verdi.

“Yolsuzluk batağına saplanmıştık” diyen Yunus, yetkililerin ‘sıfırlama, reform ve yeniden başlatma’ için çaba göstereceğini de sözlerine ekledi.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2023 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 180 ülke arasında 149. sırada yer alan Bangladeş, milyarlarca dolarlık kayıp devlet fonlarını geri almak için FBI ve Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nden (UNODC) yardım istedi.

Yunus’un finans danışmanı Salehuddin Ahmed pazar günü gazetecilere yaptığı açıklamada, çalınan paranın ülkesine geri gönderilmesi konusunda ABD heyetiyle görüşmeler yapıldığını söyledi. Yeni hükümet, son 15 yılda, özellikle ticari yanlış faturalandırma ve hundi olarak bilinen gayri resmi bir para transferi ağı yoluyla yaklaşık 100 milyar doların yasadışı olarak ülke dışına çıkarıldığını iddia ediyor.

ABD, Bangladeş’e yönelik yaklaşımını neden değiştirdi?

ABD’den destek sözü

ABD heyeti pazar günü yaptığı açıklamada Bangladeş’in kapsayıcı ekonomik büyümesini ve kurumsal reformlarını destekleyeceğini belirterek ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) aracılığıyla 202 milyon dolarlık ek yardım sözü verdi.

Bu, USAID’in 2026 yılına kadar Bangladeş’e 954 milyon dolar yardım sözü verdiği ve bunun 425 milyon dolarının halihazırda ödendiği 2021 anlaşmasının ardından geldi.

ABD heyetinin ziyaretiyle eş zamanlı olarak Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası da pazar günü Bangladeş’e bankacılık ve finans sektörlerindeki reformları desteklemek üzere 2,5 milyar dolar kredi sağlayacaklarını açıkladı.

Dünya Bankası toplam miktarın 1 milyar dolarını tahsis ederken, ADB de 1,5 milyar dolarlık katkıda bulunacak.

Bangladeş geçen yıl Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) 4.7 milyar dolarlık bir kurtarma paketi talep etti ve şimdi de tükenen döviz rezervlerini doldurmak için 5 milyar dolar daha istiyor.

ABD merkezli jeopolitik köşe yazarı Shafquat Rabbee pazar günkü toplantılarla ilgili olarak “Üst düzey bir heyet Yunus hükümetine, özellikle de Bangladeş’in acilen ihtiyaç duyduğu önemli ekonomik yardım konusunda önemli bir destek sinyali verebilir” dedi.

Dakka’daki ABD büyükelçiliği, önemli bir giyim ihracatçısı olan Bangladeş’teki Amerikan şirketlerinin önemli varlığına vurgu yaparak, sosyal medyada “doğru ekonomik reformların yapılması halinde” ülkenin “ticaret ve yatırım yoluyla büyüme potansiyelini” ortaya çıkarabileceğini söyledi.

Dakka’daki Jahangirnagar Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Shahab Enam Khan Nikkei Asia’ya yaptığı değerlendirmede, ABD heyetinin mesajının, Washington’ın Bangladeş gibi Hint-Pasifik’te yükselen jeopolitik oyuncularla süregelen angajmanını yansıttığını söyledi.

Bangladeş’te Muhammed Yunus geçici lider olarak görevi devraldı

Okumaya Devam Et

ASYA

Filipinler Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı sığlıktan çekildi

Yayınlanma

Filipinler’in kısa bir süre önce bir sahil güvenlik gemisini tartışmalı Güney Çin Denizi sığlığından geri çekmesi sonrası, Çin’in bölgede atacağı adımlar tartışılıyor .Manila, BRP Teresa Magbanua gemisini beş aylık bir konuşlandırmanın ardından kötü hava koşulları, tükenen malzemeler ve tıbbi bakıma ihtiyaç duyan personeli tahliye etme ihtiyacını gerekçe göstererek hafta sonu Sabina Sığlığı’ndan geri çağırdı. Çin orayı Xianbin Resifi olarak adlandırıyor.

Gemi pazar günü Palawan’daki Puerto Princesa Limanı’na büyük bir karşılama ile döndü, ancak 63 mürettebatından dördünün dehidrasyon nedeniyle hastanede tedavi görmesi gerekiyordu.

Analistler, ani geri çekilmenin, Filipinler tarafından kasıtlı olarak Güney Çin Denizi’nin bir başka tartışmalı noktası olan İkinci Thomas Sığlığı’nda karaya oturtulan İkinci Dünya Savaşı döneminden kalma Amerikan yapımı bir savaş gemisi olan BRP Sierra Madre’de konuşlu birliklerin rotasyonuna ve ikmaline imkan tanıyabileceğini söylüyor.

Çin’in Global Times gazetesi ise çekilme üzerine, “Çin’in başarılı müdahalesinin Filipinler’in hedeflerini boşa çıkardığını ve geriye tek seçenek olarak geri çekilmenin kaldığını” yazdı.

Global Times’a göre, Filipinler gemisinin çekilmesi, çarşamba günü Çin-Filipinler İkili İstişare Mekanizması başkanları arasında Güney Çin Denizi konusunda yapılan toplantıdan üç gün sonra gerçekleşti. Ancak Filipinler çekilme işlemini Çin’e önceden bildirmedi.

Yeni Güney Galler Üniversitesi’nde emeritus profesör olan Carl Thayer ise, Filipinler’in Teresa Magbanua’yı geri çekmeden önce yerine yeni bir gemi koyması gerektiğini söyleyerek endişelerini dile getirdi.

This Week in Asia’ya konuşan Thayer, “İnisiyatif artık Çin’in elinde. Filipin Sahil Güvenliği’nin geminin yerine yenisini koymasını engelleme çabalarını savunma amaçlı bir tedbir olarak gerekçelendireceklerdir” dedi.

Thayer, geri çekilmenin Çin tarafından bölgedeki egemenlik iddialarını güçlendirmek için bir propaganda aracı olarak kullanılacağını da sözlerine ekledi. Bölgede 70 civarında Çin askeri, sahil güvenlik ve milis gemisinin bulunduğunu belirten Thayer, Çin’in Filipinler’in konuşlandırmaya çalıştığı herhangi bir yedek gemiye karşı koyacağını belirtti.

Avustralya Savunma Kuvvetleri Akademisi’nde ders veren Güneydoğu Asya uzmanı Thayer, “Çin’in amacı Sabina Sığlığı’nı işgal etmek değil, Filipinler’in kalıcı bir varlık göstermesini engellemektir” dedi.

Teresa Magbanua’nın Palawan’dan 146 km (90 mil) ve en yakın büyük Çin kara kütlesinden yaklaşık 1.200 km uzaklıktaki Sabina Sığlığı’na konuşlandırılması Pekin’le Manila arasında gerginliği yükseltmişti.

Filipinler Ulusal Denizcilik Konseyi Başkanı Lucas Bersamin pazar günü yaptığı açıklamada, geminin sığlıktan çekilmesinin gerekli onarımların yapılmasına ve mürettebatın biraz dinlenmesine olanak sağlayacağını söyledi.

Filipin sahil güvenlik sözcüsü Komodor Jay Tarriela da pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, “Biz hiçbir şey kaybetmedik. Hiçbir şeyi terk etmedik” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Yen, 2023’ten bu yana ilk kez dolar karşısında 140’ın üzerine çıktı

Yayınlanma

Japon Yen’i temmuz ayının başındaki 161,95 seviyesinden yukarı yönlü harekete geçerek on yıllardır görülen en zayıf seviyeden kayda değer bir toparlanmayı işaret etti.

Yen dolara karşı %0,6’ya kadar değer kazanarak 139,96’ya ulaştı ve bu temmuz 2023’ten bu yana en güçlü seviyesi oldu. Yen, yatırımcıların ABD ile Japonya arasındaki faiz oranı farkının daha da daralması yönünde pozisyon almasıyla %15’lik bir kazançla bu çeyrekte en iyi performans gösteren Grup-10 para birimi oldu.

FED’in çarşamba günü faiz düşürme yoluna gideceği kesin görülüyor tek soru ise ne kadar düşüreceği. Japonya Merkez Bankası’nın bu yıl iki kez faiz artırımı yaptıktan sonra cuma günü beklemede kalması bekleniyor. Singapur’daki Macquarie Group Ltd.’de stratejist olan Gareth Berry, “Esas olarak FED’in bu hafta 25 yerine 50 baz puanlık faiz indirimi yapma riskinin yen’i desteklediğini” söyledi.

Japonya Merkez Bankası’nın bu hafta faiz oranlarını değiştirmese de Bloomberg tarafından ankete katılan ekonomistlerin çoğunluğu aralık ayında başka bir faiz artışı olacağını öngörüyor. Merkez bankasının 31 Temmuz’da politika faizini %0,25’e çıkarması, qğustos başında dövizlerden tahvillere ve hisse senetlerine kadar varlıkları sarsan küresel piyasa çalkantısına katkıda bulundu.

Öte yandan Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda, 3 Eylül’de merkez bankasının, fiyatların tahminlerle uyumlu olması halinde faiz oranlarını artıracağını teyit etti. Merkez bankası yönetim kurulu üyesi Junko Nakagawa, 11 Eylül’de yaptığı açıklamada, ekonominin tahminler doğrultusunda performans göstermesi halinde, bankanın politikalarını bundan sonra da ayarlamaya devam edeceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English