Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Netanyahu, Trump’ın yemin törenine katılmayacak

Yayınlanma

trump-netanyahu

The Times of Israel’de yer alan habere göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Donald Trump’ın yemin törenine katılmayacak.

İsrailli yetkililer geçen haftalarda Netanyahu’nun Trump’ın 20 Ocak’taki yemin törenine katılmasının beklendiğini söylemişti.

Ancak üst düzey bir yardımcısı bugün Times of Israel’e Netanyahu’nun yemin töreni için Washington’a gitmeyeceğini söyledi.

Trump, Sachs’ın Netanyahu’ya küfür ettiği videoyu paylaştı

Yemin törenine katılmama kararının Trump’ın, Netanyahu’nun eleştirildiği ve küfür edildiği bir videoyu paylaşmasından sonra duyurulması dikkat çekti.

Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social’da, Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya küfürlü ifadeler kullandığı bir video paylaşmıştı. Videoda Sachs, “Netanyahu takıntılı biri, bugün bile İran’la savaşa girmemiz için çabalıyor” ifadelerini kullanıyor.

Ortadoğu

İsrail Refah’taki yardım dağıtım merkezini bombaladı

Yayınlanma

ABD’li özel güvenlik görevlileri, yardım dağıtım merkezinde izdiham oluşturan Filistinlileri dağıtmak için havaya ateş açtı. İsrail’in yardım dağıtım merkezine düzenlediği saldırıda 3 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ve ABD destekli “Gazze İnsani Yardım Vakfı” (GHF) tarafından başlatılan yeni insani yardım dağıtım sistemi ikinci gününde kaosla sonuçlandı. Yardım almak için kilometrelerce yol yürüyen binlerce Filistinlinin Refah’taki dağıtım noktasına akın ettiği sırada yaşanan izdihamda ABD’li özel güvenlik görevlileri havaya ateş açtı.

İsrail ordusunun da Refah’taki yardım dağıtım merkezine gerçekleştirdiği saldırıda 3 Filistinlinin öldüğü, 46 kişinin yaralandığı, 7 kişinin ise kaybolduğu bildirildi. İsrail ordusu ise yaşananları “dağıtım sürecinin bir parçası” olarak niteleyip güvenlik gerekçesiyle yapılan bir müdahale olduğunu savundu.

Yaşananlar, açlıktan ölme riskiyle karşı karşıya kalan sivillerin yardım erişimi için hayatlarını tehlikeye attığını ve dağıtımın planlanmasında ciddi ihmaller olduğunu ortaya koydu.

“Toplama kampı” görüntüleri

Yardım kuyruğunda bekleyenlerin fotoğrafları sosyal medyada hızla yayıldı. Tel örgülerle çevrili bölmede saatlerce bekleyen sivillerin görüntüleri, Nazi toplama kampından alınmış tarihi karelere benzetildi.

The Times of Israel’e konuşan ABD’li bir yetkili, yaşanan kaotik sahneleri “20 dakikalık kısa bir kontrol kaybı” olarak nitelendirerek hafife aldı. Yetkili, “GHF’nin iki günlük faaliyetiyle 462 bin öğün yemek dağıtıldı. Sistem sonuç vermeye başladığında diğer ülkeler de destek verecek” ifadelerini kullandı. Ancak olayın yaşandığı anlara ait görüntülerde İsrail askerlerinin uyarı ateşi açtığı ve halkın panikle kaçtığı anlar net biçimde görülüyor.

Hamas: Şüpheli yardım mekanizmasının başarısızlığı…

Hamas tarafından yapılan açıklamada ise olay, “şüpheli bir yardım mekanizmasının başarısızlığı” olarak nitelendirildi. Açıklamada, dağıtım sisteminin yardım kisvesi altında sivil halkı kontrol altına alma ve onları aşağılama amacı taşıdığı belirtilerek, GHF’nin Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarının rolünü marjinalleştirdiği ifade edildi:

“Binlerce insanımızın açlık baskısı altında, yardım dağıtım mekanizmasının uygulanması için belirlenen merkeze akın etmesi ve ardından kendilerine ateş açılması görüntüleri, sivillerin hayatlarını tehlikeye atan ve Gazze Şeridi’ne yardım kisvesi altında güvenlik kontrolü sağlamak için kullanılan bu şüpheli mekanizmanın başarısızlığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde teyit etmektedir.”

BM yetkilileri de GHF dağıtım sistemine ilişkin sert eleştirilerde bulundu. BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, yardımın dağıtılış şeklini “sadistçe” olarak nitelendirdi. “Bu, ABD ve İsrail’in işlediği bir suçtur” diyen Rajagopal, dağıtımın sivilleri aşağılamak ve işkence etmek için kullanıldığını söyledi.

Gazze aşiretlerinden “açlık mühendisliği” tespiti 

Gazze’deki Aşiret İşleri Yüksek Komitesi Başkanı Husni el-Muğni, ABD ve İsrail’in desteklediği yardım sistemini “açlık mühendisliği” olarak tanımlayarak, “Gazze halkı bu insanlık dışı plan karşısında kaya gibi durmaktadır” dedi. Muğni, uluslararası yardım kuruluşlarının dışlanarak yerlerine güvenlik şirketlerinin getirilmesinin bu kaotik sürecin temel nedeni olduğunu savundu.

Netanyahu: Kıtlık iddiaları uydurma

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise Refah’taki görüntüleri “geçici kontrol kaybı” olduğunu iddia etti. Netanyahu, “Gazze’de kıtlık yoktu, hepsi basının uydurması. Çünkü binlerce sivili gözaltına aldık, onları çıplak halde fotoğrafladık ve hiçbir açlık belirtisi göstermediler, beden egzersizi bile yapmamışlardı”” iddiasında bulundu.

İsrail’in işgal planı: Filistinliler Gazze’nin yüzde 25’ine hapsedilecek

Ancak Batı Şeria’daki Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre sadece son günlerde 29 çocuk ve yaşlı açlık kaynaklı sebeplerle yaşamını yitirdi.

FOX News’te yayımlanan bir haberde de iki yaşındaki Filistinli bir çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye kaldırıldığı belirtildi. CNN ise, yeterli mama ve ilaç bulamayan bir annenin bebeğini kaybettiği trajik vakayı ekrana taşıdı.

GHF tartışmaların odağında 

Gazze İnsani Yardım Vakfı, şubat ayında İsviçre’nin Cenevre kentinde kurulmuş olsa da ABD ve İsrail tarafından doğrudan yönlendirildiği pek çok kaynak tarafından doğrulandı. Vakfın amacı, BM ve UNRWA gibi kuruluşları devre dışı bırakarak yardımların dağıtımını doğrudan kontrol etmek olarak değerlendiriliyor.

Eski GHF İcra Direktörü Jake Wood da yardım sisteminin insani yardım ilkeleriyle bağdaşmadığını belirterek görevinden istifa etmişti. Wood, GHF’nin tarafsızlık, insanlık ve bağımsızlık ilkelerinden uzaklaştığını ifade etmişti.

BM’yi devre dışı bırakan Gazze Yardım Vakfı’nda istifa

Gelişmeler, İsrail’in yardım dağıtım sisteminin insani amaçlar dışında siyasi ve güvenlik hedeflerine hizmet ettiği yönündeki eleştirileri güçlendirdi. Uluslararası kuruluşlar, yardım akışının tarafsız, güvenli ve insani ilkeler doğrultusunda yeniden şekillendirilmesi çağrısında bulundu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

ABD ve İsrail arasında İran gerginliği: Telefonda hararetli tartışma

Yayınlanma

ABD ve İsrail liderlerinin geçen hafta İran konusunda yaptığı telefon görüşmesinde görüş ayrılığı yaşandığı öne sürüldü. Tartışmanın ardından Trump’ın İsrail’e gönderdiği ABD’li bakan, “Başbakandan Trump ile birlikte çalışmasını ve akılcı kararlar alınmasına katkıda bulunmasını istedim” dedi.

Netanyahu ile Trump telefonda karşı karşıya geldi

İsrail basınına göre Başbakan Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Donald Trump, İran’a karşı nasıl bir yol izleneceği konusunda geçen hafta gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde sert bir tartışma yaşadı.

Kanal 12’nin haberine göre, Trump görüşmede Netanyahu’ya “İranlılarla diplomatik bir çözüm istiyorum. İyi bir anlaşma yapma yeteneğime inanıyorum” dedi. Ayrıca her iki tarafın çıkarına olacak bir uzlaşmadan yana olduğunu vurguladı.

Bu haber, daha önce tarafların İran’ın nükleer silah edinmesini önlemek konusunda hemfikir oldukları yönündeki resmi açıklamalarla çelişiyor.

Başbakanlık Ofisi ise Perşembe günkü telefon görüşmesinin ardından yaptığı yazılı açıklamada, iki liderin İran’a nükleer silah kapısını kapatmak gerektiği konusunda mutabık kaldığını bildirmişti.

Trump’ın İsrail’e gönderdiği bakan: Zamanımız kısıtlı

Kanal 12’nin haberinin ardından ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem’in İsrail ziyareti sırasında Fox News’e verdiği bir röportaj dikkat çekti.

Noem, “Başkan Trump beni, müzakerelerin nasıl ilerlediğini konuşmak ve birlikte hareket etmenin önemini vurgulamak üzere gönderdi” dedi.

Trump’a yakınlığıyla bilinen Noem, Netanyahu ile yaptığı görüşmeyi “çok açık ve doğrudan” olarak tanımladı. Röportajda, “Başkan’ın başbakana ilettiği özel mesajı paylaşmam doğru olmaz” diyen Noem, Netanyahu’nun danışmanlarının da görüşme sonrası bu kadar açık bir toplantıyı daha önce yaşamadıklarını söylediğini aktardı. “İsrail’e olan desteğimizi yineledik ancak bu müzakereler de hayati öneme sahip” dedi ve ekledi: “Başkan Trump’ın karar vermesi için çok kısa bir süremiz var; haftalar ya da aylar değil, sadece birkaç gün. Bu süreçte Netanyahu’nun da işbirliği yapması gerektiğini ilettim.”

“Netanyahu’nun ABD’ye ihtiyacı var”

İsrail’in İran’a olası bir saldırı planını askıya alıp almadığı sorulduğunda Noem, “Başkan Trump, İran’ın nükleer silah sahibi olmasını asla kabul etmeyecek” dedi.

Noem şunları kaydetti: “İsrail’in ABD ile paylaştığı istihbarat çok önemli. Başkanımız barış istiyor ama gelecekte nükleer kapasiteye sahip bir İran’ı da kabul etmeyecek. Sadece barış yetmez Başkan, Netanyahu’nun da onunla aynı çizgide olmasını istiyor. İran’ın ve vekil gruplarının İsrail’e yönelik saldırıları göz önüne alındığında, İsraillilerin yaşadığı acıyı anlıyoruz. Ama Netanyahu da biliyor ki Amerika’ya ve Başkan Trump’a ihtiyaç duyuyor. Birlikte daha güçlüyüz ve bu süreç dürüst ve samimi yürütülmeli. İran’ın nükleer silah kapasitesine asla ulaşamayacağı bir gelecek için birlikte çalışmalıyız.”

Netanyahu’nun ofisi, Noem’le yapılan görüşmeye ilişkin yayımladığı açıklamada, bakanın “Başbakana ve İsrail devletine sarsılmaz desteğini” ifade ettiği bildirildi. Ancak İran konusuna yer verilmedi.

Trump: İran’la müzakerelerde ilerleme var

Öte yandan ABD ile İran arasında hafta sonu Roma’da yapılan beşinci tur nükleer müzakerelerde, uranyum zenginleştirme konusu temel kriz başlığı olmaya devam ediyor.

Tahran, barışçıl nükleer program kapsamında düşük seviyeli uranyum zenginleştirmeyi savunurken; Washington, bu faaliyetlerin tamamen durdurulmasını talep ediyor.

Müzakerelerden sonra taraflar temkinli açıklamalar yaparken, Başkan Trump, Morristown Havaalanı’nda gazetecilere iyimser mesajlar verdi. “İran cephesinden iyi haberler alabiliriz. Görüşmeler oldukça iyi gidiyor. Bunun olmasını gerçekten istiyorum. Çünkü bombaların atılmadığı ve insanların ölmediği bir çözüm arzuluyorum” dedi.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail’in işgal planı: Filistinliler Gazze’nin yüzde 25’ine hapsedilecek

Yayınlanma

İsrail’in Gazze’ye yönelik işgal planı ortaya çıktı. Ordu, Gazze’nin yüzde 75’ini 2 ay içinde kontrol altına almayı ve 2,3 milyon Filistinliyi yalnızca yüzde 25’lik bir alana zorla yerleştirmeyi amaçlıyor. Eşzamanlı olarak BM dışlanarak yardım dağıtımı da İsrail kontrolüne geçiriliyor.

İsrail’in işgal planı, İsrail basınında yer alan belgelerle gün yüzüne çıktı. Plana göre, İsrail ordusu 2 ay içinde Gazze’nin’nin yüzde 75’ini işgal etmeyi ve 2,3 milyonluk Filistin nüfusunu yalnızca yüzde 25’lik bir alana zorla yerleştirmeyi hedefliyor. Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, İsrail ve ABD destekli Gazze Yardım Vakfı da Birleşmiş Milletler’i dışlayarak ilk yardım dağıtım merkezini Gazze’nin güneyinde faaliyete geçirdi.

İsrail’den ABD garantörlüğünde ateşkes ve esir takasına ret

İşgal planı: Gazze üç bölgeye parçalanacak

İsrail ordusunun sızdırılan planlarına göre, Filistinliler üç küçük bölgeye hapsedilecek:

-Güneyde Refah-Han Yunus arasında yer alan El-Mevasi kıyı şeridi,

-Orta kesimde Deyr el-Belah ile Nusayrat yakınları,

-Kuzeyde ise Gazze kent merkezinin dar alanları.

Bu plan çerçevesinde, toplamda 365 km² büyüklüğündeki Gazze Şeridi’nin yalnızca yüzde 25’i Filistinlilere “ayrılmış” olacak. Geriye kalan %75’lik bölüm ise askeri kontrol altında olacak ya da “güvenlik gerekçesiyle tahliye” kapsamında boşaltılmış durumda bulunacak.

Birleşmiş Milletler ve yerel kaynaklara göre, hali hazırda Gazze topraklarının yüzde 81’i ya doğrudan işgal edilmiş ya da tahliye emirleriyle fiilen boşaltılmış durumda. Gazze Hükümeti Medya Ofisi ise bu oranın yüzde 77’ye ulaştığını açıkladı.

Gazze’nin güneyinde toplu tahliyeler başladı

İsrail ordusu, 26 Mayıs itibarıyla Gazze’nin güneyinde Han Yunus, Refah, Abasan, el-Karara ve Beni Süheyl gibi yoğun nüfuslu bölgeleri kapsayan geniş alanlar için toplu tahliye emirleri yayımladı. Ordu sözcüsü Avichai Adraee, bu bölgeleri “kırmızı bölge” olarak işaretleyerek sosyal medyada harita paylaştı ve burada yaşayan Filistinlilerin, sahil şeridindeki El-Mevasi’ye gitmesini istedi.

Bu tahliye çağrıları, geniş çaplı bir kara harekâtı ile aynı anda başlatıldı. Kanal 14 muhabiri Hallel Biton Rosen, İsrail ordusunun 98. ve 36. tümenlerine bağlı birliklerin Han Yunus’ta konuşlandığını bildirdi. Operasyonun birkaç hafta süreceği öngörülüyor.

BM’yi devre dışı bırakan Gazze Yardım Vakfı’nda istifa

Yardımda yeni dönem: BM dışarıda, ilk merkez açıldı

İsrail, askerî harekâtın yanı sıra, Gazze’deki insani yardım dağıtımını da kendi kontrolü altına almak için yeni bir model uygulamaya koydu. Refah’ın Tel Sultan Mahallesi’nde ilk yardım dağıtım merkezi açıldı. İsrail ve ABD destekli Gazze Yardım Vakfı (GHF) öncülüğünde başlatılan bu girişim, BM gibi kuruluşları devre dışı bırakmayı hedefliyor.

Önümüzdeki haftalarda üç yeni merkezin daha açılması planlanıyor: ikisi Gazze’nin güneyinde, biri Netzarim koridoru yakınlarında. ABD merkezli özel şirketlerin ve İsrail’le koordinasyon içinde hareket eden kurumların işlettiği bu merkezler, ciddi tartışmalara yol açtı. Vakfın İsrail’le bağlantıları, bağımsızlık ve insani ilkelere uygunluk konularında büyük endişeler doğurdu.

İşgal planı insani yardım sürecini de şekillendiriyor

Bu gelişmelerin ortasında GHF Başkanı Jake Wood, yardım sürecinin insani değerlerden saptığını belirterek görevinden istifa etti. Eski bir ABD Deniz Piyadesi olan Wood, istifa mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Bu yardım planı, insanlık, tarafsızlık, yansızlık ve bağımsızlık ilkelerine sadık kalınarak uygulanamaz. Ben bu ilkelerden ödün veremem.”

Wood’un ayrılışı, yardımın siyasileştiği ve işgal planının insani yardım sürecine doğrudan yön verdiği yönündeki endişeleri daha da artırdı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English