Bizi Takip Edin

Diplomasi

OPEC çöküyor mu?

Yayınlanma

ABD Başkanı Trump’ın petrol üretimindeki kısıtlamaları kaldırması ve Çin’in petrol talebinin azalması, OPEC ve OPEC+’ın geleceği hakkında soru işaretleri yarattı. Uzmanlar, ABD’nin bu hamlesinin petrol fiyatlarını düşürebileceği ve OPEC+’ın piyasa kontrolünü kaybetmesine yol açabileceği konusunda uyarıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın petrol üretimindeki kısıtlamaları kaldırması ve Çin’in petrol talebinin azalması, OPEC ve OPEC+’ın geleceği hakkında soru işaretleri yarattı.

Uzmanlar, ABD’nin bu hamlesinin petrol fiyatlarını düşürebileceği ve OPEC+’ın piyasa kontrolünü kaybetmesine yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Rusya Devlet Başkanlığı Akademisi Ekonomi, Matematik ve Bilgi Teknolojileri Enstitüsü Doçenti Tamara Safonova, İzvestiya gazetesine verdiği demeçte OPEC+’ın son yıllarda küresel petrol arz ve talebini dengelemede etkili olduğunu belirtti.

Safonova, “ABD’nin yeni yönetiminin, petrol üretimini artırarak dünya genelinde petrol fiyatlarını düşüreceği yönündeki açıklamaları daha çok propaganda amaçlı,” dedi.

Safonova’ya göre, ABD’deki petrol üretimi artışı öncelikle iç talebi karşılamayı hedefliyor. 2024 yılı sonunda ABD’nin petrol üretimi günlük 13,3 milyon varil, tüketimi ise 20,4 milyon varil seviyesindeydi. Bu da iç talebi karşılamak için günlük 7,1 milyon varil petrol açığı olduğu anlamına geliyor.

Safonova, “Trump’ın açıkladığı gibi ABD’nin petrol üretimini günlük 3-4 milyon varil artırması kısa vadede mümkün değil. Üstelik, artan tüketim nedeniyle ABD yine de petrol ithal etmeye devam edecek,” diye ekledi.

Trump’ın enerjiye olan ihtiyacın artmasının nedeni ise iç ekonomik politikaları. Safonova, “İlk olarak, kripto para endüstrisine yönelik planları kaçınılmaz olarak elektrik tüketimini artıracak ve yeni enerji santrallerinin kurulmasını gerektirecek. İkinci olarak, Meksika ve Kanada’dan petrol ithalatına yönelik ticaret politikaları etkili olacak. Kanada, ABD’nin hammadde fiyatlarını artıracak misilleme önlemleri üzerinde çalışıyor,” diye konuştu.

Eşitsiz koşullar

Petrol kartelinden ayrılma tartışmaları uzun süredir devam ediyor. Buna rağmen, uzmanların çoğu, üretimi kısmanın ardından pazar payının bir kısmını kaybetmiş olmalarına rağmen, birliğin dağılmasının anlamsız olduğu görüşünde.

Tekface Proje Yöneticisi ve Rusya Petrol ve Gaz Sanayicileri Birliği Sektörler Arası Uzman Analiz Merkezi uzmanı İrina Kezik, “Bu nedenle, 2023 sonunda bazı Afrika ülkeleri, petrol fiyatları varil başına 80 dolar seviyesindeyken üretimi artırıp kar elde etmeyi önererek üretim kesintilerine karşı çıktılar,” dedi.

Kezik’e göre, şu anda pazar payını geri kazanmak için petrol karteli üyelerinin, özellikle fiyat konusunda tavizler vermesi gerekecek.

Kezik, “Bu bağlamda, İktisadi Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov’un 2024 Uluslararası Ekonomi Forumu’ndaki (SPIEF) sözlerini hatırlatmak isterim. Reşetnikov, Rusya’nın petrol üretim vergisini sıfırlamaya hazır olması gerektiğini söylemişti. Bu, hammadde fiyatlarındaki düşüşün bir sonucudur ve tüm piyasa aktörleri için uygun olmayabilir. Özellikle de şeyl petrolü üretimi hiç de ucuz değil,” diye devam etti.

BloombergNEF verilerine göre, 2024 yılında ABD’deki tüm şeyl petrol sahaları için, en pahalıları da dahil olmak üzere, makul bir karlılık sağlamak için gereken petrol fiyatı neredeyse yüzde 50 artarak varil başına 86 dolara yükseldi.

Kezik, “OPEC+ ülkelerindeki üreticiler için bu rakam çok daha düşük. Bu durum, üretimin artırılmasına olanak tanırken, fiyatı OPEC ve OPEC+ üyeleri için uygun bir seviyeye düşürebilir,” ifadesini kullandı.

Kezik, ABD’nin şu anda günlük 13,481 milyon varil ile dünyanın en büyük petrol üreticisi olmasına rağmen, piyasayı kendi petrolüyle dolduramayacağını savundu.

Kezik, “OPEC tahminlerine göre, 2025 yılında petrol talebi günlük 105 milyon varilin üzerinde olacak. Ayrıca, Trump’ın sert politikaları göz önüne alındığında, ABD’nin müttefikleri artmıyor. Kanada buna bir örnek. Ontario eyaletinin muhafazakâr başbakanı Doug Ford, Trump’ın gümrük vergilerine karşılık Kanada’nın ABD’ye enerji sevkiyatını durdurarak Amerikalılar için elektriği erişilemez hale getirmeye hazır olduğunu söyledi,” değerlendirmesini yaptı.

Daha önce de yaşandı

Petrol ve Gaz Teknolojileri Enstitüsü Sanayi Bölümü Başkanı Olga Orlova, OPEC+’ın üretim kesintileri anlaşmasını askıya alma girişiminin Nisan 2020’de de yaşandığını hatırlattı. O dönemde, Brent petrolünün varil fiyatı yaklaşık 20 dolara, Urals petrolünün fiyatı ise 10,5 dolara kadar düşmüştü.

Orlova, “O zamanlar, koronavirüs salgınının yayılmasıyla ilgili haberlerin gölgesinde birliğin üyeleri anlaşmayı uzatmayı başaramadılar ve Suudi Arabistan bir fiyat savaşı başlattı. Piyasa şokla tepki verdi ve etkilerinden kurtulmak çok uzun zaman aldı. Koronavirüs krizi, petrol sektörüne yapılan yatırımları anlamsız hale getiren ve petrol ihraç eden ülkelerin bütçelerinin milyarlarca dolar kaybetmesine neden olan bir enerji kriziyle daha da kötüleşti. Hatasını anlayan OPEC+ üyeleri yeniden koordinasyon sağlamayı kabul ettiler ve durum düzelmeye başladı,” diye açıkladı.

Orlova’ya göre, petrol sektörü için “kara bir yıl” olan 2020’de ABD’den 150 petrol şirketi iflas etti. Orlova, “Bazılarına bütçeden yapılan yardımlar ve şirket birleşmeleri yardımcı oldu, ancak yardım herkese ulaşamadı. Kredi yükümlülüklerini karşılayamayan şirketler iflas etti,” diye konuştu.

Orlova, petrol piyasasının çökmesi durumunda ABD’de yeni petrol kuyularının açılmasının, düşük kârlılık ve hatta zarar nedeniyle ekonomik olmayacağını söyledi. Şeyl petrolü kuyularının her geçen yıl daha pahalı hale gelmesi nedeniyle, jeolojik keşif çalışmaları da yavaşlayacak.

Orlova, “Donald Trump nedense yakın tarihteki bu dersi unutmuş gibi görünüyor. Petrol piyasasının çökmesi durumunda neler olduğunu daha önce gördük. Petrol gelirlerini düşürerek rakip bir ülkeyi (Rusya) dize getirme hedefi, böyle bir politikanın kendi vergi mükelleflerini maruz bıraktığı risklerle karşılaştırıldığında orantısız kalıyor,” diyerek sözlerini tamamladı.

Diplomasi

Trump’tan Merz’e: Kuzey Akım 2’yi ben durdurdum

Yayınlanma

Beyaz Saray’da Alman Şansölyesi Friedrich Merz’i ağırlayan ABD Başkanı Donald Trump, Kuzey Akım 2 boru hattını kendisinin engellediğini öne sürdü.

Projeyi durdurması nedeniyle artık “ölü” olduğunu savunan Trump, Almanya ile Rusya’yı enerji transferi ile birbirine bağlayan bu projeyi engellemesine rağmen kendisini hâlâ “Putin’in dostu” dediklerini söyledi.

Trump devam ederek, önceki yönetimin boru hattını inşa eden şirkete yaptırımları kaldırma kararını kastederek, boru hattını Joe Biden’ın “inşa edilmesine izin verdiğini” ileri sürdü.

Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile iki saat süren bir görüşme yaptığını ve bu görüşmede muhatabına “parkta kavga eden iki çocuk” benzetmesi yaptığını söyledi.

Başkan, “Bazen onların bir süre kavga etmelerine izin vermek daha iyidir,” dedi.

Trump, iki ülke arasında “çok fazla husumet” ve Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında büyük bir nefret olduğu için savaşı durdurmanın zor olduğunu söyledi.

Trump’a Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulayıp uygulamayacağı sorulduğunda, “Anlaşma yapmayacağımız anı, bu durumun durmayacağı anı gördüğümde,” yanıtını verdi.

Başkan, bu konuda bir son tarih olup olmadığı sorusunu ise, “Kafamda var. Durmayacağı anı gördüğümde çok sert davranacağız. Bu her iki ülke için de geçerli olabilir. Tango iki kişiyle yapılır,” diye cevapladı.

O dönemde başkan olsaydı savaşın asla çıkmayacağını söyleyen Trump, Merz’e “Hiç şans yok, sıfır,” dedi.

Trump, “savaşta ölenlerin sayısı”nın haberlerde bildirilenden “çok daha fazla” olduğunu söylerken Merz, “Hepimiz bu korkunç savaşı sona erdirmek için önlemler arıyoruz,” dedi.

“Amerika, bu savaşı sona erdirmek için bir kez daha çok güçlü bir konumda,” diye ekleyen Merz, Ukrayna’yı birlikte desteklemeleri ve Rusya’ya baskı yapmaları gerektiğini söyledi.

Trump, eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel’i ülkesini mültecilere açtığı için eleştirerek, halefine “Bunun olmaması gerektiğini söyledim,” dedi.

Trump, önceki gün açıkladığı 19 ülkeye yönelik kapsamlı seyahat kısıtlamaları hakkında da soru aldı. Trump, Merz’e, Almanya’da mültecilerin karıştığı bir dizi saldırıya atıfta bulunarak, “Kötü insanları ülkemizden uzak tutmak istiyoruz… Tabii ki, sizin de ülkenize kabul edilen bazı kişilerle ilgili küçük bir sorununuz var,” dedi ve Merz, “Evet, var” diye yanıtladı.

Trump devamında, “Bu sizin suçunuz değil… Böyle olmamalıydı. Ona [Merkel’e] böyle olmaması gerektiğini söyledim, ama oldu. Ama bu konuda sizin de kendi zorluklarınız var, bizim de var,” dedi.

Trump, Washington’un yıllardır talep ettiği savunma harcamalarını GSYİH’nin %5’ine çıkarmayı kabul eden Almanya’yı övdü. Bir Alman gazetecinin Berlin’in “savunma konusunda yeterince çaba gösterip göstermediğini” sorması üzerine Trump, “Şu anda savunmaya daha fazla para harcadığınızı biliyorum. Oldukça fazla para. Bu olumlu bir gelişme,” dedi. 

Öte yandan salonda gergin kahkahalar atılmasına neden olacak şekilde Trump, “MacArthur’un bunu olumlu bulup bulmayacağından emin değilim,” diye espri yaptı. Bu sözleriyle, İkinci Dünya Savaşı sonrası silahsızlanma konusuna odaklanan müttefik güçlerin başkomutanı General MacArthur’a atıfta bulundu.

Merz’in Normandiya Çıkarmasının yıl dönümüne (6 Haziran, “D-Day”) atıf yapmasına ve ABD’nin buradaki rolüne atıf yapmasının ardından Trump, bu günün şansölye için “hoş bir gün olmadığını” ileri sürdü.

Merz ise cevaben, “Uzun vadede, Sayın Başkan, bu, ülkemin Nazi diktatörlüğünden kurtuluşuydu,” diye düzeltti.

Merz, Trump’a 1885 yılında Almanya’dan göç eden dedesi Friedrich Trump’ın altın çerçeveli doğum belgesini ve ABD’deki Alman göçmenlerin Almanya’daki ailelerine yazdıkları mektupların derlendiği “Özgürlük Ülkesi’nden Haberler – Alman Göçmenler Evlerine Yazıyor” adlı kitabı hediye etti.

Merz, “Bu, ona ailesini hatırlatması için küçük bir hediye,” dedi. Ayrıca Trump’ı, büyükbabasının doğduğu köyü ziyaret etmek üzere Almanya’ya davet etti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

NATO, Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük silahlanma programını onayladı

Yayınlanma

NATO, Soğuk Savaş döneminden bu yana en kapsamlı silahlanma programını kabul etti. Brüksel’de savunma bakanları tarafından alınan kararla, ittifakın caydırıcılık ve savunma kabiliyetlerinin önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde artırılması hedefleniyor. Program, özellikle uzun menzilli silah sistemleri, hava savunma ve mobil kara kuvvetleri gibi kapasitelere öncelik veriyor.

NATO, Rusya’ya karşı Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük silahlanma programını yürürlüğe koydu. dpa ve AFP haber ajanslarının Brüksel’deki müzakere çevrelerinden edindiği bilgilere göre, program önümüzdeki yıllarda ittifakın caydırıcılık ve savunma kabiliyetlerinin olağanüstü düzeyde artırılmasını öngörüyor.

Uzun menzilli silah sistemleri, hava savunma ve mobil kara kuvvetleri gibi kapasiteler bu programda en üst düzey önceliğe sahip bulunuyor.

Silahlanma programına ilişkin karar, ittifak üyesi ülkelerin savunma bakanlarının Brüksel’de gerçekleştirdiği bir toplantıda alındı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, sabah saatlerinde paketi “tarihi” olarak nitelendirmişti.

Yeni askeri hedefler ve gizlilik politikası

Ayrıntılı olarak bakıldığında, silahlanma programı askeri kabiliyetler için yeni hedef belirtimlerinden oluşuyor.

Bu hedeflerle, her bir müttefikin gelecekte ortak caydırıcılık ve savunmaya ne katkıda bulunması gerektiği kesin bir şekilde tanımlanıyor.

Gerekli kabiliyetler, yeni savunma planları temel alınarak belirlendi. NATO‘yu “Rusya için mümkün olduğunca öngörülemez bir rakip” haline getirmek amacıyla, somut yeni planlama hedefleri “çok gizli” olarak sınıflandırıldı.

Ancak dpa‘nın edindiği bilgilere göre, askeri kabiliyetler için şimdiye kadar geçerli olan hedefler yaklaşık yüzde 30 oranında artırıldı.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius’un açıklamalarına göre, Alman ordusunun (Bundeswehr) yeni NATO hedeflerini karşılayabilmesi için 60 bin ek aktif askere ihtiyacı olacak.

Mevcut açıklar ve artan harcama taahhütleri

Yeni hedeflerin özellikle büyük bir zorluk teşkil etmesinin nedeni, mevcut hedeflere henüz ulaşılamamış olması. Üst düzey askeri yetkililer son olarak yüzde 30’luk bir açıktan bahsetmişti.

Mevcut eksiklikler ve yeni planlama hedefleri, savunma harcamaları için planlanan yeni hedefi de beraberinde getiriyor.

Buna göre, tüm NATO üyelerinin ay sonunda yapılacak zirve toplantısında, gelecekte ulusal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) en az yüzde 3,5’i kadar bir meblağı savunmaya yatırmayı taahhüt etmeleri bekleniyor.

Buna ek olarak, altyapı gibi savunmayla ilgili harcamalar için GSYİH’nın yüzde 1,5’i daha eklenebilir, böylece ABD Başkanı Donald Trump’ın talep ettiği yüzde beşlik orana ulaşılabilir.

Almanya’da ise savunma harcamalarının Alman ekonomik üretimine oranının beş ila yedi yıllık bir süre içinde yılda yüzde 0,2 puan artırılması planlanıyor.

Geçen yılki yüzde 2,1’lik orandan hesaplandığında, 2032 yılına kadar yüzde 3,5’lik bir orana ulaşılabileceği öngörülüyor.

Şansölye Friedrich Merz’e göre, Almanya için her bir yüzdelik puan artışı, mevcut durumda yaklaşık 45 milyar avro ek savunma harcaması anlamına geliyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Pentagon, Ukrayna’ya verilecek dron savar füzelerini Orta Doğu’daki ABD birliklerine yönlendirdi

Yayınlanma

Trump yönetimi, Ukrayna’nın Rus insansız hava araçlarıyla mücadelesinde kullandığı füzelere takılan kritik tapa teknolojisini kendi birliklerine yönlendirdi. Pentagon, bu adımı “savunma bakanı tarafından tespit edilen acil bir sorun” ile gerekçelendirdi.

Donald Trump yönetimi, Ukrayna’nın Rus insansız hava araçlarıyla (İHA) mücadelesinde kullandığı kilit bir teknolojiyi kendi birliklerine yönlendirdi.

The Wall Street Journal‘ın (WSJ) haberine göre, Pentagon’un bu adımı Ukrayna’ya yönelik askeri destekte bir zayıflamaya işaret ederken Kongre’de rahatsızlığa yol açtı.

Ukrayna, daha önce kendisi için satın alınmış olan ve Ukrayna ordusunun Rus İHA’larına karşı kullandığı füzelere takılan tapaları alamayacak.

Bu tapalar, füze İHA’ya yaklaştığında harp başlığını aktive ederek hedefi imha ediyor.

Habere göre, Savunma Bakanı Pete Hegseth, geçen ay yayımladığı iç genelgeyle, bakanlığın komutanlıkların silah ihtiyaçlarını karşılamakla görevli birimine, başlangıçta Ukrayna için tedarik edilmiş olmalarına rağmen tapaların ABD Hava Kuvvetleri’ne verilmesi talimatını verdi.

Geçen hafta ise Pentagon, Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’ne bu tapaların artık Orta Doğu’daki birliklere tahsis edileceğini gizlice bildirdi.

Karar Kongre’de tepkiye yol açtı

Pentagon, bu kararın gerekliliğini “savunma bakanı tarafından tespit edilen acil bir sorun” olarak açıkladı. Ancak bu karar, Kongre’deki Ukrayna destekçileri arasında tepkiye neden oldu.

Destekçiler, Pentagon’un bu adımın Ukrayna savunması üzerindeki etkisini ve ABD Hava Kuvvetleri’nin tapalara olan ihtiyacının ne kadar acil olduğunu açıklamadığını savunuyor.

WSJ‘ye konuşan Demokrat bir senatörün yardımcısı, “Savaşın bu kritik anında Ukrayna’ya bu kadar gerekli bir silahı vermeyi reddetmek akıl almaz. Böyle bir adımın gerekliliğini açıklayamamak ise bunun bir ceza olarak değerlendirilebileceği düşüncesini akla getiriyor,” dedi.

Çarşamba günü Savunma Bakanı Hegseth, Ukrayna’ya askeri yardımı organize etmeyi amaçlayan Ramstein formatındaki toplantıya katılmadı. Bu, Pentagon şefinin savaşın başından bu yana 50 ülkeden oluşan koalisyonun toplantısını ilk kez kaçırması anlamına geliyor.

Ukrayna istihbaratına göre, Rusya şu anda günde 300 insansız hava aracı üretiyor ve mayıs ayında şehirlere ve altyapı tesislerine yönelik yüzlerce İHA kullanılarak gerçekleştirilen hava saldırıları savaşın başından bu yanaki en büyük çaplı saldırılar oldu.

Putin: Kiev terör eylemlerine geçti, müzakereler provokasyonlara gelinmeden sürmeli

Teknoloji hem Ukrayna hem ABD için hayati önemde

Joe Biden yönetiminde eski bir üst düzey Savunma Bakanlığı yetkilisi olan Celeste Wallander, bu teknolojinin şu anda Ukrayna’nın Rus saldırılarına karşı çok katmanlı hava savunması için hayati önem taşıdığını belirtti.

Wallander, “Ancak Amerikan personelini ve Orta Doğu’daki üsleri Husilerin ve muhtemelen İran’ın insansız hava aracı saldırılarından acilen korumak da gerekiyor,” diye ekledi.

Tapaların tedariki Biden yönetimi döneminde organize edilmişti ancak bu ve diğer askeri teçhizatın teslimatlarının bu yıl ve hatta gelecek yıl boyunca yapılması planlanıyordu. Ukrayna, bu tapaları birkaç yıldır alıyordu.

Ukrayna ordusu, bunları lazer güdümlü APKWS sistemiyle donatılmış karadan havaya füzelere takarak yüksek hassasiyetli mühimmata dönüştürüyordu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English