Diplomasi
7 Avrupa ülkesinden açıklama: Ukrayna masasında biz de olmalıyız

Aralarında Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa’nın da bulunduğu Avrupalı güçler, Ukrayna’nın kaderine ilişkin gelecekte yapılacak müzakerelerin bir parçası olmaları gerektiğini belirterek, kalıcı barışın ancak güvenlik garantileri içeren adil bir anlaşma ile sağlanabileceğini savundular.
Yedi Avrupa ülkesi ve Avrupa Komisyonu, Paris’teki dışişleri bakanları toplantısının ardından yaptıkları ortak açıklamada, Ukrayna ve Avrupa’nın her türlü müzakerenin bir parçası olması gerektiğini belirterek, “Ortak hedefimiz Ukrayna’yı güçlü bir konuma getirmek olmalıdır,” dedi.
“Ukrayna’ya güçlü güvenlik garantileri sağlanmalıdır. Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barış, güçlü bir transatlantik güvenlik için gerekli bir koşuldur,” denilen açıklamada, Avrupalı güçlerin “Amerikalı müttefikleriyle bundan sonra izlenecek yolu görüşmeyi dört gözle bekledikleri” ifade edildi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot çarşamba günü Fransa, Birleşik Krallık, Almanya, Polonya, İtalya, İspanya, Ukrayna ve Avrupa Komisyonundan bakanların katıldığı toplantıda “Avrupalıların katılımı olmadan Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barış olamaz,” dedi.
Almanya’dan Annalena Baerbock ve İspanya’dan Jose Manuel Albares Bueno da toplantıda Ukrayna ile ilgili hiçbir kararın “Ukrayna olmadan” alınamayacağını belirterek AB ülkelerini bu konuda birlik olmaya çağırdı.
Albares Bueno, “Ukrayna için barış istiyoruz ama haksız bir savaşın adil bir barışla sona ermesini istiyoruz,” diye ekledi.
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski ise toplantıda “ABD ile işbirliğinin sürdürülmesinin” tartışma konusu olduğunu söyledi. Sikorski, “Kıtamızın güvenliği için yakın transatlantik işbirliğinden daha iyi bir garanti yoktur,” dedi.
Görüşme, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü ve ikilinin Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi için derhal müzakerelere başlamaya hazır olduklarını açıklamasının ardından gerçekleşti.
Bu hızlı gelişmeler Avrupa’yı endişelendiriyor. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, çarşamba günü Brüksel’de savunma bakanlarından oluşan bir Ukrayna temas grubuyla görüştükten sonra perşembe günü Brüksel’de NATO bakanlarıyla bir araya gelecek.
Hegseth, Ukrayna’nın 2014 öncesi sınırlarına dönmesinin gerçekçi olmadığını ve ABD’nin Kiev’in NATO üyeliğini savaşın çözümünün bir parçası olarak görmediğini söyledi.
Hegseth’in yorumlarının ardından Trump ve Putin arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti ve Trump ekiplerinin müzakerelere derhal başlama konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.
Diplomatlar, Avrupalı güçlerin bu telefon görüşmesinden önceden haberdar edilmediğini ve Hegseth’in tutumunun açıklığı karşısında şaşırdıklarını söyledi.
Ukrayna’nın NATO üyeliğini reddeden Hegseth, bunun yerine barışın ABD’den gelmeyeceğini vurguladığı “yetenekli Avrupalı ve Avrupalı olmayan birlikler” tarafından güvence altına alınması gerektiğini söyledi.
Hegseth, Ukrayna’da konuşlandırılacak herhangi bir İngiliz ya da Avrupa birliğinin NATO misyonunun bir parçası ya da ittifakın 5. madde garantisi kapsamında olmayacağını, yani aslında katılımcı devletlerin yardımına bağımlı olacaklarını sözlerine ekledi.
Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt, herhangi bir Avrupa ülkesinin barış görüşmelerine dahil olup olmayacağı sorusuna, “Şu anda size okuyabileceğim herhangi bir Avrupa ülkesi yok,” yanıtını verdi.
Britanya Savunma Bakanı John Healey, Londra’nın Hegseth’in “Avrupa ülkelerine adım atma çağrısını duyduğunu” söyledi ve bunu desteklediklerini açıkladı.
Times’ın haberine göre, günün erken saatlerinde Hegseth ile yaptığı ikili görüşmenin ardından Healey, ülkesinin bu yıl Ukrayna’ya askeri yardım için 4,5 milyar sterlin harcayacağını açıkladı.
Bu hafta başında Zelenskiy, Guardian’a verdiği demeçte Avrupa’nın ABD’nin katılımı olmadan Kiev’e sağlam güvenlik garantileri sunamayacağını söylemiş ve “Amerika olmadan güvenlik garantileri gerçek değil,” dedi.
Zelenskiy, ateşkes sonrasında Ukrayna’da konuşlanacak çok uluslu bir caydırıcı gücün 100.000 ila 150.000 kişi arasında olması gerektiğini, fakat bu sayının işgal altındaki Ukrayna’da bulunan 600.000’den fazla Rus askerinden çok daha az olacağını söyledi.
Guardian’a konuşan üst düzey bir Avrupalı diplomat, “Avrupa şu anda böyle bir gücü sahaya süremez. Fakat ABD’yi de [asker göndermeye] zorlayamayız. Dolayısıyla bunu kabul etmeli ve ne yapabileceğimize karar vermeliyiz,” ifadelerini kullandı.
Bir başka üst düzey Avrupalı diplomat ise ABD’nin Hegseth tarafından özetlenen pozisyonunu erken bir teslimiyet olarak nitelendirdi ve müzakere edilecek ne kaldığını sordu.
Bu kişi ayrıca Ukrayna’nın taviz vermeye hazır olmasının Rusya’yı önümüzdeki müzakerelerde daha fazlasını talep etmeye teşvik edeceğini savundu.
Diplomasi
Azerbaycan, Medinskiy’i Karabağ hakkında gerçekleri çarpıtmakla suçladı

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Rusya Devlet Başkanı Putin’in yardımcısı Vladimir Medinskiy’i, Dağlık Karabağ hakkında tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçladı. Medinskiy’in bir röportajda Karabağ’ı ‘Ermenistan ve Azerbaycan arasında tartışmalı bir bölge’ olarak nitelendirmesine tepki gösteren Bakü, Karabağ’ın Azerbaycan’ın kadim ve ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yardımcısı Vladimir Medinskiy’i, Dağlık Karabağ ile ilgili tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçlayan bir açıklama yayımladı.
Bakü, Medinskiy’in RT televizyonuna verdiği mülakatta Karabağ’ı “Ermenistan ve Azerbaycan arasında tartışmalı bir bölge” olarak tanımlamasına sert tepki gösterdi.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Karabağ’ın hiçbir zaman tartışmalı bir bölge olmadığına dikkat çekildi.
Açıklamada, “Karabağ’ın, Azerbaycan’ın kadim ve ayrılmaz bir parçası olduğunu hatırlatmak isteriz. Rusya’nın kendisi de Karabağ’ı Azerbaycan toprağının bir parçası olarak tanımıştır ve tanımaya devam etmektedir,” ifadeleri kullanıldı.
Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Medinskiy’in Dağlık Karabağ sorununu Rusya-Ukrayna çatışmasıyla karşılaştırmasından üzüntü duyulduğunu belirtti.
Açıklamaya göre, Azerbaycan’ın hiçbir ülkenin toprak bütünlüğünü ihlal etmemiş olması nedeniyle böyle bir karşılaştırma yersizdir.
Azerbaycan tarafı, Medinskiy’e devletler arası ilişkilere olumsuz etki edebilecek hatalı açıklamalardan kaçınmasını tavsiye etti.
Medinskiy’in Ukrayna hakkındaki sözleri
Medinskiy, aynı röportaj sırasında Rusya’daki özel operasyonun gidişatına ilişkin ülke içindeki hissiyata da değindi.
Medinskiy’e göre vatandaşlar, Bryansk ve Kursk oblastlarındaki köprülerin havaya uçurulduğu terör saldırılarına yanıt olarak Kiev’e “Oreshnik” ile bir saldırı düzenlenmesini talep ediyor.
Putin’in yardımcısı, yaşananların ardından Rusya heyetinin müzakerelerin ikinci turuna gitmesinin çok zor olduğunu da sözlerine ekledi.
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
Diplomasi
Rutte: NATO’nun füze savunmasını %400 artırması gerekiyor

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte 9 Haziran’da Londra’da yaptığı konuşmada, NATO ülkelerinin hava ve füze savunma kapasitelerini önemli ölçüde artırması gerektiğini söyledi.
Rutte, NATO ittifakının inandırıcı bir caydırıcılık ve savunma gücü oluşturmak için “hava ve füze savunmasında %400 artış” gerektiğini savundu.
Rutte, Chatham House’da yaptığı konuşmada, “Ukrayna’da Rusya’nın yukarıdan nasıl terör estirdiğini görüyoruz, bu nedenle gökyüzümüzü koruyan kalkanı güçlendireceğiz,” dedi.
NATO ordularının ayrıca binlerce zırhlı araç ve tank, milyonlarca top mermisine daha ihtiyaç duyduğunu söyleyen Rutte, lojistik, ikmal, ulaştırma ve tıbbi destek gibi destek kapasitesini iki katına çıkarmak gerektiğini vurguladı.
NATO ülkeleri geçen hafta, kapasite hedeflerinin genişletilmesi, her NATO müttefikinin satın almayı hedeflediği malzemelerin listesi ve kaç personel alacağı konusunda anlaşmaya vardı. Bu hedefler, NATO’nun savunma ve caydırıcılık planlarına ve bu planları uygulamaya koymak için gerekli kapasitelere dayanıyor.
Yeni hedefler, Ukrayna savaşından önce belirlenen ittifakın önceki yetenek hedeflerinden ortalama %30 daha yüksek. Geçen hafta Rutte, bu artırılan yetenek hedeflerini, ittifak genelinde askeri harcamaları önemli ölçüde artırmak için bir neden olarak gösterdi.
NATO ülkeleri şu anda savunma harcamalarını mevcut NATO hedefi olan %2’den %5’e çıkarmak için görüşmeler yürütüyor. Daha yüksek hedef, silah ve asker gibi temel askeri kalemlere GSYİH’nin %3,5’ini ve siber güvenlik, ulaşım altyapısı ve Ukrayna’ya askeri yardım gibi savunma ile ilgili bütçe kalemlerine ek olarak %1,5’ini harcamayı içerecek.
Rutte, “Kolektif savunmamızda büyük bir sıçrama yapmamız gerekiyor. Gerçek şu ki, savunma planlarımızı tam olarak uygulamak için daha fazla güce ve yeteneğe sahip olmalıyız,” dedi.
Diplomasi
Japonya ve ABD stratejik üste ‘nükleer caydırıcılık’ mesajı verdi

Japonya ve ABD, 5-6 Haziran tarihlerinde Louisiana’daki Barksdale Hava Üssü’nde “Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu” gerçekleştirdi.
Yıllık nükleer güç gösterisinde, ABD hükümet yetkilileri Japon mevkidaşlarına Louisiana’daki bir hava üssünde B-52 stratejik bombardıman uçaklarından oluşan bir filoyu gösterdi.
Donald Trump’ın ikinci yönetiminin ilk Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu, geçen perşembe ve cuma günü Hava Kuvvetleri Küresel Saldırı Komutanlığı’nın merkezi olan Barksdale Hava Üssü’nde gerçekleştirildi. Ziyaretin fotoğrafları pazartesi günü yayınlandı.
Louisiana’daki küresel saldırı komutanlığı, B-52, B-1 ve B-2 kanatları da dahil olmak üzere Hava Kuvvetleri’nin tüm bombardıman güçlerini denetliyor. Stratejik bombardıman uçağı, nükleer üçlüden en esnek olanı ve düşmanların yakınına konuşlandırıldığında en görünür caydırıcı unsur.
2022’den bu yana müttefikler, Çin, Rusya ve Kuzey Kore gibi düşman ilan ettikleri ülkelere karşı ABD’nin nükleer şemsiyesini göstermek amacıyla, Amerika’nın deniz, hava ve kara tabanlı nükleer üçlüsünün kilit noktalarında diyalog toplantıları düzenliyor.
Trump’ın ikinci döneminde bu geleneğin devam etmesi, Japon tarafına genişletilmiş caydırıcılığın öneminin değişmediğine dair güvence verdi.
Stratejik noktalara yapılan ziyaretler, 2022 Haziranındaki diyalog sırasında Georgia’daki Kings Bay Denizaltı Üssü’nde Ohio sınıfı balistik füze denizaltısı (SSBN) USS Maryland’ın teftişiyle başladı.
Ertesi yıl Japonlar, Missouri’deki Whiteman Hava Üssü’nde B-2 hayalet bombardıman uçağını yakından inceledi.
Geçen yıl Japonlar, Wyoming’deki Francis E. Warren Hava Üssü’nde bazı kıtalararası balistik füzeleri gözlemleyerek nükleer füze fırlatma öncesindeki özel prosedürler hakkında bilgi aldı.
Japonya Dışişleri Bakanlığı’nın pazartesi günü yayınladığı basın açıklaması tek bir cümleden oluşuyordu: “Japonya ve ABD, 5-6 Haziran 2025 tarihlerinde Louisiana’daki Barksdale Hava Üssü’nde Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu gerçekleştirdi.”
Görüşmeler, 2010 yılında iki hükümet arasında resmi bir diyalog mekanizması olarak kuruldu ve düzenli olarak gerçekleştiriliyor. Amaç, nükleer araçlar da dahil olmak üzere caydırıcılık konusunda karşılıklı anlayış oluşturmak olarak ifade ediliyor.
Diyalogda, iki taraf genellikle bölgesel güvenlik ortamını tartışır ve ittifak savunma duruşu, nükleer ve füze savunma politikası, silah kontrolü ve risk azaltma konularında görüş alışverişinde bulunur.
Görüşmelere Japonya Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı yetkilileri ile Öz Savunma Kuvvetleri ve Japonya’nın Washington Büyükelçiliği mensupları katıldı. ABD tarafını ise Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve ordu yetkilileri temsil etti.
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Dünya Basını2 hafta önce
FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor