Avrupa
İsrail lobisi İngiliz Muhafazakâr vekillerin üçte birini fonlamış

Britanya’da Muhafazakâr Parti’nin 344 milletvekilinden 126’sının İsrail yanlısı lobi gruplarından fon kabul ettiğini ortaya çıktı.
Declassified’da yer alan habere göre, bağışların ya da ağırlamaların değeri 430.000 sterlinin üzerinde. Bu kuruluşlar Muhafazakâr Partili milletvekillerinin 187 kez İsrail’i ziyaret etmeleri için ödeme yaptı.
Bu gezilerin bazıları işgal altındaki Filistin topraklarına yapılan ziyaretleri de içeriyordu ve küçük bir kısmı İsrail lobisinin bir parçasını oluşturmayan gruplar tarafından ortaklaşa desteklendi.
Ana fon sağlayıcı, kendi fon kaynaklarını açıklamayan bir parlamento grubu olan “İsrail’in Muhafazakâr Dostları.”
Diğer önemli bağışçılar arasında Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC), Avustralya-İsrail Kültürel Değişim ve Avrupa Liderlik Ağı bulunuyor.
Muhafazakâr Partili on üç siyasetçi 7 Ekim’den bu yana “dayanışma” misyonları da dâhil olmak üzere İsrail’e seyahat etmek için toplamda 50.000 sterlinden fazla para kabul etti.
“İsrail’in Dostları” grubu
İsrail’in Muhafazakâr Dostları (CFI), Muhafazakâr bir politikacı olan Michael Fidler tarafından 1974 yılında kurulan İsrail yanlısı bir lobi grubu.
İsrail devleti ile uzun süreli bağları olan örgüt, deneyimli gazeteci Peter Oborne’a göre, “Binyamin Netanyahu’nun sağcı Likud koalisyonunun Westminster’daki ileri karakoluna benzemeye başladı.”
Muhafazakâr milletvekillerinin yaklaşık yüzde 80’i CFI üyesi ve son on yılda, Birleşik Krallık’taki diğer tüm siyasi bağışçılardan daha fazla milletvekilini yurtdışı gezilerine götürdü.
Yüz binlerce sterlin fon sağladılar
Declassified tarafından incelenen kamuya açık veriler, CFI’nın 118 Muhafazakâr milletvekilinin 160 kez İsrail’e seyahat etmesini finanse ettiğini ve ziyaretler için 330.000 sterlinden fazla para sağladığını gösteriyor.
Bu milletvekilleri arasında Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, İçişleri Bakanı James Cleverly ve Büyük Britanya Lord Yüksek Şansölyesi Alex Chalk da bulunuyor.
CFI öncülüğündeki bu ziyaretlerin 22’si İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından toplamda 8.000 sterlinin üzerinde bir meblağla finanse edildi.
İsrail devleti ayrıca Birleşik Krallık’ın iki eski maliye bakanı Nadhim Zahawi ve Kwasi Kwarteng’in yanı sıra o dönemde gölge çevre bakanı olan milletvekili John Whittingdale’in gezilerini de bağımsız olarak finanse etti.
Geçmiş CFI delegasyonları İsrail’in en büyük silah firması Elbit Systems tarafından işletilen fabrikalara turlar düzenlemişti. Gazeteci David Cronin’in 2011 yılında lobi grubunun Elbit Systems tarafından finanse edilip edilmediğini sorması üzerine CFI sözcüsü, “Size bu ayrıntıları vermek zorunda değilim,” yanıtını vermişti.
7 Ekim’den sonra “dayanışma” yoğunlaştı
Declassified’ın ortaya çıkardığına göre CFI’nın lobi faaliyetleri 7 Ekim’den bu yana yoğunlaştı.
Grup, Gazze işgali sırasında İsrail’e Stephen Crabb, Theresa Villiers, Robert Jenrick, Michael Ellis, Nicola Richards ve Greg Smith olmak üzere altı milletvekilinin katıldığı iki “özel dayanışma” delegasyonuna öncülük etti.
Milletvekilleri İsrail’de, Ekim 2023’te İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog tarafından ağırlandı.
CFI ayrıca milletvekili adaylarına seçilmeden önce İsrail’i ziyaret etmeleri için fon sağlıyor.
CFI, 2019 genel seçimleri öncesinde, yedisi (Siobhan Baillie, Miriam Cates, Dehenna Davison, Peter Gibson, Tom Hunt, Robert Largan ve Matthew Vickers) şu anda milletvekili olan o dönemki müstakbel milletvekili adaylarından oluşan bir heyeti İsrail’e götürdü.
Şubat 2024’te, İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı (UAD) tarafından soykırım nedeniyle soruşturmaya tabi tutulmasından bir ay sonra CFI, Alexander Clarkson, Katie Lam, Ben Obese-Jecty ve Bradley Thomas adlı dört müstakbel milletvekili için İsrail’e bir gezi daha düzenledi.
Sadece gazi finanse etmiyorlar: İngiliz kurumlarına erişim
CFI’nın lobi çalışmaları İsrail’e düzenlenen gezileri finanse etmekle sınırlı değil.
Kuruluş ayrıca “Downing Street, Westminster ve Whitehall’a mükemmel erişimin” keyfini çıkararak milletvekilleri için brifing materyali hazırlıyor ve İsrail’e desteğin halka açık bir göstergesi olarak işlev gören yıllık bir ziyafete ev sahipliği yapıyor.
Başbakan Rishi Sunak ocak ayında düzenlenen son ziyafette yaptığı konuşmada CFI’yı “partisinin ayrılmaz bir parçası” olarak nitelendirmişti.
Suella Braverman’ı da Tel Aviv’e götürmüşler
Öte yandan bir başka lobi kuruluşu Ulusal Yahudi Meclisi (NJA) de İngiliz siyasetçilere para aktarıyor.
NJA’nın başkanlığını, Facebook’taki “İslamofobik” paylaşımları beğendikten sonra İngiliz Yahudileri Temsilciler Kurulu’ndan istifa etmesi istenen Gary Mond yürütüyor. NJA’nın temel amaçlarından biri de “İsrail’i desteklemek.”
NJA, 7 Ekim’den bu yana İsrail’e iki “dayanışma heyeti” gönderdi ve eski İçişleri Bakanı Suella Braverman’ın Tel Aviv’e yaptığı son geziye 27.801 sterlin katkıda bulundu.
Braverman gezisinin ardından yaptığı açıklamada İsrail’in Gazze’de üç İngiliz yardım görevlisini öldürmesinin “İngiltere’nin İsrail’e verdiği desteği yumuşatması” için bir neden olmaması gerektiğini söylemişti.
Braverman, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gollant için tutuklama başvurusu yapmasından altı hafta önce, “İsrail’in uluslararası hukuku çiğnemeye yakın olmadığından emin olduğunu” da sözlerine eklemişti.
Avrupa
Avrupa’nın en büyük limanı Rusya ile savaşa hazırlanıyor

Avrupa’nın en büyük limanı olan Hollanda’daki Rotterdam Limanı, Rusya ile olası bir savaşa hazırlanıyor. Bu kapsamda NATO’nun askeri sevkiyatları için özel alanlar ayıran ve silah transferi için rotalar planlayan liman, Belçika’daki Antwerp Limanı ile de lojistik işbirliği yapacak.
Financial Times‘ın haberine göre, Avrupa’nın en büyük limanı olan Hollanda’daki Rotterdam Limanı, Rusya ile olası bir savaşa hazırlık kapsamında NATO gemilerinin askeri kargoları için yer ayırmaya ve silah sevkiyatı için rotalar planlamaya başladı.
Limanda ayrıca çıkarma tatbikatları da yapılacak. Daha önce de silah sevkiyatlarına ev sahipliği yapan limanda, Soğuk Savaş’ın en yoğun döneminde bile bu amaç için özel bir rıhtım bulunmuyordu.
Yeni plan çerçevesinde, mühimmatın bir gemiden diğerine güvenli bir şekilde aktarılabilmesi için konteyner terminalinin bir bölümü yeniden donatılacak.
Lojistikte Antwerp ile işbirliği
Liman Direktörü Boudewijn Simons, askeri sevkiyat lojistiğinin komşu Belçika’daki Antwerp Limanı (AB’nin ikinci en büyüğü) ile koordine edileceğini belirtti.
Simons, bu işbirliğinin özellikle ABD, İngiltere ve Kanada’dan gelecek kargoların kabulünde önemli olacağını vurguladı.
“Birbirimizi giderek daha az rakip olarak görüyoruz. Elbette gerektiğinde rekabet ediyoruz ama yapabildiğimiz yerde birlikte çalışıyoruz,” diyen Simons, büyük hacimli silahların taşınması gerektiğinde Rotterdam’ın yükün bir kısmını üstlenmeleri için Antwerp’e veya diğer limanlara başvuracağını ve bunun tersinin de geçerli olacağını ifade etti.
NATO talebiyle harekete geçildi
Hollanda Savunma Bakanlığı, mayıs ayında yaptığı açıklamada, limanın NATO’nun talebi üzerine askeri sevkiyatlar için alan sağlayacağını doğrulamıştı.
Bu karar, Avrupa Birliği’nin yeniden silahlanma programı çerçevesinde alındı. Birlik, bu programla savunma alanında ABD’ye olan bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.
Stratejik rezervler ve kritik ham maddeler
Rotterdam Limanı aynı zamanda stratejik petrol rezervlerinin depolandığı bir merkez olarak da kullanılıyor. Bu bağlamda Simons, Avrupa ülkelerine bakır, lityum ve grafit gibi diğer kritik kaynaklar konusunda da önlem almaları çağrısında bulundu.
AB’nin 8 Temmuz’da tıbbi malzemeler, kritik ham maddeler, enerji ekipmanları, gıda ve suyu kapsayacak bir “stok biriktirme stratejisi” sunması bekleniyor.
Avrupa
AB, Rusya ile olası bir savaşa karşı stratejik rezerv oluşturacak

Avrupa Komisyonu, Rusya ile olası bir savaş da dahil olmak üzere büyük krizlere karşı nadir toprak metallerinden denizaltı kablo tamir takımlarına kadar kritik malzemeler için stratejik rezerv oluşturma planı hazırlıyor. Plan, AB ülkeleri arasında gıda, ilaç ve nükleer yakıt gibi alanlarda da koordinasyon öngörüyor.
Avrupa Komisyonu, Rusya ile olası bir savaş da dahil olmak üzere yaşanabilecek büyük krizlere karşı hazırlık amacıyla stratejik rezervler oluşturma amaçlı plan hazırlıyor.
Financial Times tarafından incelenen taslak belgeye göre, bu rezervler nadir toprak metallerinden denizaltı kablolarının onarımı için gerekli kitlere kadar geniş bir yelpazedeki kritik malzemeleri kapsayacak.
Stoklama stratejisini belirleyen taslak belgede, “AB, askeri çatışmalar da dahil olmak üzere jeopolitik gerilimlerin tırmandığı, iklim değişikliğinin etkilerinin arttığı, çevresel bozulmanın yaşandığı, hibrit ve siber tehditlerin yoğunlaştığı, giderek karmaşıklaşan ve büyüyen bir dizi riskle karşı karşıyadır,” ifadeleri yer alıyor.
Belgede, AB ülkelerinin gıda, ilaç ve hatta nükleer yakıt rezervlerini oluşturma çabalarını koordine etmesi gerektiği vurgulanıyor.
Birlik düzeyinde ise özellikle enerji ve askeri teknoloji için hayati önem taşıyan nadir toprak metalleri ve kalıcı mıknatıslar gibi ürünlerin stoklanması planlanıyor.
Plan kapsamında, Avrupa genelinde “enerji veya optik kablolardaki arızaların hızla giderilmesine yönelik” ürün stokları da oluşturulacak.
Bu altyapının hassasiyeti, özellikle Baltık Denizi’nde doğalgaz boru hatları ve kablolarda meydana gelen hasar vakalarının ardından Avrupalı yetkilileri uzun süredir endişelendiriyordu.
Belgede, artan risklerin “hackerların, siber suçluların ve devlet destekli grupların artan faaliyetlerinden” kaynaklandığı belirtiliyor.
NATO ile ortak depolama ve koordinasyon
Avrupa Komisyonu’nun belgesinde, Batılı askeri yetkililerin tahminlerine göre iki ila beş yıl içinde NATO ülkeleriyle Rusya arasında savaş öngörülüyor.
Bu nedenle AB ülkelerinin “ortak depolama” alanında işbirliği yapması ve kaynak yönetimi ile çift amaçlı altyapı konusunda NATO ile koordinasyonu güçlendirmesi gerektiği kaydediliyor.
Haziran sonunda Lahey’de düzenlenen NATO zirvesinde alınan kararlar çerçevesinde, ittifak üyelerinin savunma harcamaları için ayırdıkları yüzde 3,5’lik GSYİH payına ek olarak, GSYİH’lerinin yüzde 1,5’ini de savunma ve güvenliği sağlamaya yönelik faaliyetlere ayırması gerekecek.
Söz konusu faaliyetler arasında asker sevkiyatı için yolların ve köprülerin hazırlanması, krizlere hazırlıklı olma, siber tehditlerle mücadele gibi konular yer alıyor.
‘Krizlere hazırlık zihniyeti oluşturulmalı’
Geçen yıl AB’nin talebi üzerine Finlandiya’nın eski Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö liderliğindeki bir grup tarafından hazırlanan Avrupa’nın sivil ve askeri hazırlık durumuna ilişkin raporda, güvenliğin “kamu yararı” olarak görülmesi ve krizlere hazırlık zihniyetinin oluşturulması gerektiği belirtilmişti.
Raporda, AB’nin ne Kovid-19 salgınına ne de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesine hazır olmadığı ve “reaktif önlemlerden proaktif hazırlığa” geçmesi gerektiği vurgulanmıştı.
Raporda, Rusya’dan gelebilecek “olası saldırı”, temel tehditlerden biri olarak nitelendirilmişti: “Rusya’dan kaynaklanan savaş tehdidi, Avrupa’nın güvenliğini sorgulatmakta ve bizi bu konuyu hazırlığımızın merkezi bir unsuru olarak görmeye zorlamaktadır.”
Çin’in nadir toprak elementleri ihracat kısıtlamaları Avrupa otomotiv sektörünü vurdu
Avrupa
Rusya yaptırımları Lihtenştayn’ı ‘zombi tröst’ krizine sürükledi

Lihtenştayn, Rusya’ya yönelik yaptırımlar nedeniyle tröst fonu sektöründe büyük bir krizle karşı karşıya kaldı. Yöneticilerin toplu istifasıyla milyarlarca dolarlık 800’e yakın fonun ‘yüzen zombi tröstlere’ dönüşme riski üzerine hükümet, acil bir görev gücü oluşturdu.
Financial Times gazetesinin haberine göre, Lihtenştayn hükümeti, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya karşıtı yaptırımları nedeniyle yöneticisiz kalan tröst fonları sektöründeki krizi durdurmak için acil bir operasyonel görev gücü oluşturdu.
Yaptırımlar yüzünden 800’e yakın kuruluşun “yüzen zombi tröst” statüsünde kalabileceği belirtiliyor.
Yöneticiler toplu halde istifa ediyor
Gazeteye göre kriz, ABD’nin 2024 yılında Ruslarla olası bağlantıları olduğu gerekçesiyle birkaç kuruluşa yaptırım uygulamasının ardından başladı.
Bu gelişme üzerine Lihtenştayn Mali Piyasalar Otoritesi (FMA), mali kuruluşların ikincil yaptırım endişesiyle Rusya’dan olan müşterileriyle ilişkilerini kesmesi gerektiğini duyurdu.
Bu duyurunun ardından tröst fonu yöneticileri toplu halde istifa etmeye başladı.
‘Daha önce böyle bir şey görmedim’
Tröst fonlarıyla çalışan bir hukukçu gazeteye verdiği demeçte, “Milyarlarca dolarlık yüzen zombi tröstlerden bahsediyoruz. Ve henüz bir çözüm yok. Daha önce hiç böyle bir şey görmedim,” ifadelerini kullandı.
Finans merkezi statüsü tehlikede
Haberde, Lihtenştayn’ın tröst fonları krizinden dolayı finans merkezi statüsünü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı.
Ülke, 2022 yılında AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırım paketlerini kabul etmişti.
Buna rağmen ABD, Lihtenştayn ve diğer Avrupa ülkelerini, bireysel olarak yaptırım altında olmasalar bile Rus müşterilerle çalıştıklarının tespit edilmesi halinde ikincil yaptırımlar uygulayabileceği konusunda uyardı.
-
Ortadoğu1 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Dünya Basını2 hafta önce
ABD ve İsrail, UAEA’yı nasıl ele geçirdi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Söyleşi2 hafta önce
E. Koramiral Kadir Sağdıç: ‘Hürmüz’ü kapatmak ABD-İsrail’e yarar’
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’