Bizi Takip Edin

ASYA

‘Yeni Pakistan yönetimi, çatışmaya değil ticarete öncelik vererek komşularıyla sorunlarını çözmeli’

Yayınlanma

Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale, 8 Şubat’taki seçimlerin ardından koalisyon tartışmalarının devam ettiği Pakistan’da iç ve dış huzura kavuşabilmek için izlenmesi gereken dış politikaya dair öneriler sunuyor. Lahor Yönetim Bilimleri Üniversitesi’nde siyaset alanında yardımcı doçent olarak görev yapan Salman Rafi Sheikh tarafından Nikkei Asia için kaleme alınan makale, Pakistanlı politika yapıcılara “dış politika sorunlarını sıfırlama” ve “iç politikaya ve ekonomiye odaklanma” çağrısı yapıyor.

Yeni Pakistan Başbakanı’nın dış politikası isyancılara değil ticarete odaklanmalı

Salman Rafi Sheikh, Nikkei Asia
20.02.2024

İran ordusunun geçtiğimiz ay Pakistan’daki hedeflere yönelik beklenmedik füze ve insansız hava aracı saldırıları pek çok şok dalgası yarattı.

Siyasi huzursuzluk, ülke içinde giderek sıklaşan terör saldırıları ve Pakistan’ı iflasın eşiğine getiren ağır ekonomik krizin ortasında ülke, Keşmir konusunda Hindistan’la uzun süredir devam eden çatışmasına ve sınır ötesi İslamcı saldırılar nedeniyle Afganistan’la yaşadığı gerginliğe ek olarak aniden üçüncü bir sınırda çatışmanın patlak vermesinden endişe duymak zorunda kaldı.

Pakistan’ın bir sonraki hükümetinin kurulmasına ilişkin tartışmalar sürerken, ülkenin siyasi liderlerinin, korkutucu iç sorunlara doğru bir şekilde odaklamalarını sağlayacak bir dış politika sıfırlamasına duyulan ihtiyacı akıllarında tutmaları önemlidir.

İran’ın saldırısının temel motivasyonu Pakistan’ın İran’ın etnik Beluç bölgelerinin bağımsızlığı için mücadele eden Ceyşu’l Adl’i dizginleyememesi ya da dizginlemek istememesidir.

İslamabad’ın Ceyşu’l Adl ile olan bağları, İran’ın 1979 İslam Devrimi ve Afganistan’da Sovyetler tarafından kurulan komünist rejime karşı mücahit gerilla direniş mücadelesini takip eden karmaşık jeopolitik dinamiklere kadar uzanıyor.

1980’lerin sonlarında İran, radikalleşen Sünni grupların Pakistan’daki Şii azınlığı hedef almaya başlamasının ardından Pakistan’daki bazı Şii militan grupları dayanışma gösterisi olarak desteklemeye başladı.

Pakistan da buna karşılık olarak Ceyşu’l Adl’e bir miktar destek verdi. Bunun üzerine İran, Pakistan’ın Belucistan eyaletinin bağımsızlığı için mücadele eden militan gruplarla bağlar kurarak karşılık verdi. Son yıllarda sınırın her iki tarafındaki Beluç bölgelerinde şiddet olayları arttı.

Keşmir de benzer şekilde Pakistan ve Hindistan arasında bölünmüş durumda. İslamabad, Hindistan işgali altındaki bölgeleri kurtarmaya yönelik resmi politikası nedeniyle, Ceyş-i Muhammed gibi Hindistan’a düşman militan gruplara uzun süredir bir dereceye kadar destek veriyor.

2019 yılında Hindistan ve Pakistan, tıpkı İran ve Pakistan’ın geçen ay yaptığı gibi karşılıklı hava saldırıları düzenledi. Bu kısasa kısas da, Hindistan’ın kontrolündeki Keşmir’de Yeni Delhi’nin Ceyş-i Muhammed tarafından gerçekleştirildiğini söylediği bir intihar saldırısının ardından başlamıştı.

Afganistan örneğinde ise Pakistan, Hindistan ile savaşa yönelik acil durum planlarının bir parçasını oluşturan “stratejik derinlik” doktrini doğrultusunda ülkedeki Taliban hareketini uzun süre besledi. Taliban Ağustos 2021’de Kabil’de iktidarı ele geçirdiğinde, dönemin Pakistan başbakanı İmran Han, hareketi “kölelik zincirlerini kırdığı” için tebrik etti.

Ancak bu duruş son iki buçuk yılda büyük ölçüde geri tepti. Afganistan’daki rejim değişikliğine, Pakistan Talibanı olarak adlandırılan Tehrik-e-Taliban Pakistan’ın (TTP) Pakistan içindeki militan saldırılarındaki artış eşlik etti. Geçtiğimiz yıl bombalama ve silahlı saldırılarda yaklaşık bin sivil ve güvenlik görevlisi hayatını kaybetti.

İslamabad, TTP’nin Afganistan’daki sığınaklarda faaliyet gösterdiğini iddia ederek Kabil’den bu örgütü çökertmesini talep ederken, Afgan hükümeti TTP’yi Pakistan’ın iç sorunu olarak görüyor.

İslamabad, Afganistan’ın geri kabul edebilecek durumda olmamasına rağmen 1,7 milyon kadar belgesiz Afgan mülteciyi sınır dışı etmek için harekete geçerek Kabil üzerindeki baskıyı artırdı.

Pakistan’ın dört kara sınırından sadece Çin ile olan sınırı sorunsuz.

İki ülke arasında uzun bir geçmişe dayanan yakın siyasi ve ekonomik ilişkiler mevcut ve Pakistan’ın Pekin’e karşı herhangi bir dış politika ya da güvenlik hedefine ulaşmak için isyancı grupları desteklemesi için bir neden yok. Nitekim Kuşak ve Yol Girişimi altında geliştirilen bir altyapı projeleri paketi olan Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) Pakistan’ı kuzey komşusuna daha da bağımlı hale getirdi.

İslamabad CPEC’i kolaylaştırmak için güvenliği artırmaya çalışırken bile bazı militan gruplar Pakistan’da, özellikle de Belucistan’da Çinli personeli hedef aldı.

Ancak bu grupların Pakistan’ın Çin sınırında herhangi bir saldırı girişiminde bulunduğu bilinmiyor. Bu sınır Pakistan’ın coğrafi açıdan en zorlu sınırı ve dünyanın en yüksek dağlarından birkaçına sahip.

Öyle olsa bile Pakistan’ın ekonomik koşulları üç ayrı cephede daha yüksek bir askeri duruşa izin vermiyor.

Pakistan’ın militan grupları bir dış politika aracı olarak kullanmaktan kararlılıkla vazgeçerek ve onlara yönelik tüm devlet desteğini keserek yeni bir sayfa açmasının zamanı gelmiştir. Bu aynı zamanda Pakistan içinde militanlığı yüceltmekten vazgeçmek ve “silahlı siyasetten” uzaklaşmak anlamına da gelmelidir.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın 29 Ocak’ta İslamabad’a yaptığı ziyarette görüldüğü gibi sadece ikili temaslar yeterli olmayacaktır. Bu tür ziyaretler gerginliğin geçici olarak yatıştırılmasına yardımcı olabilir ancak kalıcı bir çözüm değildir.

Pakistan, ticarete çatışmadan daha fazla öncelik veren ve devlet dışı militan grupların karmaşık ağları yerine karmaşık ekonomik karşılıklı bağımlılığın inşasını destekleyen yeni bir dış politika çerçevesi geliştirmelidir. Bu, Pakistan’ın ekonomik olarak yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olacak ve yetkililerin uzun süredir acı çeken vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmasını sağlayacaktır.

ASYA

Xi, Jack Ma ve diğer Çinli iş liderlerinin katılacağı sempozyuma başkanlık edecek

Yayınlanma

Toplantı hakkında bilgi sahibi üç kişi Reuters’a, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in önümüzdeki hafta özel sektör duyarlılığını artırmak için aralarında Alibaba kurucu ortağı Jack Ma’nın da bulunduğu ülkenin iş dünyası liderlerinin katılacağı bir sempozyuma başkanlık etmeyi planladığını söyledi.

Xi, özel sektörle ilgili sempozyumlara nadiren başkanlık ediyor ve bu etkinlik, Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD ile tırmanan gerilimden iç ekonomideki büyümenin yavaşlamasına kadar Çin’in iş dünyasının karşı karşıya olduğu zorlukların ortasında “güven verme” amacı taşıyor.

İki kaynak, girişimcilerin çoğunun teknoloji sektöründen olacağını ve Xi’nin onları Çin-ABD teknoloji savaşının yoğunlaştığı bir ortamda işlerini yurtiçinde ve yurtdışında büyütmeye teşvik etmesinin beklendiğini söyledi.

Reuters’a göre sempozyum muhtemelen pazartesi günü gerçekleştirilecek.

İki kaynak, teknoloji devi Tencent’in CEO’su Pony Ma’nın da sempozyuma katılacağını söyledi. Bir kaynak, akıllı telefon ve elektrikli araç üreticisi Xiaomi’nin CEO’su Lei Jun’un yanı sıra robotik şirketi Yushu Technology’nin kurucusu Wang Xingxing’in de katılmasının muhtemel olduğunu söyledi.

İki kaynağa göre bir Huawei Technologies yöneticisinin de katılması bekleniyor.

Bloomberg News, DeepSeek kurucusu Liang Wenfeng’in de katılacağını bildirdi. Yapay zeka girişimi, Batılı rakiplerinin çok altında bir maliyetle geliştirdiğini söylediği modellerle teknoloji dünyasını sarsmıştı.

DeepSeek’in kurucusu Liang’ın katılımı, start-up’ın küresel yapay zeka endüstrisinde yeni keşfedilen statüsünü daha da parlatacak. Geçtiğimiz ay Başbakan Li Qiang’ın ev sahipliğinde düzenlenen bir sempozyumda bir konuşma yapmıştı.

Xi uzun zamandır Çin’in yarı iletkenlerde kendi kendine yeterliliğe ulaşması gerektiğini vurguluyor ve ülkenin ekonomik kalkınmayı yönlendirmek için yapay zekayı kullanmasını istiyor. Washington çipler üzerinde uyguladığı ihracat kontrolleri ile bu çabayı engellemeye çalışıyor.

Okumaya Devam Et

ASYA

Alibaba, Apple’ın Çin’deki yapay zeka ortağı olacağını açıkladı

Yayınlanma

Alibaba’nın başkanı, Apple’ın Çin’de satılan yapay zeka özellikli iPhone modelleri için teknoloji sağlayacağını söyledi ve Çinli grubun hisselerinde bir ralliyi körükleyen yüksek profilli ortaklık raporlarını doğruladı.

Joe Tsai perşembe günü Dubai’de düzenlenen bir konferansta “Apple çok seçici davrandı. Çin’de bir dizi şirketle görüştüler ve sonunda bizimle iş yapmayı seçtiler,” dedi.

“Telefonlarını güçlendirmek için yapay zekamızı kullanmak istiyorlar, bu nedenle Apple gibi büyük bir şirketle iş yapabildiğimiz için çok şanslıyız ve son derece onurluyuz” dedi.

Amerikalı şirket, tüketicilerin eski modellerde çalışmayacak güçlü yeni özelliklere erişmek için akıllı telefonlarını yükseltecekleri iddiasıyla yapay zeka konusunda kendini yeniden keşfetmek için çalışıyor.

Ancak Apple, halka sunulan herhangi bir büyük dil modelinin yetkililer tarafından titiz bir test ve onay sürecinden geçmesi gereken Çin’de bu tür yetenekleri kullanıma sunma konusunda büyük engellerle karşılaştı.

Geçtiğimiz yıl Financial Times’a konuşan üst düzey bir Çinli düzenleyici, Apple’ın onay sürecini daha kolay atlatabilmesi için Çinli bir şirketle ortaklık kurması gerektiğini belirtmişti. Konuya aşina olan kişilere göre Apple, Baidu, ByteDance, Moonshot, Zhipu ve Tencent dahil olmak üzere Çin’in önde gelen yapay zeka oyuncularının birçoğuyla modelleri test etti ve ortaklıkları görüştü. DeepSeek’in modellerinin de test edildiği belirtildi.

Çin’in siber güvenlik gözlemcisi şimdiye kadar 300’den fazla yerli yapay zeka modelini kullanım için onayladı. Tsai, Apple’ın Çin dışındaki diğer şirketlerle yapay zeka ortaklıkları yapabildiğini, ancak Çin içinde, düzenleyici konular ve bunun gibi şeyler nedeniyle, yapay zeka geliştiren Çinli şirketlerle çalışmaları gerektiğini söyledi. “Gelecekte iş yaptığınız her yerde durumun böyle olacağını düşünüyorum; cihazlarınıza güç veren yerelleştirilmiş bir yapay zekaya sahip olmak isteyebilirsiniz” diye ekledi.

Apple Çin’de yeniden ivme yakalamaya çalışıyor

Apple’ın Çinli rakipleri, akıllı telefonlarda yapay zeka özelliklerini güçlü bir şekilde kullanıma sunarak iPhone üreticisini dezavantajlı duruma düşürdü.

Apple’ın Çin’deki işleri, devlet çalışanlarının büyük bir kısmının telefonlarını terk etmesine neden olan artan jeopolitik gerilimlerden de etkilendi.

Apple’ın en son mali çeyreğinde, kilit pazardaki satışlar bir önceki yıla göre yüzde 11 düşerek 18,5 milyar dolara ya da toplam gelirin yüzde 15’ine geriledi.

Alibaba’nın Hong Kong’da işlem gören hisseleri bu yılın başından itibaren yüzde 40’tan fazla yükseldi. Bu yılın başlarında yetenekleri ve düşük geliştirme maliyetleriyle küresel piyasaları şaşkına çeviren DeepSeek’in en yeni modelinin piyasaya sürülmesinin ardından yapay zeka modeli Qwen 2.5’in yeni bir sürümünü yayınlamasıyla ilk kez değer kazandı.  Alibaba yorum yapmayı reddetti. Apple ise yorum talebine hemen yanıt vermedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin’in açık kaynaklı yapay zekâsı Goku, OpenAI ve ABD’ye meydan okuyor

Yayınlanma

Çinli teknoloji şirketi ByteDance, görüntü ve video oluşturabilen gelişmiş yapay zekâ modeli Goku’yu piyasaya sürdü. Bu gelişme, OpenAI’ye ve ABD’nin yapay zekâ teknolojisindeki liderlik hevesine meydan okuyor.

Sam Altman için eğlenceli günler sona erdi; önce Elon Musk’ın düşmanca teklifi, şimdi de Goku. ByteDance, görüntü ve video üretimi için gelişmiş bir yapay zekâ modeli olan Goku’yu piyasaya sürdü.

Bu, OpenAI ve ABD gibi yapay zekâ teknolojisine erişimi güvence altına almayı amaçlayan hükümetler için yeni bir meydan okuma anlamına geliyor.

Fakat bu durum, işletmelerin “değer yaratma” bariyerini de düşürüyor.

Goku, metin istemlerinden yüksek kaliteli görseller üretiyor. Model, bilgi akışını iyileştirerek görüntü ve videoları daha akıcı ve doğru bir şekilde oluşturan bir yapay zekâ modeli türü olan doğrusal akış dönüştürücülerini kullanıyor.

Açık kaynak modeller yükselişte

Goku, Llama ve DeepSeek gibi açık kaynaklı bir yapay zekâ modeli. Bu, dünya çapındaki birçok işletme ve yeni girişim için iyi haberken, OpenAI için kötü bir haber. Zira en iyi modele sahip olmanın uzun vadeli başarıyı garanti etmediği açıkça görülüyor.

Bu durum, model “düzenlemesinin” ABD’nin öngördüğü gibi işlemeyeceği beklentisini de güçlendiriyor.

Goku, kendisinden önceki diğer modeller gibi, üretim maliyetini düşürüyor.

Goku ve Sora gibi modeller, yaratıcı içerikler oluşturabiliyor. Fakat asıl değer, işletmelerin yapay zekâ tarafından üretilen video, metin ve görüntüleri nasıl entegre edip kullandıklarında yatıyor.

Öte yandan Goku’nun yükselişi, ABD’nin yapay zekâ alanındaki hakimiyetinin artık garanti olmadığını gösteriyor.

Çinli şirketler hızla ilerliyor, yapay zekâ okuryazarlığına ve uygulamalarına önem veriyor.

Bir zamanlar rakipsiz olan OpenAI, artık şiddetli bir rekabetle karşı karşıya. En iyi yapay zekâ modeline sahip olmak artık yeterli değil.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English