Bizi Takip Edin

Rusya

Güney Koreli şirketler Rusya’ya dönmek istiyor

Yayınlanma

The Korea Times‘ın haberine göre, İtalyan Ariston’un ardından Güney Koreli Hyundai, Samsung ve LG gibi büyük şirketler de Rusya pazarına geri dönmeyi değerlendiriyor. LG Moskova’daki fabrikasını kısmen yeniden faaliyete geçirirken, Hyundai ve Samsung durumu yakından takip ediyor ve savaş sonrası döneme hazırlanıyor. Şirketler, yaptırımların kalkması ve Çinli rakiplerin artan pazar payı gibi belirsizliklere rağmen Rusya pazarının önemini vurguluyor.

The Korea Times‘ın haberine göre, İtalyan Ariston’un ardından Hyundai Motor Group, Samsung Electronics ve LG Electronics gibi Güney Koreli büyük şirketler de Rusya pazarına geri dönmeyi değerlendiriyor.

LG Electronics, şirketin Moskova’daki elektrikli ev aletleri fabrikasının kısmen yeniden faaliyete geçtiğini belirtti.

Şirket, bu adımın Ukrayna’daki savaşın başlangıcından beri atıl durumda olan üretim hatlarının bozulmasını önlemek amacıyla atıldığını ve “fabrikada mevcut olan malzemelerin kullanıldığını” ifade etti. Fabrikada çamaşır makinesi ve buzdolabı üretiliyordu.

LG CEO’su Cho Joo-wan ise 25 Mart’ta yaptığı açıklamada, savaşın devam etmesi nedeniyle şirketin hâlâ “temkinli davrandığını” söyledi.

CEO Cho, “Yaptırımlar [Rusya’ya yönelik] kaldırıldığında faaliyete yeniden başlayabileceğimiz için durumu dikkatle takip ediyoruz,” ifadesini kullandı.

Hyundai Motor Group da durumu takip ediyor ve savaş sonrası Rusya pazarına girme senaryosunu değerlendiriyor.

Şirket, “Henüz karar alınmadı ve şirket durumun gelişimini dikkatle izliyor,” dedi.

The Korea Times‘ın yazdığına göre Hyundai Motor’un iştirakleri Kia, Hyundai Mobis ve Hyundai Steel’in yakın zamanda Rusya’da iş ilanı vermesi, şirketin Rusya pazarına geri dönme “ihtimalinin yüksek” olduğunu gösteriyor.

Hyundai ve Kia, savaş öncesinde ülkede lider otomobil markalarıydı.

Fakat grup, Aralık 2023’te St. Petersburg’daki fabrikasını 10 bin ruble gibi sembolik bir fiyata satarken, iki yıl içinde geri satın alma opsiyonunu da anlaşmaya eklemişti.

Bu nedenle, şirketin Rusya’daki fabrikasının faaliyetlerini yeniden başlatma kararını bu yıl sonuna kadar vermesi gerekiyor.

Samsung Electronics, 2022 yılında Kaluga’daki fabrikasının faaliyetlerini askıya almıştı.

Bu fabrikada yılda 1 milyon adet televizyon, monitör ve çamaşır makinesi üretiliyordu.

Şirket, paralel ithalat yoluyla ülkedeki satış noktalarını desteklemeye devam etti ancak Rusya Federasyonu’nda üretim yapmadı ve savaşın başlamasının ardından bazı üretim hatlarını yerli şirketlere kiraladı.

Şubat ayında Kommersant gazetesi, Samsung’un pazarlama harcamalarının yıl başından bu yana yıllık bazda yüzde 30 arttığını yazmıştı.

Korea Times‘a konuşan adı açıklanmayan bir holding temsilcisi, Rusya’nın Koreli şirketler için hâlâ büyük önem taşıdığını dile getirdi.

Temsilci, savaş sona erdiğinde “işleri yeniden başlatmak için muhtemelen her türlü çabanın gösterileceğini” ifade etti.

Ancak temsilci, Rusya Federasyonu’na yönelik hangi yaptırımların kaldırılabileceğinin ve “Koreli firmaların Çinli şirketlerin genişlettiği pazar payını nasıl geri kazanabileceğinin” henüz belli olmadığını da sözlerine ekledi.

Güney Kore Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, ülkenin Rusya ile ikili ticaret hacmi 2021’de 29,9 milyar dolara ulaşmıştı.

Rusya Federasyonu o dönemde Güney Kore’nin en büyük 12. ihracat pazarı konumundaydı.

İtalyan ev aletleri üreticisi Ariston, geçtiğimiz günlerde Batılı şirketler arasında Rusya’ya geri döneceğini açıklayan ilk şirket olmuştu.

Şirket, Rusya’daki iştiraki Ariston Thermo Rus’un kontrolünü yeniden ele aldığını duyurmuştu.

Ariston, Rusya Federasyonu’ndaki faaliyetlerine mevcut yaptırımlara uyarak devam edeceğini vurguladı.

Rusya

Rusya, Ukrayna ordusuna ait eğitim poligonunu vurdu: 70’ten fazla ölü

Yayınlanma

Rusya ordusu, Ukrayna’nın güneyindeki bir eğitim poligonuna İskender-M füzesiyle saldırı düzenlediğini duyurdu. Ukrayna tarafı saldırıda 3 askerin öldüğünü ve 14 askerin yaralandığını açıklarken, Rusya Savunma Bakanlığı 70’ten fazla Ukrayna askerinin hayatını kaybettiğini iddia etti.

Ukrayna Kara Kuvvetleri, Rusya’nın 22 Haziran Pazar günü Ukrayna ordusuna bağlı mekanize bir tugayın eğitim poligonuna füze saldırısı düzenlediğini bildirdi.

Ukrayna ordusundan yapılan açıklamada, 3 askerin hayatını kaybettiği ve 14 askerin de yaralandığı belirtildi.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan ilk açıklamada, “Hava saldırısı sinyali alındıktan sonra zamanında alınan güvenlik önlemleri sayesinde personel arasında çok sayıda kayıp önlenmiştir. Ancak maalesef ölü ve yaralılarımız var,” ifadeleri kullanıldı.

Ukrayna tarafı, saldırıya uğrayan poligonun tam olarak neresi olduğu konusunda bilgi vermedi. Ancak Kara Kuvvetleri Komutanlığı İletişim Dairesi Başkanı Albay Vitaliy Sarantsev, Ukrayinska Pravda‘ya yaptığı açıklamada, saldırının ülkenin güneyinde askerlerin eğitimi için kullanılan geçici bir alana yönelik olduğunu belirtti.

Sarantsev, saldırının İskender-M füzesiyle gerçekleştirildiğini kaydetti.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, akşam saatlerinde vatandaşlara yaptığı seslenişte bu saldırının türünün ilk örneği olmadığını vurguladı. Zelenskiy, “Tam bir sorumluluk gerekiyor,” diyerek olayın tüm koşulları ve sonuçları hakkında ayrıntılı bir rapor talep etti.

Rusya: 70’ten fazla asker öldürüldü

Rusya Savunma Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, Rus ordusunun Herson Oblastı’ndaki Davıdov Brod bölgesi yakınlarında Ukrayna ordusuna ait bir askeri poligonu vurduğunu duyurdu.

Rus askeri yetkilileri, “Hedefin dikkatli bir şekilde analiz edilmesinin ardından, düşman personelinin en yoğun olduğu anda bir füze saldırısı düzenlenmesine karar verildi,” dedi.

Bakanlık, saldırının İskender-M füze sistemi ve misket bombalı bir mühimmat kullanılarak gerçekleştirildiğini ekledi.

Rusya Savunma Bakanlığı’nın verilerine göre, Ukrayna tarafının kayıpları 70’ten fazla askeri personel oldu.

Açıklamada ayrıca, poligonu koruyan ve Taran tipi bir önleme dronuna sahip hava savunma birliğinin de imha edildiği belirtildi.

Sumi’deki benzer saldırı

Rusya ordusu, 20 Mayıs’ta da Sumi oblastındaki bir atış poligonuna saldırı düzenlemişti. Ukrayna Ulusal Muhafızları’nın verilerine göre bu saldırı sonucunda 6 asker hayatını kaybetmiş, 10’dan fazla asker de yaralanmıştı.

Rusya Savunma Bakanlığı ise “İskender” füze sistemiyle Ukrayna ordusuna bağlı 1. özel kuvvetler tugayının eğitim kampını vurduklarını iddia etmişti.

Bu olayın ardından Ukrayna, idari bir soruşturma başlatıldığını duyurmuştu. Ulusal Muhafızlar, daha önce hava saldırısı tehditlerine karşı personel yığılmasını ve güvenlik ihlallerini önlemek amacıyla eylem algoritmaları geliştirildiğini belirtmişti.

Okumaya Devam Et

Rusya

Medvedev: Bazı ülkeler İran’a nükleer silah vermeye hazır

Yayınlanma

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, ABD’nin İran’daki üç tesise yönelik saldırısını değerlendirdi. Medvedev, barış güvercini olarak gelen Trump’ın ABD için yeni bir savaş başlattığını, İran’ın nükleer programına devam edeceğini ve bu saldırının Tahran’ı daha da güçlendirdiğini belirtti.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, ABD’nin gece saatlerinde İran’daki üç noktaya düzenlediği saldırıların ardından yaptığı açıklamada, “Barış güvercini olarak gelen Trump, ABD için yeni bir savaş başlattı,” ifadelerini kullandı.

Medvedev, ABD’nin bu adımla kendisini kara operasyonu ihtimali de olan yeni bir çatışmanın içine soktuğunu belirtti.

Telegram kanalı üzerinden yaptığı yorumlarda Medvedev, saldırıların sonuçlarını değerlendirerek Washington yönetimini ve İsrail’i sert bir dille eleştirdi.

‘İran nükleer programına devam edecek’

TASS ajansının aktardığına göre Medvedev, ABD’nin gece saldırısıyla neyi başardığını sorgulayarak, “Görünen o ki nükleer döngünün kritik altyapısı ya hiç zarar görmedi ya da önemsiz ölçüde etkilendi,” dedi.

Bu durumun sonuçlarına dikkat çeken Medvedev, “Nükleer materyallerin zenginleştirilmesi ve artık açıkça söylenebilir ki gelecekteki nükleer silah üretimi devam edecektir,” diye yazdı.

ABD’nin İran saldırısına Kongre’den ortak tepki: ‘Anayasaya aykırı’

‘Bazı ülkeler İran’a nükleer silah vermeye hazır’

Rus yetkili, ABD’nin saldırısının ardından bazı ülkelerin Tahran’a nükleer silah vermeye hazır olduğunu iddia etti. Medvedev, “Bir dizi ülke, İran’a doğrudan kendi nükleer mühimmatını tedarik etmeye hazır,” ifadesini kullandı.

Saldırının İran’daki siyasi rejimi zayıflatmak yerine daha da güçlendirmiş olabileceğini vurgulayan Medvedev, şu değerlendirmeyi yaptı:

“İran’ın siyasi rejimi ayakta kaldı ve yüksek bir ihtimalle daha da güçlendi. Halk, kendisine sempati duymayanlar bile, ruhani liderliğin etrafında kenetleniyor.”

Medvedev ayrıca, “Dünyadaki mutlak çoğunluk, İsrail ve ABD’nin eylemlerine karşı,” diyerek uluslararası tepkiye dikkat çekti.

Medvedev, Trump’a yönelik alaycı bir üslupla, “Bu tür başarılarla Trump, Nobel Barış Ödülü’nü göremez, bu adaylığın tüm satılmışlığına rağmen. İyi başlangıç, tebrikler Sayın Başkan!” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.

İranlı diplomat: Amerika ve İsrail’in asıl hedefi İran’ın içeriden çöküşüydü

Okumaya Devam Et

Rusya

Putin: Ukrayna’nın teslim olmasını beklemiyoruz

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Putin, Ukrayna’dan teslimiyet beklemediklerini ancak ‘sahadaki gerçeklerin’ kabul edilmesini istediklerini belirtirken, Rus ekonomisinin rekorlar kırdığını ve yeni hedefler belirlediklerini vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu‘nun (SPIEF) genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Ukrayna’daki durumdan Rusya ekonomisinin geleceğine kadar bir dizi konuda önemli mesajlar verdi.

Putin, Rusya’nın Ukrayna’dan bir teslimiyet beklemediğini ancak “sahadaki gerçeklerin” kabul edilmesinde ısrarcı olduğunu belirtti.

Konuşmasının ardından uluslararası politikaya ilişkin soruları da yanıtlayan Putin, Rus ekonomisinin rekor seviyede düşük işsizlik ve yüksek büyüme rakamlarına ulaştığını ifade etti.

‘Ukrayna’nın teslim olmasını beklemiyoruz’

Vladimir Putin, Rusya’nın Ukrayna’dan teslimiyet talep etmediğini ancak mevcut “sahadaki gerçeklerin” tanınması gerektiğini vurguladı. Ruslar ve Ukraynalıların “tek bir halk” olduğunu savunan Putin, “Bu anlamda bütün Ukrayna bizimdir. Rus askerinin ayağının bastığı her yer bizimdir,” ifadelerini kullandı.

Sumi’yi alma gibi bir görevleri olmadığını ancak bu olasılığı da dışlamadığını belirtti.

Putin ayrıca, Ukrayna’nın Rusya topraklarına “kirli nükleer bomba” atma niyetine dair bir kanıtları olmadığını söyleyerek, “Bu, Kiev rejiminin son hatası olur. Moskova’nın bu durumda yanıtı sert ve feci olur,” dedi.

St. Petersburg Ekonomi Forumu’nun üçüncü gününde neler konuşuldu?

Ekonomide tarihi rekorlar

Putin, Rusya’nın gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) büyüme hızının yüzde 4’ü aşarak gelişmiş ülkeleri geride bıraktığını ve Rusya’nın Avrupa’nın en büyük ekonomisi olduğunu söyledi.

Ham madde gelirlerinin ekonomideki belirleyici rolünün azaldığını ve büyümenin sadece savunma sanayiine bağlı olmadığını vurguladı.

16 Haziran itibarıyla yıllık enflasyonun yüzde 9,6 olduğunu belirten Putin, hükümetin aktif çalışmaları ve Merkez Bankası’nın adımlarının enflasyonun yavaşlamasında rol oynadığını ifade etti.

Devlet Başkanı, ülkenin durgunluk ve resesyona izin vermemesi gerektiğini söyledi.

İşsizliğin yüzde 2,3 ile tarihi rekor seviyeye düştüğünü ve Kuzey Kafkasya bölgelerinde bu oranın yarı yarıya azaldığını belirten Putin, yoksulluğun da yüzde 7,2’ye gerileyerek rekor kırdığını ve hedefin yüzde 5’in altına inmek olduğunu açıkladı.

İş dünyası ve teknolojiye yeni vizyon

Putin, Rus ekonomisinin daha teknolojik hale gelmesi gerektiğini ve rekabetçiliğin yerli teknolojilere dayanması gerektiğini belirtti.

Son iki yılda patent başvuru sayısının yüzde 13 arttığını söyledi. Dijital rublenin kullanımının yaygınlaştırılması çağrısında bulunan Putin, birikmiş milyonlarca ton zararlı atıktan değerli bileşenlerin çıkarılması için projeler başlatılmasını önerdi.

İş dünyasının maliyetlerinin ciddi şekilde azaltılması gerektiğini vurgulayan Putin, “Daha güçlü olmak istiyoruz,” diyerek Rusya’nın 2030 yılına kadar iş yapma kolaylığı açısından en iyi 20 ülke arasına girmesi gerektiğini hedef olarak gösterdi.

Putin ayrıca, savunma ve sivil sanayi şirketleri arasındaki ayrımın kaldırılması gerektiğini belirterek, ordunun en modern ve sahada kendini kanıtlamış teknolojilerle donatılacağını ifade etti.

BRICS’in küresel ekonomideki payı artacak

Uluslararası ilişkilere de değinen Putin, Rusya ve Çin’in yeni bir dünya düzeni kurmadığını, mevcut düzeni şekillendirdiğini söyledi.

BRICS’in küresel ekonomideki payının yüzde 40 olduğunu ve bunun artmaya devam edeceğini “tıbbi bir gerçek” olarak nitelendirdi.

Putin, dünyaya siyasi manipülasyonlardan ve yeni sömürgecilik ilkelerinden arınmış yeni bir kalkınma modeli sunulması gerektiğini belirtti.

İran’daki Buşehr Nükleer Santrali’nde çalışmaların sürdüğünü ve Netanyahu ile Trump’tan buradaki Rus personelin güvenliğine dair güvence aldıklarını aktaran Putin, Rusya’nın İran’ı barışçıl nükleer enerji çalışmalarında her zaman desteklediğini ve bu alandaki haklarını savunduğunu ekledi.

Putin, Domodedovo Havalimanı’na kayyum atanmasının devletleştirmeyle bir ilgisi olmadığını, uzun yıllardır devam eden bir anlaşmazlığın mahkeme kararıyla sonuçlandığını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English