Asya
Japonya’nın yeni dışişleri bakanı diplomasi sahnesine çıktı

Japonya yeni Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa, pazartesi günü New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun oturum aralarında diplomatik çıkışını yaparak G7 üst düzey diplomatlarıyla ilk yüz yüze görüşmelerini gerçekleştirdi ve Fukuşima atık suyunun okyanusa serbest bırakılması konusunda BM nükleer gözlemcisiyle önemli bir anlaşma imzaladı.
Geçtiğimiz çarşamba günü yapılan kabine değişikliğiyle Japonya’nın diplomatik dizginlerini eline alan Kamikawa, G7 dışişleri bakanlarıyla bir araya gelmeden önce ABD’li, İngiliz ve Brezilyalı mevkidaşları ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) başkanıyla ikili görüşmeler yaparak hızlı bir başlangıç yaptı.
Başbakan Fumio Kishida, kendi deyimiyle “Çin’in artan askeri iddiası, Kuzey Kore’nin tekrarlanan füze fırlatmaları ve Rusya’nın Ukrayna’daki savaşıyla” mücadele etmek için Japonya’nın ABD ile olan güvenlik ittifakını güçlendirmeyi ve diğer ortaklarla bağlarını sıkılaştırmayı hedefliyor. Bu bağlamda Kamikawa’nın ataması Tokyo için kritik bir zamanda gerçekleşti.
Kamikawa, G7’deki mevkidaşlarının katıldığı bir toplantıya başkanlık etti. Her ne kadar bu görüşmeler büyük ölçüde Ukrayna’daki savaşa odaklanmış olsa da, toplantı sonrasında grup başkanı olarak Kamikawa tarafından yapılan açıklamada, Fukuşima No. 1 nükleer santralinden arıtılmış atık suyun salınması ve Pekin’in Doğu ve Güney Çin denizlerinde ve Tayvan yakınlarındaki “provokatif faaliyetlerinden” duyulan endişelerin dile getirilmesi sonrası Çin ile yaşanan gerilimin ortasında Tokyo’nun Pekin ile “yapıcı ve istikrarlı ilişkiler kurma” arzusunu dile getirdi.
Kamikawa Ukrayna ihtilafı konusunda yaptığı açıklamada bakanların Rusya’nın “saldırganlık savaşını” kınadıklarını ve “ne kadar sürerse sürsün Ukrayna’nın yanında durma” taahhütlerini yinelediklerini söyledi.
Bakanlar ayrıca diğer ülkelere de çatışmada Rusya’ya silah dahil “her türlü” yardımı kesmeleri ya da “ağır bedellerle karşılaşmaları” uyarısında bulundu.
Bu çağrı, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere Rusya’ya yaptığı nadir ziyaretin ardından Moskova ve Pyongyang arasında işbirliği taahhütleri konusunda G7 bakanlarının paylaştığı endişelerin ortasında geldi.
Kamikawa ayrıca, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, ABD ve Avrupa Birliği’nden G7 mevkidaşlarının Fukuşima nükleer atık suyunun salınımı konusunda “güvenli, şeffaf ve bilime dayalı süreci” memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti.
G7 bakanlarının bir sonraki toplantılarını 7-8 Kasım tarihlerinde Tokyo’da gerçekleştireceklerini söyledi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile Fukuşima anlaşması
Günün erken saatlerinde Kamikawa, UAEA başkanı Rafael Grossi ile de bir araya geldi ve ikili, Fukuşima deşarjına ilişkin “kapsamlı ve sürekli güvenlik incelemesinin tüm kapsamını ortaya koyan” bir işbirliği anlaşması imzaladı.
Grossi, “Bugünkü anlaşma, şeffaflık ve hem Japonya’da hem de yurtdışında deşarjın ne insanlara ne de çevreye zarar vermeyeceğine dair güven oluşturmak için vazgeçilmez olan izleme, doğrulama ve değerlendirme faaliyetlerini uygulamak üzere UAEA’nın sahadaki daimi varlığı için geniş parametreleri belirliyor” dedi.
Grossi, “Arıtılmış suyun son damlası da güvenli bir şekilde denize boşaltılana kadar sahada kalacak ve teknik çalışmalarımızı sürdüreceğiz,” diye ekledi.
Japonya geçtiğimiz ay Tokyo Electric Power Company Holdings’in Fukushima No. 1 nükleer santralinden arıtılmış su salmaya başladı. Bu hamle, başta Çin olmak üzere bölge ülkelerinin ve balıkçılıkla geçinen yerel halkın büyük tepkisini çekti. Japonya’dan deniz ürünleri ithalatına hızlı bir şekilde yasak getiren ve deşarjın “dünyayı nükleer kirlenme riski” altına soktuğunu savunan Çin tarafından ağır bir şekilde eleştirildi.
Çin’le ilişkilerde istikrar vurgusu
ABD Dışişleri Bakanlığı’na göre Kamikawa ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile ikili görüşmelerde bulunarak Tayvan Boğazı’nda “barış ve istikrarın” önemini vurguladı ve “Doğu ve Güney Çin Denizlerinde uluslararası hukuka uyulması” gerektiğini teyit etti.
Çin’e karşı sert söylemler son yıllarda biraz basmakalıp hale gelmiş olsa da Japonya Dışişleri Bakanlığı’nın toplantıya ilişkin açıklamasında Tayvan’dan ya da Doğu ve Güney Çin denizlerinden bahsedilmeyerek sadece iki müttefikin “Çin’le ilgili meseleleri ele alırken yakın çalışacakları” belirtilirken Pekin’le “ortak zorluklar” konusunda “işbirliği yapmanın önemi” vurgulandı.
Bazı üst düzey Japon milletvekilleri Tayvan’da yaşanacak bir acil durumun Tokyo için varoluşsal bir kriz anlamına geleceğini söylerken, Kishida da sık sık Ukrayna savaşına benzer bir krizin Doğu Asya’da da yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Kishida bu söylem üzerinden halkı ve muhalefeti savunma harcamalarına ve yeni savunma stratejisine ikna etmeye çalışıyor.
Ancak Kamikawa açıkmalasında, Tokyo’nun güçlü komşusu ve en büyük ticaret ortağı Çin ile ilişkilerini istikrara kavuşturmaya çalıştığını vurguladı.
Bu arada Kamikawa ve Blinken, Japonya ve ABD’nin, “son aylarda benzeri görülmemiş sayıda füze denemesi gerçekleştiren Kuzey Kore’nin artan nükleer ve füze tehditlerine yanıt vermeye yardımcı olmak üzere” Güney Kore ile üçlü işbirliğini daha da derinleştirecekleri sözünü verdi.
Kamikawa, Blinken ile görüşmesinden önce İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly ve Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Vieira ile de bir araya geldi.
Asya
Güney Kore’nin yeni Başkanı Lee Jae-myung, ulusu birleştirme, ekonomiyi canlandırma, komşularla arayı düzeltme sözü verdi

Güney Kore’nin yeni Devlet Başkanı Lee Jae-myung, çarşamba günü yapılan seçimlerdeki zaferin ardından Ulusal Meclis’te yemin ederek göreve başlarken “yeni bir umut ülkesi inşa edeceğine” söz verdi.
Demokratik Parti’den (DP) gelen Lee, Seul’de yaptığı göreve başlama konuşmasında, Güney Kore halkına hitaben, “Bu seçimde kimi desteklemiş olursanız olun, herkesi kucaklayan, tüm vatandaşlara hizmet eden bir devlet başkanı olacağım” dedi.
Lee Jae-myung, törenden önce Seul Ulusal Mezarlığı’na giderek, savaşlarda hayatını kaybeden Kore askerleri için saygı duruşunda bulundu.
5 yıllık görev dönemine resmen başlayan Lee, Asya’nın dördüncü büyük ekonomisinin “diplomasi, ulusal güvenlik ve demokrasi alanlarında iç içe geçmiş bir krizler ağıyla” karşı karşıya olduğunu kabul etti.
Eşitsizliği körüklediği ve büyümeyi engellediği için suçladığı, modası geçmiş ekonomik kalkınma modelini kökünden değiştireceğine söz verdi.
Orta ve düşük gelirli aileleri etkileyen yaşam maliyeti sorunları ve küçük işletme sahiplerinin mücadelelerine odaklanarak ülkenin karşı karşıya olduğu acil ekonomik sorunları ele alacağını söyledi.
Ekonomide pragmatik ve piyasa odaklı yaklaşımı benimseyerek büyümeyi canlandıracaklarını, ileri teknolojileri güçlendireceklerini vurguladı.
Güney Kore ekonomisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın agresif ticaret politikaları ve Çinli ihracatçıların yoğun rekabetinden dolayı baskı altında.
Ayrıca, Washington’un iki ülke arasındaki büyük ticaret dengesizliğinin nedeni olarak gösterdiği ithalat vergileriyle ilgili müzakerelerde Beyaz Saray’ın belirlediği son tarihe de – temmuz – yaklaşıyor.
Kuzey Kore ile diyalog mesajı
Lee Jae-myung, dış politikada ise, seçim öncesi verdiği Kuzey Kore ile iletişim kurma vaadini tekrarlayarak, “Kuzey ile iletişim kanallarını açık tutacak ve diyalog ve işbirliği yoluyla Kore yarımadasında barışı sağlayacağız” dedi.
“Çatışma yoluyla kazanmak yerine savaşmadan kazanmak daha iyidir ve en güvenilir güvenlik, savaşı gereksiz kılan barıştır” diye ekledi.
Ancak olası “nükleer ve askeri provokasyonlara” yanıt vereceğine de söz verdi.
Lee, Güney Kore’nin ABD ile ittifakına bağlılığını yinelerken, Japonya’nın dahil olduğu üçlü işbirliğini geliştireceklerini, komşu ülkelerle ilişkilerde pratik ve ulusal çıkara dayalı yaklaşım izleyeceklerini ifade etti.
Lee, muhafazakar selefinin Çin ve Rusya’ya yönelik dış politikasını “gereksiz düşmanca” olarak nitelendirdi.
Beyaz Saray endişeli
Lee’nin, ABD ile Çin arasındaki rekabetin yoğunlaştığı bir dönemde, ABD başkanıyla gümrük vergileri konusunda bir anlaşma müzakere ederken, Pekin ile “pragmatik diplomasi” izlemesi bekleniyor.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Lee’nin seçim zaferini kutladı ve iki ülkenin “karşılıklı savunma anlaşması, ortak değerler ve derin ekonomik bağlara dayanan ittifaka sarsılmaz bir bağlılık paylaştığını” söyledi.
Ayrıca, iki ülkenin “bugünün stratejik ortamının taleplerini karşılamak ve yeni ekonomik zorlukları ele almak için ittifakı modernize ettiğini” belirtti.
Beyaz Saray, Lee’nin seçilmesinin “özgür ve adil” olduğunu ancak ABD’nin Çin’in dünya çapındaki demokrasilere müdahalesi ve etkisine karşı endişeli ve karşı olduğunu belirtti.
Erken seçim
Ülke, aralık ayında dönemin Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un kısa süreli sıkıyönetim ilanıyla tetiklenen uzun süreli bir siyasi krizden geçiyor. Yoon’un mahkeme kararıyla görevden azledilmesiyle erken seçim dönemine gidilmişti.
Ulusal Seçim Komisyonu, bu sabah yaptığı toplantının ardından, dün gerçekleştirilen devlet başkanı seçimini Lee’nin kazandığını duyurdu. Resmi sonuçlara göre, Lee, oyların yüzde 49,42’sini kazanırken, iktidardaki Halkın Gücü Partisi (PPP) adayı Kim Moon-soo yüzde 41,15 oy aldı.
Seçime katılım oranı %79,4 ile son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Lee’nin zaferi, birkaç yıllık bölünmüş hükümetin ardından başkanlığı ve ulusal meclisi muhafazakarların elinden liberal partilerin eline geçirdi.
Kore Merkez Bankası, ihracatta keskin bir yavaşlama nedeniyle ekonominin ilk çeyrekte hafif daralmasının ardından, geçen hafta bu yılki büyüme tahminini yüzde 1,5’ten yüzde 0,8’e düşürdü.
Güney Kore’nin referans Kospi hisse senedi endeksi sabah işlemlerinde yüzde 2,4’ün üzerinde artış gösterdi. Yatırımcılar, Lee’nin azınlık hissedarların gücünü artırmak için yönetim reformları getireceğini ve ülkenin en büyük sanayi gruplarını kontrol eden ailelerin etkisini azaltacağını tahmin ediyor.
Belediye başkanlığından devlet başkanlığına
61 yaşındaki eski insan hakları avukatı Lee, salı günkü seçimi Yoon’un sıkıyönetimine ve Halkın Gücü Partisi’nin bu talihsiz hamleyi durdurmaktaki başarısızlığına karşı “yargı günü” olarak nitelendirdi.
Lee, 2010 yılında Seongnam Belediye Başkanı seçilerek kariyerine başlamıştı ve bu görevde sosyal refah projeleriyle dikkat çekmişti.
2018-2021 yılları arasında Gyeonggi Eyaleti Valiliği yaptı ve COVID-19 salgınına karşı etkili önlemleriyle öne çıktı.
2022’deki başkanlık seçimlerinde Yoon Suk Yeol’e karşı kıl payı kaybetti.
2024 yılında bir suikast girişiminden sağ kurtuldu ve aynı yıl Yoon’un sıkıyönetim ilanına karşı direnişte aktif rol aldı.
Öte yandan Lee, geçmişte seçim kampanyasında yanlış beyanda bulunmakla suçlanmıştı ve bu konuda yargı süreci devam ediyor. Ancak, Güney Kore anayasasına göre görevdeki bir başkan yargılanamıyor, bu nedenle davalar ertelendi.
Lee Jae-myung’un başkanlığı, Güney Kore için hem iç hem de dış politikada önemli değişimlerin habercisi olabilir.
Asya
Güney Kore’de çıkış anketlerinde Demokratik Parti adayı önde

Güney Kore’de yetkililer salı günü, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy sayımının başladığını ve çıkış anketlerinde Demokratik Parti adayı Lee Jae-myung’un cumhurbaşkanlığını kazanacağının tahmin edildiğini, kazananın gece yarısı civarında belli olacağını açıkladı.
Kazananın, oyların yüzde 70 ila 80’inin sayılmasının beklendiği gece yarısı civarında belli olması bekleniyor. Oy sayımı çarşamba sabahına kadar devam edecek. Yaklaşık 44 milyon kayıtlı seçmenin oy kullandığı düşünülüyor.
Demokratik Parti (DP) adayı Lee Jae-myung, salı günü yapılan dört ankete göre, seçimi oyların yaklaşık yüzde 50’sini alarak Halkın Gücü Partisi adayı Kim Moon-soo’yu en az 7,5 puan farkla önde götürüyor.
JTBC’nin anketine göre Lee, Kim’in %39,4’üne karşı %50,6 oy alacak, Channel A’nın anketinde ise Lee, Kim’i %51,1’e %38,9 ile geride bırakacak.
MBN’nin anketine göre Lee, oyların %49,2’sini alırken Kim %41,7’sini alacaktı. KBS, MBC ve SBS’nin ortak anket çıkış sonuçlarına göre ise Lee, %51,7 ile Kim’in %39,3’ünün önünde yer aldı.
Yeni Reform Partisi’nin adayı Lee Jun-seok’un JTBC, Channel A, MBN ve KBS-MBC-SBS anketlerinde sırasıyla %7,9, %8,7, %7,8 ve %7,7 oy alacağı tahmin edildi.
JTBC anketinin hata payı yüzde 0,9, Channel A anketinin hata payı ise yüzde 0,93 olarak açıklandı. Her iki anketin güven aralığı yüzde 95 idi.
KBS-MBC-SBS çıkış anketinin hata payı ise yüzde 0,8 olarak açıklandı.
Ulusal Meclis’teki durum odasında toplanan DP kampanya yetkilileri ve liderleri, sandık çıkış anketi sonuçları açıklandığında alkış ve tezahüratlarla karşıladı.
DP seçim komitesi lideri Park Chan-dae, KBS’ye yaptığı açıklamada, “Egemen halkın isyan rejimine ağır bir hüküm verdiğine inanıyorum” dedi.
“Bunlar çıkış anketleri, yani tahminler, ancak seçim sonuçları kesinleşene kadar tetikte kalacağız ve halkın kararını, halkın tercihini göreceğiz.”
Amerika
Çinli teknoloji şirketleri Nvidia’sız yerli yapay zeka geleceğine hazırlanıyor

Dev Çinli teknoloji şirketleri, Nvidia işlemcilerin stoklarının azalması ve ABD’nin ihracat kontrollerinin sıkılaştırılmasıyla mücadele ederken, yapay zeka (AI) geliştirme çalışmalarını yerli çiplere geçirme konusunda uzun ve zorlu bir sürece başladı.
Sektör yöneticilerine göre, Alibaba, Tencent ve Baidu, yapay zeka ile ilgili artan iç talebi ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif yarı iletkenleri test etmeye başlayan şirketler arasında yer alıyor.
ABD ile Çin arasındaki ticaret geriliminin artması, Donald Trump yönetiminin geçen ay tercih ettikleri çip olan Nvidia’nın H20’nin satışını kısıtlamasına yol açtığı için, acil durum planlamalarını hızlandırmak zorunda kaldılar. H20, Joe Biden dönemindeki kısıtlamalara uymak için tasarlanmış, özellikleri azaltılmış bir üründür.
Konuya yakın kaynakların Financial Times’a aktardığına göre, kontrollerin sıkılaştırılması, Çinli teknoloji gruplarının hamlelerine aciliyet kattı, zira mevcut Nvidia stokları AI geliştirmeyi ancak gelecek yılın başlarına kadar sürdürebilecek.
Yeni çip siparişlerinin teslimatı genellikle üç ila altı ay sürüyor ve Nvidia’nın Trump’ın daha sıkı ihracat kurallarına uygun ve yerel rakiplerine karşı yeterince rekabetçi yeni bir işlemciyi Çin’e ne zaman sunabileceği veya sunup sunamayacağı belirsizliğini koruyor.
Baidu’nun yapay zeka bulut grubu başkanı Shen Dou, geçen hafta analistlere, şirketin Nvidia’nın yerine özellikle problem çözme çıkarım işlemleri için çeşitli çip seçenekleri arasından seçim yapabileceğini söyledi.
Shen, “Zamanla, yerli olarak geliştirilen kendi kendine yeten çipler ve giderek daha verimli hale gelen yerli yazılım yığınlarının birlikte Çin’in yapay zeka ekosisteminde uzun vadeli inovasyon için güçlü bir temel oluşturacağına inanıyoruz” dedi.
Alibaba CEO’su Eddie Wu, bu ayın başlarında yaptığı kazanç açıklamasında, “Artan müşteri talebini karşılamak için çeşitli çözümleri aktif olarak araştırıyoruz” dedi.
Başka bir kazanç açıklamasında, Tencent Başkanı Martin Lau, şirketinin çipleri daha verimli kullanmaya çalışırken alternatif ürünleri de değerlendirdiğini söyledi.
“Önümüzdeki birkaç nesil için eğitim modellerimizi sürdürmek için yeterli sayıda yüksek kaliteli çipe sahip olmalıyız” diyen Lau, Tencent’in artan çıkarım ihtiyaçlarını karşılamak için “potansiyel olarak diğer çipleri kullanabileceğini” de sözlerine ekledi.
Çin devlet güvenlik bakanlığına bağlı bir düşünce kuruluşu bu ay, Washington’un ihracat kontrollerinin acı verici olmakla birlikte, “Huawei’nin Ascend çip serisi en iyi örnek olmak üzere, yerli yüksek kaliteli AI çiplerinde bağımsız inovasyonda bir patlama başlattığını” söyledi.
Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, sosyal medya paylaşımında “Çin’deki yerli kuruluşlar Ascend çiplerinin büyük ölçekli tedarikine ve kullanımına çoktan başladı” dedi.
Şu ana kadar Huawei’nin çiplerinin en büyük alıcıları, China Mobile gibi devlet şirketleri ve savunma, sağlık veya finans gibi hassas sektörlerdeki şirketlerdi. Şimdi, çok daha geniş bir yelpazedeki yerli teknoloji şirketlerinin Çin’in ulusal şampiyonu olan şirketin çipleri için rekabet etmesi bekleniyor.
Huawei’yi olası bir alternatif olarak görenler, Washington’un bu ay ihracat kontrolleriyle ilgili bir kılavuz yayınlayarak, bu çiplerin “dünyanın herhangi bir yerinde” kullanılmasının şirketlerin cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunmasının ardından, Ascend çiplerinin test edilmesi konusunda büyük ölçüde sessiz kaldılar.
GF Securities’in analistleri, Nvidia’nın ABD ihracat kurallarına uygun, Çin’e ihraç edilecek yeni çiplerin üretimine temmuz ayı başında başlayabileceğini tahmin ediyor.
Rapora göre, yeni işlemci Nvidia’nın gelişmiş Blackwell ürününü temel alsa da, büyük miktarda verinin hızlı işlenmesi için önemli bir bileşen olan yüksek bant genişliğine sahip bellek (HBM) içermeyecek.
Yeni işlemcilerin Nvidia’nın yüksek hızlı bağlantı teknolojisi NVLink’e sahip olup olmayacağı gibi bazı önemli detaylar ise hala belirsizliğini koruyor.
Çarşamba günü yapılan bir analist kazanç raporu toplantısında, Nvidia CEO’su Jensen Huang, Çin için yeni bir ürün düşünürken seçeneklerinin sınırlı olduğunu söyledi. “Şu anda elimizde hiçbir şey yok” dedi.
Teknoloji grupları, sistemlerini Nvidia çiplerinden yerli alternatiflere geçirme kararı alırsa, önemli maliyetlerle karşı karşıya kalacak. Başlangıçta Nvidia’nın CUDA yazılım çerçevesini kullanarak geliştirilen eğitim kodunu Huawei’nin CANN’ına taşımak son derece zaman alıcı ve diğer sorunların yanı sıra hata ayıklama ve optimizasyon için Huawei mühendislerinin önemli desteğini gerektiriyor.
Önde gelen bir Çinli teknoloji şirketi yöneticisi, Huawei’ye geçişin AI ile ilgili geliştirmelerde yaklaşık üç aylık bir kesintiye neden olacağını tahmin etti.
Çoğu şirket, AI eğitiminin mevcut Nvidia çiplerinde devam ederken, Çin’de AI’nın yaygınlaşmasıyla talebin arttığı çıkarım için yerel işlemcilerin kullanıldığı hibrit bir yaklaşım düşünüyor.
Huawei, ortaklarının üretim kapasitesini artırmaya çalışırken ve kendi üretim tesisini kurarken, arz mevcut talebi karşılayamıyor.
Cambricon ve Hygon gibi diğer Çinli üreticilerin çipleri de teknoloji devleri tarafından test edilirken, Baidu ve Alibaba artan talebi karşılamak için kendi işlemcilerini geliştiriyor.
Nvidia CEO’su ABD’nin Çin’e yönelik çip kısıtlamalarının ‘başarısız’ olduğunu söyledi
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika2 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş2 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Ortadoğu2 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Diplomasi1 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş1 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali
-
Söyleşi1 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü